6- [Tolerate]
"If it's all in my head tell me now,
Tell me I've got it wrong somehow.
I know my love should be celebrated,
But you tolerate it."
* * *
Tony Stark yavaşça yüzünü benden geriye doğru çekti. Kaşları çatılırken eliyle bana oturmamı belirterek ayağa kalktı ve ahşap kapıya doğru yöneldi. Kapı deliğinden baktığı sırada gördüğü kişi onu hiç mutlu etmemiş olacakki gözlerini yumdu, burun kemerini sıktı ve birkaç saniye derin nefesler aldı.
Kapıdan uzaklaştı, bana doğru yavaşça adımladı ve fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Kimberly, yukarı çıkabilir misin güzelim? Seni görmese daha iyi olur."
Merakla kaşlarımı kaldırdım, koltuktan kalktım ve kollarımı göğsümde çaprazlayarak Tony'e doğru adımladım.
"Kim gelmiş?"
Vereceği cevaptan korkuyordum ama bunu ona yansıtmamaya çalışıyordum. Sırtımı dikleştirdim, kelimelerimin elimden geldiğince sert çıkması için çabaladım.
"Alicia... Burada ne iş var bilmiyorum ama seni öğrenmiş bile olsa karşılaşmanızın hoş olmayacağından eminim."
Dudağımın sağ iç kısmını hafifçe ısırdım, kaşlarımı havada tutmaya devam ederek anladığımı belirtircesine başımı salladım ve sonrasında omuzlarımı silktim.
"İyi de bu benim sorunum değilki Bay Stark, sizin sorununuz."
Koltuktaki yerime geri dönmek için Tony'e sırtımı döndüğüm sırada kolumdan yakalaması ile durdum, tekrar onunla yüz yüze geldim.
"Lütfen, Rainberry. Alicia olay çıkarırsa bu ikimizide üzer."
Dudaklarımı birbirine bastırdım, onu ciddiye almadan aklıma gelen başka bir fikri ortaya sundum.
"İyi ya işte, belki bu sefer boşanmanıza olumlu bakar?"
Zil bir kez daha çaldığında Tony'nin sabrının sınandığını biliyordum. Merak ediyordum, en fazla ne kadar ileri gidebilirdi?
"Pekala, tamam. Bunu başka şekilde çözeceğiz."
Tony derin bir nefes daha aldı, şakaklarını ovuşturdu ve daha fazla düşünmeden kapıyı açtı.
Esmer kadın, güneş gözlükleri yüzünden tam olarak anlaşılmasada, birkaç saniye boyunca bakışlarını üzerimizde gezdirdi. Sonra yavaşça, topuklu ayakkabıları büyük salonda yankılanarak içeri doğru adımladı.
"En azından genç hanımı saklama zahmetine girersin diye düşünmüştüm Tony."
Bay Stark'ın bakışları karşısında duran kadından bana doğru kaydı, yüzünde hafif öfkeli bir ifade vardı.
"Her neyse,"
Alicia güneş gözlüklerini çıkararak başının üzerine sabitledi, bana bir kez bile dönüp bakmadı ve karşısındaki adamla konuşmaya devam etti.
"Küçük hanımla olan bu,"
Cümlesini yarıda keserek yüzünü buruşturdu, aramızdaki ilişkiye bir "ilişki" demek istemiyor gibiydi.
"İlişkin geçici olduğu için tolere edilebilirdi ama onu bizim göl evimize getirmen pekte hoş olmadı. Üstelik ben haftaya gerçekleşecek doğum günü partini burada planlamak üzereyken..."
Gözlerimi abartılı bir şekilde yuvarladım, tanıdığım kadarıyla Alicia hep abartılı partiler düzenleyen, gerçekten önemsemediği halde sadece insanlara gösteriş olsun diye her şeyi en küçük detayına kadar planlayan bir insandı. Partileri öyle büyük, öyle kalabalık olurlardıki birkaç kere ailemin de davet edildiğine emindim.
"Geçici" kelimesinin üzerinde her ne kadar durmamaya çalışsamda zihnimin arka tarafında kadının düzgün olduğu kadar bir o kadar da kasıntı olan sesiyle birlikte yankılanmaya devam etmişti.
"Geçici değil."
Bay Stark'ın aniden gelen cümlesi üzerine Alicia Stark'ın gözleri kısıldı, kadının o kadar umurunda değildi, değildimki eşinin neyi kastettiğini bile anlamamıştı.
"Kimberly ile olan ilişkim, sandığının aksine geçici değil."
Esmer kadının gözleri normal halini aldı, kaşları hafifçe havalandı ve dudaklarından alaycı bir gülümseme döküldü.
"Her neyse, Tony. Dışarıda emrimi bekleyen koca bir ekip var, rezillik çıkarmadan ve onlara gözükmeden gitseniz iyi olur."
Sinirle bir nefes verdim, bu kadının dünya umurunda değildi. Kocası ne yapmış, ne söylemiş, ben burdayım veya değilim, kendisini etkilemediği sürece hiçbirinin onun için bir önemi yoktu.
Tony kadına sinirli bir bakış gönderdi, yanıma doğru adımladı ve elini başımın arkasına koyarak alnıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Arabayı bu tarafa getireceğim, verandadan rahatça çıkarsın."
Ben bir şey söylemeden hızla ahşap kapıdan dışarı doğru adımladı ve beni burda, beraber yalnız kalmak isteyeceğim en son kişi ile baş başa bıraktı.
Alicia varlığımı umursamamaya devam ederek salonun içinde turladı, kendi kendine düşünüyor, eliyle bir yerleri işaret ederek büyük ihtimalle neyin nereye koyulması gerektiğine karar veriyordu.
Bir noktada umurusamazlığı beni öyle sinirlendirdiki daha fazla çenemi kapalı tutamadım.
"Ondan neden ayrılmıyorsunuz?"
Sırtı bana dönük olan kadın birkaç saniye olduğu yerde durdu, utanmasa sesimi bile duymazlıktan gelecekti ama sonunda arkasını döndü, bakışlarını üzerimde gezdirdi ve omuz silkti.
"Neden ayrılayım?"
Benimle dalga mı geçiyordu? Gerçekten gözünün önündeki gerçeği bu kadarmı umursamıyordu yoksa redmi ediyordu anlamak zordu.
"Size haksızlık yapıldığını düşünmüyor musunuz?"
Büyük bir kahkaha attığında gözlerimi kaçırdım. Hata bendeydi, bunu düşünmeyi bırak kadının umurunda bile değildi.
"O kadar toysunki, Tony'nin böyle genç biriyle ne işi olduğunu anlamakta zorlanıyorum."
Cümlesi üzerine hafifçe yutkunduğumda Alicia konumunu bozdu, ayakkabıları yerde hoş bir ses çıkarak salonun verandaya açılan sürgülü cam kapısına doğru ilerledi ve kapıyı yavaşça açtı. Dışarıya kısaca bir göz attıktan sonra tekrar bana doğru döndü.
"Gerçekten ilişkimizde kaçamak yapan tek kişinin Tony olduğunu düşünmüyorsun, değil mi?"
Kaşlarım istemsizce, şaşkınlıkla havalandı. Bay Stark bana bundan daha önce hiç bahsetmemişti, acaba kendisinin de Alicia'nın ne yaptığından haberi var mıydı?
Yüz ifademi gördüğünde bir kez daha güldü, başını yavaşça iki yana doğru salladı ve cam kapının önünden ayrıldı.
"Seni tanımıyor olsam bu gün buraya organizasyon ekibi getireceğimi bildiğini ve Tony'e özellikle buraya gelmek istediğini söylediğini düşünürdüm."
Kollarını göğsünde kavuşturarak yanımdan geçti. Haklıydı, beni az da olsa tanıyordu. Her ne kadar boşanmalarını istesemde böyle bir şeyi asla kasıtlı yapmazdım.
"Üzgünüm Kimberly, ne sen ne de senden öncekiler, hatta benim hayatıma girenler bile, bizim kurduğumuz bu düzeni bozamazlar."
Dudakları tek bir çizgi halini almış, yüz ifadesiyle sanki bana üzüldüğünü göstermeye çalışıyordu. İçerde ne olup biterse bitsin, bu kadın için dışarıya yansıttığı imaj onun her şeyi olmuştu.
Yüzümün asıldığını fark etmiş olacakki iç geçirdi.
"Seni üzmek için söylemiyorum, sadece gerçekleri bil diye söylüyorum."
Geldiğinden beri gözleri ilk kez gözlerimle buluştu. Haklıydı, ne beni ne de eşini üzmeye çalışacak kadar bile önemsemiyordu.
Açık olan cam kapıdan içeriye hemen önüne yanaşan arabanın sesi duyulduğunda Alicia'nın yüzüne bir gülümseme yayıldı. Eliyle benim arkamda kalan arabayı işaret etti.
"Artık gitsen iyi olur, babacığını bekletme."
Kelime seçimi gözlerimi sinirle yummama ve kendimi sakinleştirmek için derin nefesler almama sebep olmuştu. Sesimi çıkarmadan koltukta duran çantamı aldım, bir daha ona bakmadan hızla evden dışarıya doğru adımlayıp Bay Stark'ın siyah arabasına bindim.
"Babacığınmış."
Sinirle soluyup kendi kendime mırıldanmam esmer adamın karşılaştığım mahçup yüz ifadesini anında değiştirdi. Kaşları hafifçe çatılırken arabayı dışarı sürüp ana yola çıktı.
"Anlamadım neymiş?"
Gözlerimi kapayıp burun kemerimi sıkarken başımı iki yana doğru salladım, bir de bu konuşmayı yapmayacaktım.
"Alicia canını sıkacak bir şey mi söyledi?"
Elimi yüzümden hızla indirip bacağıma vurdum, yüzümü Tony'e doğru çevirdim ve düşünmeden kelimelerimi sıraladım.
"Ağzından çıkan her kelime canımı sıkmak içindi. Anlamıyorum, böyle olsun diye mi beni onunla yalnız bıraktın?"
Yola sabitlediği bakışları üzüntülü bir hal alırken dudaklarını araladığında ona izin vermeden konuşmaya devam ettim.
"Daha fazla yalanlarını, beni geçiştirmelerini duymak istemiyorum. Değil 2 ay, ben artık bir gün daha bile sizin toksik ilişkinizdeki üçüncü kişi olamam."
Alicia'nın kendisininde başkalarıyla ilişkisi olduğunu söylediği aklıma geldiğinde alaylı bir şekilde sırıttım.
"Veya dördüncü mü demeliyim?"
-
"Eğer bunların hepsi kafamın içindeyse şimdi söyle bana,
Bana bir şekilde yanlış anladığımı söyle.
Biliyorum, benim aşkım kutlanmalı,
Ama sen onu tolere ediyorsun."
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro