Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

#6













"Daha iyi misin komiser?"


"Evet evet. Sen bir şeyler öğrendin mi?"


"Yani evet. Serpents'te şu an işler karmaşıkmış. Yani açık vermeleri çok yüksek."

"Oh bu bizim için iyi haber."

Bir süredir daha doğrusu deltanın odasına girdiği andan beri kafası dağınıktı Jungkook'un. İpuçlarını bir araya getiremiyor bir sonraki hamlesini planlayamıyordu. Mesela az önce son anda öndeki arabaya çarpmaktan kurtulmuştu. Bu böyle olmayacaktı.

Adabayı hızla kenara çekip dörtlüleri yakmış ardından ellerini başının arasına alarak ağrımaya başlayan başını ovuşturmuştu.

"Jungkook iyi misin?"

"Arabayı sen sürer misin Taehyung. Ve mümkünse sakin bir kafeye gidelim."

"Peki."

Taehyung alfanın çok üzerine gitmek istemiyordu ki zaten arkadaşının yanındayken de bunu ona söylemeyi ihmal etmemişti. Alfaya zarar vermek yoktu. Ama şu an cidden kötü görünüyordu. Bir an geçmiş anılarının depreşip onu kötü hissettirdiğini düşünmüştü ama bu öyle bir şeye benzemiyordu. Fazla oyalanmadan biraz önce arabadan inmiş olan alfanın yerine geçmiş kalçasını kaputa yaslayarak derin nefesler alan bedeni izlemişti bir süre.

Aslına bakarsanız Taehyung'un da kafasını karıştıran şeyler vardı. Normal hayatında ilişkisi olmasa bile flört etmeyi severken bu alfada hoşuna giden başka şeyler vardı. Mesela zamanla kendine alıştırdığı alfanın kesinlikle ince beline iltifatlarını sunmak istiyordu çünkü onu ilk gördüğü andan beri kaslı üstüne dar tişört altına da geniş pantolonlar giyen bu bedenin ince beli ister istemez gözleri önündeydi. Piercing ve dövmelerinden bahsetmiyordu bile! Düşüncelerinden sıyrılmasına neden olan şey ise beyaz tenlinin arabaya binip kapıyı kapatması olmuştu.

"Bir sorun mu var Jungkook?"

"Dikkatimi toparlayamıyorum. Bu çok garip."

"Aslında değil. Çünkü fazla düşünüyorsun ve şu an saate bakılırsa acıktın ve biraz beynini dinlendirmeye ihtiyacın var?"

"Sanırım öyle. Ama yemekten ziyade şu an kafamı toparlayacak şey kahve."

"Demek sen de kahvecisin?"

"Sen de sever misin kahveyi?"

"Aslında hayır ama çevremdekiler genelde çok seviyor. O yüzden istemesem bile bir şeyler biliyorum işte."

Taehyung ile kafeye ulaşana kadar yaptıkları boş muhabbet Jungkook'a cidden iyi gelmişti. Şimdi hiç değilse başı ağrımıyor ve zihinsel olarak yorgun hissetmiyordu.



- - - - - - - -



"Şimdi yalan yok Taehyung ama arkadaşından  bize yararlı bir bilgi çıkmadı."

"Biz sadece onlara ait olan bir bara gittik de ondan canım. Asıl işler orada dönmüyor emin olabilirsin. Hatta orayı kendilerini temize çıkarmak için bile kullanıyor olabilirler."

"Ufff."

Sıkıntılı bir şekilde iç çekip anlımı ovuşturduktan sonra tekrardan Taehyung'a dönmüştüm.


"Senin önerin ne? Ne yapmalıyız?"


Bir süre düşünen Taehyung'un sert çehresini izlerken onun baskın alfa olduğundan mı yoksa sahip olduğu genetikten dolayı mı bu kadar yakışıklıydı anlamamıştı. Ve Taehyung sanki ona kıyasla çeteler hakkında daha fazla fikir sahibiydi.

"Serpents'e ait olan bir bara gitmeliyiz. Ama tam saat 00'da."

Yüzündeki değişik gülümseme yutkunmama neden olurken merakla ona bakıyordum. Saatin bu durumda önemi neydi anlamış değildim açıkçası. Tamam iş üstünde yakalamamız için akşam saatleri idealdi ama tam 00'ın önemini anlayamamıştım.

"Neden peki?"

Kollarımı göğsümde birleştirip şimdilik sadece ikimizin olduğu odanın masasına kalçamı yaslayarak ağrıyan ayak tabanlarımı rahatlatmıştım.

"Çünkü Jeon bu tarz yerlerde asıl işler gecenin en geç saatlerinde başlar. Düşün bardaki insanların çoğunluğu çok büyük bir ihtimalle gece iki civarlarında sarhoş olmuş olacak. O zaman işin içinde olan asıl adamlar dikkat çekmeyecek şekilde üst katlara varsa eğer alt katlardaki toplantı odalarına geçecek. Aynen seninle ilk karşılaştığımızdaki gibi düşün. Eğer Jungkook o toplantı odasına bir dinleme cihazı yerleştirirsek onları yakalamamız daha da kolaylaşır."


"Kulağa hoş geliyor. Peki bunu nasıl yapacağız."

İşte tam da o anda gözlerinden sinsi bir parıltı geçmişti.

"Şöyle bir planım var. Büyük ihtimalle barın her köşesinde kameralar olacaktır. Bu yüzden toplantı odasına sanki yanlışlıkla girmiş gibi gözükmelisin. Yani demem o ki bugünki toplantıda olacaklardan biri de delta."

Gözlerim yanlış mı anladım yoksa ciddi misin dercesine irileştiğinde daha da sırıtarak devam etmişti.

"Sen komiser. Sen içip sarhoş olmuş gibi yapacaksın ben ise senden önce oraya gidip toplantı odasının yerini tespit etmiş olacağım. Sonra sen yanıma geleceksin ve sana yerini söyleyeceğim. Ardından Yeonjun'la daha önceden planı ayarlamış olan ben sayesinde o odaya giriş yapabileceksiniz. Umarım iyi bir oyuncusunuzdur komiser?"


"Benim kafamı karıştıran bir şeyler var yalnız Kim Taehyung."

"Nedir o komiser?"

"Planında doğal olması açısından bir sıkıntı yok ama sen nasıl bu kadar bilgiye sahip olabilirsin yani deltayı da gizlice içeri sızdırabilecek kadar şeyi nasıl öğrendin?"

"Ah komiser. Sen sanıyorsun ki seni tesadüfen mi ortağım olarak seçtim? Yıllardır o adamların bir açığını arıyorum. Girdikleri tüm deliklerden tutun günlük hayatlarında neler yaptığına kadar bilgi sahibiyim! Bu sefer de olmazsa cidden çıldıracağım!"

Doğruyu söylemek gerekirse bunu beklemiyordum. Bu kadar uzun bir süre boyunca bu adamların açığını araması değişikti.

"Neden Serpents peki? Yani bir sorun mu yaşadın?"

Gözlerinde gördüğüm sinirli pırıltılar beni gererken etrafa yayılmaya başlayan ağır feramonlarıyla kurdumla beraber ben de sessizleşmiştim.

"Benden bir şey çaldılar. Çok önemli bir şey."

Bu konuda daha fazla üstüne gitmek istemediğim için hemen konuyu değiştirmiştim. Yoksa feramonları yüzünden bayılabilirdim.

"Merak etmeyin Kim Taehyung sizden çalınanı da geri alacağız elbette. Ama siz söyleyin asıl delta ile konuştunuz mu?"

"Henüz değil. Ama işe onu da sokacağımı biliyor elbette."

"O zaman ben şimdilik evime geçiyorum Taehyung ve sen de Yeonjun'a haber ver. Sonra belirlediğimiz bir saatte buluşalım."


"Tamam komiser."

Beni onaylamasının ardından yüzündeki sinsi sırıtışla cümlesini devam ettirmişti.

"Ve baştan çıkartıcı şeyler giymeye özen göster ve geçici sprey boyayla saçlarına farklı bir renk ver."

"İlla beni uğraştıracaksın değil mi?"

"Görev için maalesef."

"Akşam görüşürüz."

"Görüşürüz komiser."




- - - - - - -




Üzgünüm geciktim azıcık. Okula yoğun bir şekilde başlayınca biraz sıkıntılar yaşadım da.

Bir de bu geçiş bölümüydü o yüzden bu kadar kısa. Ama diğer bölüm uzun olacak merak etmeyin 😉


Birde bakın bizim ikiliyi andıran bir fanart buldum




Diğer bölüm görüşürüz ✌️



•Leo

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro