Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Psycho

Wade ve Fell'in kavgasını izlemeye dayanamayıp "Artık kesin lütfen! diyerek merdivenlerden aşağı indim.Aşağı indiğim de ikisi de kavgalarını bırakıp bana baktılar.Fell,saçını kaşıyarak "Anna, sen yatmıyor muydun?".Wade ise kılıçlarını kınına koyarak "Çantamda ki chimichangaların kokusunu alınca dayanamayıp gelmiştir".Şaşırmıştım,çünkü chimichanganın ne olduğunu bilmiyordum.

Merak içinde Wade'e "Peki chimichanga ne?" diye sorduğumda Wade,dibime kadar geldi "Sen nasıl chimichanganın ne olduğunu bilmezsin.Chimichanga harikadır,dünyanın en güzel yemeğidir.Senin sorunun ne?".

Fell sonunda Wade'in kızmasına dayanamayıp bağırdı "Bilmiyorsa ne olmuş yani.Sen seviyorsun diye herkesin de sevmesi gerekmiyor.Ayrıcana Amerika'da yaşıyan bir kız,nasıl Meksika yemeğini bilsin?".Wade ise elleri ile maskesini çekiştirerek "Ama chimichanga çok güzeldir.Bir insan onsuz nasıl yaşayabilir anlayamıyorum.Neyse ki ben sana chimchanga yedirdim de,haberin olmasını sağladım".Fell ise umutsuzca yere baktı "Evet Wade,hatırladım o günleri.Tanrıya şükür artık öyle şeyler yapmıyorsun".

Fell,biraz düşündü.Düşünmesini bitirince de Wade'e dönüp "Bence artık gitsen iyi olacak".Wade de "Tamam,ben gideyim de siz ikiniz yalnız kalın" ve işaret parmaklarını birbirine sürttü.Fell ise onu sırtından iterek "Hadi Wade,senin iş yapma zamanın geldi.Hadi git ve şu lanet olasıca işlerini hallet".

Fell,Wade'i arabasına bindirerek oradan uzaklaşmasını sağladı.Wade gittikren sonra "oh" çeken Fell,bana doğru geldi "Wade'in dediklerini aldırma,o tam bir kaçıktır.Delinin önde gidenidir".

Ben de konuşmaları yüzünden merak ettim ve sordum "Sizin arkadaşlığınız ne kadar uzun süredir sürüyor".Fell,kafasının arkasını kaşıyarak "Çok uzun olmadı fakat,iyi arkadaşlarız şu anlık.Her an beni öldürmeyi denemesi hariç tabi".

Bende endişeli bir suratla "Bu senin için tehlikeli değil mi?".Fell ise elini 'boş ver' anlamında salladı "Mutasyonum sayesinde bana vurması hiç kolay değil.En azından uzak menzilli silahlarla".

Şaşırmıştım.O da mı mutanttı?Hayretler içerisinde "Peki senin mutantlığın ne".Fell ise ellerini ovuşturdu "İstersen bunu şurada oturarak anlatayım" deyip deniz kenarında ki iki sandalyeyi gösterdi.Mekan deniz kenarında olduğu için bazı avantajları vardı.

Fell ile oraya oturduktan sonra bana anlatmaya başladı.

"Babam,zamanın da Kingpin'in en önemli korumalarından biriymiş.Kingpin'de ona gereken önemi veriyormuş.Onu kaybetmek istemediğinden Kingpin,onun çevikliğini,hızını arttıracak bazı deneylere sokmuş.Bu deneyler seans seans yapılmış.Yaptıkları deneyler babamda hiç bir işe yaramamış.Daha da kötü olup kalp krizinden ölmüş.

Annem ise babam öldükten iki hafta sonra hamile olduğunu öğrenmiş.Ben de bundan yıllar önce öğrendim ki babam o deneyde ki ilaçları sadece içinde taşıyıcılık yapmış.Babama yapılan her deney,benim içimde.Bu da benim mutasyona uğrayıp,gereğinden fazla hızlı ve çevik olmamı sağladı.Kafama dayanmış bir tabancanın kurşunu benim kafama değmeden kaçabilecek kadar.Sonuç olarak ben de senin gibiyim".

Dediklerinde etkilenmiştim.O da aynı benim gibi bir mutantmış.Gözümü başka yöne çevirdim "En azından sen birine düşünmeden dokunabiliyorsun.Eldivenle dokunulmak ve ya dokunmak zorunda değilsin".Fell bir an duygulandı ve elini yanağıma koydu.Tabi eldiveni vardı.

"Üzülmene gerek yok Anna,kendini insanlardan farklısın diye ucube demene gerek yok.Bu seni özel yapar.Normalden farklı.Bana da ucube dediler.Onları ölümden kurtardığım da ise ayağıma yapışıp yalvardılar.İnsanlar anlayamadıklarından hem korkar,hem de yanına sığınır"

Tam o sırada Fell'in cep telefonu çaldı.Aniden Fell,ayağa kalktı ve telefonu cevaplamak için biraz uzaklaştı.Bir kaç defa "Evet,tamam,anlaşıldı" dedikten sonra telefonu kapattı ve bana dönüp "Sonunda o serserilerin mekanını bulmuşlar hadi Anna,gidip basalım orayı.Sen de gel".Fell'in bunu demesine biraz endişelenmiştim.Beni savaş alanına götürmek için bu kadar mı istekliydi ama bir yandan da beni koruyacağını söylemişti.

O yüzden fazla tereddüt etmeden "Tamam,gidelim" deyip beraber aracına gittik.Bu sefer öncekinden farklı olarak vanına bindi.Van,yani arkasına eşya koyulan,iki kapılı olan araçlardan Fell'de olduğunu görünce "Bunu ne kadar sık kullanıyorsun?".

Fell ise bindikten sonra "gel" işareti yaptı.Araca bindikten sonra eliyle içeriyi gösterdi "Böyle bir cephaneye ihtiyacım olduğu zaman bu aracı alıyorum".Bir baktım ki,aracın için silah ile dolu.Fell,üstünde ki kuru kafa tişörtünü düzeltti ve yola çıktık.

Yolda iken heyecanımdan Fell'e sordum "Gideceğimiz yer ne kadar tehlikeli".Fell ise sırıtarak "Pek değil,sadece basit gangisterler o kadar.Endişelenmene hiç gerek yok Anna".

Yarım saatlik yol sonucun da varmamız gereken yere varmıştık.Fell,araçtan inip arka kapıyı açıp silahlara bakmaya başladı.Karar veremeyince gözü kapalı seçti.

Sonuç olarak yanına iki Shotgun,iki MP5,iki Desert Eagle,iki bıçak,iki bomba ve son olarak da bir M4A1 aldı Fell.Onun bu kadar silahlandığını görünce "Neden basit gangisterlerle savaşmaya giden bir adam gibi durmuyorsun şu an da".Fell ise Shotgun'ının sürgüsünü çekerek "Her ihtimale hazırlıklıyım.

Onun silahlanmasından sonra beni unutmadığını umut ederek "Peki ben,beni bu kadar getirdin,silah vermeyecek misin?".Fell de ani bir şaşırma ile "Tabi ya,seni unutmadım merak etme.Al,bunları senin için getirdim.Henüz öldürmeye hazırlıklı olmadığını biliyorum.O yüzden bu bayıltıcı silahları sana getirdim".

Fell'in uzattığı tabancaları görünce aldım ve belime koydum.Fell ise Shotgun'larını çarpı şeklinde sırtına,M4A1'i onun ortasına,Desert Eagle'ları belinin sağ ve soluna,MP5'leri belinin arka kısmına,bombaları iki koluna,bıçakları ise bacaklarına koyan Fell,ayaklarına kadar uzanan pardesüsünü giydikten sonra "Hadi gidelim"

Hava kararmıştı ve Fell ara sokağa girmişti.Ara sokağı kullanıp binaya depo kısmından girmeyi planlıyordu.Depo kapısının önüne gelince tam kapıyı açacaktı ki ona bir soru sorup durdurdum "Peki benim çatışmaktan korkmayacağı mı nereden bildin?".Fell elini omuzuma koydu "Çünkü sen Remy'nin kardeşisin".

Ardından Fell tabancalarını çıkarıp içeri daldı.İçeride kumar oynayan adamları görünce beşinden ikisini vurdu.Fell'in içeriye girdiklerini görünce adamlar masadan kalkıp siper aldılar.Ben de içeri girip Fell'i yanına siper aldım.Mekan bir yuvarlak masa ve bir sürü üst üste binmiş kutulardan oluşuyordu.Tavanda sadece dört aydınlatma vardı.

Çatışmanın ortasında kalınca siperden çıkmadım ama Fell kutunun üstünden kayarak atladı.Kayarken,adamların birini vurdu,diğerinin üzerine atladı ve kafasına sıktı,bir diğerinin onun arkasından ateş ettiğini görünce arkasını dönüp botunun üstünde duran bıçağı çıkardı ve kurşunu kesti.Kurşunu kestikten hemen sonra silahı ile adamı öldürdü.

Çatışma sesini duyan adamların üst katlardan alt katlara indiği duyuluyordu.Fell,tabancalarının mermilerini yenilerken bir adam onu gafil avlayacaktı ki,o adamı ben vurdu.

Fell,tabancalarının kurşunlarını yeniledikten sonra arkasında ki şok geçiren adamı görünce,bana dönüp "Aferin çabuk öğreniyorsun.Nişancılığın hiç fena değil".Adamların geldiğini fark edince durduğu yerdeki kutuya siper aldı ve ikimizde gelenleri vurmaya başladık.

Gelen her adam odada bir saniye ayakta duramıyordu.Sırasıyla hepsini vuruyorduk.En sonun da adamlar gelmeyi kesmişti.Biz de mutlulukla bir üst kata çıkacakken,bir kalkan merdivenden sekerek bana çarpacaktı ki,Fell beni kurtardı son anda.

Gelen kalkan,duvara saplanmıştı.Üzerinde 'T' harfi olduğunu fark ettim.Aynı detayı Fell'de fark etti fakat o,benden daha çok korkmuştu.Aniden "Anna,buradan çıkmalısın.Hemen!".Ben de Fell'in dediğini yapıp oradan çıkacaktım ki,kapı kapandı ve kilitlendi.

Fell,öfkesinden duvarı yumruklarken fısıldadı "Seni öldüreceğim Microchip".Ardından merdivenlerden ses duyuldu "Fell Castle.Uzun süredir senle kapışmayı bekliyordum.Sonunda hayalimi gerçekleştirebileceğim".

Fell'de arkasını döndü ve ellerini kütleterek "Madem kaçış yolu yok.Kapışacağız,ama baştan uyarım.Buna pişman olabilirsin Taskmaster".

Onu dedikten sonra merdivenlerden biri inmişti.Kostümü mavi,kapşonlu,kuru kafa maskesi olan biri indi merdivenden ve elindeki silahları indirerek "O kuru kafanı yerinden sökeceğim".Fell'de silahlarını indirdi

"Sende de kuru kafa var,biliyorsun değil mi?"




Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro