Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Üçüncü Perde | Üçüncü Sahne

Aynı yer. Rahip Lawrence'ın hücresi.

(Rahip Lawrence girer.)

RAHİP LAWRENCE

Buraya gel Romeo, gel buraya korkak adam.

Dert gönül vermiş iyi özelliklerine,

Felâketle kıyılmış senin nikâhın.

(Romeo girer.)

ROMEO

Pederim, ne haber var?

Prensin yargısı nedir?

Benimle tanışmak için elini uzatan keder hangisidir, bunu bilmiyorum daha.

RAHİP LAWRENCE

Benim sevgili oğlumun hiç yabancısı değildir

Bu türlü acı yoldaşlıklar:

Prensin yargısıyla ilgili haberler getirdim sana.

ROMEO

O yargı gününden hafif mi prensin yargısı?

RAHİP LAWRENCE

Daha yumuşak bir yargı çıktı dudaklarından:

Bedenin ölümü değil, ama bedenin sürülmesi.

ROMEO

Sürülmek mi!

İnsaf et, «ölüm» deyiver şuna;

Çünkü sürgünün bakışlarında daha çok dehşet var ölümünkinden.

N'olur, «sürgün» deme.

RAHlP LAWRENCE

Sen artık Verona'dan sürüldün;

Sabırlı ol, dünya geniş ve büyük.

ROMEO

Verona surlarının dışında dünya yok ki;

Araf var, işkence, cehennem,var yalnız.

Buradan sürülmek dünyadan sürülmektir,

Dünyadan sürülmekse ölümdür.

Bunun için yanlış adlandırılmış ölümdür «sürülmek».

Sen ölüme «sürgün» adı vermekle

Altın bir baltayla kesmiş oluyorsun başımı,

Sonra da gülüyorsun beni öldüren o vuruşa.

RAHlP LAWRENCE

Ne korkunç günah!

Ne hoyratça nankörlük!

Yasalarımıza göre ölüm bu suçunun cezası,

Ama iyi yürekli prens, yasaları bir yana itip senin tarafını tuttu da

Sürgüne çevirdi ölüm denen o kara sözü.

Değer biçilmez acımanın ta kendisidir bu, ama sen görmüyorsun ki.

ROMEO

Acıma değil, işkence bu!

Cennet burada, Juliet'in yaşadığı yerde.

Kedi, köpek, fare, her değersiz şey

Burada, cennette yaşayıp onu görebilsin de

Romeo göremesin! Leş sinekleri

Daha bir geçerli, daha bir şerefli,

Daha bir saygıdeğer durumda Romeo'dan:

Onlar güzel Juliet'in elindeki

O beyaz mucizeyi tutabilsin de,

Ölümsüz mutluluğu çalabilsin de dudaklarından

O dudaklar ki, kendi öpüşlerini günah sanıp

Kızarırlar saf ve bakir bir alçakgönüllülükle

Evet, bu hak sineklere tanınsın da

Romeo'ya tanınmasın, sürüldü diye!

Onlar özgür kişiler, bense sürgünüm.

Sen de kalkmış, sürgün ölüm değildir diyorsun ha?

«Sürgün»den başka şeyin yok muydu

Beni öldürmek için: ne bileyim, karılmış bir zehir,

Keskin bir bıçak, ya da birden öldüren

Herhangi bir ölüm aracı, ne olursa olsun,

Sürgün kadar bayağı olmasın da!

«Sürülmek» ha? Rahip efendi, bu sözü

Lânetliler kullanır cehennemde, onlar bile

Ulumaya başlarlar bu sözü duyar duymaz.

Sen ki kutsal bir Tanrı adamısın,

Günah çıkartansın, güvendiğim dostumsun,

Nasıl için elverdi de

Bu «sürgün» sözüyle perişan ettin beni ?

RAHİP LAWRENCE

Dur hele çılgın âşık, beni dinle biraz.

ROMEO

Sen bana sürgünden dem vuracaksın yine.

RAHİP LAWRENCE

Bu sözden korunman için bir zırh vereceğim sana:

Felâketin tatlı devası felsefeyi.

O seni sürgünde bile avutacaktır.

ROMEO

Yine mi «sürgün»? Yere batsın felsefe!

Felsefe dediğin bir Juliet yaratamadıkça,

Yerinden sökemedikçe bir şehri,

Prensin yargısını değiştiremedikçe, neye yarar?

Yeter, fazla söyleme.

RAHİP LAWRENCE

Görüyorum ki kulak yok delilerde.

ROMEO

Nasıl olsun, akıllılarda göz olmadıktan sonra?

RAHİP LAWRENCE

Bırak da birlikte görüşelim durumu.

ROMEO

Duymadığın şey üstüne konuşamazsın ki.

Sen de benim gibi genç olsaydın,

Juliet olsaydı sevgilin,

Onunla bir saat önce evlenseydin,

Öldürseydin Tybalt'ı,

Benim gibi delicesine severken,

Benim gibi sürülseydin,

O zaman konuşabilirdin işte,

O zaman yolardın saçını başını,

Kazılmamış mezarının ölçüsünü almak için kapanırdın yere,

Şimdi benim yaptığım gibi.

(İçeriden kapı vurulur.)

RAHİP LAWRENCE

Kalk, kapı vuruluyor. Saklan Romeo'cuğum.

ROMEO

Hayır, saklanmayacağım, inliyen yüreğin nefesi sis gibi sarmadıkça beni, araştıran gözlerden gizlemedikçe.

(Kapı vurulur.)

RAHİP LAWRENCE

Bak nasıl vuruyorlar!

Kim o?

Romeo, kalk, yakalanacaksın.

Durun biraz!

Kalk ayağa!

(Kapı vurulur.)

Yazıhaneme koş!

Geliyorum!

Hay Allah! Ne çılgınlık!

Geliyorum, geliyorum!

(Kapı vurulur.)

Kim bu kapıyı böyle çalan? Nerden geliyorsun? Ne istiyorsun?

DADI

(Dışardan)

İçeri gireyim, anlarsın niçin geldiğimi. Lady Juliet gönderdi beni.

RAHİP LAWRENCE

Hoş geldin öyleyse.

(Dadı girer.)

DADI

Ah kutsal rahip, söyle bana, kutsal rahip, nerde hanımımın efendisi, Romeo nerde?

RAHİP LAWRENCE

İşte gözyaşlarıyla sarhoş yatıyor yerde.

DADI

Ah, o da hanımımın durumunda. Tıpkı onun durumunda!

RAHİP LAWRENCE

Ah, ne hüzünlü benzeyiş! Ne acınacak durum?

DADI

O da böyle yatıyor, hıçkırıp ağlıyor, ağlayıp hıçkırıyor.

Kalk, kalk ayağa, erkeksen kalk;

Juliet'in hatırı için, onun hatırı için kalk da dik dur.

Neden böyle derin bir umutsuzluğa düşüyorsun?

ROMEO

Dadı!

DADI

Ah efendiciğim, efendiciğim!

Ne yapalım, öiüm her şeyin sonu.

ROMEO

Juliet mi dedin! Nasıl, ne yapıyor?

Çocukluk dönemindeki sevincimizi akrabasından birinin kanıyla lekeledim diye

Katil gözüyle bakmıyor mu bana?

Nerde kendisi? Ne yapıyor?

Benim gizli eşim ne diyor bizim iptal edilen aşkımıza?

DADI

Ah, ne desin efendiciğim, ağlıyor da ağlıyor,

Bir yatağa düşüyor bir ayağa fırlıyor;

Tybalt diye bağırıyor bazen,

Sonra da Romeo'ya sesleniyor,

Derken yere kapaklanıyor yine

ROMEO

Sanki bu ad, bir tüfeğin

Öldürücü namlusundan fırlayan kurşun gibi

Öldürdü kızı, o adın lânetli eli de

Akrabasına kıydı. Söyle pederim, söyle

Bu vücudun hangi aşağılık yerinde

Barınıyor bu ad, söyle de

O iğrenç yeri paramparça edeyim.

(Kılıcını çeker.)

RAHÎP LAWRENCE

İndir şu umutsuz elini! Sen erkek değil misin ?

Erkek olduğunu haykırıyor görünüşün,

Ama gözyaşların kadınca; çılgın davranışların

Yırtıcı bir hayvanın bilinçsiz öfkesini hatırlatıyor.

Erkek kalıbına yaraşmayan bir kadın!

Erkeğe de kadına da benzeyen bir canavar!

Beni şaşırtıyorsun. Kutsal görevim üstüne and içerim,

Daha sağlam yaradılışlı bilirdim seni.

Tybalt'ı sen mi vurdun? Kendini mi öldüreceksin?

Senin varlığınla yaşayan karına kıyacak mısın

Bu iğrenç nefreti kendine yönelterek?

Neden dil uzatıyorsun doğumuna, yere, göğe?

Doğum, yer, gök, bu üçü sende birleşiyor diye mi

Üçünü de elden çıkarmak istiyorsun?

Yazık, yazık! Ayıp ediyorsun

Kalıbına, sevgine, zekâna karşı;

Bol parasını yerinde kullanmayan

Bir tefeci gibi davranıyorsun,

Oysa donatman gerek güzelliğini, sevgini, aklını,

Erkek yiğitliğinden uzaklaşan

Mumdan bir sekilmiş meğer kalıbın.

Üstüne titremeye söz verdiğin sevgiyi öldürmekle

O sevgi andının boş bir yalan olduğunu

Göstermiş olacaksın.

Kalıbının ve âşkının süsü olan aklın,

İkisini de çarpıtarak,

Acemi bir askerin barutluğundaki barut gibi

Tutuşuyor bilgisizliğin yüzünden,

Kendi silâhınla paramparça oluyorsun.

Kalk oğlum kalk! Demin uğrunda can vermek istediğin

Juliet yaşıyor, mutlu olman gerek bunun için.

Tybalt seni öldürmek istiyordu,

Sen onu öldürdün, bunun için de mutlu olman gerek.

Seni ölümle tehdit eden yasa dostun oluyor,

Sürgüne çeviriyor cezanı,

Bunun için de mutlu olman gerek.

Bir yığın mutluluk konuyor sırtına,

Bütün ihtişamıyla sana gülüyor talih;

Ama sen, şımarık, somurtkan bir yosma gibi

Surat asıyorsun talihine, aşkına.

Dikkat et, dikkat, pek sefil can verir böyleleri.

Hadi, sözleştiğiniz gibi, git sevgiline,

Odasına çıkıp avut kendisini,

Ama sakın geç kalmayasın,

Sonra nöbetçi korlar, geçemezsin Mantua'ya.

Ben bir yolunu bulup evlenmenizi açıklayıncaya,

Tarafları barıştırıp prensin affını sağlayıncaya dek

Kalırsın orda, sonra biz seni çağırırız.

Giderken duyduğun kederin

Bin katı bir sevinçle dönersin o zaman.

Sen önden git, dadı, hanımına selâm söyle,

Ev halkını erkenden yatırmaya baksın; derin acı zaten çabucak uyulacaktır onları. Romeo geliyor.

DADI

Ah Tanrım, keşke bütün gece burda kalabilsem de en güzel öğütleri dinleyebilsem.

Ah, bilgi başka şeymiş meğer!

Efendim, hanımıma söylerim geleceğinizi.

ROMEO

Peki, tatlıma söyle de hazırlansın beni azarlamaya.

DADI

Buyrun, efendim, size vermemi söyledi bu yüzüğü

Hadi, acele edin, çünkü çok geç oluyor.

(Çıkar.)

ROMEO

Cesaretim yeniden doğdu bununla!

RAHİP LAWRENCE

Hadi artık. İyi geceler.

Durumun şöyle:

Ya nöbetçiler konmadan hemen kaç, ya da

Şafak sökerken kılık değiştirip öyle çık şehirden.

Mantua'da kal. Ben uşağını bulur,

Zaman zaman sana bildiririm

Burda olup bitenleri. Ver elini, geç oldu.

Güle güle. İyi geceler.

ROMEO

Şimdi sevinçler üstü bir sevinç beklemeseydi beni,

Acı olurdu böyle çabucak bırakıp gitmek seni. Hoşça kal.

(Çıkarlar.)

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro