
Kiss Me
Biraz cinsellik şey olabilir ama bu bölümde pek detay yok ehe
Saat gece 3ü geçiyordu. Yatakta huzursuzca hareketlenip uygun pozisyonumu bulmaya çalıştım. Fakat hiçbir pozisyon onun sıcaklığını karşılamıyordu. Nasıl aşık olmuştum bir anda böyle. Ne zaman arar olmuştum onun sıcaklığını daha tatmadan. Yorganıma sarıldım. Gözlerimi kapattım. Üzülmüştüm. Ben..ben yanımda kalacağını zannetmiştim. Gözyaşım yanağımdan süzülüp yastığıma düştü. Kollarımın arasındaki yorgana biraz daha sarıldım. Neden onu sürekli yanımda istiyordum. Sürekli öpmek, sürekli sarılmak. Ben hep böyle aşık olmazdım ki. Elimle hızlı bir şekilde gözyaşımı silip yatakta hareketlendim. Yüzüm tavana bakıyordu. Neredeydi?
Yerde duran telefonuma uzandım. Ne bir mesaj ne de arama vardı. Çok bunalmıştım. Daha ilk günden onu sinirlendirmiş, şüpheleneceği tavırlar göstermiştim. Yataktan kalkıp dolabıma ilerledim. Büyük beyaz dolabın kayar kapısını kaydırıp içerisinden ceketimi çıkardım ve üzerime geçirdim. Odamın kapısını usulca açtım ve etrafa bakındım. Joe İle Blanda uyuyor olmalıydı. Çünkü ne ses vardı ne soluk. Evimin geniş, uzun koridorunda loş ışık eşliğinde yürümeye başladım. Banyo kapısının önünde durdum ve sessizliği dinledim biraz. Uzun süredir alışık olduğum sessizliği. Sessizliği severdim ama o sessizliğin Wilmer'ın nefesiyle bölünmesini isterdim. Yüzüme vuran ılık nefesinin beni okşamasını isterdim. Banyonun kapısını açıp içeri girdim. Üzerimdekilerden kurtulup suyu ayarladım. Küvetin içine yerleştiğimde o'nu düşündüm . Beraber nasıl mutlu olacağımızı, bir aile olabileceğimizi düşündüm. Gerçekten bir aile. Ben Joe ile evlilik hayalleri kuramımıştm ama bu adam beni tamamen büyülüyordu. Kalbimi ellerinin arasında tutuyordu sanki.
Ne kadar burada kaldığımı bilmiyordum ama artık sudan ayrılmanın zamanı geldiğini vücudumun buruşması söylüyordu. Sudan çıktım ve bornozumu üzerime geçirdim. Islak saçlarımı havluyla koruma altına alıp hızlı adımlarla odama doğru ilerlemeye başladım. Her bir adımımda onu düşünüyordum. Onu her düşündüğümde kendime dokunmak istiyordum. Onunlayken yapmadığım şeyler şuan da bile canımı acıtıyordu. Napıyordum ben? İki gündür sevgiliydik. Neydi bendeki bu aşk? Odama girdiğimde banyoya girmeden önce yatağın üzerinde bıraktığım telefonumun bildirim ışığının yandığını farkettim. Bir yandan saçlarımın havluyla ıslaklığını almaya çalışırken diğer yandan da telefonuma gelen mesajı açmıştım. Mesajda
"Uyuyamıyorum sen nedenini biliyor musun?" yazıyordu. Hem saçlarımla uğraşıyor hem de gülümsüyordum . Mesaj Wilmer'dan geldiği için mi yoksa beni düşündüğü için miydi bilmiyordum. Bir elim saçlarımda diğer elim telefonumdaydı. Ona cevap yazdım.
"Senin nedenini bilmiyorum ama benim uyuyamama nedenim sanırım sensin :)" mesajı gönderdikten sonra iç çamaşırlarımı giydim. Altıma eşofmanımı da geçirip üzerime tişörtümü giymeden yatağa oturup saçlarımı taramaya başladım. Kapımın iki kez tıklanmasını duymuştum. Elime hızlı bir şekilde tişörtümü alıp
"Üzerimi giyiniyorum bir saniye." diye kapalı kapının ardındaki kişiye seslendim. Kapıya sırtımı dönüp tişörtü kafamdan geçirecekken mesaj geldiğini farkettim.
"Nedenlerimiz aynı sanırım ;)" Elimde tişörtümle donup kalmıştım. Bana gülücük atmıştı. Hem de göz kırpan gülücük. Gülümsememi yüzümden atamıyordum. O sırada kapı açıldı. Üzerimi daha giyememiştim bile! Arkama şiddetli bir dönüş uyguladım. Gördüğüm karşısında öylece donup kalmıştım. Ağzımdan bazı kelimelerin dökülmesini umarak konuşmaya çalıştım.
"W-Wilmer?" üst tarafımda sadece sütyen olmasına rağmen o benim gözlerime bakıyordu. Bana biraz yaklaştı
"Sensiz uyuyamıyorum sanirim." cümlesinin sonuna eklediği gülümseme herşeye değerdi. Kafamı öne eğdim. Yanaklarım kızarmıştı. Onun karşısında ilk defa böyle kalmıyordum ama bu sefer başkaydı. İkinci defa beni böyle görüyordu ve ben aşktan sırılsıklamdım. Elinin biriyle çenemden kavrayıp ona bakmamı sağladı.
"Sen nasıl güzelsin böyle?"
Yanaklarımın kızarmasına hiçbir şekilde engel olamıyordum. Gözlerim tekrar yerle buluştuğunda inatla yüzümü yine kendine sabitledi.
"Utanma Demi. Benimle yatmanı değil beni sevmeni istiyorum. Sana hissettiğim aşkın çeyreğini hissediyorsan eğer ayakta durmakta zorlanırdın."
Gözlerinin içine bakıp
"Ayakta duramıyorum Wilmer."
ben nasıl ve ne zaman bu kadar cüretkar olmuştum bilmiyorum ama ben çok fena aşık olmuştum. Wilmer bir adım daha atıp dudaklarimi kendininkilerle hapsetti. Elleri yuzumdeydi. Biraz optukten sonra geri cekildi.
"Benim amacım seni becermek değil. Benim amacım sensin Demi. Hadi üzerini giy. Uyuyalım."
o kadar masumdu ki. Ben onun gibi bir erkek görmemiştim. Tişörtümü üzerime geçirirken ekledi
"Göğüslerin..onları benden önce hangi erkek görmüşse gözlerini oymak istiyorum."
Donmuştum yine. Tişörtümü giyememiştim. O ise yatağa oturmuş etrafa bakınıyordu. Elim sırtıma gitti. Tek bir hamleyle sütyenimin kopçasını açtım. Rahatlayan sırtım ve bollasan askılar adeta beni ona itiyordu. Askılardan tutup usulca omuzlarımdan çıkardım. O ise hala etrafa bakınıyordu . Elimdeki sütyeni yere bıraktığımda çıkan sesle birlikte bana doğru kafasını çevirdi.
"D-Demi..bunu yapmak zorunda değ..." sözünü kestim
"Senden önce bana dokunan tüm erkekleri unutturmanı istiyorum."
elimle eşofmanımı aşağıya doğru çekip dizlerimden aşağı düşmesine izin verdim. Ondan da kurtulduğum zaman yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim. Wilmer ise şaşkınlıkla bana bakıyordu. Dizlerimin üzerinde yatağa çıkıp ona doğru ilerlemeye başladım. Onun önüne geldiğim zaman kaslı kollarıyla beni sarıp yatağa yatırdı. Öpüşleri o kadar muhteşemdi ki onun olmaktan başka hiçbir seçeneği mantıklı saymıyordum. Üzerime çıktı. Tişörtünden tek bir hareketle kurtulup vücudumuzu birleştirdi. Vücudumun her zerresini öperken tekrarlıyordu .
"Sana kıyan tüm erkekleri unutacaksın."
"Sana dokunan tüm elleri, seni inleten tüm erkekleri."
Utanıyordum . Ondan başkalarıyla da birlikte olduğumu biliyordu ve onlara lanet okuyordu resmen.
"Sana acı çektirenlerin hepsini unut."
"Vücudunu görenleri, seni en korunmasız görenleri unut."
Yüzündeki ifade hayranlık ve sinir barındırıyordu. Kısa bir süre sonra elleri iç çamaşırıma uzandı ve onu benden kurtardı. Vücuduna bakamıyordum bile. Erkekliğini bacaklarımda hissettim. Sonra da içimde. Acı içinde inlerken kulağıma fısıldadı.
"Hissettireceğim tek acı bu olacak Demi."
"Ah Wilmer."
"Asla aşk acısı çekmeyeceksin."
Canım yanıyordu ama tüm zerrelerime kadar onun olmak istiyordum.
"Ihhh" yüzümü acı içinde sağa sola çeviriyordum. Terlemistim ve onun olmuştum. Saatlerimi onun olmaya harcamıştım. Uzun sure sonunda onun olduğumu belirten sıvı vücudumdan dışarı çıkmıştı. Wilmer yan tarafıma yatip beni kollarının arasına aldı. Terlemiştim ve üşüyordum . Onun sıcaklığı beni ısıtıyordu. Alnıma ufak bir öpücük kondurup yüzünü pencereden gözüken gökyüzüne çevirdi. Hava aydınlanıyordu ve ben onun kolları arasında yeniden doğuyordum. Wilmer bana ve bitkin yüzüme bakıp ekledi.
"Artık benimsin Demi. Sadece benim. Simdi uyu küçük meleğim. Bu gün yeterince yoruldun."
diyip göz kırptı. Dudaklarıma bir öpücük daha bıraktıktan sonra kafamı göğsüne yaslayıp bir elimle kalbini hissettim. Onun eli sırtımda ve saçlarımdaydı. İşte ben en güvendiğim yeri yastık yapıp en sevdiğim şeyi hissediyordum.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro