Başımı Zayn'in göğsüne yaslamış huzurla dinlendirken, kollarımda geziniyordu parmakları.
"Ailenle ne oldu Zayn? Ne öğrendin de gittin? Sadece üvey olduğun için mi?"
Vücudunun gerildiğini hissetmiştim. Bu konuyu konuşmaktan hiç hoşlanmıyordu ama ben merakıma yenik düşmüştüm.
"Bilip ne yapacaksın?"
"Neden onlara bu kadar kızgın olduğunu bilmek istedim sadece."
Babasını, amcasını ve Luke'u sevmiyordu. Bunu bana her fırsatta söylemekten çekinmiyordu.
Sıkıntıyla bir nefes verdi ve vücutlarımızı ayırdı.
"Bana çok kötü şeyler yaşattılar."
"Ne? Luke mu?" dedim şaşkınlıkla.
Luke kimseye kötülük yapmazdı, buna adım kadar eminim.
Bana ters ters bakarken onu böldüğüm için sinirlendiğini anlamıştım. Durumu düzeltmek için tekrar ona yaklaştım ve dudağından öptüm.
"Babamın, yani Yaser'in erkek çocuğu olmadığı için beni gerçek annem ve babamdan ayırıp kendi oğlu olarak büyütmüş."
Şok içinde kalmış, elimi ağzıma kapatırken kanımın donduğunu hissediyordum.
Ne?
Dehşete düşmüş yüzüme bakarken anladın mı şimdi der gibi baktı bana.
"Nasıl yaptılar bunu?"
Bu çok korkunç, üzücü ve aynı zamanda da iğrençti.
Demek Zayn bu yüzden kaçtı..Bunlara dayanamadığı için..Eğer aynı şeyler benim başıma gelseydi ben bunları anlatmaya bile cesaret edemezdim. Ama o tüm bu yaşadığı kötü şeyleri aşmış ve anlatabiliyordu.
Ona destek olma için kollarımı boynuna dolayıp sarıldım.
"Ben çok üzgünüm Zayn."
Saçlarımı oklayıp alnımdan öptü. "Üzülme. Ben artık üzülmüyorum."
"Peki öğrenince ne yaptın? Akrabaların ve amcan nasıl izin verdi?"
Bu asla kabul edilemeyecek bir şeydi. Nasıl bu kadar sakin olabilirdi anlamıyorum.
"Beni gerçek annem ve babamdan ayırdıklara yere gittim, yıllarca aradım ama hiçbir iz bulamadım."
Sesindeki kırgınlık beni yıkmıştı. Neler yaşamış böyle...
Beni kucağına çekti, sırtını yatak başlığına dayadı ve karnına oturmamı sağladı.
"Amcam engel olmaya çalışmış ama bir şey yapamamış. Kimse engel olamadı. O ruh hastası adam beni ailemden ayırdı ve kimse ona dur demedi."
"Zayn.."
"Bu yüzden hiçbirini sevmiyorum. Beni aldıklarında Luke sadece dört yaşındaymış. Hiçbir suçu yok ama yine de ondan nefret ediyorum."
"Hepsinden intikam alacağım."
"Beni korkutuyorsun.." dedim sakallarını severken.
Belimden tutup beni yan çevirdi ve yatakta karşı karşıya durup dirseğini yatağa yasladı.
"İnan bana korkman gereken şey bu değil." dedi çenemi okşarken.
Gülümseyerek bakışlarımı tavana çevirdim.
"Artık gitmem gerekiyor."
Zayn gözlerini devirirken yataktan kalktım.
"Öyle bakma. Masal diyarında yaşamıyoruz. Gerçekler var Zayn."
Küfür ede ede yerinden kalktı ve o da üstünü giyindi.
+++
Sabahtan beri Luke'dan kaçıyordum. Sadece şirkette olduğuma dair kısa bir mesaj atmış ve işime dönmüştüm.
Bundan sonra ne yapacağımı ve Luke'un yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Zayn ile devam edeceksem Luke'dan ayrılacaktım ki bunu söylemek için fırsat yaratmayı düşünüyordum.
Bir şekilde bitecekti. Ama hemen değil. Zayn ile gideceksek eğer bütün işlerimi yoluna koyup öyle gitmelitdik.
Yanımda çalışan bir sürü insan vardı, annem ve babamın bende beklentileri vardı..
Ve beni çok seven bir adam.
Düşündükçe ağlayasım geliyordu. Ben Zayn'i istediğim için onun ayağına kadar gitmiştim. Aradan yıllar geçmişti, onu unutmuştum ben. Ama tekrar karşımda onu görüp, ondan hala beni istediğini duyunca o yılların bir önemi kalmamıştı.
Ben elimi ateşe uzattım, alevin tam ortasına..Bu bir yangın, yanıyorum ama acıyı hissetmiyorum.
Zayn beni gerçekten yakmıştı.
Bilgisayar karşısında belim ağrırken her şeyi bırakıp eve kaçıp uyuma fikri çıkmıyordu aklımdan.
Önümdeki fincandan bir yudum çay içtim ve diğer dosyayı açtım. Ne sıkıcı işlerdi bunlar.
Kapım açıldığında dikkatim dağılmıştı. Luke güler yüzlü bir şekilde yanıma geldi ve öpmek için dudağıma eğildi. Başımı çevirip yanağını öptüğümde bozulduğunu anlamıştım ama belli etmedim.
"Aşkım." Sarılmasına karşılık vermek için ayağa kalktım.
"Seni kaçırıyorum. Yürü." Bileğimi tuttu ve beni arkasından sürüklemeye başladı.
"Çok yorgunsun bugün. Öğle yemeğini dışarda yiyelim."
"Olur." Telefonu alıp çantamın içine koydum ve omuzuma astım.
Koluna girip onunla yürürken bana döndü.
"Akşam bir davete katılmamız gerekiyor."
"Ne daveti Luke? Çok yorgunum ben!"
"Hayatım biliyorum ama babam için çok önemli."
"Sana yorgunum diyorum. Böyle ısrarlardan hoşlanmıyorum biliyorsun."
"İnan bana benim de yeni haberim oldu. Babam aileyi bir araya toplamaya çalışıyor bu yüzden Zayn'i de çağırdı. O da gelecek."
Zayn de mi gelecek?
"İyi tamam. Gelirim."
"Teşekkür ederim hayatım."
+
Maşalı saçlarımı ellerimle karıştırıp daha da kabarttım ve kırmızı rujumu dudaklarıma sürdüm.
Ateş gibiydim.
Luke aşağıda bekliyordu. Çok uzun bir süredir hazırlanmamı bekliyordu bu yüzden kızmaması için çantamı aldım ve aşağı indim.
Luke beni görünce ayağa kalktı ve elimi tuttu.
"Yine çok güzelsin."
"Teşekkür ederim."
Öpmeye yeltendiğimde gülümsedim.
"Makyajım bozulacak. Hadi gidelim artık."
Başını salladı ve birlikte evden çıkıp arabaya bindik.
+
Yuvarlar bir masanın etrafında bütün aile oturuyorduk.
Ben Zayn ve Luke'un ortasındaydım.
Zayn'in gözü sürekli göğüs dekolitem ve bacağımdaki yırtmacın açık bıraktığı yerde gidip geliyordu.
İnsanlar eğleniyor, dans ediyor ve yemek yiyiyorlardı. Biz de Luke ile dans etmiştik. Oturalı uzun zaman olmuştu.
Tabağımdaki çerezleri atıştırırken göz ucuyla Zayn'e baktım. Babasına ve amcasına ölümcül bakışlar atıyordu.
Onlarla aynı masada oturmak gücüne gidiyor olmalı.
Genel şeylerden sohbet ederken Luke birden bire ateşimi yükseltecek bir şey dedi.
"Zayn, hadi yengeni dansa kaldır."
Gülmemeliyim.
Gülmemeliyim.
Gerçekten gülmemeliyim.
Hayır amacı neydi anlamıyorum ki.
Yanaklarımın içini dişlerken Zayn boğazını temizledi ve deri ceketini düzeltti.
"Aslında pek bana göre değil müzik."
Sandalyemi nazikçe geriye ittim ve ayağa kalktım. "Hadi ama mızıkçılık yapma." dedim ve elimi uzattım.
Kısa bir bakış attıktan sonra elimi tuttu ve diğer çiftlerin yanına dans pistine ilerkedik.
Ellerini belime koydu, ben de omuzlarına ellerimi koyup yavaş yavaş sallanmaya başladık.
"O adamın yanında durmana tahammül edemiyordum."
"Sus Zayn."
Etimi sıktığında sinirle kaşlarımı çattım.
"Ne yapıyorsun ya?"
"Manzarayı izliyorum." dedi kaşlarıyla göğüslerimi göstererek.
"Bakıp durma. Biri anlayacak."
"Ah Dakota. Yanlış yoldayım ama yol nasıl güzel, bir bilsen."
Gülümsedim.
"En kısa zamanda ayrılacağım Luke'dan. Fırsatını bulduğum an nişanı atacağım ama beni sakın sıkıştırma ve zora sokacak bir şey yapma. Tamam mı?"
"Sen nasıl istersen, yengeciğim."
***
Dakota;
zaddy;
👅🔥💦💦
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro