Prologue
Bölümü Gökhan Türkmen dinleyerek okuyun arkadaşlar. Mümkünse 'belki bende hata yaptım' şarkısı olsun.
18 yaşındaki kız gözlerindeki hüzünle karşısındaki adama baktı. Kadın dokunsalar ağlayacak gibiydi. Genç adam eliyle kızın yüzündeki saçları kulağının arkasına itti ve baş parmağıyla yüzünü okşamaya başladı.
"Maria gözyaşların kalbimi yakar."
Kız, genç adama sarıldı ve bir süre kalp atışlarını dinledi. Genç adam kıyafetinin ıslandığını hissedebiliyordu. Kadın naif sesiyle cevap verdi.
"Bu bizim bile üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey. Bizim aşkımız bütün engelleri aşar ama biz bunu aşamayız Jeyms."
Adam birkaç adım geri çekildi ve kızın gözyaşlarını sildi.
"Benim güzel karım. Ben senin için her şeyi aşar yine sana gelmenin bir yolunu bulurum."
"Ölümü ve zamanı aşamazsın Jeyms.''
Adam başını belirsizlik anlamında iki kere salladı ve işi dalgaya vurdu.
"Belki ölümü aşamam ama zamanı aşmanın bir yolunu bulurum. Yoksa sen benim için zamanı da mı aşamazsın?"
Kadın kocasının gülümseyen yüzüne bir süre baktıktan sonra kocasının yakasından tutup kendine çekti ve öptü.
Yüzündeki 'siz hayırdır' ifadesiyle bir zamanlar büyükbaba dediği adama ve eniştesine baktı genç kız. Üzerindeki pelerinin kapşonunu açtı ve yüzünün görünmesine izin verdi. Kızıl düz saçları dizlerine kadar uzanıyordu. Sol yanağında birbirinin çaprazında duran 3 tane ben bulunuyordu (Y/N: benim yüzümdeki benlerin karaktere geçişi heheheh). Muazzam görünen yeşim gözleri gözlerinin üzerine sürdüğü kızıl boyalarla daha muhteşem görünüyordu.
(Gözler sarı değil yeşim bunu temsili sayın)
Gözleri maviye saçları ise beyaza dönmüş kıza baktı ve kafasını ifadesiz bir yüzle çevirdi. Kız ustasının kendisine öfkelendiğini düşünerek başını önüne eğdi ve kızmakta haklı olduğunu düşündü. Sonuçta kontrolünü kaybetmişti (Y/N: Amy üzümlü kekim). Siyah saçlı oğlanda kızıla çalan harelerini senseine çevirdi. Onu gördüğü an bacaklarının titremesi durmuş elindeki bıçağı yavaşça indirmişti. İçine dolan cesareti kelimelerle tarif edemezdi. Ağzından sadece tek bir kelime döküldü.
"Sensei."
Bir hafta önce
Kızıl saçlarını topuz yapmış olan kız elindeki fırçayla manzara resmini boyuyordu. Üzerindeki siyah sıfır kol tulum rengarenk olmuştu artık. Birden sanat atölyesinin kapısı açıldı ve içeri en az resim yapan kız kadar güzel bir kadın girdi. Kız istifini bozmadan resmini yapmaya devam ederken söz aldı.
"Hoşgeldin annecik. Seni beklemiyordum. Kusura bakma sarılamayacağım. Üstüm başım akrilik oldu."
Kadın gülümsedi ve cevap verdi.
"Guaj çalışırsın diye düşünmüştüm.''
"Ben guajı öğrencilerime çalıştırıyorum. Daha çabuk öğrensinler diye. Mesele ne? Bir işin yoksa pek gelmezsin."
"Babam..."
"Ne olmuş babana?"
"Son zamanlarda Mark'la çok görüşüyor. Sanırım bir şeyler planlıyorlar."
Kız bir an duraksadı ve fırçadaki baskıyı azalttı.
"Damian ve Ashley ile ilgilidir muhtemelen. Onları Bruce'dan almanın bir yolunu arayacaklar."
"Nerden anladın?"
Kız alayla gülümsedi ve annesine dönmeden cevap verdi.
"Şer ittifakı ancak böyle bir amaç için bir araya gelebilirdi."
"Peki ne yapacağız?"
"Bekeleyeceğiz. Bırakalım ilk adımı atsınlar. Onlara harekete geçince bizde harekete geçeriz."
"Onlar hareketlenmeden saldırsak olmaz mı?"
"Hayır önce gözlemleyelim. Bakalım neyin peşindeler. Ne için onları istiyorlar. Onu bir görelim. Sonra karşı atak yaparız."
Kadın gururlu bir şekilde gülümsedi ve övünerek konuştu.
"İşte benim kızım. Gururlu bir anneyim. Müthiş bir kız yetiştirmişim. Bu arada o koyu yeşilin o çimlere uyduğuna emin misin? Sanki biraz..."
"Boğuyor mu? Kesinlikle katılıyorum. Amy'nin acemiliğine gelmiş olmalı bu kısmı da hafif düzeltmem gerekecek."
Kadın kızına baktı. Bir zamanlar resim yapmayı öğrettiği bu kız artık resim konusunda uzmanlaşmış kendisini bile geçmişti ve şimdi kendi öğrencilerini yetiştiriyordu.
"Eeee tez işleri nasıl gidiyor. Bu yıl bitiriyor musun?"
"Tez fena değil. Bir kaç değişiklik yapacağım. Ondan sonra doktorum."
"İyi bakalım. Bana haber veirirsin. Bir şey olursa haber ver."
"Olur görüşürüz."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro