Blood
Fell ve karşısındaki kuru kafa maskeli adam birbirlerine bakıyordu.Bakışmayı Taskmaster denen adam bozdu.Belindeki SMG'leri çıkartarak Fell'e ateş etmeye başladı.
Fell,üstüne gelen bütün kurşunları bileğine taktığı metal bir parça sayesinde saptırdı.Ben köşede kutunun arkasına saklanmış onları izliyordum.Bunu gören Taskmaster "Bunları saptırabileceğini düşünmemiştim.Zorlu bir rakip olmuşsun.Zorlu rakipleri severim".
Fell'de buna sırıtarak cevap verdi "O zaman bana aşık olacaksın.Fell,Taskmaster'n üstüne koştu ve kılıcını çekti.Fell kılıcını çekince Taskmaster elini havaya kaldırdı.Elini havaya kaldırınca duvara saplanmış kalkan,Fell'in arkasından ona çarpacak şekilde Taskmaster'a doğru geliyordu.
Fell tam Taskmaster'a vuracaktı ki arkasından gelen kalkanı fark edip havada takla atarak kalkanı yakaladı.Kalkanı yakalayıp yere inince kalkanla Taskmaster'a saldırdı.Taskmaster,ustaca hamlelerden sıyrıldı.Fell,ona hiç bir zarar veremedi.
Fell'in son hamlesinde Taskmaster onu kolundan kavradı ve onu kalkandan ayırıp kendi koluna taktı kalkanı.Bu sefer Taskmaster kalkanla saldırmaya başladı Fell'e.Fell elindeki kılıçla karşılıyordu Taskmaster'ı.Fell,her hamlesinde daha hızlı olmaya başladı.Taskmaster'da her savunmada hızlanmaya başladı.
İkisi bir kaç hamle sonrasında bayağı hızlandı.Fell,saldırmaya devam ederken Taskmaster'da saldırıya geçti.Taskmaster savaşırken konuştu "İstediğin kadar zorlu ol yine de beni yenemezsin Fell".Fell'de ona cevap verdi "Erken konuşma Taskmaster hareket kopyalaman seni kurtaramaz".Taskmaster geriye atlayarak cevap verdi "Beni kurtarıp kurtaramayacağını bilmem ama seni kurtarmayacak".
Fell cevap vermeden tabancalarını çıkardı ve şarjörlerini bitirene kadar ateş etti.Taskmaster kalkanı ile hepsinden kurtuldu.Fell şarjörlerini değiştirdi ve bu sefer tek bir tabanca ile tek bir atış yaptı.Normalden farklı olarak bu sefer kolunu sabit tutmak yerine savurmuştu.Kolunu savurarak attığı mermi falso aldı ve Taskmaster'ı yandan vurdu.
Taskmaster,Fell'in bu hamlesine şaşırdı "Kurşun bükmek,seni son gördüğümden beri bayağı ilerleme kaydetmişsin Castle.Ne yazıkki sonun diğer bütün Castle'lar gibi olacak,ÖLÜM!".
Taskmaster,Fell'e kalkanını fırlattı.Fell metal bilekliği ile kalkanı saptırdı.Kalkan bana doğru geldi ve yanımdaki kutuyu kırdı.Kutu kırılınca bağırdım.Taskmaster beni fark edince bana doğru geldi "Biliyor musun Fell?Birini öldürmektense,sevdiğini öldürmek daha acı vericidir".
Fell öfkeyle bağırarak dengesizce Taskmaster'a koştu.Elinde bıçak vardı ve amacı onu saplamak gibi duruyordu.Üstüne koşup zıpladı fakat Taskmaster kalkanı ile onun kafasına sertçe vurunca geriye doğru uçtu.Taskmaster bana doğru yaklaştı.Boğazımdan kavrayarak kaldırdı beni havaya.Eldiveni olduğu için güçlerim işe yaramazdı.
Çırpınmaya başladım fakat bir işe yaramıyordu adam çok güçlüydü.Beni bir anda kavradığı için elektrik tabancasını da yere düşürdüm.Kafama silahı dayadı "Bakalım küçük Punisher sevdiği ölünce ne yapacak?".
Kafama silah dayanmıştı.Bir şey yapmalıydım.Bende istemeden olsa da bir anda silahı kavradım.Silah bir anda mor bir ışıkla parıldamaya başladı.Olan olaya ikimizde şaşırdık.Silah iyice parıldadıktan sonra bir anda bomba gibi patladı.
Silahın patlamasının etkisiyle Taskmaster geriye doğru sersemleyerek çekildi.Fell bunu fırsat bilip ona arkasından saldırdı fakat Taskmaster sanki bunu biliyormuş gibi bir anda arkasını döndü ve onun boşluğuna yumruğunu geçirdi.
Boşluğuna gelen yumrukla sersemleyen Fell'e bir kaç darbe daha indirdi Taskmaster.Fell yere yığıldı.Fell yere yığılınca Taskmaster ona doğru bakarak "Tanrıya dua et,bu dövüşe devam etmeyeceğim için".
O kaçmadan önce yerdeki parçalanmış tahta parçalarından birini aldım.Alır almaz o da mor ışıkla parıldadı.Elimdeki parıldayan tahta parçasını Taskmaster'a doğru fırlattım.Ne yazık ki ıskaladım ve Taskmaster'ın kaçtığı merdivene isabet etti ve patlamanın etkisiyle yukarıya çıkan merdiven kapandı.
Hemen Fell'in yanına koştum.Eldivenli ellerimi onun sırtının üstünde gezdirdim.Bir çok çiziği vardı.Yerden kalkamıyordu "Fell,çıkıp yardım çağırıyım mı?".Bunu diyince Fell bir anda beni bacağımdan kavradı "Hayır,sakın bunu yapma Anna.Ben ne yapacağımı biliyorum"
Cebinden telefonunu çıkarıp bir numara çevirdi Fell.Kulağında telefonla bir süre sonra karşı taraf telefonu açtı ve Fell konuşmaya başladı "Doctor,yardımına ihtiyacım var.Biliyorum bu ay ki kotayı doldurdum fakat bu çok ciddi.Hepsine böyle diyorum çünkü hepsi ciddi.Lütfen Doctor.Lütfen".
Önümüzde bir ışık belirince telefonu kapattı Fell.Işık parıldadıktan sonra içinde bir kişi belirdi ve ışık söndü.Işığın içinde beliren adam uzun boylu,siyahi,yaşlıydı ve siyah takım elbise giymişti.Elleri arkasında olarak beliren adam Fell'e ve bana baktı "Evet,bu sefer durum gerçekten ciddiymiş".
Fell,kafasını zor kaldırdı "Sana söylemiştim Doctor.Önce bunu hallet de sonra konuşalım".Doctor ellerini ovuşturdu "Tabiki hallederim".Eğildi ve eğildiğin de bana selam verdi.Bende onun selamına cevap verdim ardından elini Fell'in vücuduna dokundurdu.
Eli vücuduna dokunduğun da etrafa tuhaf bir ses yayıldı.Borudan su geçme sesi gibiydi.Yaklaşık iki dakika sonra elini çekti Doctor denilen adam.Fell adeta hiç bir sorunu yokmuş gibi ayağa kalkıp üstünü silkeledi.Ardında bana baktı "Pardon ben sizi tanıştırmadım.Anna,Doctor,Doctor,Anna".Fell bunu dedikten sonra Doctor beni süzdü.Spor ayakkabı,kot pantolon ve yeşil uzun kollu süveter onun gözüne pek iyi görünmemişti ardından konuştu "Peki Fell,bu güzel hanımı nereden buldu".
Fell,elini kafasının arkasına götürerek cevap verdi.O en arkadaşım olan Remy'nin kız kardeşi.Kendisi hırsızlar tarafından soyulurken buldum.Abisine sözüm olduğu için artık ben ona bakıyorum.
Doctor denilen adam sakalını kaşıyarak cevap verdi "Zaten senin içinde hep iyi biri vardı Fell".Fell,iyice gerildikten sonra duvara yaslandı "Peki senin kızın Hear ne yapıyor".
Doctor,cevap vermeden önce biraz durup düşündü "Hear,o iyi şimdi 616'da erkek arkadaşının evinden olması lazım".Ben bir anda şaşırdım "616 mı?616 ne?".
Fell,güldü "Sana Doctor'un ne yaptığını anlatmadım değil mi?Doctor,evrenleri dolaşıp iyi ve özel insanları tedavi ediyor.616 ise evren numarası.Saman yolunda bir çok evren var.Bizim evrenimiz ve 616'da buna örnektir".
Şaşırmıştım ama pek değil çünkü bir tek evren olmadığını tahmin ediyordum.Haklı çıkmıştım.Aklıma Taskmaster geldi.Bizden kaçtı ama Fell onu umursamıyordu.Bende neden umursamadığını sordum "Fell,niye Taskmaster'ı kovalamıyoruz da burada duruyoruz".
Fell,umursamaz bir bakış attı "Taskmaster kaçsın,cehenneme kadar yolu var.Ayrıca onu kovalamak zorunda değilim nereye kaçarsa kaçsın.Bizden uzak olsun da".
Doctor,elini çenesine koymuş düşünürken bir anda Fell'e baktı "Neyse,ben gidip Hear'a bakayım.Size iyi eğlenceler".Yine parıldamaya başladı Doctor,gözlerimizi kör edecek kadar ışık saçtıktan sonra ortadan kayboldu.
Geldiğimiz kapıdan çıkmıştık.Yavaşça arabaya yürüdük ve bindik.Fell'in mekanına doğru gitmeye başladık.Yolda hiç konuşmadık.Ben camdan dışarıya baktım,Fell'de arabayı kullandı.Birbirimizle konuşmadık fakat mekana varmamıza az kalmışken Fell telefonunu çıkarttı.
Çıkarttığı telefondan bir numara çevirdi ve çevirdiği numarayı aradı.Karşı taraf telefonu açınca Fell konuşmaya başladı.
"Hey Wanda!Ben Fell,hatırladın mı?Benim mekana gelsene senle işim var.Bak kırma beni lütfen".Ardından telefonu kapattı.Telefonda kiminle konuştuğunu merak etmiştim.O yüzden ona sordum "Wanda kim Fell?".Fell yola bakarak cevap verdi "Arkadaşlarımdan biri.Çok eğlenceli biridir.Seni görürse sana karşı soğuk davranabilir.Lakabı da Scarlet Witch'tir"
"Peki onla işin ne ki?" dedim Fell'e.Fell,direksiyonu tek eliyle kullanmaya başladı "Uzun zamandır onla görüşmüyorum.Biraz hasret gidereceğim sadece".
Mekana varmıştık.Kapı kapalıydı ve kocaman kapının önünde bir kız bekliyordu.Kız arabayı tanımış olsa gerek bize el salladı çünkü camlardan içerisi görünmüyordu.
Fell,kızı görünce aracı durdurdu ve indi araçtan.Fell araçtan inince ikiside birbirine seslendi ve kız,Fell'in üstüne koşup sarıldı.Fell'de o sarılınca onu kaldırdı "Wanda,ne kadar uzun zaman oldu görüşmeyeli seni bayağı özlemişim".
Wanda denen kız içimi acıtmaya başlamıştı ve şimdiden ona gıcık olmuştum.Fell'in ona davranış şekli hiç hoşuma gitmemişti.Aslında onları kıskanmıştım ama o zaman kıskandığımı kabul edemedim.
Mekandan içeri girdik,Fell bana döndü "Sen burada takıl.Ben Wanda ile yukarıda bazı işlerim var onları halledeceğim tamam mı?".Ben de ona değil,yere bakarak "Tamam siz işlerinizi halledin ben burada takılırım".Fell sevindi ve bana teşekkür etti.Ardında Wanda'ya döndü ve "Tamam yukarı çıkabiliriz ama önce seni Anna ile tanıştırayım.Anna,Wanda,Wanda,Anna".
El sıkıştıktan sonra tanıştığımız için memnun olduğumu söyledim ardından yukarı çıktılar.Yukarıdaki katta sadece bir oda vardı.O da yatak odasıydı ve oda buradan görünüyordu.Fell yatak odasının perdesini çekti.Ne yapacaklarını anlayamamıştım.
Onların ne yaptıklarını dinlemek için üst kata çıkan merdivenin yarısına çıkıp onlara kulak verdim.Hiç bir ses duyamadım.Ne olduğunu merak etmiş halde geri,aşağı indim.
Bir anda bütün mekanı yatak odasından çıkan zevk çığlıkları doldurdu.İkisi de öyle bir bağırıyordu ki,mekanın her yerinden duyulabiliyordu.Hatta dışarıdan bile.
Ben de Fell'in "Halledilecek iş" derken neyi kastettiğini anlamış halde mekanın arkasına,denize yakın olan kısma gittim ve oradaki sandalyeye oturup telefonumdan müzik dinlemeye başladım.Müzik onların sesini biraz azaltmışken Taskmaster'a karşı yaptığım şeyi düşünmeye başladım.
Onun tabancasının mor parıldayıp patlamasına sebep olmuştum.Nasıl yaptığım hakkında bir fikrim yoktu.Fakat bunu yapan tek değildim onu biliyordum.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro