Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

söz veriyorum

Adamın kim olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Sadece şaşırabilmiştim. Adamın gözlerinin içine bakıp "Pardon ama siz kimsiniz?" diyebildim.

???: beni hiç hatırlamadın mı?

Sakura: hayır. Siz kimsiniz?

???: ...baban. Aora Uchiha

Gözlerimi iki kez kırptım. Şaşırdım mı? Hayır. Gözlerim irileşti mi? Hayır. Donup kaldım mı? Hayır. Artık süpriz yumurtalara alışmıştım çünkü. Ama tuhaf mı bilmemde bir şey vardı. İnsan kızını görünce sevinir. Gülümser. Ya da ağlar felan. Ama babamsan neden ağlamıyorsun? Neden gülmüyorsun? Neden sevinmiyorsun?

(Anlamadın mı sakura!!! Uchiha bunlar!! Duygularını belli etmemeye çalışırlar! Alışsan iyi olur!!! -red_ref)

Sakura: ...öyle mi? Ne güzel. Sonunda babamı da bulduk. Başka bir süpriz yok demi? Varsa şimdiden söyleyin

Mikura: ha-hayır! Ne alaka ki?

Asuka: o değilde neden bir tepki göstermedin ki?

Sakura: çünkü babamda tepki göstermedi. Yanlış bir şey mi yaptım?

Aora: yok. Yanlış değildi. Tepki vermeme sebebimi bundan sonra zamanla anlarsın!

Sakura: iyi

Mikura: baban geleli bir saat felan oldu. Kohana onu bulmuş. Biz şimdi gidiyoruz. Sende babanla bol bol zaman geçir

Sakura: deli misin siz? Hastanedeyim diyorum!! Nasıl zaman geçirebilirim?!! Hepsi Asuka yüzünden zaten!

Aora: gel senle kaldığın odaya gidelim. Konuşuruz orada

Sakura: tamam babamla kaldığım odaya gittik. Ben gayet iyiydim ama yinede koridorda benimle ilgilenen hemşire ile karşılaştık ve bana gidip dinlenmem gerektiğini söyledi. Evde de dinlenebilirdim. Hee!! Evde dinleneceksin! Evin gitti ya senin. Nerede yaşamayı düşünüyorsun zeka küpü?!

İç sesim sonuna kadar haklıydı. Gerçekten zeka küpüydüm. İdama gelince yatağıma girip uzandım. Babam ise koltuğa oturdu.

Aora: teyzen annen konusunda benimle konuşman gerektiğini söyledi

Sakura: ...anlatmak konusunda tereddüt ediyorum ama annemin kocası olarak sanırım öğrenmeye ihtiyacın var

Aora: evet ama sadece annenin kocası olarak değil. Sizin babanız olarak ta bilmeliyim

Sakura: nasıl yaptı bilmiyorum ama zeref annemi bir şekilde hayata geri getirmiş. Onu benimle dövüşmesi için zorlamış. Mikura annenin pek güçlü olmadığını söylemişti. Belkide bu yüzden bana işkence etti

Aora: ne yaptı sana?

Sakura: eh! Az çalmadı kafamı yere ve taşlara felan. Kırbaçladı birde. Dikenli ve lav kadar sıcak bir kırbaç ile. İzleri bile var ama geçiyo

Aora: zerefin zoruyla yaptığı bariz ortada. Annen seni bırak, iğrenç bir varlığı bile incitemez! Onu çok iyi tanırım

Sakura: bende sinirlenip işleri tersine dönderdim. Onu öldürdüm. Bana ölmeden önce her şeyi zerefin yaptığını söyledi. Sanki zerefte isteyerek yaptı. Hepsi ne olduğu belli olmayan saçma bir plan için sahada oynayan piyonlardı!

Aora: olan olmuş. Daha fazla kurcalamaya gerek yok. Artık geleceğe bakmak daha iyi olur

Sakura: haklısın. Gelecek mi? Hadi ama ben geçmişe gidip tekrar Asuka ile savaşabilirim yani! Atalar devri ile uğraşmaktan iyidir ne de olsa!

Aora: Ee anlat! Hayat nasıl?

Sakura: yani.. Normal. Her zaman ki şeyler işte

Aora: arkadaşlarınla aran iyi gibi?

Sakura: evet. Hepsi benim için değerli

Aora: ..sevdiğin biri var mı?

Sakura: tabiki de var. Herkesi seviyorum

Aora: öyle değil. Aşık olduğun biri var mı yani?

Sakura: haa!!!!! *kızarır* bi-bilmem! Yani...y-yo-yok sanırım!

Aora: kızardığına göre var belliki!

Sakura: Hayır!!! YOK!!! Sadece...

Aora: sadece?

Sakura: *duyulmayacak şekilde söyler* insanın kızıyla bu tür bir konuyu konuşması utanç verici!

Aora: bir şey mi dedin?

Sakura: yok canım! Ne diyeyim ki! Boş ver sen şimdi bu konuyu da sen anlat biraz! Bu zamandır neredeydin? İnsan bi arar sorar değil mi?

Aora: sizi aradım ama bulamadım. Mikura'nın konoha'ya götüreceği aklımın ucundan bile geçmezdi!

Sakura: anladım. Peki kılıcını neden sağda solda bırakıyorsun?

Aora: kılıç demişken..dur anlatayım sana. Çalındı. Kılıç sabah baktığımda yerinde yoktu. Çok aradım ama bulamadım!

Sakura: kılıcın bende. Kılıç dükkânı olan yaşlı bir kadın ormanda bulmuş. Bizde bir kaç hafta önce teyzemle aldık. Asuka'ya mirasmış ama o ortalarda olmadığı için bana geçmişti

Aora: Asuka söyledi. Uyum sağlamışsın!

Sakura: evet. Rokai ile yaptım. Adını da razor harmony koydum. Nasıl?

Aora: güzel

Sakura: başka ne yaptın?

Aora: bir çok yeri geziyordum. İsteğime bağlı olarak uzun süre bir yerlerde kaldığım da oluyordu

Sakura: hımm

Aora: *saate bakar* gitmem gerek. Küçük bir işim var. Yine gelirim!

Sakura: tamam. Görüşürüz

Babam çıkar çıkmaz yataktan çıktım ve odada koşturup saçma ve tehlikeli olabilecek hareketler yaptım. Evet! Gayet sağlamdım. Hastanede bu kadar kaldığım yeterdi. Üstümdekileri çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. Sonra da pencereden aşağıya atladım.
Gezmek tozmak gibisi yoktu. Derin nefes aldım. Şuan aganshine de idik. Burayı az çok biliyordum. Daha önce geldiğim ırmak kenarına gittim ve hızlıca bir ağaç gölgesinin altına oturdum. Gözlerimi kapayıp etraftaki kuş seslerini, suyun sesini ve rüzgarın sesini dinledim. Bana kalırsa bu doğal müzikti. Doğanın müziği. Şuan çok huzurluydum. Hiç bir şey keyfimi bozamazdı. Taaki o gelene kadar. Kim mi? Sasuke-kun tabiki de. Şimdi yine keyfimi kaçıracak şeyler söyleyecekti ve ben takmamayı düşünüyordum. Göz ucuyla ona baktım. Bana baktığını görünce gözlerimi kaçırdım. Oda yanıma oturdu. Bir süre sessiz kaldık ve doğanın müziğini dinledik. Sessizliği ilk bozan ben oldum.

Sakura: ilginç!

Sasuke: ...ilginç olan ne?

Sakura: laf sokmadın! Aiki'yi başıma ka-

Sasuke: haklıydın. Ve ben bunu göremeyecek kadar aptaldım!

Sakura: oo! Birileri sonunda yanlışını kabullenmiş!

Sasuke: ...istediğin kadar dalga geç. Hakkın var!

Sakura: yokluğumda çok şey olmuş anlaşılan!

Sasuke: sakura...biliyorum. Bana söyledin...

Sakura: neyi?

Sasuke: kelebeğin kanadını kırdığında ertesi gün özür dileyemezsin diye!

Sakura: evet dedim! Bekle başka bir tane daha söyleyeyim! Rüzgar özür dilese bile dal kırıldı çoktan!

(ALINTI)

Sasuke: ama...

Sakura: ama?

Sasuke: o kelebeğe yaşama şansı verebilirsinde. Değil mi?

Sakura: sasuke-kun! Söylemeye çalıştığın şeyi düzgünce anlatır mısın?

Sasuke: özür dilerim! Sana kızmamalıydım! Hatalıyım! Ama bana bir şans daha ver!

Sakura: seninle her zaman konuşaniliriz! Şansa ihtiyacın yok!

Sasuke: öyle değil!

Sakura: ya nasıl?

Sasuke: ...ben...

Sakura: sen?

Sasuke: ...seni...

Sakura: hadi!

Sasuke: *utanır* seviyorum! Seni çok seviyorum!

Sakura: biliyorum sasuke-kun! Hepiniz beni seviyorsunuz! Bende sizleri seviyorum!

Sasuke-kun ayağa kalktı. Sinirlenmiş gibi bir haki vardı.

Sasuke: dalga geçebileceğin bir şey değil bu!!! Seni gerçekten seviyorum!! Aşığım sana!!!

Sakura: çok güzel! İlgin için saol! Ama ben senden vaz geçtim. Üzgünüm! Kader de buda varmış!

Sasuke: dalga geçme sakura!! Bu ciddi bir mesele!!! Seninle barışmaya çalışıyorum!

Sakura: *ayağa kalkar ve gitmek için hazırlanır* şansını o gün kaybettin! Bu benim hatam değil!

Sasuke: Affetsen ne olur ha?!!

Sakura: ne mi olur? ...KOLAY BİR ŞEYMİŞ GİBİ SORMA BUNU!! Gururumu ayaklar altına alamam tamam mı!!! İstediğin kadar yalvar! Affetmeyeceğim!! Sen bana hiç şans vermemiştin ne de olsa!!! Senin için ölümü göze aldım ben!!! O nami denen kaltaktan işkence gördüm!! Sırf seni kurtarmak için!!!

Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Ağlıyordum. Gözyaşlarım yavaş bir şekilde yanaklarımdan süzülüyordu.

Sakura: beni iki kez öldürmeye çalıştın!!! Hayır, üç kez!!! Evet evet üç kez!!! Sen olsan ne yapardın?!?!?! Gururunu ayaklar altına alıp koynuma mı atlardın?! Yoksa affetmez miydin?! Hangisi ha!!! Lanet olsun!!! Bir cevap ver!!! Susma!!!

Sasuke-kun karşıma geçti. Gözlerinin içine nefretle bakıyordum. Birilerinin karşısında ağlamaktan nefret ediyordum. Hem de çok. Ona olan azıcık bir sevgim vardı ama onuda kaybetmiştim şuan. O beni sağlayan kişiydi. Üzgün olma sebebimdi. Kalbimdeki büyük yaralardan birini o açmıştı. Ve o yara ne zaman iyileşecek olsa sasuke-kun engel olup, yara üstüne yara açıyordu. Gözlerime acı bir şekilde baktı. Onun gözlerinden görebiliyordum ne kadar üzgün olduğunu. Suçunu kabul edişini ve çaresizliğini görebiliyordum. Bir süre sustuk. Sadece gözlerimiz konuşuyordu. Hala göz yaşlarım yanaklarımdan yavaşca süzülüyordu. Sasuke-kun beni kendine çekti. Ne olduğunu anlamamıştım bile. Başını omzuma gömdü. Kollarıyla beni sıkıca sardı. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Şuan olanları idrak etmeye çalışıyordum. Bir şey yapamıyordum. Sasuke-kun kafasını kaldırdı. Kollarını belinden çekip suratımı ellerinin arasına aldı. Biraz ürkmüştüm. Tekrar gözlerimiz bir araya geldi. Gözlerinde çaresizlik vardı. Az öncekinden daha çaresiz gibiydi.

Sasuke: söz veriyorum seni bir daha hayal kırıklığına uğratmayacağım! İstemiyorsan seni zorlamaya hakkım yok! İstemiyorsan beni affetme! İstiyorsan benden nefret et! Ben sözümü çoktan verdim!

Sasuke-kun ellerini suratımdan çekti. Ve önümden geçip gitti. Ben sadece arkasından bakabilmiştim. O an tek bir şey fark ettim. Sasuke-kun giderken ağlıyordu.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro