Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Offer

Fell ile Pietro'nun kapışmasından sonra Wanda ile ben ranza da,Pietro ve Fell ise koltukta yatmışlardı.


Sabah uyandığımda Wanda hala yatıyordu.Neresi açık,neresi kapalı belli olmayan Wanda'yı odada bırakıp aşağı indim.Fell ile Pietro,televizyon karşısındaki çiftli koltukta yan yana yatmışlardı.


Onları uykudan uyandırmak istemedim ve ön girişin sağında kalan merdivenden aşağı,banyoya girip bir duş aldım.Duştan çıktıktan sonra Fell ve Pietro hala uyuyordu.Wanda'dan da bir ses yoktu.


Mekanın dışındaki içi mutfak olan kamyonetin içine girdim.Hemen bir pastırmalı omlet yapıp orada yedim.Ardından yine içeri girdim.Ne yapacağımı gerçekten de bilmiyordum.


Fell ve Pietro'nun yattığı koltuğun yanında duran koltuğa oturup telefonumu çıkardım.Telefondan Victor'un müsait olup olmadığına baktım.Müsait'ti,ona mesaj yazmayı düşündüm ama ne yazacağımı bulamadım.Günlerdir görüşülmeyen bir sevgiliye nasıl bir mesaj atılabilirdi ki?


Telefonu tekrar cebime koydum ve televizyonu açtım.Televizyonda Avengers animasyonu vardı,ben de onu izlemeye başladım.Dakikalarca onu izledim.Her Black Widow'u gördüğümde onun da Wanda gibi biri olup olmadığını merak ediyordum her ne kadar sorumu Matt Murdock yanıtlamış olsa da.


Ben hala Avengers animasyonu izlerken Fell uyandı.Uyanır uyanmaz kafasını sirkeleyip neredeyim ben tarzı bir baktı etrafa.Ardından beni görünce "Günaydın Anna,Pietro'yu gördün mü?".


Elimle onun yanını gösterdim.Fell,kafasını yana çevirince Pietro'yu gördü.Yavaşça Pietro'nun kafasını omzundan kaldırdı "O sonuncuyu içmeyecektim anlaşılan" dedi Fell kendi kendine.


Fell ayağa kalkınca o da,mekanın dışındaki mutfağa gitti.Kendisine tost yapan Fell "Sana da tost yapayım mı?" dedi.Ben de kafamı hayır anlamında salladım.Tostu hemen orada yedi Fell sanki kırk yıllık kıtlıktan çıkmış gibi.


Fell,yemeğini bitirip tekrar içeri gelirken Wanda da uyandı.Pietro hala uyuyordu.Merdivenlerden aşağı indi Wanda.İner inmez Fell ona tost uzattı.Wanda da bir şey söylemeden aldı ve yedi.


Fell sonunda dayanamadı ve Pietro'yu da uyandırdı.Pietro,hızlıca kalktı.Kalkar kalkmaz önünde,ona tost uzatan Fell'i gördü "Tabi ki" diyere aldı tostu elinden.Hızlıca yiyerek bitirdi.


Dördümüz de ayaktaydık "Peki şimdi ne yapacağız.Otursak bari" dedi Wanda ve haklıydı."Wanda haklı oturalım şuraya" diyerek ona destek oldum ve dördümüz de televizyon karşısındaki koltuklara oturduk ve konuşmaya başladık.


Pietro meraklıca sordu "Yemek de yedik tamam,sırada ne var?"


"Plan yapacağız" dedi Fell,koltuğa yaslanmış derin düşünürken.


"Ne planı?" dedim ikisine de bakarak.


"Kingpin'i öldürmeyi amaçlıyorsunuz değil mi?" Wanda bir anda atlamıştı lafa.


"Yine zihin mi okudun Wanda?" dedi Fell kafasını Wanda'ya çevirerek.


"Tamam,tam olarak Kingpin'i nasıl öldürmeyi amaçlıyorsunuz?" diyerek Fell'in dikkatini bana çevirdim.


"Dün Fell ile bunu konuştuk.İki kişi daha çağıracağız ve doğrudan saldıracağız. Hiç bir sinsilik planı yapmadan." dedi Pietro önündeki masaya bakarak.


"Peki ölme riski.Kingpin'i öldürmek kolay değil sonuçta.Her yerde adamları var" dedim endişeyle.Çünkü ölebilirdik ama başarmanın sonucu da büyüktü.Bu şehrin Kingpin'den temizlenmesi sayesinde yepyeni bir sayfa açılabilir.


"Amacımı gerçekleştirmediğim sürece asla ölmeyeceğim.Bu süre içerisinde ölmeyi kabul etmiyorum" dedi Fell.


"Peki kim bu iki kişi" dedim."Wade ve Marc" diyen Pietro'dan cevabımı aldım.O deli Wade ve çok düşünceli Marc,bizimle Kingpin'in kulesine mi dalacaktı?Şeklinde sorular kafamda dönüyordu "Peki ne zaman başlıyoruz davet etmeye " dedim.Fell koltuktan kalktı "Şimdi,hadi kalkın.Gidiyoruz" dedi.


Hepimiz Fell'in minibüsüne bindik.Dört kişi,Marc'ın evine gidiyorduk.Yol boyunca ben dışarıyı izledim,Pietro ile Wanda ise telefonları ile oyalandılar.Oraya vardığımız da kapının önüne dizildik.


Kapı açılınca sırayla çıktık.Marc,yine aynı koltukta,aynı yöne bakarak oturuyordu "Dur tahmin edeyim.Kingpin'i öldüreceksiniz ve buraya yardım etmem için teklif yapmaya geldiniz,değil mi?" deyip ayağa kalktı Marc.Yüzünde maske yoktu bu sefer ama bembeyaz kıyafetleri hala üstündeydi.


"Tabi ki yardım ederim.Fell'in bana ettiği yardımlardan sonra.Bunu yapmak zorundayım,o yüzden.Sizinleyim" dedi Marc."Peki bize hangi yeteneklerinle yardım etmeyi düşünüyorsun Marc" dedim.


Marc,hafif sırıttı ve masanın üstündeki kumandayı alarak üstündeki düğmelerden birine bastı.Ardından duvarın içinden bir zırh beliriverdi.Normalden daha üstün bir zırh olduğu belli oluyordu.


Fell bana niye bunu şimdi sordun ki şeklinde bir bakış attıktan sonra Pietro,hızlıca evi dolaştı.Bütün salonun etrafında tur attıktan sonra Pietro durdu,Marc'da gözlerini Pietro'ya odakladı.


"Bayağı hızlıymışsın.Yeteneğinden etkilendim" dedi Marc.Fell ona yaklaşıp omuzundan tuttu "Peki şimdi gidiyormuyuz Marc,yoksa bekleyecekmisin.Çünkü bir kişiye daha soracağız".


Marc,Fell'in elini üstünden çekti "Siz gidin ve arkadaşınızı alıp gelin.Sonra burada daha detaylı bir plan yapıp zamanın gelmesini bekleriz".Fell başıyla onayladıktan sonra "Hadi arabaya.Şimdi o küçük deliyi bulacağız.


Tekrar arabaya bindik bu sefer nereye gideceğimizi söylemedi Fell.Yolda giderken bir anda ağabeyimin hatıraları gözümde canlandı.Uzun saatler boyunca o anılardan kurtulmaya çalışsam da,pek işe yaramadığını o an anladım.


Bir çok farklı şey gördüm.Ağabeyimin gözlerinin gerçek hali,casino'larda nasıl çatışmaya girdikleri.Dövüşmesi güçlerini kullanması.Bunların hepsini görüyordum sanki bir hayal gibi.Ağabeyimin artık sadece beynimde ve kalbimde yaşadığını tekrar hatırladım.


Neler hissettirdiğimi kimseye çaktırmadım.Sanki uyuyormuş gibi gözlerimi kapadım ve bekledim.Ağabeyimin gizli dövüş teknikleri olduğunu öğreniyordum Fell aracı kullanıp Wade'i ararken.


Çok alakasız bir anda görüyordum bu anıları ve uzun bir zamandan sonra olmuştu.Kendimi garip hissettim.Ben ağabeyimin anıları ile yüzleşirken Fell Wade'i burada bulabileceğimizi söyledi.Dördümüz de arabadan indik.


Geldiğimiz yer,eski bir oyuncakçı dükkanı idi.Pietro şaşırmış halde bakıyordu fakat Wanda,daha önce burayı biliyormuş gibi davranıyordu.Fell,ne olur ne olmaz diye yanına pompalı tüfek alarak girdi içeriye.Tabi bileğindeki gizli bıçakları da sayarsak,aslında başta hazırlıklıydı.


İçerisi,kenarları boş olan,ortada bir çok oyuncakla oynayan kırmızı-siyah bir tayt giymiş bir adam.Sadece ortada Wade ve oyuncaklar vardı.Biz geldiğimiz de Wade,oyunca T-Rex'i ve lokomotifli treni havada çarpıştırmakla meşguldü.Bir yandan da kendi kendine sesler çıkarıyordu "Çuf çuf,BAM,dışın dışın,ciüv ciüv".


Bizim geldiğimizi görünce adeta gözleri parlar gibi oldu.Elindekileri bırakıp hemen üstümüze koştu.Fell,her duruma karşı bileğindeki bıçakları hazır tutuyordu.


Wade,önce Fell'e sarıldı.Sonra da bana ve Wanda'ya.Gerçi Wanda'ya dokunurken gizlice dokunmayı da ihmal etmedi.Pietro'ya ise tuhaf tuhaf baktı "Sen kimsin dede saçlı".


"O bizden biri,dostumuz Wade.Buraya önemli bir şey için geldik" dedi Fell.Wade,Fell'e döndü "Önemli mi?Adam öldürecek miyiz?Patlamalar,kurşunlar,aksiyonlar olacak mı?".


Fell gülümsedi "Hepsi olacak Wade,eğer bize yardım etmek istersen".Wade,Fell'in bacağına sarıldı "Lütfen,lütfen yanına al beni,adam katletmek istiyorum.Patlama görmek istiyorum ama bunları seninle yapmak istiyorum FELL!!!Her ne kadar bunlarda eğlenceli olsa da (eliyle oyuncakları gösterdi) lütfen,LÜTFEN!!!".


"Tamam,zaten seni çağırmak için geldik.Senin kabul etmen gerekiyordu" dedi Fell bacağını sirkeleyerek.Wade aniden kalktı "O zaman aksiyon,patlama,göğüsler bizi bekliyor".Pietro aniden lafa girdi "O son dediğin pek olmayacak adamım".


Wade şaşırdı "Nasıl göğüs olmaz.İyi de göğüs olmayan Wattpad hikayeleri okunmuyor ki,niye burada olmayacak.Biz mi ekleyeceğiz o zaman.Wattpad'de her zaman göğüslü hikayeler okunuyormuş.Ben okumadım çünkü okumak SIKICI!!!".


Fell,oyuncakların yanına gitti,biraz bakındıktan sonra "Hadi gidelim o zaman Wade gitmeyi kabul ettiyse".Beşimiz de araca bindik.Wade aracı gördüğün de yine konuşmaya başladı "Bunla mı gideceğiz?Peki nereye gidiyoruz?Ne zaman gidiyoruz?Nasıl gidiyoruz?Wolverine böyle pasta yapmayı nereden öğrendi".


"Wolverine ne alaka Wade" dedim çünkü sebebini anlayamamıştım."Benim adım Deadpool,sadece kuru kufa Fell bana Wade diyebilir.Benim adım Deadpool".


Arabaya bindiğimizde Wade konuşmaya devam etti.Yolda giderken de konuştu,konuştu ve konuştu.Çok fazla konuşuyordu Wade.Sürekli saçma hikayeler anlatıyordu.Gerçek olamayacak hikayeler.Gerçi Wade'in anlattıklarına Wanda gülüyordu.Pietro ise pek oralı değildi.


Wade'in son alaycı sözü ise dikkati mi ona çevirmemi sağladı


"Benim adım Clark Kent ve süper kahraman kimliğimi gözlüğüm sayesinde fark edilmemesini sağlıyorum,yey ben Superman'im"







Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro