Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1. BÖLÜM

-DÜZENLENDİ-

Başladığınız tarih ve saati buraya yazınız.

~Keyifli Okumalar~

Bölüm 1- "Seninle Evleneceğim Ben!"

Zeynep askıdan çıkarttığı kırmızı tüllü elbiseyi özenle yatağın üstüne koydu. Arkasında heyecanla bekleyen kızına dönerek gülümsedi.

"Hadi gel bakalım. İlk olarak seni hazırlayalım." Rengin, minik adımlarla annesinin yanına yaklaştı.

Kızının üzerindeki kıyafetleri çıkartarak, kırmızı elbiseyi giydirdi. Kısa sürede saçını da balerin Topuz'u yaparak hazırlığını bitirmiş oldu. "Büyüyünce çok güzel bir genç kız olacaksın." Başına şefkatli bir öpücük bırakarak Rengin'i aynaya bakması için arkasını döndürdü. Rengin, elbisesine hayran gözlerle baktı.

Bu sırada Zeynep'te hazırlanmaya başlamıştı. Üzerine kızıyla aynı renk ve aynı model olan elbiseyi giydi. Hafif bir makyaj yaparak saçlarının omuzlarından dökülmesine izin verdi.

Anne-kız aynanın karşısına geçerek nasıl gözüktüklerini baktılar. "Baban gitmekten vazgeçmeden önce aşağı insek iyi olacak güzel kızım."

"Evet, anne. Babam beklemekten hiç hoşlanmıyor." Kızının bildik bildik konulmasına ufak bir kahkaha attı. İkisi de bir süre gülüştükten sonra kapıdan gelen sesle kısa bir sessizlik yaşadılar.

"Birileri benim hakkında dedikodu yapmış diye duydum."
Tüm çekiciliğiyle kapıda duruyordu, Erdem.

"Hııı! Anne yakalandık görüyor musun? Daha sessiz olmalıydık."
Zeynep ve Erdem birbirine bakarak güldüler. Kızlarının bu bildik hallerine bayılıyorlardı.

"Bundan sonraki dedikodularımızda daha sessiz oluruz, anneciğim."

Rengin aşağıya kedisinin yanına indi. Gitmeden önce onu sevmeden olmazdı. Düğün Zeynep'in kuzeninin düğünüydü. Erken gitmeleri iyi olacaktı ama Zeynep ve Rengin hızlı hazırlanamadıkları için geç kalacak gibi duruyordu.

"Sizin bu güzelliğiniz yüzünden başım dertte aşkım." Erdem karısının beline ellerini koyarak kendine yaklaştırdı. 

"Bizden bu kadar şikayetçi olduğunu bilmiyordum." Ellerini kocasının ensesine koyarak oradaki saçlarla oynadı.

"Şikayetçi değilim. Sadece sizi çok seviyorum."

**

Rengin Cesarla -kedisi-  oynarken babası aşağı inmişti.

Rengin onlar gelene kadar aklında bir sürü soru oluşmuş ve bunları babasına sormak için sabırsızlanıyordu.

Erdem tekli koltuğa oturdu ve karısının hazırlığının bitmesini beklemeye başladı.

Karısıyla severek evlenmişlerdi. Ailelerinin başta rızası olmasa da bir yolunu bulup birbirlerine kavuşmuşlardı. Evliliğe ilk adım attıklarında ne kadar toysalar kızlarının doğumundan sonra her şey bir üst seviyeye atlamıştı. Çocuklarının olmasını çok istiyorlardı. Hele ki bir kızlarının. Erdem ilk kez çocuklarının kız olduğunu öğrendiğinde havalara uçmuştu. Niye uçmasındı ki. Bir hayali gerçek olmuştu.

"Babacığım?" Kızının sesiyle düşüncelerinden ayrıldı. "Efendim güzel kızım."

"Ben ne zaman düğün yapacağım?" deyince Erdem bir anda irkildi. Kızından böyle bir soruyu beklemiyordu.

"Ne düğünü? Ne diyorsun babacığım sen?" Sesi biraz sert çıkmış olmalı ki Rengin irkilmişti.

"Niye? Ben düğün yapmayacak mıyım? Hem düğün için ne gerekli?" Gözlerini açıp babasından cevap beklemişti. Erdem başını yukarı kaldırıp sabır dilercesine baktı. Kızını başka ellere vermekten Allah var korkuyordu.

"Güzel kızım benim. Bunları büyüyünce konuşalım tamam mı? Hem düğün için bir damada gerek var meleğim." Küçük kız kafasını tamam anlamında sallayıp kafasını başka bir yere çevirdi. Ki aklına gelen şeyi hemen babasına söyledi. "O zaman ben hemen büyüyeyim." Küçük kız bugün babasına -Allah korusun- kalp krizi geçirtecekti. Genç adam belli belirsiz başını salladı "Evet kızım, evet."

Rengin tam başka bir şey daha soracaktı ki kendilerine seslenen annesini görünce susmak zorunda kaldı.

"Hazırım, artık çıkabiliriz."

Erdem eşini beğeniyle süzerek ona imalı bir bakış attı. Zeynep hemen bu bakışı anlayarak bakışlarını kaçırdı ve kızaran yanaklarını saklamak zorunda kaldı. Erdem karısının bu hallerine bayılıyordu.

**

Arabaya yerleştiler. Yaklaşık yarım saat süren araba yolculuğunun ardından düğünün yapılacağı yere gelmişlerdi. Arabadan indiklerinde Erdem Rengin'in ve Zeynep'in elini tutarak içeri girdi. Kapıda onları karşılayan akrabalarını görünce hepsiyle teker teker selamlaştılar. Hepsiyle görüştükten sonra Zeynep'in ailesinin masasına kendilerine ayrılan yere oturdular. Hepsiyle selamlaştılar. Ardından 10-15 dakika sonra ışıklar kapandı. Gelin ve damat geliyordu. Salonda bir alkış tufanı koptu. Birce -gelin- çok güzel olmuştu. Sarı hafif kahverengiye kaçan saçları dağınık topuz yapılmış, hafif kabarık ve dantelli gelinliğiyle muhteşem gözüküyordu.

Herkes gelinin ne kadar güzel olduğunu ve damatla çok yakıştığını düşünürken ilk dans şarkıları çalmaya başlamıştı. İlk danslarını yapmaya başladıklarında bir kaç kişi onları yalnız bırakmayarak dans pistine çıkmışlardı. Erdem Zeynep'e elini uzatarak dans teklifinde bulunmuş ve karısı tarafından geri çevrilmemişti. Onlar da dans etmeye başlamış ve sonra daha da kalabalıklaşmıştı salon. Bu sırada Rengin'de kendine yeni arkadaşlar bulmuş ve etrafta koşturuyorlardı, diğer çocuklar gibi. Bir süre sonra Rengin etrafın kalabalıklaştığını görünce korkmuş fakat kalabalığın içinde dans eden anne ve babasını görünce rahatlamıştı. Gözü dans eden gelin ve damada takılı kalınca onlar gibi gelin ve damat olup düğün yapmak ve dans etmek istiyordu. Babasının düğün yapmak için 'damada da gerek var' dediği sözü aklına gelmişti. Kendisine bir damat bulması gerektiğini düşünmüş ve etrafına bakınmaya başlamıştı. Herkes ona göre büyüktü. Arkasını döndüğünde gözüne bir çocuk takıldı. Evet. Onunla dans edebilirdi. Hızlı adımlarla aynı damat gibi giyinmiş olan çocuğun yanına gitti. Kulağına bir şeyler söyledi ve çocuğu kolundan tuttuğu gibi dans pistine götürdü.

Bu sırada çocuk Rengin'e şaşkın şaşkın bakıp ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordu.

Rengin dans edenlere bakıp ne yapması gerektiğine baktı. Bir elini çocuğun omzuna diğerini ise avucunun içine koyarak yerinde sallanmaya başladı. Küçük bey kızın ne yaptığına anlam verememişti. Şaşkınlıkla gözlerini büyüttü "Ne yapıyorsun sen?" diye sordu küçük kıza.

"Dans ediyoruz şapşal görmüyor musun?" küçük olmasına rağmen çok akıllı bir kızdı Rengi. Bir de o telaffuzu yok mu. Çok tatlıydı. "İsmin ne senin?" diye bir soru sordu Rengin. Damadın ismini bilmesi gerekirdi haliyle.

Çocuk kızın sorusunu es geçip konuştu."Niye benimle dans ediyorsun ki sen. Burada dolu kişi var?"

"Ben seninle dans etmek istiyorum."  bilmiş bir tavırla söyledi bunları. Ama hala öğrenememişti damadının ismini. Sorusunu yine tekrarladı. Ama yine sorduğuna cevap alamadı ve başka bir soruyla karşılaştı.

"Neden?" küçük bey büyüklüğünden taviz vermiyordu küçük kıza karşı. Aralarında en fazla dört ya da beş yaş olabilirdi. Fazla yaş farkı gözükmüyor gibiydi. Küçük kız gözlerindeki parıltıyla karşısındaki çocuğa baktı. Diyeceğinin ilerleyen zamanlarda neler olacağını bilmeksizin söyleyiverdi.

"Çünkü seninle evleneceğim ben !"

***

Herkese merhaba!

İlk bölümü bütün hatalarıma rağmen okumayı bitirdiyseniz buradasınız :))

İnşallah bölümü beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz bölüm hakkındaki düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayalım.

Veee tabi ki yıldıza basmayı :)

Diğer bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın :)))

~iamsuhal

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro