Akşamın karanlığı etraftan gelen sesler ile Sooyoung yerinde kıpırdanıp gözlerini araladı. Beklemediği şey ise elinde kılıçla bekleyen yirmiye yakın insan hadi ama bugün şakayı kaldıracak havamda değilim dercesinde Sooyoung oflayıp arabadan indi.

"Neler oluyor burda! "

"Prenses çekilin o türü belli olmayan şeyin önünden size zarar verebilir"

Üniformalı birinin öne çıkarak söylediği şeye Sooyoung büyük bir kahkaha attı. Ne yani bir araba beni öldürecekmiydi.

Sooyoung gülmeye devam ederken Jimin uyanmış korkuyla soluğu Sooyoung un kolunda almıştı.  Tabi bir dokunuşu ile askerin biri kılıcını Jimin e uzatmış ve yüksek sesle bağırmıştı.

"Ellerini çek prensesten! "

Sooyoung un kahkahası son bulmuş sorar gözlerle askere bakmıştı, şakanın dozunu arttırıyorlardı ve buda Sooyoung un sinirine dokunmuştu.

"Tamam çocuklar şaka bitti sizi o şerefsiz mi yolladı? "

Elinde tuttuğu kılıcı tekrar yerine koyup prensese saygı ile eğildi.

"Krala şerefsiz diyemezsiniz prenses"

Sooyoung yerinde huzursuzca kıpırdanıp Jimin e baktı.
Jimin in ise ondan daha beter olduğu kesindi kendisi durmadan titriyor etrafa baktıkça keskin nefes alışverişleri sağlıyordu.

"Kral mı? "

Sooyoung un söylediğiyle asker sinirlense de karşısında prenses olduğu için zorlanarak da olsa sakin kalmıştı.

"Evet prenses kral, babanız sizi bekliyor"

Sooyoung önce Jimin e bakmıştı ondan da onay alınca gitme kararı aldı. Ama öncesinde birşey yapmalıydı.

"Bu aracı sarayda bir yere koyun sakın kimse dokunmasın"

Aslında Sooyoung ne yaptığının farkında bile değildi sadece bu arabaya zarar gelmemesi gerektiğini anlamıştı o burdan kurtulma şansıydı.

Asker başıyla onaylayıp tekrar Jimin e baktı. Hiç kimse prensese dokunamaz ya da selam veremezdi peki bu kimdi de onda dokunma cesareti vardı.

"Ellerini çek! "

Askerin gür çıkan sesinden dolayı Jimin yerinde hafif sedelemiş ama yene de Sooyoung dan ayrılmamıştı. Asker sinirle bir adım attığı sıra da Sooyoung eliyle durması için harekette bulundu.

"Ona dokunma sakın!"

"Ama prenses size kimse dokunamaz"

Sooyoung un kafası dolu olduğu için çoğu şeyi es geçmişti.

"O kimse değil asker, o Jimin ve benim kuzenim ona iyi davranın"

Asker geriye doğru tek bir adım atıp kafasıyla prensesi onayladı. İşte tarihe bir yeni kişi katılmıştı. Park Jimin prensesin kuzeni olmuştu.

Saray'a  ilerlerken at arabasının içinde Sooyoung, Jimin ve sinirli bir asker vardı. Sooyoung ne kadar konuşmak istemese de olayları kavraması gerekiyordu.

"İsmin ne senin? "

Asker sinirli gözlerini etraftan ayırıp prensese baktı.

"Yoongi efendim"

Sooyoung Yoongi yi kafasıyla onaylayıp aklından geçen deli soruyu düşünmeden soru verdi.

"Hangi yıldayız biz, ya da dönem"

Yoongi şaşırsada prensesi cevapsız bırakmak istemedi.

"Jeseon dönemi efendim"

Sooyoung telaşla Jimin e baktı o da aynı Sooyoung gibi şaşırmış şekilde gözlerini dikmişti kuzenine

"Siktir"
"Siktir"

İkilinin ağzından normal kelime çıkarken Yoongi ağzını iki karış açıp Sooyoung a baktı. Bir prenses nasıl böyle edepsiz ve görgüsüz olabilir diye düşünmeden edemedi. Aslında haklıydı da prensesler çocukluktan Eğitim alırdı düzgün konuşma, oturma, yeme, içme herşey gibi ama bu prenses hepsinden soyutlanmış gibiydi.

"Prenses ağzınız dan neler çıkıyor öyle başkası duymasın lütfen"

Yoongi nin tatlı uyarısına Jimin gözlerini devirdi. Bu çocuğa daha doğrusu iri yapılı bu askere uyuz olmuştu.

"Ne varmış bunda Soo- ay prenses gayet güzel konuşuyor"

Yoongi kaşlarını çatıp Jimin e baktı.

"Prensesler küfür ya da argo kelime kullanmaz kendinize gelin ve görgü kurallarını aşmayın lütfen"

Yoongi nin kurduğu cümle ne kadar düzgün gibi görünsede aslında tehdit barındırıyordu.

"Jimin, tamam sonra tartışırız önce güzel bir uyku çekelim"

Jimin kafasıyla onayladı Sooyoung u o da neler olduğunu bilmek ve hemen eve dönmek istiyordu.

Beş dakika sonra Saray'a gelmişlerdi önden Yoongi inmiş etrafa göz kulak olduktan hemen sonra Sooyoung un inmesi için elini uzanmıştı.

Sooyoung Yoongi nin elini es geçip kendi indi at arabasından Yoongi prensesin bu hallerine şaşırsada soramayacağı içinde sessiz kalmıştı.

Jimin Yoongi nin boş elini görünce sırıtıp elini Yoongi'nin  elinin üzerine koyup aşağı indi. Yoongi Jimin e sinirle bakarken Jimin alayla ve biraz çocuksu tavırla Yoongi ye dil çıkarıp Sooyoung un yanına ilerledi.

"Soo ne yapacağız biz? "

Sooyoung cevabını bilmediği soruya omzunu kaldıra bildi sadece. gerçekten ne işleri vardı bu saçma yerde?, neden gelmişlerdi?.

"Buyrun prenses odanıza ilerleyelim"

Sooyoung ve Jimin Yoongi yi takip etmişler büyük bir odaya gelmişlerdi. Aslında burası setin olduğu yere o kadar çok benziyordu ki bir an gerçekten şaka zannetmiş hemen sonrasında duvarlarda asılı olan kral resimlerinden dolayı vazgeçmişti.

"Odanız prenses"

Sooyoung Yoongi ye tatlı bir tebessüm vermişti nedense Yoongi de içini ısıtan birşey vardı. Sanki küçükken kaybettiği abisi gibi.

Sooyoung ve Jimin odaya gireceği sırada Yoongi Jimin in kolundan tuttu.

"Siz nereye? "

"Kuzenimin yanına, şuna da bakın hele asker bozuntusu beni sorguluyor"

Jimin  ne kadar şaka yapsa da Yoongi hala sinirle bakıyordu Jimin e. Sooyoung olay büyümesini istemediği için Yoongi nin koluna elini koydu.

"Yoongi Jimin bugün yanımda kalacak"

"Olmaz Prenses! O erkek size zarar verebilir"

Yoongi nin net sesinden dolayı Sooyoung biran duraksamış sonunda güzel fikir bulmuştu.

"Yan odayı Jimin'e ayarlayın biraz Jimin ile konuşup sonra yatacağız"

Yoongi prensesin tatlı diline kanmış ve odayı ayarlamak için uzaklaşmıştı.

Sooyoung ve Jimin ise odada olayları çözmek için bin bir fikir türetmişlerdi ama sonuç elde sıfırdı.

"En son neler oldu onu bir söyle Sooyoung"

Sooyoung bıkkınca yatağa oturdu.

"Set bittikten sonra karavana gitmek istedim ama anahtar yoktu. Bende dışarda ki boom booma binip gözlerimi kapattım, işte sonrada burdayız"

Jimin elini çenesine koyup

"Bu kadar mı?, yani başka birşey yok mu?"

Sooyoung durdu evet şimdi aklına gelmişti yutkunup Jimin e baktı.

"Ne oldu Sooyoung yene ne bok yedin söyle hemen"

"Keşke beni kimsenin bulamayacağı bir yere gitsem dedim, ama çok saçma Jimin gerçek olamaz bu"

Jimin kocaman açılmış gözlerle Sooyoung'a baktı.

"Biz bittik, bizi kimse bulamaz burda, ağzına sıçayım senin soo-"

Sözünü kesen hızla kapının açılması oldu. Yoongi ve yanında uzun boylu yakışıklı birazda kalıplı biri gelmişti.

"Prenses nasıl beni takip edersiniz! Bir kere şaşırtın beni çocuk gibi olmayı bırakın! "

Sooyoung ve Jimin birbirlerine bakıp ne oluyor oruspu adlı bakışı atmışlardı.

"Bu kim Yoongi"

Sooyoung un sorusuna hem Yoongi hemde yakışıklı asker şaşırmadan edemedi. Koskaca prenses üç senedir peşinde koştuğu askerî tanımamıştı.

"Baş Komutan Jungkook prenses "

Sooyoung aklına gelen şeyle jimin'e baktı.

"Siktir lan  biz o yıldayız"

"Soo kesin ölecez biz amına koyıyım senin ettiğin dileğe"

Sooyoung ve Jimin bir birine sarılmış, sette oynadığı yıla gitmişlerdi. Bu dönemde prenses komutana deli divane aşık ama komutan yüz vermemişti. Prenses ise aşkından  hayatına veda etmişti.

Ve bu aşkı halk bile biliyor bu yüzden komutana kimse yaklaşamıyordu taki bir kişi hariç.

"Prenses beni sevmeyi bırakın lütfen sizi sevmiyorum bunu anlayın, çocuk gibi davranmayı bırakın ve artık büyün"

"Seni sevmiyorum asker kendine gel, sen kimsin ki bana böyle konuşursun sınırını bil! "

Sooyoung un kurduğun cümleyle Yoongi ve jungkook birbirlerine bakmışlardı  ne yani prensesin aşk-ı bitmişmiydi.

Sooyoung hoseok tan yediği darbe ile zaten kendine söz vermişti kimseye güvenmeyecek artı sevmeyecekti de
Kim bir erkek için ölürdü ki;

"Prenses iyi misiniz? "

Jungkook duyduğu şeye inanamayarak prensese bir soru yönetmişti. Yıllarca onun peşinde koşan prenses artık onu bırakmıştı peki niçin?

"Evet şimdi odam dan çıkın! "

Sooyoung un sert çıkan sesiyle iki asker odayı terk edip kuzenleri yanlız bıraktı.

"Sooyoung tarihi değiştiriyorsun neden öyle yaptın? "

Sooyoung sıkkınca yatağa oturdu.

"Bugün prensesin ölüm günü olacaktı Jimin"

"Nasıl yani? "

Sooyoung derin nefes aldı.

"Seneryonun tamamını okuyup kabul ettim ben bu diziyi. Prenses normalde saraydan çıkmıyormuş ilk çıktığında da komutanı takip ediyor ve başka kızla görüyor"

Jimin Sooyoung dan duyduğu cümle ile duraksadı.

"Ve kendini asıyor yani, öyle mi? "

Sooyoung Jimin i başıyla onayladı

"Ve ölümüne sebep olan o baş Komutan Jungkook! "

Naber bebekler bölümü nasıl buldunuz biliyorum biraz saçma gebi geliyor ilk başta ama inanın sonradan güzel olacak yani ben öyle ümit ediyorum :)

Tarih konusunda en ufak bilgim yok götten sallama yani okey.

Sizi seviyorum oy ve yorum yapmayı unutmayın🍭 ve  oy ile görüntü sayısı bir önceki gibi olursa böyle geç yb atmaya devam ederim ya da kitabı direkt kaldırırım uğraşmam bende insanım ve emeğimin hakkın istiyorum haliyle benide anlayın. Dört dörtlük biri değilim tabi ki hatam olacak ama okunma ve oy farkını görünce malesef yazasım gelmiyor umarım anlata Bilmişimdir.