Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

19: not

"Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz." derken Freud, neyi kastetmek istemişti acaba? Burada vazgeçilmez olan hangimiz oluyorduk? Ya da ilk vazgeçen kim olacaktı? Ben duygularıma karşılık alamadığım için mi vazgeçecektim, yoksa Maya yaşamaktan mı vazgeçecekti?

Vazgeçmek gerçekten zordu, özellikle vazgeçtikten sonra pes ettiklerimize üzülürdük. Belki yapabilirdik, ama neden vazgeçtik? İşte bunun nedeni de sabırdı. Sabırlıysanız ne kadar zorluk çekerseniz çekin en sonunda mutlu olacağınızı bildiğiniz için her acıya katlanırdınız. Ben de sabırlı bir insandım aslında, ama içimdeki bu duygu gün geçtikçe büyüyüp meyvesini verdikçe sabırsız olmaya başlamıştım.

Şu an ise elimdeki siyah kalemi parmaklarım arasında döndürüyor ve deftere ne yazacağımı düşünüyordum. Gerçekten ne yazmalı, ne karalamalıydım? Direkt düşüncelerimi mi yazsaydım, yoksa sadece-

Hayır, sadece yoktu. İstediğim her şeyi yazabilirdim. İçimdeki tüm duyguları kusup rahatlayabilirdim de, ama beyaz sayfaya siyah kalemimle taze bir başlangıç yaptım.

Selam Gün Işığım.

Bugün nasılsın, iyi misin?
Biraz sade bir başlangıç oldu ama, neyse.

Aslında buraya duygularımı yazacaktım ama onun yerine hayatımda gerçekleşen değişikliklerden bahsetmek istiyorum. Belki de bir süre sonra bu defter sende olacak, beni sadece duygularımla değil, hayatımla da hatırlamanı istiyorum.

2000 yılında Kore'de doğdum. Şu an 21 yaşındayım. Babam yok da denebilir, ben çok küçükken bizi bırakıp gitmiş. Annem hemşire ve işini çok seviyor. Bir de, benimle alışveriş yapmayı çok seviyor.

Sormuştun ya neden annemle konuşmadığımı, ben de kararlarıma saygı duymak zorunda demiştim. Şimdi bunu biraz açalım.

Annem aşık olduğumu öğrendi. Daha doğrusu sana aşık olduğumu. Acı çekeceğimi söyledi. Ve sonra senden vazgeçmemi istedi. Seni ne kadar çok sevdiğimi anlatırsam defter yetmez, ama önceki sayfalara bakabilirsin.

Her neyse, ben de senden asla vazgeçmeyeceğimi söyledim ve biraz daha tartıştık. Ama annem haklıydı çünkü şu an gerçekten de acı çekiyorum bu satırları yazarken.

Sonra, kuzenim Mark var. Benim halimden en iyi anlayan o çünkü onun sevgilisi öldü. O da bu duyguyu bildiği için hep yanımda. Ara sıra atışıyoruz ama birkaç saniye sonra eski halimize geri dönüyoruz.

Arkadaşlarım var, onlardan bahsetmesem daha iyi çünkü onlar biraz rezil insanlar. Tamam onları seviyorum ama bazen zekalarını da sorgulamıyor değilim.

Peki hayatımda neler değişti seninle tanıştıktan sonra?

İlk olarak, neden bilmiyorum ama müziğe daha çok bağlandım. Çünkü seni her gördüğümde o parıltılı saçlarınla, aklıma yeni bir şarkı geliyordu. Çalma listeme yüklediğim şarkıların çoğu senin sayende, teşekkürler.

İkinci olarak, aşık oldum. Gerçekten, bu duyguyu tattım. Gayet de mutluyum ama karşılık alamamak biraz kötü. Hmm, sonra...

Acılarını ve mutluluklarını benimle paylaştın. Gerçekten sayende ağlamayı öğrendim ve en ufak bir mutlu anımda o anın tadını çıkarıyorum. Sanki son anımmış gibi.

Ara sıra kalp krizi geçirecek gibi oluyorum ama, seni sevmeye değer.

Bak sana ne anlatacağım.

Bundan yıllar yıllar önce bir yaz ayında, kuzenimle limon ağacının altında oturuyorduk. Tabii küçüktüm o zamanlar, nasıl olduysa oldu, öptüm kuzenimi. Bayağı öptüm işte.

Ondan sonra dedem bize çok fena kızmıştı. Düşünsene torunların birbirini öpmüş. Hatta bunu başlatan da biricik torunun Jeno'dan başkası değil.

Şuan buradayız. O şu an Tayland'da. Sevgilisiyle bir tatil köyündedir muhtemelen. Bak ne diyeceğim, sana dedim ya yaşlandığımızda huzur evine beraber gidelim, gerçekten gider miyiz?

O zaman saçlarımız beyazlar, her tarafımız sarkmış olur. Ama ben seni o halinle de severim, merak etme.

Yarın dersimiz var seninle, ben de hazırlık olsun diye çok gitar çaldım ve hep yara oldu parmaklarım. Yüzüklerim de iz yapmış parmaklarımda, yara bandı taktım. 6 yara bandı birden garip gözüküyor ama alışacağım.

Yazım biraz garip olabilir bu yüzden, özür dilerim.

Neyse devam edeyim, daha çok özen göstermeye başladım kendime. Zaten kendime bakan biriyim ama daha da titiz oldum bu konuda.

Sonra, yeni tarifler deniyorum. Bir gün öğrendiğim şeylerin hepsini sana yapabilmek için. Bu sayede çok kilo alırız ve... Ve birbirimize sarılarak uyuruz. Spor falan yapmayız yani.

Başka ne diyebilirim aklıma gelmiyor, bana en iyi geldiğin kısım vaktimin değerini bilmeye başlamam. Kanımda kan yerine Maya dolaşıyor sanki. Tamam, komik değildi.

Senin bana anlatmak istediğin bir şey varsa mesaj atabilirsin şu an, ya da yazabilirsin bir kağıda. Emin ol o kağıdı çok kez okurum.

Sana bir şey göstermek istiyorum yarın. Büyük bir sürpriz. Evinin oraya geleceğim ve balkona çıkmanı isteyeceğim. Neyse, devamını yarın görürsün zaten.

Gün Işığım.

Seni o kadar çok seviyorum ki, seni o kadar çok seviyorum ki sırf seni görebilmek için üst üste 4-5 kez çöp atardım kapının önünden geçmek için. Böyle işte.

Bana demek istediğin bir şey yoksa gidiyorum. İyi geceler Aurora'm, iyi uyu. Ve yarınki dersimize çok çalış. Eğer çalışırsan vaktimizden tasarruf etmiş oluruz ve seninle sohbet edebiliriz. Belki ben sana seni sevdiğimi söylerim falan filan.

Şaka şaka, sana seni sevdiğimi özel bir şeyle söylemek istiyorum. Çok özel olsun istiyorum. Umarım elime yüzümü bulaştırmam sürprizimi. Yoksa gerçekten çok kötü hissederim.

Bu arada, dünyadaki en güçlü kişi sensin, asla yaşamaktan korkma ve vazgeçme. Çünkü sen acılarınla varsın, mutluluklarınla değil.

Seni seviyorum Gün Işığım, güzel uyu.
Seni seviyorum.
Üstünü de kalın giyin.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro