yeni sakura
bildiğiniz gibi sasuaiki yaptım ve bundan hiç hoşlanmadınız. aiki öldürmemi söylüyorsunuz. öncelikle aiki ile ilgili planım var. zaten ölmesini bende istiyorum. yani içiniz rahat olsunç. aiki ölecek. hemen sasusaku yapmak istemiyorum. olayların biraz gelişmesi lazım. sonra elbette sasusaku yapıcam. neyse keyifli okumalar. bunun dışında bu bölüm bu kadar kısa değildi. normalde bayağı uzundu. yazdıklarım gitmesin diye kopyaladıktan sonra youtube videosunun bağlantısını kopyaladım. wattpadıda geri açınca sayfa gitmiş. bu arada medyada bir cosplay videosu var. zaten bu videoyu paylaşıcam diye gitti koca yazdıklarım. ben çok seviyorum açıkçası bu videoyu. özelliklede kiba'nın çıktığı ilk sahneyi. umarım sizde seversiniz :)
güneşin ilk ışıklarıyla uyandım dersem yalan olur. çünkü hava kapalıydı. büyük ihtimalle yağmur yağacaktı. banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. sonra kıyafetlerimi giydim. uzun siyah çeketimide giydikten sonra dışarıya çıktım. köyü gezmek istemiştim nedense. normal tempoda yürüyordum. herzamanki gibi insanlar iş güç peşindeydi. arada sırada, kalabalık arasında koşturan çocuklarıda görmek mümkündü. konohadaki gibiydi. sadece atmosferi biraz soğuktu. herkes soğuk gibiydi. yürürken birbiriyle konuşan iki adamın dedikleri ilgimi çekti. saklanıp ne dediklerini dinlemeye başladım.
- dün gece sende bir ses duydun mu?
+ne sesi?
-cidden bilmiyor musun?! dün gece bir ejder kükremesi duydum
+offf, allah aşkına yine salak salak şeyler uydurma! ejderhalar gideli çok oldu
-ama duydum diyorum sana
+ sabah sabah bu saçmalıklarınla yine beni delirtme peşinde misin sen?! ejderhaların uzun süre önce gittiğini herkes biliyor. kim inanır ki sana?!
-ister inan ister inanma ben duydum
+sen zaten her şeyi duyup gören kişisin. duymadığın ses, görmediğin şey yok
ikisinin yanına gittim.
sakura: pardon, bakar mısınız?
+ne istiyorsun?!
sakura: ejderha kükremesi duymuşsunuz galiba. bana detaylı bir bilgi verir misiniz?
+ sen de mi bu saçmalıklara inanıyorsun?! ben gidiyorum!!
sakura: eee, anlatmayacak mısın?
-buralardan deyilsin galiba
sakura: bunun önemli olduğunu sanmıyorum! sorduğum soruya cevap ver. bana bildiğin her şeyi anlat
-pekala... dün gece ejderha kükremesi duydum
sakura: onu zaten biliyorum. saat kaçta duydun? ses ne taraftan geldi?
-saat iki gibi felandı gaiba. o aralar duydum sesi. ve... sanırsam kuzeyden geldi ses. büyük ihtimalle ormanda olmalıydı
sakura: başka?
-başka yok. bu kadar biliyorum
sakura: sağol
tam gidecekken adam kolumu tuttu.
-bekle! neden bunla ilgileniyorsun? amacın ne?
sakura: sanane!
dedim ve kolumu çekip hızlıca ormanın kuzeyine gittim. umarım bir şeyler bulabilirim.
***
sabahtan beri ufacık bir iz bile bulamamıştım. boşuna umutlanmıştım. ormandan çıkıp konakladığımız yere gittim. bir çift sinirli gözlerle karşılaşmıştım tabi.
mikura: nerelerdeydin?!!
sakura: sanane
mikura: ne demek sanane?! nerede olduğunu bilmek zorundayım!!
sakura: hesap vermek zorunda değilim!
mikura: zorundasın!! endişeden ölüyordum neredeyse!
sakura: endişelenme sende o zaman! kendimi koruyabilirim!! senin ya da bir başkasının beni korumasına ihtiyacım yok!!
mikura: yine sözümden çıkmaya başladın!!
sakura: niye çıkmayım ki? sana bağlı değilim! rahat bırak artık beni!
kotetsu: sakura
sakura: ne?
kotetsu: iyi misin sen?
sakura: evet. gayet iyiyim. neden sordun?
kotetsu: dünki neşeli sakura'dan eser kalmamış. tersinden kalktın galiba
sakura: tersimden kalkmadım. ben artık eski sakura değilim. hayat insanları değiştirir. beni de değiştirmesi gerekiyordu. artık neşeli biri değilim. olmayacağımda. gereksiz şeylerle uğraşmaktan sıkıldım. eğer bu biraz daha devam etseydi sadece ilerlememi engellerdi. gereksiz şeyler beni yavaşlatır
mikura: ne diyosun sen be?! hayatında gereksiz bir şey yok
sakura: öyle mi?! bir sürü gereksiz şey var hayatımda. tahmin edemeyeceğin kadar. her birinden arınmam gerekiyordu. öylede yaptım zaten. ben yeni sakurayım. ister beni kabul edin ister etmeyin. işinize gelirse
dedim ve odaya gittim. sayesinde iştahım da kalmamıştı. bağdaş kurup öylece yere bakıyordum. hiç bir şey düşünmüyordum. alet çantamdan kunai çıkartıp uzun uzun kunaiye bakmaya başladım. asukayı yenebilir miydim acaba?! güçlerini bilmiyorum bile?! onu yenmem zor olacak. hatta belkide mikotoko GA'nın güçlerini bile kullanmak zorunda kalacağım. her nekadar mikotoko GA'nın güçlerini kontrol etsemde bedenim alışamadı hala. en ufak bir şeyden etkilenebilirim.
içeriye yuuki girdi.
yuuki: şey... araştırma yapacakmışız sakura abla. içeride seni bekliyorlar
sakura: tamam
dedim yanlarına gittim. sonrada dışarıya çıktık. ikişer kişilik gruplara ayrıldık. sasuke-kun ve aiki, akira, yuuki ve kotetsu-san, ben ve mikura eşleşmiştik. hepimiz dağıldık. gelip geçen herkese buralarda yaşayan uchihalı birilerinin olup olmadığını soruyorduk. şimdiye kadar olumlu bir cevap alamamıştık. yinede araştırmaya devam ediyorduk.
mikura: bu sabah neden sinirliydin?
sakura: sinirli değildim!
mikura: pei, o zaman başka bir soru sorayım. neden değişmek istedin?
sakura: daha ne kadar söylemem gerek?! değişmem gerekiyordu
mikura: sakura
sakura: ne?!!
mikura: sasuke yüzünden değiştin değil mi?
sakura: ne alaka?!
mikura: sasukeye aşık olduğunu biliyorum. onun aiki ile çıktığını öğrenincede üzüldün. hayatında gerksiz şeyler olduğunu söyledin. ama aslında gereksiz bir şey yoktu
sakura: sasuke-kun benim için artık gereksiz. eğer onun peşinden koşmaya devam edersem bu beni yavaşlatır. ayrıca ona artık aşık felan değilim
mikura: bu kadar mı? hemen pes mi ediyorsun?
sakura: pes etmiyorum. siliyorum
mikura: o kadar uğraşın boşuna gitmesine izin vermeyeceksin herhalde?
sakura: verdim bile. umrumda değil artık. sadece düşmanlarımı nasıl yenerim onu düşünüyorum
mikura: sasukeyi seven kızın gitmesi yazık oldu
sakura: çok üzülüyorsan derdini sasuke-kun'a anlat. bana değil
mikura: değişeceğim derken sakın karanlığın seni ele geçirmesine izin verme
sakura: ne alaka şimdi karanlıkla benim değişimim?
mikura: çok alaka. kalbindeki sevgi gitti artık. kalbindeki aydınlık iyice azaldı. son kalan aydınlığıda karanlığın almasına izin vermemelisin
sakura: hayat benim hayatım! ister aydınlığı seçerim ister karanlığı seçerim! buna karışma hakkın yok!
mikura: ben seni kor-
sakura: istemiyorum! beni koruyarak sadece beni sinirlendirmiş olursunuz! kendi başımın çaresine bakabilirim artık!! karşında beş yaşındaki sakura yok!
mikura: uff!
sakura: kapatalım bu konuyu artık. sıktı iyice!
konuşmayı bırakıp araştırmaya devam ettik.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro