Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ALINTI :))


ALINTI 1

"Zeynep! Beni çıldırtmaktan vazgeç artık! Geri zekalı kuzenimin aptallığını, ben neden çekiyorum ki?!"

Barış, çıldırmanın eşiğindeydi. Bir adım daha atsa dönülmez bir yola girecek kan davasını başlatacaktı. Zeynep ise halinden hiç taviz vermeden, uzun kara saçlarını ağır bir triple savurdu.

"Çok konuşma Barış! O aptal kuzenin kardeşimi üzmeden önce düşünecekti bunları! Kız üç gündür yemeden içmeden kesildi!"

Barış, acı bir şekilde yutkundu. "Bende senden kesildim! Kızım sütten kesilen bebeler gibiyim bak! Her dakka.."

"Barış!" Zeynep adamın lafını keserek çemkirince genç adam içinden bi küfür savurarak yerine sindi!

"Ulan Fırat'ın bok yemesinin cezasını benden kesiyorsun. Bak bu büyük haksızlık! Sanık ben değilim ki davacı oluyorsun benden! Valla kırılıyorum! Hem sen beni özlemedin mi? Bak üç gündür bütün nimetlerimden mahrumsun!"

Genç adam son bir gayretle, yağmur altında kalan sevimli kedi görüntüsüyle bir umut kıza baktı. Fakat kızın gözlerinden boşa kürek çektiğini anlamıştı. Zeynep zorla bu oyuna kanmamaya çalıştı. Az daha diren dedi kalbine! Söz verdin bir kere! Cezalarını çekecekler diye telkin etti Barış diye bağıran kalbini!

"Ben çıkıyorum! Kuzeninin kırdığı kardeşimi biraz dolaştıracağım! Kalan işleri sen yaparsın değil mi? Yaparsın tabi, hatta yapacaksın! Niye soruyorsam? O kuzenine de söyle kapımıza bir daha gelirse yemin ederim polisi ararım!"

Barış içine neyin kaçtığının adını koyamadığı yârinin ardından uzunca baktı. Postayı koyup gitmişti. Bu kız yüreğin alasını yemişti de kendisinin haberi mi yoktu? Ayrıca kendisinin suçu neydi ki? Kızın gidişinin ardından, yumruk yaptığı eli masaya inmek üzereyken durdu.

"Boşa gitmesin, bari bir işe yarasın!"

*************** ***************

"Ah!! Noluyo lan delirdin mi? Ne vuruyorsun bebek suratıma!"

O sinirle holdingi basan Barış, ziyan etmediği yumruğunu asıl sahibine ulaştırmanın keyfini yaşıyordu. Fırat ise, toplantının orta yerinde sert bir rüzgar gibi içeri girip kendisine patlayan yumrukla nereden geldiğini şaşırmıştı.

"Lan mal herif! Senin yüzünden karısı tarafından evden atılmış adamın kaderini yaşıyorum! Kendini affettiremedin mi hala?"

Olaya seyirci olarak kalan babalar, sinsice gülerek birbirlerine baktı. Ahmet, oğluna "Barış!" diye seslenince genç adam hışımla babasına döndü.

"Karışmayın baba! Amca bu akılsız oğlun yüzünden aşk hayatıma üç gündür yayın yasağı yedim!"

Adamlar Barışın ağlak haline bıyık altından gülerken, Barış düştüğü hallere neredeyse ciddi anlamda ağlayacaktı! Onur, bir oğluna baktı bir yeğenine.. Asıl gerçeği ikisi de bilse kalpten gideceklerdi haberleri yoktu!

"Oğlum sen affettiremedin mi kendini?" Onur cebine soktuğu elleriyle masumca oğluna baktı. Zavallı oğlu aynı kendi kaderini yaşıyordu. Fırat ise babasının sorusuna üzgünce başını salladı.

"Yok baba! Ağzına kilit vurmuş gibi! Ne dediysem ne yaptıysam bana mısın demedi. Baksana Zeynep hanımda öyleymiş. Örgütlenmiş gibiler yemin ederim!"

Fırat, ağzından çıkan cümleyle biran yumruk yemiş gibi oldu. Tabi ya! Neden aklına gelmemişti ki! Babası ve amcası sinsice kendisine ha gayret bulacaksın gözleriyle bakarken sessizce "Örgüt! Örgütledi! Örgütlendi! Örgütlendiler!" diye mırıldandı.

"Attığım yumruk kalan aklını da alıp götürdü!"

Barış anlamsızca kuzeninin tepkisini anlamaya çalışıyordu. Fırat gözlerindeki şaşkınlıkla "Lan annemler, örgütlemiş olmasın kızları!?" diye sorduğunda Barış yok artık dercesine ellerini havaya kaldırdı.

"Benim oğlum çok akıllı!" Onur, zafer kazanmışçasına Ahmet'e baktığında, adam acıyarak oğluna içli bir bakış atıp kafasını salladı..

"Benim oğlumda, kurunun yanında yanan yaş kaderini yaşayan zavallı!"

********** ************** *******

Cefade oturan Gülsüm ve Sevim kahvelerini içerken, salına salına gelen kızlar iki bayanın yanındaki yerlerini almışlardı.

İstifini bozmayan kaynana Gülsüm, "Durum talimatı istiyorum!" dedi.

"Gülsüm teyze, fazla mı abartıyoruz. Sonuçta oğlun yani. Üç gecedir kapımda uyuyor!"

Zehra dayanma gücünün son sınırındaydı. Nereden de kabul etmişti ki bu adam etme oyununu? Fırat ilk gönlünü almaya geldiğinde aslında içindeki kızgınlık zaten yok olmuştu. Bu adama karşı gardını hiç koruyamıyordu ki şimdi korusundu! 3 gündür adamın boynuna atlamamak için zor duruyordu. Aslında Zeynep'te öyleydi. Barış ile aynı yerde çalışıp ondan uzak durmak ciddi anlamda eziyet oluyordu.

Gülsüm Sevime bir bakış atıp, ürkek ceylan gelinine döndü. Onu kendi gibi cin göz yapmak için kolları sıvamıştı. Böyle saf yürekli halleriyle daha çok üzülürdü. Oğlu da aynı babasına çekmişti. Bir özgüvenler bir kıskançlıklar dayılanmalar falan ama Gülsüm yemezdi bunları. Zamanında kocasını nasıl yola soktuysa oğlunu da sokacaktı. Bu durumda Barış'ı da yakmıştı ama olsundu! Oturduğu yerde dikleşerek kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Benim oğlum babasından talimlidir. Az uyumadı kapılarımda. Acımak yok, yola devam!"

ALINTI 2

"Demirhan? Kayınço? Ses ver! Deneme ses kontrol!"

Demirhan elinde telefon, olduğu yerde hareket etmeden duruyordu. Nefes bile aldığı aşikardı. Giray dostunun aniden taş kesilmesine, Allah tarafından kendisine atılan yumruğun geri cevabı olarak çarpıldığını falan sansa da korkuyla yerinden kalktı.

"Tövbe bismillah! Noluyo lan?"

Demirin elinde sıktığı telefondan hala sesler geliyordu. Giray, telefonu zorla elinden alıp kulağına götürdü. Cihanın "Demir? Lan cevap versene! Acil durum diyorum! " sesini duyunca hemen kendisi cevap verdi.

"Aradığınız kişi, yüce Rabbim tarafından taş kesilmiştir! Lütfen sonra tekrar arayınız!"

Cihan "Ya Sabır!" çekerken Giray hala Demirin gözlerinin önünde el kol hareketleri yapıyordu. Parmaklarını şaklatsa da hala tepki alamıyordu. Bu durum pek hayra alamet değildi. Acaba suni tenefüs yapsa kendine gelir miydi?

Gözlerinin önüne gelen sahneyle irkildi. Korkuyla geri kaçtı ve merakla telefondaki adama seslendi!

"Kayınçomun kayınçosu! Acaba bu herife ne dedin? Ateşlerim seni falan mı?"

Cihan, gayet sakin ve kendisine ters düşen en masum sesiyle cevap verdi. "Evleniyorsun dedim!"

Giray "Neaaaaaa?" diye hökürdüğünde ikinci inme vakası da, Girayı bulmuştu!

ALINTI 3

Melih, akşam annesiyle konuşmasının ardından ne yapacağına karar vermişti. Bütün bilgiler Berdanın abisi olduğunu gösterse de kesinliğinden emin olmak istiyordu. Hayatına bir iki ay sonra evli bir adam olarak devam edecekti ve aklında hiçbir şüphe kalsın istemiyordu. Daha doğduğu gün başına neler geldiğini, hayatının nasıl değiştiğini, kaderinin ona oynadığı oyunu fazlasıyla merak ediyordu. Bahçedeki karşılaşmalarının ardından bir iki defa daha galeriye gitmeye karar verse de bir türlü adamın karşısına çıkmaya cesaret edememişti. İçindeki duygu selinde boğulup gidecekti. Abisi vardı! Ufacık bir yeğeni vardı! Amcaydı!

Aklına gelen ufaklığın görüntüsüyle yüzünde bir gülümseme peydah oldu. Nasılda masumdu. İnşallah dedi içinden yalvarırcasına..

"İnşallah kanımdan biridir.."

Aldığı kararla telefonundan aradığı ismin üzerinde birkaç saniye bekledikten sonra vazgeçmeden arama tuşuna basarak beklemeye başladı. Kısa bir bekleyişin ardından duyduğu sert ses tonuyla ağzını açıp konuşamadı. Karşı taraf ikinci kere "Kimsin?" diye sorarken, son bir gayretle dudakları aralandı.

"Benim, Melih!"

🤗🤗Pazar gelmedi ama ben geldim :))❤
Minik alıntıları bırakıp gidiyorum.. Minik dediğim alıntıda 1000 kelime hani :p 😎

Arada yine alıntı bırakıp kaçabilirim belli olmaz. Siz beklemede kalın :)

Kendinize iyi bakın..

Seviliyorsunuz..❤❤

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro