Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

asuka'nın geçmişi

herkese selam. acil bir değişiklik yaptım. hikayenin ikinci bölümünde asuka sekiz yaşında yasak teknikleri öğrendi diye yazmıştım. onu değiştirmek istedim. ordaki yaşı sekiz değil 13. böyle bir şey yaptım çünkü bi kaç bölüm önce asukanın 24 yaşında olduğunu yazmıştım. 8 yaşında olursa şu anki yaşı 19 oluyor. bu yüzden değiştirdim. keyifli okumalar

medya = şeytan avcılarının sırtındaki işaret

bize geçmişini anlatacktı. bize her şeyi anlatacaktı. dikkatle onu dinlemeye başladık.

asuka: her şey doğmam ile başladı. benim doğduğum sıralarda kimsenin bilmediği ve fark edtmediği bir hastalık vardı. hastalık bütün atlantiste yaygın idi. ama o hastalıktan sadece üç kişi etkilendi. birisi bendim. diğer iki kişi hakkında bir bilgim yok. hastalık normal bir hastalık değildi. normal yaygın ve ölümcül hastalıklardan da değildi. bu hastalığa yakalanan kişilerin duyguları yoğunlaşıyordu. her şey için. herkes için. o hastalığa yakalanan kişiler uğursuz güçlere sahip oluyordu. zerefin ve kötü ejderlerinkisi gibi kara güçlerimiz vardı. tabi yeni doğduğum için o güçlerin farkında değildi kimse. hastalığın nasıl bir şey olduğu iki yıl sonra ortaya çıktı. o hastalığa yakalanan kişilerin sırtında belirli bir işaret çıkmıştı. ilk başlarda kimse işaret ile ilgili bilgi sahibi değildi. ama kütüphanelerdeki kitaplar sayesinde birçok bbilgi sahibi oldular. bu hastalık şeytaniydi. ve bu hastalığa yakalanan kişilere şeytan taşıyıcıları deniliyordu. insanlar bunu öğrenince şeytan ytaşıyıcılarından, yani bizden nefret etmeye başladılar. vücudumuza en güçlü üç şeytan mühürlüydü. kimse raidonun torunu olmama aldırmadan bana kin besliyorlardı. beni gören herkes ya korkuyor ya da beni kovuyorlardı. küçük olduğumdan dolayı insanların bana öyle davranması beni çok üzüyordu. odama gidip sürekli sessizce ağlıyordum. yedi-seki yaşımda iken yavaş yavaş neyin ne olduğunu anlamaya başladım. şeytan taşıyıcısı olduğumu ve insanların sonsuza kadar benden nefret edeceğini öğrendiğimde benim için yaşamanın anlamı kalmamıştı. sadece insanlar değil kendi ailem de benden nefret ediyordu. her nekadar belli etmemeye çalışsalarda başarısız oluyorlardı. bazen gece odamdan çıkıp klan toplantılarını dinlerdim. her toplantıda benden ve şeytan taşıyıcısı oluşumu konuşurlardı. klandaki bazı kişiler öldürülmem gerektiğimi söylüyorlardı. sevgili annemiz ve babamızda bu görüşten yanaydı ama evlatları olduğum için bunu yapamıyorlardı. 

mikura: ... :(

asuka: hiç öyle üzülmüş numarası yapma mikura! tıpkı sen de o klan üyeleri gibi öldürülmem gerektiğini düşünenler arasındaydın!

mikura: başka seçenek yoktu!! ne seçenek sunabilirdik ki?!

asuka: ne seçenek mi sunabilirdiniz?! bu hastalığın kaynağını araştırabilirdiniz. kimin işi olduğunu bulabilirdiniz. ama yapmadınız. sadece ölmemiz gerektiğini söylediniz. sırf kendi hayatlarınız için. her biriniz kendini düşünen pisliklerden başka bir şey değildiniz!

mikura: ...

asuka: sonucunda zararlı çıktınız

mikura: başka bir seçenek bulamadığuımız için nasıl olurda zararlı çıkarız?!

asuka: merak etme. sebebini söyleyeceğim. ama hikayeme kaldığım yerden devam etmem gerek

sakura: öyleyse devam et!

asuka: on iki yaşıma gelmiştim. yasak teknikler öğrenmeye başladım. sırf herkese ve her şeye karşı kendimi korumak için. kendimi korumak için güçlü olmam gerekirdi. bu yüzden yasak teknikler öğrendim. babam yaptıklarımı öğrenince çok sinirlenmişti. ve teknikleri öğrendiğim parşömen ve kitapların hepsine el koydu. ama sahtelerin hepsine. gerçekleri ona vermedim. öğrenmem gereken hala bir kaç tane teknik vardı. onun haricinde bir çok teknik öğrendim. yaşıtlarıma göre oldukça güçlüydüm. arkadaş edinme zamanından beri tek bir arkadaşım bile yoktu. kimisi benle alay ediyordu. kimisi çocuğunu benden uzak tutuyordu. kimisi bana bulaşıyordu. bir keresinde arkadaş edinebilirim umuduyla parka gitmiştim. ama arkadaş yerine düşman edindim. lanetli olduğum için beni öldürmek istemiştiler. bana sürekli vuruyorlardı. kendimi onlara dövdürtmek zorunda kaldım. çünkü kendimi koruyamıyordum. kalbimde bütün bunların verdiği acıyları biriktirdim. nefretimi kusacağım zamanı bekledim. doğduğunda sekiz yaşımdaydım. artık hiç kimse ile konuşmuyordum. nasıl olduğumu sormayı bile düşünmeyen anne ve babam ile de konuşmuyordum. yemeği odama getiriyorlardı. odam benim tek yerimdi. odamdan başka kalacağım bir yer yoktu. evde kimse yokken sana bakardım. yüzümü gören tek kişiydin. zaten bebek olduğun için kim olduğumuda bilmiyordun. sen dört yaşına geldiğinde ben on iki yaşımdaydım. herkes seni seviyordu. dışarıdaki insanlar da. hatta beni döven çocuklar bile bazen seni sevmeye gelirlerdi. ama benden doyasıya nefret ediyorlardı. az önce dediğim gibi o sıralarda yasak teknikler öğreniyordum. o tekniklerin her birini öğrenmem on bir ayımı almıştı. aralık ayının beşinde bir karar verdim. o karar tüm hayatımı değiştirdi. kalbimdeki nefret iyice büyümüştü. gün geçtikçede büyüyordu. benim için aydınlık denen bir şey yoktu. aydınlık kelimesinin, sevgi kelimesinin ve en başta aile kelimesinin kavramını bilmiyordum. herkes ailenin önemli bir şey olduğunu söylerdi. insanı sonsuza dek sevecek kişilerin ailedeki kişiler olduğunu söylerlerdi. ama benim için öyle değildi. benim için ailenin anlamı çok farklıydı. ben aydınlığı görememiştim. benim için tek bir şey vardı. karanlık vardı. karanlığı takip ettim. ettim ve ettim. yapmam gereken şeyi biliyordum artık. intikam alacaktım. b enden nefret eden herkesten intikam alacaktım. başta annem ve babamdan. altı aralıkta yapmam gereken hazırlıkları yaptım. almam gereken her şeyi aldım. gece olduğunda, herkes uyurken atlantisi terk ettim. mikura'nın tabiri ile ortadan kayboldum. gidiş o gidi. bir daha kimse beni görmedi

sakura: ne initkamı?!

mikura: bizden intikam aldığını sanmıyorum!

asuka: emin misin? sizden intikam aldım. hem de öyle bir aldım ki! herkes sefil haldeydi. herkes canından başka bir şeyi düşünmüyordu

mikura: nasıl olur?! ben neden öyle bir şeyi hatırlamıyorum?

asuka: hatırlamıyorsun çünkü ne yaptığımı duymadın

aiki: ne yaptın ki?

asuka: ben köyden ayrıldığımda bir süre herkesi izledim. bensiz gayet mutluydular. köye canlılık gelmişti. tabi bu uzun sürmeyecekti. köyden ayrılır ayrılmaz kendime sığınacak bir yer buldum. çalışmalarıma kaldığım yerden devam ettim. bir ay içinde de bitirdim. bitirirr bitirmez beş aylık bir araştırma için sığınağımın olduğu ormanın dışına çıktım. diğer ülkelere gittim. aradığım ve araştırdığım şeyi bulamıyordum bir türlü. yeri, göğü, heryeri gezdim dolaştım ama bulamadım. sadece ikinci ninja dünyasına değil birinci ninja dünyasınada adını duyurmuş bir dağ vardı. desu dağı. insanlar o dağın içine giremiyordu. içindeki mağaralar kapalıydı. tala kapalı olmasına rağmen açılmıyordu her nedense. o dağ ilgimi çekmişti. normal bir dağa benzemiyordu. oraya gidip dağdaki kapalı mağralara girmeye çalıştım ama olmadı. çözüm yolu bulana kadar dağın bayağı yakınlarında kamp kurdum. bir şey yoktu herzamanki gibi .taaki aşırı derecede yoğun bir chakra hissedene kadar. o yoğun chakra dağın içinden geliyordu. bütün teknikleri kullandım ama yine de mağra ağızları açılmıyordu. dağın tepesine çıkmak istiyordum ama çok yüksekteydi. ve daha önce o tepeye çıkmak isteyenler geri dönememişler diye de söylentiler vardı. ama hiç birine aldırış etmeden çıkmaya karar verdim. sonuç olumluydu. tepeye çıkmıştım. en güzelide tepede büyük bir delik vardı. dağın içine girebileceğimi düşünerek delikten aşağıya atladım. çok yüksekten atladığım için yere düştüm ve bayıldım. uyandığımda dağın içine girebildiğimi fark ettim. ve zaman kaybetmeden etrafı araştırdım. bu arada o zaman on üç yaşımdaydım. her yer çok pis kokuyordu. ve o yoğun chakraları hissediyordum. dağın içten en üst kısımlarında bir şey yoktu. ama alt kaltlarda bilmediğim bir şey vardı. gidip ne olduğuna baktım. gördüğüm şeyler karşısında şaşkındım ve meraklıydım. çünkü ne oldukları hakkında hiç bir fikrim yoktu. ayrıca karşımdaki şeyler buz ile dondurulmuş haldeydiler. buzla dondurulmuş olan şeylerden birinin dibine gidip ne olduğunu anlamaya çalıştım. gördüğüm şey beni şok etmişti. inanmak istemiyodum. hiçbirine

akira: ne gördün ki?

asuka: karşımda... 

sasuke: karşında ne?

asuka: karşımda... donmuş vaziyetteki... ejderhalar duruyordu

hepsi birden: NEEE!!! 

kotetsu: ejderhalar mı?

asuka: evet, ejderhalar. ilk başta gitmeyi düşündüm. ama sonra vazgeçtim. ejderhalar ile ilgili aklımda mükemmel bir plan oluştu çünkü. o planı tam iki ay sonra uygulayacaktım. ilk işim buzları eritmekti. ateşle ilgili öğrendiğim bütün teknikleri kullandım. işe yaramadılar. o buzlar kolay türden ısınan buzlardan değildi. o buzlar kara buzlardı çünkü.  bu kez şeytan güçlerimle bir şeyler yapmaya başladım

kotetsu: eee?

asuka: işe yaradı. şeytan güçlerimle o buzları eritebildim. buzlar erir erimez ejderhalar yavaş yavaş hareket etmeye başladılar. beni gördüklerinde pek memnunmuş gibi değildiler. ilk başta onlarla ne yapacağımı düşündüm ve çıkış yolu buldum. özellikle işime yarar umuduyla öğrendiğim kontrol etme tekniği ile ejderhaları kölem haline getirdim. beklediğim gün gelene kadar her birinin gücünü test ettim. hepsinin de hayvan gibi güçleri vardı

asuka: beklediğim zaman gelmişti. son hazırlıklarımı yapmıştım. ejderhalardan en güçlüsü olan mikotoko GA'nın üstüne bindim ve atlantise doğru yol aldık

mikura'nın gözleri hafiften irileşti. neyi fark ettiğini merak etmiştim? asuka ejderhalarla ne yapmıştı? intikamını nasıl almıştı? merak ediyordum.

asuka: sen tam beş yaşındaydın. evdeydin. annem saçlarını okşuyordu. o sahneyi görünce sinirlerim bozulmuştu. annem hiçbir zaman benim saçlarımı okşamamıştı. ejderhaların yanına gittim tekrar. onlara emir verdim; atlantis sizindir. her yeri yakıp yıkın. herkes acı çeksin. canlı bir sinek bile kalmasın. herkesin çığlıklarını duymak istiyorum. acı çekişlerini görmek istiyorum. şimdi... GİDİN!!   dedim. intikam vakti!! geberin pislikler!!  dedim. ejderhalar şehri yakıp yıkıyordu. tam da istediğim gibi insanlar acı çekiyordu. uzun süredir bu anın hayaliyle yaşamıştım. vicdanım çok rahattı artık. nefretimi kusmuştum. uzaktan her şeyi izliyordum. herkesin ölmesi gerekiyordu ama bazı kişiler ölmedi. babam yüzünden ölmediler. o zaman başta sen olmak üzere bir sürü çocuğa en güçlü ejderhalar mühürlendi. babam hepsini mühürlemişti. en güçlü kişiler bazı ejderhaları yaralamıştı. şans ilk başta benden yanaydı. ama git gide halktan tarafa olmaya başladı. durum kötüye gidiyordu. daha fazla uzatmayıp geriye kalan ejderhalara geri çekilme emri verdim. savaş bitmişti. belki seni öldürememişti ejderhalardan biri, sakura. ama yinede amacımın büyük bir kısmına ulaştım. şeytan güçlerim ile gitmeden önce son kez bir şey yaptım. bütün atlantisi kara buzlar ile dondurdum

yuuki: kara buzları mikotoko GA ve zereften başkası kullanamıyor diye biliyorum ama ben!

asuka: öyle zaten. şeytan taşıyıcılarının gücü kimden geliyor biliyor musun?

yuuki: ...?

asuka: zereften. bize bu hastalığın bulaşmasının sebebi zeref. bu hastalığı tüm atlantise yaydı. şeytan avcılarının gücü zerefin gücünün yarısı demek. ama nedense ben kara buzları kullanabiliyordum. normalde bir şeytan avcısı kara buzları kullanamaz. ama ben kullanabiliyorum

sakura: *ağlayarak* s-sen... anne ve babamızın ölmesine izin verdin! herkesin ölmesine izin verdin!! İNSAN HİÇ AİLESİNİ ÖLDÜRÜR MÜ BEE!!!!

mikura: demek sen yaptın her şeyi!

asuka: evet ben yaptım. ve... insan ailesini öldürebilir. elimde geçerli sebebim var. benden nefret ediyorlardı...NE BEKLİYORDUN Kİ?!!! BENDEN NEFRET EDEN İNSANLARI BAĞIŞLAYACAĞIMI MI SANDIN?!! ONLAR BANA CANAVAR GÖZÜYLE BAKIYORDU!! HİÇ KİMSE BENİ SENİ SEVDİKLERİ GİBİ SEVMEDİ!! 

sakura: YEMİŞİM SEVGİNİ!!!

asuka: KAPA ÇENENİ LAN!! SEN NE ANLARSIN Kİ!! SENDEN NEFRET EDEN İNSANLAR OLMADIĞI İÇİN ANLAYAMAZSIN BUNU!!!

mikura: ...

asuka: sorunun cevabı işte mikura. eğer o zaman hastalığın kaynağını araştırıp çözüm yolu bulsaydınız şimdi bunların hç biri olmayacaktı. ailem beni sevecekti. insanlar benden nefret etmeyecekti. ve en önemlisi ejderhalar atlantise saldırmayacaktı. herkes mutlu olacaktı. ama siz o lanet olası kıçlarınızı kaldırıp bir bok araştırmadınız

mikura: anlıyorum! doğru. hepsi bizim hatamız. eğer bir şeyler yapsaydık bunlar başımıza gelmeyecekti

asuka: şunu sakın aklından çıkartma sakura! bir gün seni öldüreceğim! intikamımın yarısını alacağım

dedi ve asuka gitti. hiçkimse konuşmuyordu. herkes susuyordu. 

ellerimi sıktım.

sakura: öyleyse... o günü zevkle bekliyorum... abla!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro