Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Miras

medya = aora'nın kılıcı

dışarıda kar yağıyordu. ben ise bir yandan kahvemi yudumluyor diğer yandan da dışarıyı izliyordum. gelip geçen insanlar ilgimi çekiyordu nedense. serah-san yanıma gelip;

serah: hazırlan. gidiyoruz

sakura: nereye?

serah: bilmiyorum. yuiki'ye sor 

sakura: tamam

kahvemi son kez yudumlayıp masaya bıraktım. odama gidi phızlıca hazırlandıktan sonra yanlarına gittim. dışarıya çıktığımızda kohana-san pusulasını çıkarttı. sonra beyaz ışıklar çıktı ve kendimizi farklı bir yerde bulduk. 

sakura: burası neresi?

yuiki: gorugin köyü

sakura: ne yapacağız burada?

yuiki: sana bırakılmış bir miras var. onu alacağız

sakura: miras mı?

yuiki: evet. miras. aslında miras asukaya kalmıştı ama o kötü tarafa geçtiği için miras sana kaldı. zaten mirası sadece sen kullanabilirsin

omaru: o zaman gidip alalım şu mirası

serah: niye bu kadar heyecan yaptın anlayamadım. sana kalmadı nede olsa

omaru: bana kalmamış olsa bile mirasın ne olduğunu merak ettim

serah: uff, çok konuşuyorsun!

kohana: harekete geçsek iyi olur

yuiki: haklısın. gidelim

köyde yürüyorduk. kohana-san'ın dediğine göre bu miras yaşlı bir kadında bulunuyormuş. 

***

bayağı yürümüştük. yaşlı kadının evi sonund tam önümüzde duruyordu. teyzem kapıyı tıklattı. ilk iki tıklatışta açılmasada sonuncuda açıldı. karşımızda 8 yaşlarında bir erkek çocuk vardı.

okimi: kime baktınız?

yuiki: yaşlı sasumi-sama burda mı?

okimi: evet. neden geldiniz? ne istiyorsunuz?

yuiki: ondan almak istediğimiz bir şey varda. girebilir miyiz?

okimi: ...evet!

çocuk kapıyı iyice açtı ve içeriye girdik. dışardan ev olarak gözüken bu yer aslında silahçı dükkanıymış. silahların olduğu asıl odaya gedliğime ağzım açık kaldı. burda bir sürü kılıç ve katana vardı. kılıçlar ihtişamlı ve dev gibiydi. katanalar ise ince, narin ve bir o kadar da keskindiler. 

gözlerim ışıl ışıl parlıyordu. keşke şu kılıçlardan biri benim olsa ve onu kullanabilsem diye iç geçiriyordum. hayranlıkla kılıçlara bakarken yaşlı sasumi-sama'nın geldiğini fark etmemiştim. sasumi-sama ve teyzem konuşuyorlardı. kohana-san, omaru-kun ve serah-san'da kılıçları ve katanaları inceliyorlardı.

sasumi: görüşmeyeli bayağı oldu sanırım. demi yuiki?

yuiki: öyle. bayağı yaşlanmışsınız ama hala dinç gözüküyorsunuz

sasumi: öyle. buraya gelme sebebin nedir? kılıç'mı satın alacaksın?

yuiki: hayır. bizim şu miras için geldim. yeğenimi buldumda. mirası ona vermenin vakti geldi sanırım

sasumi: şu pembe saçlı kız akina ve aora'nın kızı mı yani?

yuiki: evet

sasumi: akinaya o kadar çok benziyor ki

yuiki: evet. istemesemde neredeyse ağlayacağım. ona her baktığımda kız kardeşimin gözümün önüne gelmesi... çok acı!

sasumi: zerefi öldüremedin hala demi?

yuiki: ben maalesef hep başarısız oldum. onu bir türlü öldüremedim. onu neredeyse öldürüyordum ama ufacık bir dikkatsizliğim her şeyi mahfetti

sasumi: canını sıkma. eğer onu öldüremediysen bu kız öldürür

yuiki: sakuranın böyle bir işe kalkışmasına izin vermem. sadece bana yardım edecek o. zerefle teke tek savaştıracak kadar aptal değilim

sasumi: biliyorum. bu çok tehlikeli ama tek çare budur belkide. deden ve anneannen savaşmamış olabilir ama sakuranın zerefle savaşmayacağı ne malum. belkide zeref seninle dövüşmek istemiyordur

yuiki: sanmam. sakurayı bildiğini bile sanmıyorum. sakurayı bilse bile en fazla ondan mikotoko GA'yı alır

sasumi: teyzesi olarak kararı verecek kişi sensin, biliyorum. ama içimde sakuranın zerefi öldürebileceğine dair bir his var

yuiki: benim de var ama onu tehlikeye atamam. o kız kardeşimden kalan son şey. onu kaybetmeyi göze alamam

sasumi: anlıyorum. senin için zor nede olsa

yuiki: ee, şu bizim miras nerede?

sasumi: okimi, bana zemin katta sakladığım o sandığı getirir misin?

okimi: peki nine

okimi denen, şu öldürecek gibi bakan çocuk zemin kattan bir sandık getirmişti.

sasumi: işte miras bu sandıkta

yuiki: acaba miras ne?

sasumi: miras çok değerli. ve sakurayı çok daha güçlü yapacak

hepimiz sasumi-sama'nın sandığı açmasını bekledik. sasumi-sama derin bir nefes verdikten sonra cebinden çıkarttığı kilit ile sandığı açmaya başladı. yavaş yavaş sandığa yaklaştım. sandığın kapağı açıldığında hepimiz şaşırmıştık. sandıkta dev bir kılıç vardı. çok ihtişamlıydı. gözlerim parlamıştı biran için.

sasumi: işte. miras bu

omaru: iyide bu bir kılıç

serah: evet. bir kılıç. bir kılıç neden miras bırakılsın ki?

sasumi: bu kılıç aora'nın kılıcı idi. ejderhalar ile savaşırken bu kılıcı kullandı

yuiki: aora ölmüştü ama. her yer buzla kaplıydı. kılıcı nasıl buldunuz?

sasumi: bilmiyorum. bu kılıcı senle tanışmadan iki sene önce bir ormanda buldum. bir yere saplanmıştı. ve çıkarması çok zordu. ayrıca dokunduğunda elektrikli olduğu için elimi elektrik çarpmıştı. bir şekilde çıkarabildim gerçi

yuiki: aora ölükten iki yıl sonra senle tanıştım. bunun bir açıklaması olmalı. aora öldüğü halde kılıcının bir ormanda olması. bu bir şeyleri işaret ediyor

sasumi: doğru. çok tuhaf demi. öldüyse kılıcının ormanda ne işi var ki?

sakura: iyide ben bu kılıçla ne yapacağım? biliyorum çok ihtişamlı ama hiç böyle bir kılıç kullanmadım ben

sasumi: bu kılıcı kulanmasını öğrenmek için ona uyum sağlaman lazım. kılıç sana karşılık verirse onu rahatça kullanabilirsin. aora ile bu kılıç çok uyumluydu. bu yüzden aora istediği şekilde kullanıyordu bunu. ya sen? sen uyum sağlayabilecek misin?

sakura: *biraz korkar* ben... yani bilmiyorum!

sasumi: bak yuiki, biliyorum mirası istiyorsunuz ama sakura bu kılıca uyum sağlayamazsa kılıcın çalınma ihtimali bile var. bu kılıç normal değil. çok fazla güçlü bir kılıçtır bu. sakura kılıca uyum sağlayamazsa kılıcı veremem

yuiki: ne demek veremem! kılıç aora'nın. sakura onun kızı. uyum sağlasada sağlamasa da kılıcı almaya hakkı var. nasıl sakura bana kız kardeşimden kalan son şey ise bu kılıçta sakuraya babasından kalan son şey!

sasumi: kılıcın kötü ellere geçmesine izin veremem!

yuiki: sizi kırmak istemiyorum sasumi-sama ama kılıcı almak zorundayız. kılıç sakuraya ait artık. ona miras kaldı. sakuraya ait olan şeyi vermeniz gerek

sasumi: üzgünüm ama bende veremem. eğer uyum sağ-

sakura: sağlayacağım!! ne olursa olsun bu kılıca uyum sağlayacağım! babamdan bana kalan son şeye uyum sağlamak zorundayım çünkü!! lütfen kılıcı verin. bu kılıç benim!

sasumi: ...

yuiki: duydunuz onu sasumi-sama. şimdi kılıcı verin!

sasumi: ...pekala. öyleyse alın! ama o kılıca uyum sağlamak zorundasın! biliyorsun demi?

sakura: biliyorum! 

sasumi: eğer kılıca uyum sağlayabilirsen hem çok güçlü olursun hem de kılıç seninle konuşur 

(ao no exorciste sarı, uzun saçlı bir adam varya adını unuttum. kılıcı onunla konuşuyordu. onun gibi aynı)

sakura: peki. teşekkür ederim!

biz ilerliyorduk ama sasumi-sama teyzeme'e bir şeyler söylüyordu.

sasumi: dinle beni yuiki! sakura bu kılıcı zerefle savaşırken kullansın

yuiki: tabi gerekirse. dediğim gibi zeref ile savaşacak kişi benim

teyzemde ordan ayrılıp yanımıza geldi.

serah: sasumi-sama ne dedi?

yuiki: sonra söylerim

kohana: bundan sonra ne yapacağız? 

yuiki: belli değil mi?

omaru-sakura-serah: ???

yuiki: artık işler kızışıyor! bundan sonra savaş dönemleri başlıyor. hazırlıklı olun! özelliklede sen sakura! sen çok ama çok hazırlıklı ol!!

sakura: ne-neden* yabni sizle savaşacağımı biliyorum ama..?

yuiki: gelecek sefere yanında ben olmayacağım.kohana, serah ve omaruda olmayacak. biz sadece önüne çıkacak engelleri halledeceğiz. gerisi senin işin! anlaşmadaki gibi!

teyzem acaip derecede ciddi duruyordu. bakışları, duruşu ve tavrı bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. belkide her şey şimdi başlıyordu ha!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro