
1.Bölüm: "Seni kaybettim"
Hepinize iyi geceler.
Görüşmeyeli nasılsınız? Umarım keyfiniz yerinde, gülüşünüz dudaklarınızdadır.
Kolejdeki Serseri'nin devam kitabı olan Serseri'ye başlıyoruz. Yorumlarınızı, desteklerinizi bekliyorum.
Buraya yüz defa da dinlesem hiç bıkmam dediğiniz bir parçayı bırakınız.
Sınır: 900 beğeni, 1000 yorum
Ve başlıyoruz.
Bölümü multimedia ki şarkıyla birlikte okuyunuz.
İyi okumalar.
2.Sezon 1.Bölüm: "Seni kaybettim"
~
Tik..
Tak..
Tik..
Tak..
Beynimin içinde öten bir saat, bedenimin içinde ölü bir ruh vardı.
Tik..
Tak..
Öten telsiz sesleri, birbirine derdini anlatmaya çalışan insanlar, kızanlar, bağıranlar ve kocaman koridorun bir köşesinde tekli bir koltukta oturan ben..
Ellerimi başımın arasına alıp, ileri - geri sallanmaya başladım. Sesim boğazımdan çıkmıyor, düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim.
Kötü bir kabusun ortasındaydım. Birazdan uyanacaktım ve her şey eskisi gibi olacaktı. İlk başta korkacak belki ağlayacaktım ama her şey eskisi gibi olacaktı. Gözlerimi kapatıp, yeniden açtım.
Her şey aynıydı.
Ben yine bir polis karakolunun kıyısında kalmış bir bankta tek başıma oturuyordum. Gözlerimin önünde alevlerin içinde yanan araba vardı. Sonra Ateş'in yüzü, çaresizliği, yaraları, ağlayışı, beni bırakıp gidişi, o hali...
Gözlerimin önünden bir türlü gitmiyordu.
Asrın neredeydi, bilmiyordum bile. En son yanımdaydı beni tutuyordu. Alevlerin arasına koşmamam için beni tutuyordu. Sonra benim haykırışlarım, bağırışlarım, kendimi yırtarcasına ağlayışlarım, siren sesleri, itfaiye ve polisler..
Tabii bir de ardımda bıraktığım serserim..
"Ada," Kulağıma sesler doluyordu ama cevap verecek kadar takatim yoktu.
"Ada, kalk hadi." Yanıma ne zaman geldiğini bile bilmediğim Asrın'dı seslenen. Başım ellerimin arasında sallanmaya devam ettim. Konuşmak istemiyordum. Nefes almak bile istemiyordum.
Serserimsiz nefes alamıyordum ki zaten.
"Hadi gel elini yüzünü yıkayalım." Asrın kolumdan tuttuğunda, hızlıca geri çektim kollarımı.
"Dokunma!"
"Ada lütfen kalk." Yeniden kollarıma uzanacağını hissettiğimde tüm gücümle, avazım çıktığı kadar bağırdım.
"Dokunma diyorum sana dokunma!"
"Tamam bak dokunmuyorum." dediğinde hafifçe geriye doğru çekilmişti.
"Her şey senin yüzünden oldu." diye mırıldandım. Ayağa doğru kalkmaya çalıştım. Asrın'ın bana doğru yaklaştığını hissettiğimde, elimi kaldırarak onu durdurmaya çalıştım.
Dokunmasını istemiyordum bana. Bana artık kimsenin dokunmasını istemiyordum. Bir serserimi istiyordum o kadar.
Duvardan destek alarak, kendimi ayakta tutmaya çalıştım. Gözlerimi kapatıp, açtım. Görüşüm düzeldiğinde, düşünceler yeniden beynime istila etmeye başladı.
"Her şey senin yüzünden oldu."
"Ada."
"Kes sesini," diye bağırdım. "Kapa o lanet çeneni. Her şey senin yüzünden oldu. İzin verseydin ya bana, tutmasaydın ya beni, gitseydim Ateş'in yanına. Çıkarsaydım onu oradan, alsaydım alevlerin arasından serserimi. Ama yapamadım. Çıkaramadım serserimi oradan. Bıraktım alevlerin arasında bir başına," Gözümden akmakta olan yaşları elimin tersiyle kaba bir şekilde sildim. "Şimdi nerede benim sevdiğim? Niye yanımda değil? Niye kaldı orada? Çok acımıştır canı, çok. Niye benimle değil? Niye bırakmadın beni? Bıraksaydın da gitseydim ya yanına?" Ellerimi duvardan çekip, az önce kalktığım yere bedenimi bıraktım. Bu benim pes edişimdi.
"Bırakamazdım seni Ada. Tutmam gerekiyordu seni." Asrın yere doğru çöküp, duvara yaslandığında, elleriyle akan gözyaşlarını sildi.
"Niye Asrın? Bıraksaydın da girseydim ya? Alsaydım Ateş'i?" diye bağırdım. Belki bir ihtimal küçükte olsa bir ihtimal alabilirdik Ateş'i.
"Çünkü sen benim kardeşimin canısın. Sevdiğisin tamam mı? Benim kardeşim bana 'niye Ada'yı tutmadın? Onu niye ölümlere yolladın?' diye sorduğunda ne diyeceğim ben?"
"O öldü aptal." diye bağırdım. "O öldü tamam mı? Öldü. Kaybettim ben onu tamam mı? O yok tamam mı?" Gözlerimi kapatıp, açtım. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. "Bak ben nefes alamıyorum tamam mı? Nefes alamıyorum, düşünemiyorum. O benim kalbim.. Nefesim.. Aklım.." Başımı arkaya doğru yaslayıp, gözlerimi kapattım.
"Bundan öncesinde yani her şey iyiyken, normalken, bizken insan fark edemiyor. Bu kadar içime işlediğini fark edememiştim, böyle en içime doğru işlemiş. Yavru panda diyişleri, böyle çiğköfte alıp gelişleri, beni sinir edişleri, kedi - köpek gibi didişmelerimiz o kadar işlemiş ki bana.." Kısa bir an durup devam ettim. "Hani böyle egolu halleri var ya kendini beğenmiş beğenmiş konuşmaları onları bile özledim." Titrek bir nefes alıp, verdim. "Biliyor musun?" diye fısıldadım. Asrın cevap vermeyince devam ettim.
"Ben ona hiç seni seviyorum demedim." Gözümden akan yaşlarla beraber devam ettim. "İyi ki varsın dedim hep ama şimdi yok. Ona onu sevdiğimi hiç söyleyemedim ki.. Doya doya yaşayamadık biz, ben Ateş için hiçbir şey yapmadım." Ağzımdan çıkan cümleler bir bir suratıma doğru çarptı.
Ben Ateş için hiçbir şey yapmamıştım.
Hep kendimi düşünmüştüm. En ufak şeylerden trip atmış, çocukça davranmıştım.
Ateş'in bir derdi olup olmadığı, nasıl bir hayatı olduğu aklıma bile gelmemişti. Her gülen, eğlenen insan mutlu değildi ki..
Ateş'te mutlu değildi işte..
Hıçkırarak ağlamaya başladığımda, ellerimi de yüzüme doğru kapattım.
Çıkıp gelseydi şimdi? Sarılsaydım sıkıca ona? Çekseydim kokusunu içime? Hiç bırakmayacakmış gibi..
"Ada, Ada!" Ellerim yüzümden çekildiğinde, yerimde çırpınmaya başladım.
"Ada bana bak! Sakin ol Ada!" Asrın'ın sesi kulağıma doluyordu ama sesine tepki veremiyordum.
"Benim yüzümden." Boğazımdan kopan kendime bir haykırışımdı. Kendime yakarmamdı.
"Ada!" Yanağımda yüksekten bir ses patladığında, elimi yanağıma götürdüm. Elim yanağımda öylece kalakalmıştı.
"Sakin ol tamam mı?" Şimdi her şey netti. Sesleri duyabiliyor, algılayabiliyordum.
Ve bir ses daha işitti kulaklarım.
"Arabada cansız bir bedene rastladık komiserim."
Durdu zaman.. Bitti her şey.. Acı hissedilir bir boyutta başladı ruhumda dolanmaya..
Beni mutlu eden gülüşün vardı sevgilim. İçimi ısıtan gülüşün. Sonra güldüğünde yanağında çıkan çukurların vardı. Öpme isteği uyandıran çukurların sevgilim. Bir kez öpebilseydim ya? Güzel bakan kara gözlerin vardı sevgilim. Hep baksaydın ya bana? Beni sarıp sarmalayan bedenin vardı sevgilim. Şimdi nerede bedenin? Ateşlerin arasında, alevlerin ortasında..
Nereden gülüşün?
Gözlerin?
Şimdi yoksun, bir başımayım ben.
Kaybettim seni..
Bitti hikâyemiz.
~
Ciddi ciddi başladık. Final bölümümüzü yayınladığımdan beri o kadar çok mesaj aldım ki.. Ben de bir an önce başlamak istedim. Herkes bu duruma çok şaşırdı. Bu kadar erken bir başlangıç kimse beklemiyordu. Ama ben fazla merakta bekletmeyi seven birisi değilim. Sizleri anlayabiliyorum çünkü. Hazır başındayken belirtmek istiyorum ki ilk bölümlerimiz çok uzun gelmeyecek.. Hem benim sınav durumum hem de kurgunun gidişatı açısından böyle olması gerekiyor. Bir bölüm günü vermeyeceğim. Ne zamana tamamlarsam hemen atacağım.
Tek isteğim destekleriniz. Yapacağınız yorumlarınız. Desteklerinizi, yorumlarınızı, düşüncelerinizi esirgemeyeceğinizi umuyorum.
~ Bölümü tek bir emojiyle anlatın desem bu ne olurdu?
~ Bundan sonraki bölümler için tahminleriniz neler? Sizce neler olur?
~ Ada'nın, Asrın'a yüklenmesini haklı buluyor musunuz?
Ve kapak yapan birisi bana ulaşabilir mi?
Sınır: 900 beğeni, 1000 yorum
İnstagram: mavininhikayeleri
Çokça seviliyorsunuz.
Mavi kalpler.
💙
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro