1.5
Lütfen yorum yapın, sizden sadece bölüm için geri dönüşler bekliyorum.
~~~
"Geçen gün hangi cehennemdeysen konuşamadık ama çok ilginç bir şey oldu gölde!"
Fısıldayarak konuşurken geniş koltuğa daha çok yayılıp geniş balkon camından kalabalık caddeye izledim. Aslında aklımda sadece aynı sahne dönmüştü, tam iki gecedir.
"Neden kısık sesle konuşuyorsun?"
Gözlerimi odanın içerisindeki kapalı banyo kapısına çevirerek yeniden cam kapıya çevirdim. "Çünki Helen ile otele geldik, o banyoya girdi. Makyajı yağmurda bozulmuş sanırım, öyle söyledi." Yüzümü buruşturarak omuz silktiğimde telefonun diğer tarafından kahkahası duyuldu.
"Ne yapacaksınız, otel odasında?"
İmalı sesi ile göz devirerek elimi alnıma yasladım. "Film izleyeceğiz, yemek yiyeceğiz. Bu seni ilgilendirmiz. Şimdi kapa çeneni ve seni ilgilendiren kısmı dinle."
Telefonun diğer tarafında oluşan sessizlik ile gözlerimi kapayarak derin bir nefes aldım. "Gölde seninle konuştuğumuzda her şey yolundaydı ama telefonu kapadıktan sonrası için aynı şeyi söyleyemem."
"Ne oldu? Zayn ve Helen mi öpüştü?"
Hala konuyu ciddiye almadan gülmesi ile hırsla dişlerimi sıktım. "Eric, dalga geçmiyorum. Bu ciddi bir konu." Sesimi alçak tutmaya çalışsam bile kelimelere bastırarak söylemiştim.
"Tamam, özür dilerim. Devam et." Nefesimi dudaklarım arasından verip ellerimi saçlarım arasına geçirdim. "Göle girdikten sonra Zayn aniden yanıma geldi. Kolyem dudaklarım arasına gelmişti ve parmağını adeta dudaklarıma sürterek kolyeyi geri çekti..." Koltukta doğrularak anlatmaya devam ettim. "Bu basit bir şey değildi, yüzü çok yakındı ve gözleri yüzümü incelerken gülümsedi. Kasıtlı olarak yaptı bunu."
Hala gülümsemesi aklıma geldiğinden dudaklarım arasından titrekçe bir nefes kaçıyordu.
"Timothee, seni üzmek istemem ama bence yaşanan şeyleri gözünde büyütüyorsun." Cevabı ile kaşlarım çatılırken "Nasıl yani?" diye mırıldandım.
"Eğer aynı şeyi sana John yapsa oldukça normal karşılardın ama bunu sana aşık olduğun adam yaptığı için her an ve ya dokunuş beyninde ağır çekime giriyor. Böyle bir şeyin yaşanmasını ben de çok isterim ama gerçekçi olmam gerekiyor. Helen ile güzel giden bir arkadaşlığın varken altı boş çıkacak şeylerden umutlanmamalısın."
Haklıydı. Kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki hepsini belki de beynim büyütmüştü.
"Belki de doğrusundur." Onaylayarak ayağa kalktım ve mini buzdolabından küçük viski şişelerini çıkardım.
"Üzülmüyorsun değil mi?"
Şişeyi kafama dikip tek içişte bitirdiğimde yüzümü buruşturarak yutkunup diğer şişenin kapağını açtım.
"Hayır, haklısın. Objektif bir dış göze ihtiyacım vardı ve sen doğru olanı söyledin. Teşekkür ederim."
Diğer şişenin yarısını içerek dilimi ıslak dudaklarım üzerinde gezdirdim. "Tamam, size iyi eğlenceler."
"Görüşürüz." Telefonu kapayıp masanın üzerine bırakırken şişeyi yeniden dudaklarıma götürdüm. Büyük yudumlarla içerken kendimin bu kadar çaresiz oluşundan nefret ediyordum. Küçük bir umut parçası için yalvaracak hale gelmiştim.
Boş şişeyi diğerinin yanına bırakarak gözlerimi banyo kapısına çevirdim. Elimi uzun, kıvırcık saçlarım arasınan geçirerek geriye yatırmaya çalışıp kapının önüne gelmiştim."İçeri gelebilir miyim?" Sesimi ona duyarmak için biraz yükselterek kapıya iki kez hafifçe vurdum.
Diğer taraftan aldığım olumlu yanıtla kapı kulpunu aşağı çekerek kendime doğru çektim. Helen ayna karşısında gözüne bir şeyler sürüyordu. Onu inceleyerek içeri geçip kalçamı tezgaha yasladım.
"Ne yapıyorsun?"
Sorum ile gözleri benim üzerime döndüğünde gülümseyerek eli ile yüzünü gösterdi. "Makyaj."
Gözlerim yüzünde yavaşça gezindikten sonra ardından usulca parmaklarım beline sarıldı. Onu kendime döndürdüğümde elindeki rimeli alarak tezgahın üzerine bıraktım. "Bence ihtiyacın yok, zaten güzelsin."
Dudaklarında mahçup bir gülümseme kendini belli ettiğinde belindeki ellerimle onu yönlendirerek üzerine adımlar atmaya başladım. Bana uyarak geri yürümeye başladığında sırtı arkasındakı fayanslara yaslanıncaya kadar bu devam etmişti.
Elim arkasındakı duş başlığının musluğuna gittiğinde başımı aşağı eğerek bana bakan gözlerine baktım.
"Hatta hepsini temizleyelim."
Musluk başlığını çevirmemle birlikte ılık su başımızdan aşağı dökülmüştü. Kulağıma şaşkın kahkahası dolduğunda başımı yukarı kaldırarak yüzümün ve saçlarımın ıslanmasına izin verdim.
Dudakları açık boynumu bulduğunda ıslak öpücükleri ile gözlerimi kapadım. Derin bir nefes alırken elimi elbisesinin omzuna götürerek başımı aşağı eğdim. Dudaklarım dudakları üzerine kapandığında elbiseyi omzundan aşağı sıyırmıştım.
~~~
Sizleri seviyorum
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro