1.4
Çok sevgili okuyucularım, lütfen yorum yapın. Hikayeyi yazmak için bir sebebim olsun bari.
🌊🌊🌊
"Mayomu elbisemin altına giyidim, kötü gözükmüyor değil mi?" Helen konuştuğunda düşünceli bakışlarımı üzerine çevirdim. "Hayır, iyi gözüküyorsun." Geçiştirmeye çalışarak cevap verirken terleyen avuç içlerimi şortuma sürtüyordum.
Gölün olduğu yola girdiğimizde yutkunarak ağaçlara bakarken bacaklarımı ileri götürmeye çalışıyordum. Onunla aynı ortamda olacağımı düşünürken dün gece uyuyamamıştım bile, üstelik gölün içerisinde çıplak bedeni ile yüzecekti ve ben eminim ona bakarken iç çekecektim.
Onun güzelliği hakkında düşünmek istemiyordum, sadece kendime yoluma bakmak istiyordum. Eminim ki istediklerimin tam olarak tersini yapacaktım.
"İşte oradalar, hadi gel." Helen heyecanlı bir şekilde elimden tutarak beni çekiştirdiğinde gözlerim panikle insanların üzerinde gezinmeye başlamıştı.
Siktir, oradaydı! Altındakı turuncu şort ile otuyordu ve vücudu günlerce çarşaflar arasında herbir parçasını incelemek istediğim bir cennet gibiydi.
"Sonunda kaçak gelmiş." Alex bağırarak konuştuğunda tüm insanların ilgisi benim üzerime dönmüştü.
"Hoşgeldin, kardeşim." John kolunu omzuma atarak beni hemen kendi yanlarına çekmişti. "Özlemişim bu ortamı." Gülümseyerek etraftakıları selam vererek konuştuğumda Zayn'in kaşları hafif çatık bir şekildeydi ve gözlerini Helen üzerine çevrilmişti.
"Size geleceğini söylemiştim." Helen yanımda durarak kolunu omzuma yasladığında duyduğum soru ve sesin sahibi beni şaşırtmıştı.
"Siz sevgili falan mısınız?"
Zayn gözlerini ikimiz üzerinde sıra ile gezdirdiğinde dudaklarım belirsiz bir şekilde aralandı. "Hayır, aslında takılıyoruz." Ensemi kaşırken gözlerimi Helen üzerine çevirdiğimde bana saniyelik ifadesiz yüzü ile bakarak ardından gülümsedi. "Birlikte vakit geçirmeyi seviyoruz." Onu onaylayarak başımı salladım.
"Hadi artık göle girelim." Leon ayağa kalkarak konuştuğunda "Ben biraz bir şeyler atıştıracağım." dedim yere oturarak. Helen kızların yanına giderken Leon ile Zayn göle girmişlerdi.
"Ben gidip şu yüzme bilmeyen salakları kontrol edeceğim." John haber verirken başımı salladığımda uzaklaşmasını izleyerek derin bir nefes aldım. Buraya para vermeme rağmen iki tane iyi insan ve de hayatımın acı aşkı ile karşılaşmama sebep olduğu için sanırım seviyordum.
John ve de Helen benim sevdiğim arkadaşlarım olmuştu, Zayn konusunda neler hissettiğim yeterince dramatik bir konuydu.
Telefonum çaldığında cebimden çıkararak ekranda gördüğüm isim ile gülümsedim. Kulağıma götürdüğüm an da Eric heyecanlı ve de endişeli sesi ile bana izin vermeden konuşmuştu.
"Göle geldiniz mi? İyi misin? Herşey yolunda mı? Zayn ne yapıyor?"
Arda arda sorularını sıralarken onu bir şekilde bölerek konuşmayı başarmıştım. "Zayn bildiğimiz gibi ve sanırım iyiyim, sana dün söylediklerimi yaşıyorum." Şişedeki portakal suyunu açarak dudaklarıma götürdüğümde büyük yudumlar alarak içtim.
"Bunu zaten biliyorduk bu yüzden hazırlıklıyız değil mi?"
Yutkunarak dalgın gözlerimi suyun yüzeyine çıkarak saçlarını sallayan Zayn üzerine çevirdim. Damlacıklar yüzünden yavaşça akarken kalbimdeki kırmızı sıvı içimi yakacak bir şekilde sıcaklaşıyordu. Sanırım değildim, her defasında daha çok ona düşüyordum.
"Bilmiyorum, Eric. Helen ile ilgilenmeye çalışıyorum, hoşuma da gidiyor ama gözümün önündeyken bu durum zorlaşıyor." Saçlarımı karıştırarak sıkkın sesimle konuştum, belki de zamanla bu duruma alışacaktım.
"Helen ile ilgilenmeye devam et, ve de asla söyleceklerimi unutma! Sen çok yakışıklı ve de tatlı bir oğlansın, bence bunu kaçıran daha çok üzülmeli." Gülümseyerek şortumun küçük yırtıkları ile oynarken "Unutmam." diye fısıldadım.
Vedalaşarak telefonu kapadığımda ayağa kalkarak tişörtümü çıkarıp yere attım. Hafifçe gerinerek göle atladığımda suyun içerisinde bedenim kaybolmuştu. Gözlerimi yeşil rengi almış suyun içerisinde açarak yukarı doğru yüzmeye başladım.
Yüzeye çıktığımda başımı iki yana sallayarak dudaklarım arasına girmiş kolyemi dilimle ittirmeye çalıştım.
"Bekle."
Diğer taraftan yüzüme uzanan parmaklar ile başımı sesin olduğu tarafa çevirdiğimde ıslak dudaklarının üzerindeki gülümseme ile parmakları dudaklarıma ulaştı.
Yüzünün bu kadar yakın olması normal mıydı?
Sanki bilerek parmak uçlarını aralık dudaklarım üzerine sürterken kolyeyi yavaşça aşağı çekti. Boynumdakı yerini aldığında dudaklarım yavaşça kapanmıştı ve yutkunmuştum. Sanki yeşil ve sarı rengin karışımı gibi gözüken gözleri yüzümü inceleyerek yavaşça geri çekildiğinde suyun altına girerek diğer tarafa yüzmeye başladı.
Arkasından şaşkın bir şekilde bakarken elimi ıslak saçlarım arasından geçirerek kesikçe bir nefes aldım.
Bunun yaşanacağını asla hayal etmemiştim.
🌊🌊🌊
Umarım satır arası yorum yapmış ve beni kırmamışsınızdır.
Sizleri seviyorum💖
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro