Rogue
Kırmızı kostümlü,üstünde "DD" yazan,maskesinin ağızı açık olan biri gelip Taskmaster'ı elimden aldı "Sen Fell'in yanına git.Bunu ben hallederim".Bende başımla onaylayıp en yukarı kata,çatı katına çıktım.
Fell ile Wilson Fisk,ölümüne dövüşüyorlardı.İkisinin de üstü başı kan olmuştu.Wilson,ağır cüssesine rağmen oldukça atikti ve güçlüyü.Fell'i boğazından tutup yere yapıştırdı.
Ben de Fell'e yardım etmek için Kingpin'in arkasından koşup,ardından zıplayıp iki ayağım ile vurdum sırtına Kingpin'in.Kingpin,arkasını döndü.Beni görünce şaşırdı "Sende mi buradasın.Anlaşılan sen de ölmek istemiş canın".
"Dediklerine dikkat et pislik" deyip geriye atlayarak kalktım ve iki kart şarj edip fırlattım.Hiç bir etki etmedi kartlar.İçimden küfür savurdum,o sırada Fell,Kingpin'i arkadan bıçakladı.Kingpin'in bağırmasından sonra,Fell'i elinden tutup,tek eliyle arkadan öne doğru yapıştırdı.
Ben de koşup üzerine atladım Kingpin'in.Beni havada yakaladı ve beni çatının öbür ucuna fırlattı.Düşmekten kıl payı kurtulmuştum.Helikopter pistinde dövüşüyorduk.Pistin üzerine tekrar çıktım.Gördüm ki,Fell,Kingpin'i dövüyor "Ailemi öldürmeyecektin Wilson" diye bağırdı.
Kingpin,ise öfkelendi ve bir tekmeyle uzaklaştırdı Fell'i "Kimse bana ismimle seslenemez" Sonra Fell'i güreşçiler gibi iki eliyle havaya kaldırıp yere indirirken kafasına diz attı.
Fell'e yaptıklarından dolayı ben de öfkelendim ve Kingpin'in üstüne zıplayıp uçan yumruk atarak dövmeye başladım "Fell'i dövemezsin.Onu asla öldüremeyeceksin.Ben onu sevdiğim sürece".
Kingpin,karnıma vurdu,kafamı öne eğince de bir tane de aparkat vurdu.Fell'in yanına düştüm.O hiç bir şekilde hareket edemiyordu "Demek küçük kız öğretmeninden hoşlanıyor.Ne acıklı.En azından ikinizde öbür tarafta buluşursunuz artık".
"Oraya önce sen gideceksin" deyip bıçağını Kingpin'in bacağına sapladı ve oradan güç alıp ayağa kalktı Fell.Ben de geriye doğru yuvarlanarak kalktım.Kingpin,bıçağı bacağından çıkarıp Fell'in göğüsüne sokup havaya kaldırdı.
"Hayır,olamaz" deyip sopayı Kingpin'e fırlattım.Aninden Fell'i yere bıraktı.Yere düşünce bıçak biraz daha saplandı.Fell'in üstünden takla atarak geçip Kingpin'e sert darbeler indirmeye başladım.Fell'i öldürmesine izin vermeyecektim.Hayatımda hiç atmadığım kadar sert darbeler ile vuruyordum Kingpin'e.
Beni vurmak için silah çıkarıp ateş etmeyi denedi sersemlemiş halde fakat o kadar hızlıydım ki,o silahı çıkartır çıkartmaz elini ters çevirip,kırıp silahı düşürmüştüm ondan.
"Anna geriye çekil" diye bir ses duydum.Söyleyen Fell'di.Hemen yere eğildim.Üstümden bir bıçak geçip Kingpin'e saplandı.Ben de hemen ayağa kalkıp havada bir kere dönüp tekme atarak bıçağı daha da içeri soktum.
Kingpin artık iyice sinirlenmişti.Bıçağı saplandığı yerden çıkartıp kenara fırlattı.Üstüme doğru koştu,ben daha bir şey yapamadan beni kenara itti.Çok güçlü itmişti beni.Yaklaşık dört metre falan geriye gittim.Yerde yatıyordum.Yavaşça yaklaştı bana Kingpin.
Ceketinden bir tabanca daha çekti.Savaşacak gücüm kalmamıştı.Hareket edemiyordum.Ölmeyi bekliyordum.Başarısız olmuştum "Fell'den önce şu küçük *rosp*'yu öldüreceğim".Pek de yakın olmayan bir mesafeden Kingpin bana tabancayı doğrulttu.
Tam tetiği sıkacaktı ki,Fell,Kingpin'in üstünden atlayıp Kingpin'e sırtı dönük halde,sırtından yedi kurşunu.Fell'in vurulduğunu görünce hemen ayağa kalkmaya çalıştım.Fell yavaşça diz çöktü "Demek beni seviyordun" ardından yere düştü.Yüksek bir çığlık attım.
Fell'in başında ağladım.Ardından aklıma Kingpin geldi.Kafamı yavaşça ona doğru kaldırdım.Ama Fell'in yanından ayrılamadım.Konuşmuyordu.Umudumu kaybediyordum.
Kingpin,bana doğru tekrar doğrulttu silahını.Onu hiç önemsemedim.Fell'e bakıyordum.Yavaşça fısıldadı Fell "Şunu unutma Anna,duyguların karşılıksız değildi".
Kingpin,kurşunu sıkmıştı.Zaman yavaşladı.Fell'den aldığım güçler sayesinde ama engellemiyecektim.Fell'in yanında ölmek istiyordum.Beni sokaklarda yaşamaktan o kurtardı.Ona büyük bir borcum var.Onu arkamda bırakarak borcumu ödeyemezdim.
Gözlerimi kapadım,vurulmayı bekledim ama olmadı.Neden vurulmadığıma bakmak için gözlerimi açtığım da,karşımda Pietro duruyordu.Bana doğru bakıyordu,dedi ki
"Bunun geldiğini görmedin mi?"
Pietro da düştü.Onun yanına gittim.Kingpin,tam beni de vuracaktı ki,yaklaşan Shield araçlarını görünce helikopterini çağırdı ve ona binip kaçtı giderken "Sizinle bir daha görüşeceğiz" dedi.
Pietro'nun yanına gittim.Eldiven giymiş elini saçımın beyaz kısmında gezdirdi "Senin de saçın beyaz,tarzını beğendim.Amam benimki daha beyazdır" dedi ve saçı mı,kendi saçının üstüne koydu "Sence hangimizin ki daha beyaz Anna".Gözümden yaşlar akıyordu.Fell'i ve en yakın arkadaşı Pietro'nun vurulmuş hallerini yerde görmek.
Tekrar Fell'e döndüm "Fell,cevap ver lütfen.LÜTFEN!Cevap ver Fell".Fell,fısıldayarak konuşmaya başladı "Shield buraya geliyor.Kaçmalısınız Anna,Wanda'yı ve diğerlerini alıp uzaklaşın buradan"bir anahtar ve bir kart uzattı "Bunlar mekanın ve arabaların anahtarı,bu da içinde yüklü miktar para olan banka hesabı.Ben dönene kadar bunlar sende kalsın.Beni ve Pietro'yu dert etme.Tekrar senin yanına döneceğim Anna,söz veriyorum".
"Ama Fell seni bırakama-" derken Fell beni kavradı ve dudaklarımız birbirine değdi.O an ondan bir çok şey alıyordum ama ikimizin de umurunda değildi.Sonra dudaklarımız ayrıldı "Şimdi git Anna,Pietro ve ben en yakın zamanda döneceğiz".
Pietro'ya döndüm o da bize bakıyordu "Fell haklı,ne bana,ne de Fell'e bir şey olacak.Ölmeyeceğimize söz veriyorum.Şimdi kardeşimi ve diğerlerini alıp git Anna" dedi Pietro o gözleri ile bana bakarak "Şu anda tek isteğim arkadaşım ile vakit geçirmek".
Gözümden akan yaşları sildim "Tamam,diğerlerini almaya gidiyorum.Amam tekrar görüşeceğiz her ne olursa olsun" dedim.O gece karanlığın da,ay ışığı parlarken.
Aşağı katlara koştum,giderken bir daha onlara baktım,Shield helikopteri yaklaşırken onlar yan yana gelmiş yıldızları izliyorlardı.Kendi kendime gülümsemeyi denedim fakat olmadı.
Taskmaster yerde baygındı ve kırmızılı adam gitmişti.Wandayı bulup ona binayı terk etmemiz gerektiğini söyledim.O da kardeşini kurtarmak istedi fakat Shield askerleri çatıyı koruma altına almışlardı.
Ardından diğerlerini bulup Kingpin'in kulesinden çıktık.Koşarak kaçıp minibüse tekrar binip uzaklaşmıştık.
Herkes üzgündü.Wade bile ağlıyordu.Marc bir şey demiyordu.Hepimiz ikisini kurtarmak istedik fakat hepimiz biliyorduk Shield ile başa çıkamayacağımızı.Kingpin'i öldürmeye o kadar yaklaşmışken bütün çaba boşa gitmişti,üstelik iki adam kaybetmiştik.
**
Yolda pek konuşmamıştık.Marc beni Fell'in mekanına bıraktı "Eğer bir ihtiyacın olursa Anna.Hiç çekinmeden bana söyle" dedi.Bende sadece "Tamam" dedim.Ardından Wanda ve Wade'i evlerine bırakmak için minibüsü alarak gitti.Sonuçta Fell'in arkadaşı olduğu için ve benim de ihtiyacım olmayacağı için bir şey demedim minibüsü almasına.
İçeri girer girmez kendimi koltuğa attım.Hala ağlıyordum.Olanları kabullenemiyordum.Nasıl onları orada bıraktığıma inanamıyordum.Yavaşça deniz kenarındaki sandalyeye gidip oturdum.Ay ışığının denize yansımasına bakarken düşünmeye başladım Fell ne zaman dönecekti
Bir kaç gün sonra
Marc sayesinde Fell'in canlı olduğunu ve mahkemesi olduğunu öğrendim.Mahkemesine,onu bir daha görmek için gittim.Yaşıyordu,fakat hakim ona haneye tecavüz suçundan ömür boyu hapis verdi.Orada bağırmamak ve hakimi öldürmemek için kendimi zor tuttum.Fell'in beni görmesini istemedim.
Artık onla ne zaman görüşeceğimi bilemiyordum.Ömür boy hapiste yatacak olan birini ne zaman görebilirdim ki,ben de Fell'e yardım ettiğim için onu ziyarete gidemezdim.Bende onun mekanında kalmaya başladım.
Bir kaç hafta sonra kendime gelebilmiştim.Bir cafede garsonluk yapıyordum.Nadya adındaki bir kızla yakın arkadaş olmuştum.Gayet cana yakın bir insandı.Haftalarca aynı şekilde hayatımı sürdürdüm.Olabildiğince Fell ve Pietro'yu düşünmeden.
On ay sonra
Gece saatleriydi telefonuma bir mesaj gelmişti.Gece saatinde mesajın kimden olduğunu öğrenmek için telefonu elime aldığımda gördüm ki, Victor mesaj atmış,mesaj da
"Senin mutant güçlerine ihtiyacımız var Anna.Osborn ile savaşıyoruz.Yardımına ihtiyacımız var.Lütfen gel".
Ben de yapacak bir şey olmadığından bütün sinirimi Osborn'dan çıkarmak için kabul ettim
"Tamam geliyorum.Yoldayım".
Ardından Fell'in bana aylar önce aldığı üstünde kuru kafa olan tişörtü giydim.Sopamı ve kartlarımı da aldım.Oraya Anna olarak gitmiyordum.
Ben artık Anna Marie değildim.Anna Marie ölmüştü.
Ben Rogue'um
Son
Yazar:Marvelismarvel (Ahmet Pozan)
Final Kapak:NatRomanova
Diğer Kapaklar:Marvelismarvel
İhtiyaç Anında Başvurulan Kişi:NatRomanova
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro