0.9
Lütfen satır arası yorum yapın ve de oy verin. Beğendiğinizi ve düşüncelerinizi bilmek istiyorum💙
☁️☁️☁️
Telefonun ekranına dokunarak resmini yaklaştırdığımda gülümsemesine daha yakından tanıklık ettim. Bu kadar güzel olması çok ağır hissettiriyordu. Resimdeki kalabalık içerisinde bulutlar arasında parlayan yıldız gibiydi.
Burnumu çekerek kızarmış gözlerimi ovuşturup telefonumu yatağın bir kenarına attım. Gözlerimi beyaz tavana sabitleyip başımın ağırısı ile derin bir nefes aldım. Beni resmen hasta etmiş gibiydi, bedenim çok yorgundu ve ağrıyordu.
Ruhum hasta düştükten sonra bedenim için gerisi kolay olmuştu. Neredeyse akşam olacaktı ama ben dün geceden beri bu yatakta uyuşuk bir şekilde yatıyordum.
Neden o lanet olasıca gruba yüz dolar verip girmiştim ki?!
En başından beri gerçekçi olmam gerekiyordu, onun hetero olduğunu bilsem bile bir şekilde inkar ettim. Kendi kendime umut verdim ve sonu hayal kırklığıydı.
En önemlisi ne zaman ona bu kadar çok tutulmuştum? Yoksa onu ilk defa denizde gördüğümde mi? Hoşlantıdan daha fazlasıydı ve bu daha da berbattı.
Şimdi bunu atlatmak zor olacaktı ama eğer bir yerden başlayacaksam onlarla görüşmeyi durdurmam gerekiyordu. Umarım gerisinde bunu kendime telafi edebilirdim, bu kadar incineceğim aklımın hiçbir köşesinden geçmemişti.
"Hastasın değil mi, Timothee? Sana söyledim dün gece eve dönelim diye."
Annem odama girerek yatağımın ucuna oturup yüzümü okşamaya başladığında kızarık gözlerimi birkaç saniyelik kapadım. Asla ağlamamıştım, sadece hepsi gözümün etrafına dolmuştu. Gözlerim şu an hem yanıyor hem de kızarıyordu, sanki kafayı çekmişim gibi.
"En azından ateşin yok, aşağı in ve akşam yemeğine gel." Yanağımı öperek konuştuğunda mızmızlanmaya başlamıştım. "İnmek istemiyorum, çok yorgun hissediyorum."
"Amcanlar gelecek, aşağıda olman gerekiyor ve de yemek yemelisin ilaç içmek için. Bekliyorum seni ama önce duş al."
Odadan çıkışını izleyerek oflayıp uyuşuk bir şekilde günün yarısını yattığım sıcak yatağımdan kalktım. Bacaklarımın ve kollarımın acısı ile inleyerek yavaşça gerilirken banyoma girmiştim. Altımdakı şortu çıkarıp bir yana atarak sıcak suyun altına girip yıkanmaya başladım.
Belime havlu sarıp çıkmamın ardından ayna karşısında durup yüzümle dakikalar boyunca amaçsızca bakışmıştık. Bunu neden yapıyordum bilmiyorum ama kilitleniyordum. Islak saçlarımı kurutup odama geri döndüğümde dolabımın kapaklarını açıp giyinmeye başladım. Üzerime solgun çiçekli lacivert bir gömlek ve pantolon giyerek odamdan çıktığımda oldukça isteksiz adımlarımla aşağı indim.
"Günaydın, Maria." Yardımcımız Bayan Maria kırışmaya başlamış elleri ile masaya yemekleri getirirken konuştum. "Akşam oldu, Timmy."
"Ama biraz hastayım." Dudak büzerek konuşup babamın çalışma odasına girdim. Elinde kaığıtlarla camın önünde durmuştu, yanına ilerleyerek başımı omzuna yasladım. Başını çevirip kıvırcık olmaya yüz tutmuş saçlarımı öptüğünde hafifçe gülümsedim.
"Amcalarım geliyormuş."
"Bizi ziyaret etmek istemişler, sen nasılsın? Neredeyse tüm gün odandan çıkmadın."
"Ben iyiyim, sadece biraz yorgun ve hasta hissediyorum." Omuz silkerek koltuğa adımlayıp oturdum. Babam gözlüğünü çıkararak yanıma oturduğunda elini dizime koydu.
"Biliyorsun annen gibi değilim ama oğlumu çok iyi tanıyorum, sana bir şey olmuş."
Alt dudağımı dişlerim arasında kemirirken başım yavaşça olumlu anlamda sallanmıştı. "Beni çok iyi tanıyorsun ama sanırım paylaşmak istediğim bir şey değil."
Anlayışlı yüzü ile karşılaşmak beni rahatlatırken dizimi destek gösterircesine sıktı. "Anlıyorum ama bu akşam bize piyano çalarsın değil mi?" Yüzüne bakarak gülümseyip onayladım. Bahçeden duyduğumuz araba sesi ile geldiklerini duyduğumuzda ikimiz de ayağa kalkmıştık.
Amcalarım ve eşleri ile görüktükten sonra birlikte akşam yemeği yemiştik ama ben daha çok tabağımın desenleri ile oynamıştım. İştahsızlığım ve halsizliğim gün yüzündeydi, yalandan gülümsemeye çalışıyordum. Birlikte salonda oturduğumuzda sigarayı sessizce içiyordum ki onlar benden piyano çalmamı isteyene kadar.
Babama verdiğim sözü hatırlayarak "Memnuniyetle." diye mırıldanmıştım ve ayağa kalkarak piyano önüne gelmiştim. Elimi uzatıp lambanın ışığını yakarak, beyaz tuşlara bakıp dudaklarımı ıslattım. Aklıma ilk gelen melodiyi çalmaya başlayarak parmaklarım tuşlar üzerindeki yerlerini aldı.
Parmaklarım kendiliğinden hüzün ve hayal kırklığı barındıran melodiyi çalmaya başladığında gözlerimi yavaşça kapadım. Sanki tenimden ve ruhumdan parçalar ayrılıyormuş gibi hissetmiştim ve bu yarayı asla iyileştiremeyecekmişim gibi.
☁️☁️☁️
Sonunda 1k olmuşuz, umarım hızla büyürüz.
Sizleri seviyorum💙
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro