11
Neyseki haftasonuydu. Ders mers yoktu ve dünden sonra bende heves diye bir şey kalmamıştı. Cenk sayesinde. Psikolojimi bozmuştu resmen.
Dilara; "Denizz hadi hazırlan biraz kafa dağıtalım"
Deniz; "nereye?"
Dilara; "game bar diye bir yer açıldı geçen hafta , birileriyle düello yapıyorsun kaybeden shot çekiyor çok manyak bir mekan"
Deniz; "ha kafayı bulup gelelim diyorsun?"
Dilara; "nereden biliyorsun? Belki hiç shot çekmezsin ;)"
Deniz; "neyse tamam hazırlanıyorum sen çık"
Dilara; "tamamdır"
Üzerime bordo tşört giyip alttanda siyah dar kotumu giyip saçlarımı açık bıraktım. Sağ taraftaki saçımı kulağımın arkasına koyup aynada kendime baktım. Hafif pembeli rujumla kesinlikle çok iyi görünüyordum ve en önemlisi hiçte negatif durmuyordum. Dünün aksine.
Dilaranın gelmesiyle deri çeketimi ve çantamı alıp evden çıktım.
"Vay yavrum yine yakıyorsun"
"sende olmasan kim bana böyle iltitaflar edecek" deyip güldüm.
"Her zaman fıstık"
Dilaranın bu hallerine gerçekten güldüm. İyi bir arkadaştı. Merveden çok daha iyi!
Game Bar ' a geldiğimizde arabayı park edip içeriye girdik ve ortam efsaneydi. Dart, bilardo, bardak, langırt gibi oyunlar vardı ve oynamak istemeyenler için bar masaları..
"Oha yalan makinesi mi o?" Deyen dilaranın gösterdiği yere baktım.
"Vay evet! Gelsene oynayalım" dedim.
"Yalan makinesini mi?"
"Evet neden?"
"Sıkıcı ya onu bence erkek arkadaşla falan yapmak gerek tüm kirli donlar çıksın" deyip güldü. Bende güldüm. Haklıydı. Dilarayla ben neden oynayayım ki ? saçma.
Oyunların yanına gidip incelemeye başladık.
Yarım saatin sonunda gözüme yapılı vücudu, erkeksi bakışları ve mükemmel duruşuyla Cenk çarptı. Yanında iki sarışın ve onur vardı. Onuru görünce Cenki hiçe sayarmışım gibi görünmek için yanına gittim.
"Onur naber?"
Arkası dönüktü ben ona seslenince bana döndü. Cenkte hemen oradaydı.
"Oo güzellik iyidir senden?"
"İyi işte kafa dağıtmaca"
"Ne içersin bir şeyler ısmarlayayım sana" demesiyle "gel oyun oynayalım kaybeden shotu çeksin" dedim.
"O zaman sarhoş olmaya hazır ol bebek" demesiyle kaygılandım.
"Dartla mı başlayalım?" Dedim.
"Olur" demesiyle darta geçtik. Cenkin kötü bakışları üzerimdeydi.
Ortaya en yakın atan kazanır atamayan shot çekerdi.
"Ladies first" demesiyle ilk oku ben attım. Ve tabiki efso! En uzak yerdeydi.
"Hadi ama deniz zorla biraz" onurun bunu deyip tam ortadan atmasıyla kaşlarım kalktı.
Shotu getirdiklerinde o oyunu izleyenler bana bakıyordu.
"Bence bu ısınma olsun ya şimdi içmeyeyim" dedim kendimi kurtarmak için.
"Çek çek çek" diye bağırdıklarında gözlerim Cenke kaydı. Barda oturuyordu ve gerçekten umrunda bile değildim.
Shotu kafama diktim ve ıykk suratım şekilden şekile girdi. İğrenç. Beni alkışlamalarıyla yine cenke baktım. Hala umrunda değildim.
Onurla 3. Oyunu da kaybetmiştim ve artık bende kendimi kaybediyor gibiydim. 3 shot fazlaydı.
"Tamam yeter sen kazandın" deyip ellerimi teslim olurcasına kaldırdım ve bardak oyunu oynayan dilaranın yanına gittim.
"Oww işte bu" deyip dilaranın eğlenenen hallerine baktım. En azından birimiz eğleniyorduk.
Gittikçe bulanıklaşan aklımı kaybetmemek için bara geçtim.
"Şey pardon ben bir kahve alabilir miyim?"
"Kahve yok"
"Nasıl yok ya? Kahve istiyorum ben"
Adam kafasını olumsuz sallayıp gittiğinde huysuzca kollarımı göğsümde birleştirdim.
Tam beş dakika sonra adam elinde kahveyle önümde durdu.
"Hani kahve yoktu?"
"cenk beyin emri"
Hemen barın diğer ucunda oturan Cenke baktım. Beni umursamıyor gibi görünüyordu ama umursuyordu. Belliydi. Ama bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı.
Hemen bir hışımla kalkıp yanına gittim.
"Sana meydan okuyorum" dediğimde bana döndü.
"Anlaşılan bugün bayılana kadar sarhoş olmayı planlıyorsun" dedi.
"yalan makinesinde meydan okuyorum cenk bir daha düşün bence kim bayılacak"
Güldü. Gülüşü çok mu güzeldi ne??!
"İyi hadi bakalım" deyip oturduğu yerden kalktı ve hemen dibimde yürüyordu.
"Ya of sıra var galiba" diye söylendim.
"Baylar bayanlar sıra bizde" demesiyle herkes sanki Cenke tapar gibi kalkıp oyunu bize bırakıp izlemek için ayağa kalktılar.
"Önce sen sor o zaman" dedim.
Ordakilerden biri atıldı. "Oyun +18 ama" diye konuştu.
"Sorun yok" deyip cenk ilk sorusunu sordu.
"Benimle yatmak istiyor musun?"
Bu soru karşısında şok olsamda parmağımı makineye koyup cevap verdim.
"Hayır"
Doğru söylemiştim. Makine mavi renkti. Yalan söyleseydim kırmızı olacaktı. Cenkin bakışları nötrleşti bu cevapla. Ne düşündüğünü çözemedim. Sevinmiş miydi üzülmüş müydü?
"Peki sen en son ne zaman biriyle birlikte oldun?" Diye sordum.
Düşündü.
"Dün"
Doğruydu.
"Ne demek dün? Ne saat ne ara?!" diye sordum kendimi tutamayıp.
"Buna cevap veremem sıran geçti" deyip sinsice güldü.
"Biri senden onunla yatmanı istese bana inat olsun diye onunla yatar mısın?"
"Hayır tabiki"
Dıt! Kırmızı ışık yanmıştı makineden.
"Hayır yatmam" dedim ve yine kırmızı ışık yanmıştı.
Gerçekten Cenke inat biriyle yatır mıydım? Tanrım! Kendimi kandırıyorum sanırım.
"Demek öyle" deyip söylendi. Elime shotu verdiklerinde hiç düşünmeden içtim.
"Benim sıram"
"Beni öpmek istiyor musun?"
Cenkin bakışları dudaklarıma kaydı ve cevap verdi.
"Evet"
"Ooo" diye yükselen seslerle yüzümün kızardığına yemin edebilirim. Gerçekten utanmıştım. Bu cevabı beklemiyordum.
"Peki Deniz seni kaç yaşında bozdular?"
Bu soru çok pislikceydi.
"Pas" dedim.
"Hadi ama zor değildi."
"Soru yanlış bence Cenk , bozukmuyum diye sorman gerekirdi ve bilgin olsun hiç kimseyle olmadım" deyip masadan kalktım.
"Oyun bitti"
Son gördüğüm cenkin parlayan gözleriydi. Beni umursadığından emin olsam sevindi derdim.
Dilaranın yanına gidip "Bende şu bardak oyununu oynayacağım" dedim.
"Dene" deyip saçma sapan güldüğünde kafasının iyi olmadığını fark ettim.
"Sen iyi misin?"
"Elbeetttee niyee ?" Hem bağırıyordu hem saçmalıyordu.
"Of be Dilara! Gel şuraya" deyip onu bara oturtturdum. Çok geçmeden iki kişi yanımıza geldi.
"Arkadaşın kötü galiba"
"Sizi ilgilendirmez" dedim.
"Yardımcı olmak istiyoruz hepsi bu"
"İstemez"
Çocuklardan biri dilaraya dokunduğunda onu itip "gidermisiniz? Ben hallediyorum" dedim sert ifademle.
"İyi değil ama ben onu götürürüm evi neredeyese"
"İstemiyoruz kardeşim anlamıyor musun?" Deyip ayağa kalktığımda diğeri bana yaklaştı.
"Kıskanma sanada yer var"
"Ne diyorsun sen be?!" Diye bağırıp adamın göğsüne vurdum.
"Sen amma ateşli çıktın" dediğinde cinlerim tepeme çıktı.
Barın üzerinde ki içkiyi alıp çocuğun üzerine fırlattım.
"Ulan orospu" deyip bana vurmak için elini kaldırmıştı!! Gözlerim irice açıldığında tam o sırada Cenk görüş açıma girdi.
"Orospu anandır yarrak" deyip çocuğu bileğinden tuttuğu gibi çat kolunu kırıp yumruğu tam suratına geçirdi.
Diğer çocuk hiç bir şey demeyip yanımızdan tüğdüğünde gözümden nedensizce bir yaş aktı.az önceki terbiyesiz laflara maruz kaldığım için canım sıkılmışken, cenkin beni koruması dengelerimi alt üst ediyordu.
"İyi misin?"
"Değilim" dedim.
"Dilarayı evine bırakalım" dedi cenk.
Sadece başımı tamam anlamında salladım.
Dilaranın yürüyecek hali yoktu. Bunun üzerine Cenk dilarayı kucağına aldı. Biraz kıskançlık duygusu hissetsemde aldırış etmedim kendime.
Cenkin arabasın geldiğimizde "anahtar cebimde" dedi.
Elimi cebine sokup anahtarı aldım. Tabi o sırada cenkle aramda farklı bir elektriklenme olmuştu. Her zamankinden daha farklı gibi.
Dilarayı arka koltuğa yatırıp direksyona oturdu. Bende yanına oturdum.
"Cenk" dedim.
"Söyle" demesiyle bunu nasıl soracağım diye düşünürken pat diye sordum.
"Dün gerçekten biriyle oldunmu? Yani beni bırakıp hemen kendini başkalarının kollarına mı attın? Ben inanamıyorum"
"Evet" dedi. İfadesizce.
"Tam bir hayal kırıklığısın" dedim ve radyoyu açtım. Cenkle bundan sonra tek kelime dahi konuşmak istemiyordum.
Bir süre sonra radyoyu kapattı ve yandan bana baktı.
"Peki sen neden bana inat biriyle yatmayı düşündün? Yani ben kimim senin için?"
"Hiçsin" dedim.
"Yanlış" dedi ve sözlerine devam etti. "Sen benim için deliriyorsun ve sana yakınlık göstermediğim her an canın yanıyor, sen beni istiyorsun bunu kendine itiraf et Deniz."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro