Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Seven

Sonunda banyomu yapabilmiştim. Sabah wheein'e banyo yapmak istediğimi söylemiş ardındanda wheein ve bir kaç kız daha benimle gelmişti. Niçin yanıma geliyorsunuz? Diye sorduğumda beni yıkamak için geldiklerini anlamış ve büyük bir kaosa neden olmuştum.

Bir insan kendi kendine yetemez mi ya, insan bir banyosunu kendi yapamayacaksa neden insan.

Wheein bu rahatsız hanboku giymemde yardımcı olmuş şimdi saçlarımı kocaman topuz yapmıştı bende bundan rahatsız olduğum için bozup sade bir şekilde saldım. Bu ne ya ben kendimi zor taşıyorum birde kafamda kocaman sepeti nasıl taşıyayım.

Wheein bana ne kadar homurdansada onu dinlemeyip Jimin in odasına gittim. Benim minik Jiminim bensiz yapamaz.

Kapıyı tıklamadan hızla girdiğimde, jimin  ellerini Yoongi nin poposunu koymuş pis bir sırıtış yerleştirmişti yüzüne. Wheein *tövbe tanrı affetsin yanacaksınız* adlı saçma duasını etmiş bende ona göz devirip odaya dalmıştım.

Yoongi beni görür görmez jimini itmiş karşımda saygıyla edilmişti.

"Prenses göründüğü gibi değil yemin ederim, ben uyandırmak için girdim ama kendisi bir anda elini popama attı yemin ederim"

Dediğine kıkırdayıp yatağın üzerine oturdum.

"Aferin Jimin bulmuşsun süt gibi çocuğu bırakma"

Jimin dediğimden keyif almış elini Yoongi nin beline sarmıştı.

"O iş bende kuzen, bir kere koynuma girdi mi bir daha çıkmak istemez"

Yoongi bize sinirli şekilde bakarken odaya jungkook girmişti. Siyahlarla kaplı vücuduna tek renk getiren beyaz teni olmuştu.

Sooyoung kendine gel, ayak üstü herife azıyorsun onun kalbi başkasında baksana hala unutamamış.  Kendi kendimi ikna ettikten sonra jungkook'a kocaman gülümsedim.

"Yoongi yi gelin alıyoruz"

Dediğime Yoongi kaşlarını çattığında jungkook kıkırdamıştı. Dün uzun süre sohbet etmiştik jungkookla başta oda erkek erkeğe sevgi beslenmemesi gerektiğini söylemişti ama ona tatlı dille bunun normal olduğunu anlatmıştık. Şimdi en büyük destekçileri olma yolunda ilerliyor.

"Yoongi ye gelinlik çok yakışacak"

Jungkook'un dediğine herkes götü yırtılana kadar gülerken, Yoongi sinirle bize bakmıştı. Ne canım süt gibi teni var yakışır yani.

"Amma çok saçmaladınız sizde, şakanın da bir dozu var! "

Jimin elini şaşırmış gibi ağzına götürdü

"Sevdiğim adam homofobik çıktı, nerelere gidem ben şimdi"

"Üzerini giyin de halkın yanına ineceğiz"

Yoongi nin uyarısıyla Jimin üzerini giyinmek için kalkmış bizde kapının dışında beklemiştik.

"Prenses sizi böyle kimse bekletemez alayım mı kellesini Jimin'in"

Yoongi ye kocaman açılmış gözlerle baktım. İyi ki belinde kılıç var bunun da önüne geleni öldürecek.

"Saçmalama Yoongi şimdi olmaz, ne zaman bana karşı geldi işte o zaman al kellesini"

Yoongi ciddi ciddi beni onaylamış Jungkook ise halimize gülmeden edememişti. Ne de güzel gülüyor öyle zalımın oğlu.

Jimin sonunda hazırlanmış bizde saraydan çıkabilmiştik. Bir insan saçına çiçek yağı sürmek için yarım saat bekler mi ya? Bu çocuğun beyni yerinde saman var emin oldum bugün.

Yoongi Jimin ile bende Jungkook ile aynı arabadaydıkYoongi hepimiz bir gidelim dese de Jimin istememiş bende onu onaylamıştım.

"Yoongi ile Jimin sence olurlar mı? "

Jungkook un sorusuyla ona dönmek zorunda kaldım.

"Jimin bu hırsla giderse Kore yi bile kurar"

Jungkook ta nadir gördüğüm tatlı kahkahasını  yüzüne yerleştirmiş saf ve biraz da çocuksu gülümseme ile bana bakmıştı.

"Jimin den korkuyorum"

Dediğine kıkırdadım.

"Sakın bunu yanında söyleme yoksa seni kölesi haline getirir. "

Beni başıyla onayladı. Yol boyunca Jungkook'la tatlı ve biraz da eğlenceli sohbet ettik. Aslında aşırı kafa dengi birisi keşke benim dünyamda karşılaşsaydık.

"Evet burası da küçük panayırımız senede bir kez olur "

Jiminle birbirimize bakıp gülümsedik en son on üç yaşındayken böyle bir yere gelmiştim. Jimin de bunu bildiğinden sadece gülümsemekle yetinmişti.

"Burası çok güzel"

Ağzımdan çıkana engel olamayarak konuştuğum için herkes duymuştu. Aslında gelecekte bulunan aletlerin hiç biri yoktu sıradan küçük şeyler vardı ama gel gör ki samimiyet vardı, eğlence ve bide bedavaydı herşey.

Jungkook çenesini omzuma koyup kulağıma fısıldadı. O bunu yaptığında ürpermeden edemedim.

"Eminim senin ülkende daha güzelleri vardır"

Yoongi Jungkook la bana mı şaşırsın, yoksa Jimin onun elinden tutup önden sürüklemesine mi kararsız kalmıştı.  Hafif boynumdan Jungkook'a doğru baktım. Bir insan nasıl bu kadar kusursuz olabilir hala aklım almıyor.

"Benim dünyam da sen yoksun ama"

Göz kırpıp dediğimi kavramasına fırsat vermeden elinden tutup sürüklemeye başladım. Eğer buraya geldiysek eğlenmemiz gerek.

            ⋆ ˚。⋆୨୧˚ ˚୨୧⋆。˚ ⋆

Hiç durmamıştım, ne oturmasını, nede maymun iştahlılığımın sonu yoktu ve bundan pişman olan sadece jungkooktu o da beni buraya getirmesinden dolayı.

"Prenses dursanız mı biraz? "

Kafamı iki yana sallayıp Jungkook u reddettim. İlk defa yaptıklarımı sorgulamayacak bir yer bulmuş ve bununda keyfini çıkarıyordum.

"Olmaz Jungkook! "

Ben deli danalar gibi etrafta dolaşırken Jungkook ta peşimden gelmişti.

"Prenses durun artık"

Bileğimden yakalayıp hızla vücudumu vücuduyla birleştirdi. Ben şaşkın bir şekilde ona ve kaslı vücuduna bakarken o sadece yüzüne gülücük ekleyip beni seyretmeye başladı. Başta bana baktığını fark etmesem de sonrasında utana sıkıla kafamı başka yere çevirdim.

"Prenses biraz dursanız artık, yoruldum"

Normalde bunu bana başkası dese anında tersini yapıp canına okurdum ama bunu Jungkook söylediği için sadece kafamla onaylayıp uygun bir yere geçtik.

Yaşlı gövdesi olan ağacın oraya oturmak istemiş Jungkooksa bir prenses böyle yapamaz demişti ama bu kimin umrundaydi ki, tabi ki benim değil hemen kölge bir yer bulup yere oturdum.

Jungkook başını iki yana sallayıp oda yanıma oturduğunda hafif şekilde bacağına vurup gözümle uzatmanın anlatmaya çalıştım. Malum kendisi anlamadığı için.

"Ne!, ne oldu? "

Gözlerimi devirip elimle bacağına tekrar vurdum.

"Şu kaslı bacaklarını uzat! "

Dediğimi ikiletmeden uzatınca yüzüme kocaman sırıtış ekleyip başımı bacağına koyup gökyüzünü seyretmeye başladım.

"Prenses biri görecek ne yapıyorsunuz"

"Jungkook"

"Efendim"

Sesinde ki masum tınıya gülümseyip gözüme gelen güneş ışığını es geçip devam ettim.

"Saçımla oynar mısın? "

"Ne! "

Şaşırmış hali ne kadar hoşuma gitse de bunu es geçip tekrar ettim.

"Saçımla diyorum oynar mısın, neyini anlamadın"

Jungkook elini saçlarıma değdirip öylece durdu.  Bu salağın yapacağı birşey yok mu ya. Elinin üzerine elimi koyup ileri geri hareket ettirdim.

"Böyle yap, sadece durursan saçımla oynamış olmazsın"

"Sooyoung bunu Jimin den de İsteyebilirdin"

Gözlerimi kapatıp bu tatlı hisse kendimi bıraktım.

"Jimin şuan Yoongi nin namusunu elinden almakla meşgul, o yapamaz"

Dediğime kıkırdamış ama hemen kendine toparlamıştı.

"Bu saçma şeyi neden ben yapmak zorundayım peki?"

"Çünkü bugüne kadar kimse yapmamıştı, nasıl hissettiriyor diye merak etmiştim. Demek böyle başkasına yük gibiymiş. "

Bende de var sorun adam istemiyor niye zorluyorsun ki.

Jungkook'un bacağından kafamı kaldırıp üzerimi düzelttim.

"Jimin ve Yoongi'yi bulup eve gidelim sıkıldım artık"

Yürüyeceğimde Jungkook bileğimi tutup kafasını hafif eğdi.

"Sen bana kırıldın mı? "

Bileğimi elinden kurtarıp boş gözlerle Jungkook'a baktım.  Anlamam geç oldu ama sonunda anladım. Burda aşk'a ya da sevgiye yer yoktu. Olmayacakta.

"Kimsin ki sana kırılayım"


Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro