Uykumdan huzursuzca uyandım. Midem acayip bir şekilde bulanıyordu. Dün Mert ile gittiğimiz o yerden sonra Sude ve Efe ile buuştuk ve içkiyi fazla kaçırdığımızdan midem bulanıyordu. Yataktan hızla kalkıp banyoma koştum. Klozete eyilip ne var ne yok yarısını kustum ama hâlâ midem bulanıyordu. Arkamdan biri gelip saçlarımı tuttu. Korkup arkamı döndüm.
"Kus hadi."
"Görmeni istemiyorum."
"Kus!"
Eğilip tekrardan kusmaya başladım. Kalkıp sifonu çektim ve suyu açıp ağızımı yıkadım. Aynada kendime baktım makyajım akmış gözaltlarım mosmordu. Ağzımdaki tattan nefret ettiğimi anladım.
"Gece fazla kaçırdın."
"Sende içtin ama."
İsyan eder gibi.
"Ben alışkınım ve ben sarhoş olmam."
"Doğru."
Gülümseyip banyodan çıktım.
"Kahvaltı yapalım midemde hiç bir şey kalmadı."
"Haklısın hadi gel."
Merdivenlerden inerken Efe ile karşılaştık.
"Günaydın."
"Günaydıııın."
Efe'ye en samimi gülümsememi yollayıp aşağı indim.
"Sude?"
"Buradayım."
Makyajı akmış gözaltları mosmordu benim gibi.
"Aşkım ya çok yorgunsum değil mi?"
"Evet midem bulanıyor."
Ona bakıp gözlerimi devirdim.
"Onu hiç sorma."
Buzdolabından kahvaltılıkları çıkardım. Sude de sucuklu yumurta yaptı.
"Mert"
"Efeee"
Ayak sesleri geliyordu.
"Geldik geldik."
Hep birlikte masaya oturduk ama midem bunu kaldıramayacaktı galiba.
"Size afiyet olsun. Benim midem bunu kaldırmaz."
"Eliz açlıktandır o gel."
Kafamla olumsuz cevap verdiğimde Mert'te kalktı. Gel ozaman dışarı çıkıp temiz hava alalım.
"Olur." 
"Sude gelicek misiniz?"
Sude Efe'ye baktı. Efe de onaylayınca kimse kahvaltı yapamadan kalktık. Ben odama çıkıp banyoma gittim. Hava çok sıcaktı. Soğuk bir duş iyi gelir diye düşünüp duşa girdim. Saçlarımı iyice köpürttükten sonra makyajımı temizledim. İşim bittiğinde bornozuma sarılıp çıktım. Dolabımın karşısına geçip biraz kıyafetleri inceledim. Kot şortumu üstüne beyaz göbeği açık üstünde siyahla brave yazan t-shirt ümü giydim. Fazla belirgin olamayan bir eyeliner çektim. Ve biraz bordo bir ruj sürdüm. Siyah spor ayakkabılarımı giyip çıktım. Herkes aşağıdaydı.
"Çıkalım mı?"
"Çıkalım."
Anahtarı elime alıp çıkmalarını bekledim. Çıktıklarında kapıyı kilitleyip bende çıktım. Karşıyaka'nın sahili fazla mı sessiz ve huzurluydu bu gün? Biraz yürüdükten sonra aklıma gelen fikir ile gülümsedim. Telefonumu çıkarıp Sude'ye mesaj attım.
Kanka hadi yalvaralım paintball a gidelim.
Sudeye baktığımda gülümsüyordu. Hemen mesaj geldi.
Hadi yapalım.
Birden durdum. Sude de durdu. Sonra Efe ve Mert durup ne oldu dercesine baktılar.
"Biz size bir şey söylemek istiyoruz."
"Söyleyin güzelim."
"Paintball'a gidelim mi?"
Mert olumsuz düşüncelere başlamıştı.
"Ya ne yapıcaz orada kaçayım derken düşersiniz ayağınız kırılır falan sonra o taş orda diye ben gider oranın sahibini döverim falan uğraştırmayın güzelim bizi."
"Aynen kardeşim."
Efe'de onaylamıştı. Sıra Sude'deydi.
"Ya lütfen zaten takım olucaz. Mert ve Eliz,sen ve ben birlikte olcaz yani. Hem dün Eliz'in doğum günüydü o ne isterse o olur."
Mert ve Efe birbirine baktı.
"İyi tamam."
"Yes beeğ!"
Sude ile sulu sulu öptük.
"Teşekkkürleeer!"
İkiside gülümseyip. Bize doğru bir bakış yolladılar.
"Hadi ozaman. Karşıya geçelim de taksi bulalım."
Işıklarda bir süre bekledikten sonra,karşıya geçebildik. Gelen taksiye işaret verdik. Durunca sırayla bindik.
"Nereye gidiyoruz gençler?"
"Şu yukarıdaki paintball sahasına."
"Peki."
Telefonumu çıkarıp instagrama girdim. Gökdeniz bir kız ile fotoğraf atmıştı sanırım kurtuldum diye düşünürken mesaj geldi.
Aşkım nasılsın?
Ya bu çocuk bana gıcıklığına mı yapıyor anlamadım.
Gökdeniz. Engelli misin? Yani anlamadım ki.
Gecikmeden mesaj geldi.
Yakında görüşeceğiz. Hem de çok yakında.
Gereksiz insan. Hayır yani dünyadaki oksijeni boşuna tüketiyor. Ona üzülüyorum.
"Geldik buyrun."
"Ne kadar tuttu?"
Diye bir soru yönelttim.
Keşke sormasaydım. Mert bir bakış attı ki korktuğumu hissettim.
"Eliz in aşağı!"
"Peki."
Hızlıca indim. Mert de indiğinde paintball alanına doğru yürüdük.
"Merhaba."
"Merhaba biz paintball için gelmiştik."
"Hoşgeldiniz. Buyrun kıyafetlerinizi vereyim."
Adam kulube gibi bir yerden dört tane tulum çıkardı. Ve bir de yelek.
"İçeride giyinebilirsiniz."
Yine eşyalarımızı çıkarttığı yere benzeyen bir yer gösterdi.
"Kızlar siz giyinin ilk önce."
Kafamızla onayladık ve Sude ile içeri girip giyinmeye başladık.
"Bu sıcakta yanıcaz bunlarla."
"Aynen bonibon ama zevkli."
Gülümsedim. Ve hazırdık. Saçlarımı at kuyruğu yaptım.
"Çıkalım hadi."
Kapıyı açıp çıktım. Biz çıkınca Mert ve Efe girdi. Onlar çıkınca adam bize doğru geldi. Bunlar silahlarınız diye bir başladı 20 dakika anlattı.
"Teşekkür ederiz."
Kapıyı açtı ve içeri girdik. Ben ve Mert koşmaya başladık.
"Gel bu tarafa gidelim."
Kafamla onayladım. Koşarak bir otluğun arasına girdik.
"Sen bu tarafa ben bu tarafa tamam mı?"
"Tamam güzelim dikkat et."
İlerledikten sonra ayak sesleri gelmeye başladı. Ağacın arkasına saklandım. Görünebilir miydim? Belki, heyecanlı mıydım? Dibine kadar. Kolumdan biri tuttu ve burnuma bir bez bastırdı.
   Ve..... Sonrası karanlık.

Merhaba arkadaşlar. Umarım beğenmişsindir. Beğendiyseniz yorum ve vote atmayı beğenmediyseniz yorumlara neyi beğenmediğinizi ve nası olması gerektiğini yazmayı unutmayın. İyi günler,iyi yazmalar ve okumalar. Takip etmeyi unutmayın.
Notumsu notçuk; arkadaşlar kuzenimin hesabı WattyKitten onunda hikayesine bakarsanız çok mutlu olurum eğlenceli bir hikaye. Sizleri seviyorum. ❤️😂😊