Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.7


"Pantolonunu beğendim."

"Teşekkür ederim." Yanımda oturan bedeni bana iltifat ederken utangaç bir şekilde gülümsemiştim. Çekingen tavrım karşısında sanki eğlenircesine gülümseyerek kafasını koltukta geriye yatırdı.

Partiye gelmiştim, John evinde parti veriyordu ve salondakı koltuğa geçerek oturup telefonumla uğraşıyordum. Sonra Zayn aniden gelip yanıma oturmuştu, üstelik oldukça yakın. Kolu koluma değiyordu ve tüm eğlence evin içerisinde dönerken o sadece benimle oturuyordu.

Son günlerde sıcaktan mı yoksa Zayn yüzünden mi bilmiyorum ama bedenimde bir haralet vardı. Onlarca küp buz yutsam bile sanki bu geçemeyecek gibiydi.

Kokusu burnuma doluyordu ve o son günlerde bana karşı farklı davranıyordu. Dudağıma dokunuyordu, elimi tutuyordu, onun yanında olduğum için mutlu olduğunu söylüyordu.

Her zaman iyi bir analizci olmuşumdur ama şimdi tüm duyularım devre dışı bırakılmıştı onun tarafından. Ne düşüneceğimi bilmiyordum, onun haraketlerine bir anlam kazandırmakta zorluk çekiyordum.

Önümden elinde şişeler ile geçen Alex'i gördüğümde ne kadar yüksek sesli ona seslensem bile beni duymamıştı. Dudaklarımı ıslatarak yeniden arkama yaslandığımda yakınımda duyduğum sesi ile başımı ona doğru çevirdim.

"Ben senin için içki getiririm."

Bana gülümseyerek ayağa kalktığında arkasından dudaklarım açık bir şekilde bakarak kalmıştım.

Acaba insanlar ölümcül bir hastalığım olduğu hakkında bir yalan mı söylemiştiler ve bu yüzden Zayn bana yakın davranıyordu.

"Yalnız kaldığımızda daha eğlenceli oluyorsun, Timmy." Helen önüme gelerek dansetmeye başladığında onu izlerken hafifçe gülümsedim. "Sanırım bu gün havamda değilim." Kibarca gülümsediğimde göz devirerek ellerini bana uzattı.

"Artık bu koltuktan kalk ve benimle danset!"

Dışarıda üçüncü dünya savaşı çıksa bile beni hiçbir güç bu koltuktan kaldıramazdı.

"Helen gerçekten ben böyle iyiyim." Derin bir nefes alarak dudak büzdüğünde gözümün önüne getirilen içki dolu bardak ile başımı kaldırıp Zayn'in yüzüne baktım.

"Teşekkür ederim." Parmaklarım bardağı kavradığında başını sallayarak yeniden yanıma oturmuştu ve bizi izlemeye başlamıştı. 

"Oyun bozansın, kıvırcık." Helen bana sevimli gülümsemesi ile dil çıkarıp arkadaşlarının yanına döndüğünde içkiyi dudaklarıma götürdüm. Büyük bir yudum alarak yırtık pantolonun delikleri ile oynamaya başladım.

Aklım tamamen doluydu ve onun yanında sessizce otururken aynı zamanda kıvranıyordum. Parmağımı deliğe sokmuş diğer ip parçalarını da koparırken Zayn'in bakışlarını bacağımda yakalamıştım.

Başımı çevirerek ona baktığımda gözleri yukarı çıkarak gözlerimin içerisine bakmaya başladı. 

Yemin ederim gözerinin güzelliği ile içten içe zehirlenmiştim ama ondan ayrılmadım. Küçük bir soluk dudaklarım arasından kaçarken gözleri hala gözlerimin içerisine bakıyordu. Karşımızda insanların gürültüsü sadece bir uğultu gibi geliyordu kulağıma.

Aradan geçen saniyeler sonra bedenimdeki yoğunluk hissi yükselmeye devam ederken bunun karşısında daha fazla dayanamayarak gözlerimi onun gözlerinden uzaklaştırdım.

Karton bardaktakı içkiyi dudaklarıma götürüp büyük yudumlar içerek dizimin yukarısındakı yırtık ve iplerle parmağım oynamaya devam ettim.

Kendime bu anı açıklamaya çalışırken onun bir sonrakı haraketi ile tüylerim diken diken olmuştu.

Parmağı dizimin yukarısındakı yırtığın iplerine dolanarak oynamaya başlamıştı, parmak uçları tenime sürtünüyordu her defasında.

Yaşadığım şok ve de bedenimin yükselen sıcaklığı ile sanki buharlanıyormuş gibi hissetmiştim.

"Kız arkadaşın oldukça eğleniyor ve sanırım seni yanında istiyor." Kulağıma dolan aksanlı ses tonu ile güçlükle başımı ona doğru çevirdim. Beni savunmasız bir anımda yakalamıştı, parmakları hala pantolonumun üzerindeydi.

"Aslında o benim kız arkadaşım değil, bir isim koymadık."

Başı yavaşça sallanırken gözlerimi saniyelik dolgun dudaklarına ardından yeniden karşıya çevirdim.

İçimde çok büyük bir dürtü vardı ama çekiniyordum, ona temas edersem bu iyi sonuçlanmaz diye korkuyordum. Diğer yönden onun parmakları şu an dizim üzerindeydi. Kafamın içinde büyük bir duman var gibiydi kalbim ise fırtınaya yakalanmıştı.

Neredeyse masum sayılacak bakışlarımı insanlar arasında gezdirirken ayağımı yavaşça haraket ettirmiştim. Parmak uçlarımı zemine bastırarak yanımdakı yastığı sıkıca tuttum derin nefesimle. Ardından düşünmemeye çalışarak ayağımı onun çıplak ayağına dokundurdum, yavaşça ayak parmaklarımı onun ayağı üzerine koydum. 

"Timothee..."

Kulağıma fısıltı şeklinde dolan tatlı sesi kalbimde derin bir titreşime yol açarken başımı çevirerek yüzüne bakma gücünü kendimde buldum.

Dudakları üzerinde küçük gülümseme ile beni karşıladığında karnımdakı kasılma hissi ile dudaklarım yavaşça gerildi. Ayağımı ayağı üzerinde parmaklarım yavaşça gezdiriyordum, ona temas ediyor olmak hayallerim gibiydi.

"Siz iki sıkıcı çocuk, hemen ayağa kalkıyorsunuz ve havuza atlıyoruz!"

Leon şişeyi böyük bir coşku eşliğinde dudaklarına götürürken kafamızın üzerinde dikildiğinde artık bizim yalnız kalmamıza izin vermeyeceklerini anlamıştım. Öte yandan bu son bir saat içerisinde oldukça kafa karıştırıcı ve sindirmem gereken şeyler yaşanmıştı. Bu yüzden ellerimi dizlerime yaslayarak ayağa kalkığımda Leon havuza atlayacağımı düşünerek beni destekleyen haraketlerde bulunmuştu.

"Sadece eve gideceğim, yorgunum."

Leon sızlanmak için dudaklarını araladığında Zayn'in de ayağa kalkması onu durduran şey olmuştu.

"Aslında ben de yorgunum, eve gideceğim. Birlikte çıkalım." Konuşarak önden yürümeye başladığında bedenimde dolaşan sıcak kan artık beni iyi hissettirmiyordu. Onunla birlikte eve yürümek kulağa harika gelse bile kalbimi yerinden sökecek gerginliği de yanında getiriyordu.

Kafasını çevirerek arkasına baktığında harakete geçerek yürümeye başladım. Birlikte insanlar arasından geçerek sonunda temiz hava ile temas edince aynı yönde olan evlerimize yürümeye başladık.

Yan yana aramızda belirli bir mesafe kalacak şekilde yürüyorduk ve gecenin karanlığı gibi etrafa sessizlikte hakimdi. Asla bundan biraz önce yaşanan bakışmaları ve ya dokunuşları konuşmuyorduk. Konuşsak bile bu şu an beynimin onun için gerekli cevaplar hazırlayacağı kısım değildi.

Sadece karanlık sokağı aydınlatan lambalar altında yürürken benim evimin önüne geldiğimizde durmuştuk. Başımı kaldırıp karşımda duran ve loş ışığın bir gölge gibi yansıdığı yüzüne baktım. Dudaklarını yavaşça ıslatarak ışıkları kapanmış olan evime sonra benim yüzüme baktı.

Neden vedalaşmakta bu kadar zorluk çekiyordum?

"O zaman görüşürüz?" Eli ile kafasının arkasını hafifçe kaşıdığında başım olumlu anlamda sallandı. "Görüşürüz."

Gitmek için adım atacağım sırada onun bana doğru bir adım atması yerime kenetlenmeme sebep olmuştu. Siyah boya darbeleri ile süslenmiş kolları belim etrafına yavaşça sarıldığında tutduğum nefesim ile kolları arasında küçüldüğümü hissettim.

Teninin baş döndüren kokusu burnuma çarparken hala haraketsiz kaldığımı yeni farketmiştim. Çünkü bu ani ve içten sarılma karşısında hazırlıksız yakalanmıştım, bu gece beni birkaç kez yakaladığı gibi.

Yanağım omzuna yaslanırken kollarım yavaşça yukarı kalkmış ve ellerimi sırtına yerleştirmiştim. Umarım kalbimin sıcaklığını hıssetmiyordur çünkü ben şu an yanan, ölü bir sokaktan daha sıcaktım.

Lambanın altında bir birine kovalayan saniyeler boyunca sarıldığımızda geri çekilen o olmuştu ve yüzüme bakmadan ellerini ceplerine daldırıp yürümeye başlamıştı. Arkasından yanıma düşen kollarımla bakarken bu gece uykusuz kalacağımdan emindim.

~~~

Herkese selamlar. Sonunda bölüm atmak oldukça güzel ve ben sizleri özledim. Hikaye için eğer yorum yaparsanız çok mutlu olurum, çünkü bu yazmak için çok önemli.

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro