Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2- [Pretty Face]

"Now I'm just a pretty face,
who can help you get your shit together
and you're okay."

* * *

Küçük apartman dairemin kapısı yavaşça iki kez tıklatıldığında mideme giren krampları önemsemeden yerimden kalkarak kapıyı hızla açtım.

"Bay Stark!"

Boynuna atladığım sırada kahkası dairemi ve apartmanın koridorunu doldurdu. Ellerini kalçama yerleştirerek beni havaya kaldırdı ve bacaklarımı belinin etrafına doladı.

"Ben de seni özledim Rainberry."

Ben hayranlıkla yüzünü incelemeye başlamışken o, kısa bir sürede kapıyı ayağıyla kapattı ve kucağında benimle birlikte küçük köşeli koltuğumun üzerine oturdu.

Yüzümü daha iyi görmek istermişcesine kahküllerimi hafifçe kenara doğru itti ve ellerini yanaklarıma koyarak baş parmaklarıyla onları okşadı.

"Görüşmeyeli neler yaptın bebeğim?"

Üzgün ifademi yüzüme yerleştirerek alt dudaklarımı sarkıttım ve bakışlarımı göğsüne doğru çevirdim. Bu her zaman işe yarıyordu, bu yüz ifadesine dayanamadığını bildiğim için bunu yapıyordum.

"Sizi özledim, sonra... Yine sizi özledim."

Yüzünde oluşan gülümseme gözlerinin kenarlarında derin çizgiler oluşmasına sebep oluyordu. Bu yaşını biraz daha belli ederken aynı zamanda benim ona dahada fazla hayran olmama sebep oluyordu. O, kusursuz gözüküyordu.

"Senin için çok zor geçmiş olmalı."

Gözlerimi kısarak ona kötü bir bakış attım ve dudaklarımı büzdüm. Beni özlediğini söylemesi bu kadar mı zordu?

Gözlerimi kaçırıp iç geçirdiğimde dudaklarını yanağıma sıkıca bastırdı ve uzun bir süre orda bekletti.

"Benim de günlerim seni özlemekle geçti. Daha erken gelmek isterdim ama işlerim çok yoğundu."

Nefesini sıkıntıyla dışarı verdiğinde yüzümü asmayı bıraktım. Onu dahada üzmek değil, mutlu etmek istiyordum.

Kollarımı boynunun etrafına sararak yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Ne istediğimi anlamış olacakki dudaklarını hafifçe dudaklarıma bastırdı. Nefesi normale dönerken ikimizde biraz daha rahatlamıştık.

"Aç mısınız? Sizin için bir şeyler hazırlayabilirim."

Sol elini bacağımın üzerinde kaydırarak parmaklarıyla penye şortumun uç kısmına dokundu.

"Hemde çok açım."

Hızlı bir hareketle beni kucağından kaldırarak sağ taraftaki boşluğa, koltuğun üzerine yatırdı.

"Ve yemeğimde tam olarak burda duruyor."

Kıkırdarken dizlerimi bükerek ayaklarımı koltuğun üzerine koydum ve bacaklarım arasında durmasına izin verdim. Ben sıradaki hareketini sabırsızlıkla beklerken o yüzündeki büyük sırıtışla öne doğru eğildi ve önce burnunu sonrada dudaklarını boynuma sürttü.

Ellerinin tişörtümün içine doğru kaymasıyla beraber gelen ürpertiyle gözlerimi sıkıca kapattım.

*

Hafifçe sarsıldığımı hissettiğimde gözlerimi araladım. Bay Stark ile beraber odamda uyumuştuk. Gitmesi gerekiyor olmalıydı ki beni göğsünden kaldırıp yatağın boş kısmına yatırıyordu.

"Gitmeyin, lütfen..."

Mırıldanırken hafifçe aralık olan gözlerimle onu zar zor görüyordum. Elini ellerim arasına alarak koluna sıkıca sarıldım. Gitmesini hiç istemiyordum.

Her seferinde böyle oluyordu. Bazı akşamlar bana geliyordu, benimle birlikte istediğim her şeyi yapıyor, ben uyuyana kadar yanımda kalıyor ve sonrasında gidiyordu. Beni kendine iyice alıştırmıştı ve sabahları onu görmeye ne kadar ihtiyacım olduğunu bilmiyordu.

"Gitmem gerekiyor güzelim. Uykuna geri dön, yarın uykusuz kalmanı istemeyiz değil mi?"

Ona iyice sokulurken hafifçe burnumu çekmeye başladım. Henüz ağladığım yoktu ama giderse olacaktı.

"Kimberly... Böyle yapma."

Başımı iki yana doğru salladım ve kolunu bırakmayacağıma dair olan kararımı açıkça belli ettim.

Bay Stark derince bir nefes aldığında vücudu gevşedi ve kalkmak için olan çabasından vazgeçti. Boşta olan kolunu belime koyarak beni tekrar üzerine doğru çekti ve göğsündeki yerimi geri almamı sağladı.

"Teşekkür ederim."

Gözlerimi sıkıca kapattığımda dudaklarını alnıma bastırdı. Şimdi her şey daha iyiydi. Yanımda olmasını ve gitmeyeceğini bilmek iyi hissettiriyordu.

*

Gözlerimi araladığımda tanıştığımızdan beri ilk kez onun yanında bir sabaha uyanıyordum. Uyanmamasına özen göstererek göğsünden kalktım ve yavaşça odadan çıkarak mutfağa geçtim.

Okula gitmeme bir saat vardı, tahminen onun işte olması gereken zamana da. Sabah birileriyle beraber kahvaltı yapmaya alışık olmadığını biliyordum. Söylediğine göre Bayan Stark bazen ondan bile önce evden çıkıyor ve işe gidiyordu. Beraber yemek yedikleri zamanlar sayılıydı. Böyle bir evliliğin normal olması zaten beklenemezdi.

Dilimlenmiş ekmekleri kızartma makinesinin içine yerleştirdikten sonra dolaptan iki yumurta çıkardım. Sarılarını dağıtmamaya özen göstererek yumurtaları kırdım. Masaya iki tabak ve dört bardak koyarak bardaklardan ikisine portakal suyu doldudum. Diğerine ise tercihine göre kahve veya istediği bir çayı koymayı planlıyordum.

Buzdolabında olan birkaç şeyi daha masaya koyduğum sırada o, odamın kapısında belirmişti. Kapının yan tarafına yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. Gömleğinin birkaç düğmesi açıktı ve saçı daha önce görmediğim kadar dağınıktı. Yüzündeki küçük gülümseme günümü aydınlatıyordu.

"Bir şeyler pişirebileceğini hiç tahmin etmezdim."

Yarım ağız gülümserken bakışlarımı masadan kaldırmadan onu cevapladım.

"Daha önce hiç bunu görecek kadar kalmadığınız için olabilir."

Cevap vermedi, büyük ihtimalle veremedi. Haklı olduğumu biliyordu.

Sabah benimle uyanmaması daha önce bu kadar büyük bir sorun olmuyordu. Sonuçta benimle birlikte olup sonra beni bırakıp gidiyor değildi. Birkaç aylık ilişkimiz boyunca hiç birlikte olmamıştık ve açıkçası olacakmıydık bilmiyordum. Yaptığımız tek şey beraber vakit geçirmekti, hoş bir vakit.

Ayakta dikilmeyi bırakarak masaya oturdu ve daha fazla bir şeyler hazırlamama izin vermeden kolumdan yakalayarak beni kendine doğru çekti. Kucağındaki yerimi aldığımda çıplak olan sağ omzuma küçük bir öpücük kondurdu.

"Biriyle birlikte bir sabah geçirmenin ne kadar iyi hissettirdiğini unutmuşum."

Masadaki bakışlarını yüzüme doğru çevirdi. Gözlerindeki üzüntüyü görmemek imkansızdı.

"Kalmak istemememin sebebide buydu. Alışık olmadığım şeylere alışmak istemiyorum."

Kaşlarımı çatarak ona anlamadığımı belli edercesine baktım. Buna alışmanın nesi bu kadar kötüydü? Bu sabah yaptığım her şeyi o yanımda olduğu sürece her sabah tekrarlayabilirdim.

"Beni bir başkasıylamı karıştırıyorsunuz bilmiyorum Bay Stark ama ben sizi bir şeye alıştırıp sonrasında bırakacak bir insan değilim."

Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken bakışlarını benden çekti ve tekrar masaya dönerek kahvaltısını yapmaya başladı.

Bu konuda bana güvenmiyordu.

-

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir

İlk bölümden sonra uzun bir zaman geçtiğini biliyorum ama artık bölümler daha sık ve düzenli gelecek merak etmeyin

* "Şimdi senin için sadece tatlı bir yüzüm, sana yardım edebilecek, birlikte haltlar yapacağın ve sonrasında iyi olacağın."

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro