Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

five

Jungkook ve Sooyoung girdikleri iddia üzerine soluğu ok talimi yapılan yerde aldılar. Etrafta bulunan askerler daha ne olduğunu anlayamadan Sooyoung ve jungkook malzemeleri ellerine almışlardı bile.

"Prenses lütfen elimizdekileri bırakın bir yerinize zarar gelecek"

Sooyoung Wheein'e göz devirip jungkook'a gülümsedi.

"Ben kazanırsam bana ne hediye vereceksin komutan? "

Sooyoung hediye derdinde olan bir kız değildi hem neden olsun ki kendisi zengin biriydi ama jungkook tan ne geleceğini merak ediyordu.

"Siz önce kazanında sonra bakarız hediyeye prenses"

Sooyoung jungkook un dediğine hafif kıkırdamış hemen yanında bulunan Jimin e bakmıştı.

"Sence kazanır mıyım? "

Aslında Sooyoung doğruyu duymak istediği için değilde laf olsun diye sormuştu tabi biraz da *evet soo, yenersin sen* denmesini istemişti ama Jimin bugün doğruları konuşacaktı.

"Hiç şansın yok, adam asker, hem kalavatlı, yakışıklı da"

Sooyoung Jimin in dirseğine sertçe geçirdi.

"Götüne şu oku sokarım bak!, ben kazanacam salak salak konuşma "

Jimin Sooyoung'a dil  çıkarıp kafasını salladı

"İmkansız komutan kazanacak"

Sooyoung tıslar gibi ses çıkarıp Jimin'i omzundan itekledi.

"Düşman seni!, ben sana yapacağımı bilirim"

Jimin Sooyoung'un neden bu kadar kızdığını anlamaya çalışırken Sooyoung Yoongi yi çağırmış Jimin'in yanında durmasını emretmişti.
Jimin ne kadar insanlarla iyi anlaşsada bu insanların arasında Yoongi yoktu Sooyoung da bunu kullanacaktı tabiki.

"Başlayalım mı prenses"

Sooyoung jungkook'u kafasıyla onaylayıp oku yerleştirdi.

"Hazır mısın komutan yenilmeye? "

Jungkook ses etmedi sadece gülümsemekle yetindi karşısında güzelli ile büyülendiği prensese.

             ⋆ ˚。⋆୨୧˚ ˚୨୧⋆。˚ ⋆

"Nasıl kaybedererim ben! "

Sooyoung odasında yirmiyi geçtiğine emin olduğu adımlarla söylenmeye devam ederken, Jimin elinde bulunan fındığı ağzına attı.

"Valla güzel kaybettin Sooyoung"

Sooyoung Jimin in saçını başını yolmamak için kendini zor tutuyordu.

"Ben sana dedim adam asker kaybetmez~ "

Jimin ze'yi uzatarak konuşmuş kendince cilve yaptığını düşünmüştü ama bu Sooyoung un daha fazla sinirini bozmuş yatağın üzerine bulunan yastığı Jimin in kafasına geçirmişti.

"Bir kerede beni savun it! "

Jimin omzunu silkip ayağa kalktı.

"Beni bilirsin soo'cum  kim yakışıklıysa onun arkasındayım"

Sooyoung sinirden tepineceği sırada kapı çalmış içeri jungkook girmişti.

"Prenses konuşabilir miyiz? "

Sooyoung ne kadar yerde bulunan yastığı Jimin gibi jungkook un da kafasına geçirmek istese de bunu yapmayıp uslu bir kız gibi jungkook'u onaylamıştı.

"Yanlız"

Jungkook un teklifini duyan Jimin burun kıvırıp odadan çıktı tabi çıkarkende söylenmeyi ihmal etmedi.

"Bende size kalmadım, daha siki büyük insan bulurum"

Jungkook Jimin'e şaşırırken Sooyoung göz devirip koltuğa oturdu.

"Dinliyorum komutan, istersen otur"

Normalde kimse prensesin ya da Soylu birinin yanına oturamazken prensesin bunu çiğnemesine şaşıran jungkook prensesin yanına oturdu.

"Ben kazandım Sooyoung"

Sooyoung jungkook'un ismiyle hitap etmesine karşılık kaşlarını çattı. Belki gerçek prenses olmaya bilir ama başkasının yanında prensese ismi ile hitap etmesi o yakışıklı kellesinin sonu olurdu.

"Prenses lafına ne oldu? "

Jungkook elini ensesine götürüp okşamaya başladı.

"İsterseniz öyle seslenirim"

Sooyoung karşında çocuk gibi duran jungkook a gülümsemeden edemedi.

"Biz bizeyken Sooyoung de, ama başkası varken prenses kılıfını kullan yoksa güzel yüzüne veda edebilirsin"

Jungkook prensesin iltifatına karşılık biraz kızarsada onu onaylamıştı. Jungkook prenses de bir gariplik olduğunu sezmiş ama daha ne olduğunu çözecek kadar zeki biri olmadığı da ayrı bir gerçekti, belki de değildi. Orasını bir tanrı bir de yazar bilir.

"Neden gelmiştin? "

Sooyoung un soruyla kendine gelen jungkook boynunda bulunan kolyesini çıkarıp Sooyoung'a uzattı.

"Aslında ben kazandım ama bu kolyeyi size vermek istiyorum"

Sooyoung jungkook un uzattığı kolyeyi eline alıp hayranlıkla baktı bu yaşına kadar ,o kadar çok hediye almıştı ki, ev, araba, telefon hatta hayranlarından gelen delice hediyeler daha vardı örneğin aydan bir parça gibi ama hiç biri jungkook un eline verdiği küçük camın içinde belli belirsiz görünen gül kadar mutlu etmemişti.

"Jungkook bu-"

Jungkook prensesin beğenmediğini düşünerek elinde tuttuğu kolyeyi alacağında Sooyoung kaşlarını çattı.

"Umarım takmak için elini uzatmışsımdır. "

Jungkook prensesin cümlesinden dolayı minik bir tebessüm bırakıp kolyeyi prensesin beyaz tenine taktı.
Sooyoung bu küçük hediyeden dolayı kollarını jungkook un boynuna sarıp yanağına ıslak bir öpücük bahşetti.

Jungkook anın şokundan dolayı konuşmaz ken Sooyoung iki de bir kolyeye bakıp sırıtıyordu.

"Bu kolyenin bir hikayesi var prenses"

Sooyoung jungkook'a sunduğu tatlı gülümseyle dinliyorum dercesine baktı.

"Zamanında genç bir komutan evinden saraya Eğitim görmek için giderken Saray yolunda etrafı renkli renkli güllerle çevrili bir ev varmış. "

Sooyoung jungkook'u bölmek istemediği için ses etmemiş ama dinlediğini belli etmek içinde yönünü jungkook'a dönmüştü.

"Genç çocuk her gün güllerin güzelliğine bakarken birgün evin penceresinin arkasında bir kızın sülietini görür ve kim olduğunu merak eder. Ama kızı uzun zaman boyunca göremez. Sonra birgün genç oğlan erken saatte çıkar ve dışarda gülleri sulayan kızı görür. Kumral teni dolgun dudakları iri gözleri genç oğlanı âdeta büyüler. Oğlanın bakışından utanan kız hemen içeri girer. "

Sooyoung daha fazla dayanamaz ve merakına yenik düşerek jungkook'u böler.

"Ee sonra, sonra ne olmuş jungkook"

"Kız ertesi gün genç oğlanı görmek için perdenin arkasına gizlenir, ama oğlan gelmez. Kız pes etmez tekrar tekrar bekler, tabi bu bekleme biraz acılı olur. Kız gülleri sulamamaya başlar tabi kendi sağlığıda kötüye gider ama kendine dikkat etmez."

"Oğlan terk mi etti kızı? "

"Hiç olmadılar ki Sooyoung. Nasıl terk etsin"

Jungkook un küçük açıklamasına ve kıza üzülen Sooyoung dudaklarını kemirmeye başlamıştı bile.

"Bir ay kadar sonra oğlan çıka gelir ve soluğu kızın evinin yanında alır.etrafa baktığında solmuş güller ve evin siyah perdeleri karşılar genci. "

Jungkook derin nefes alıp kaldığı yerden devam etti.

"Genç oğlan herşeyden habersiz olduğundan yanından geçen çocuğu durdurup evde kimin yaşadığını sorar. Çocuğun cevabı yaşlı bir bayan demesiyle genç çocuk imkansız olduğunu burda genç kızın yaşadığını söyler."

"Kız oğlanı bırakıp gitmiş mi yani? , jungkook ne iğrenç hikaye bu ya"

"Hayır Sooyoung. Kız sevdasından vebaya tutulur ve bir hafta öncesinde hayatını kaybeder"

Sooyoung yutkunup biraz önce kurduğu cümleden dolayı küçük çaplı utanç ve vicdan azabı çekmeye başladı.

"Kıza üzüldüm"

"Devamı var Sooyoung"

Sooyoung başını yerden kaldırıp Jungkook'a baktı.

"Devamı mı?, anlat o zaman"

"Ben anlatmadan önce, sen kim olduğunu söylemek ister misin? Yoksa ben mi  zorla öğreneyim"

Sooyoung kaşını çatıp jungkook'a baktı.

"Ne demek istiyorsun?, anlamıyorum seni jungkook"

Jungkook bir hışımla yerinden kalkıp Sooyoung'a eğildi.

"Bu hikayeyi bilmeyen yok Sooyoung, ama sen daha yeni duyuyorsun"

Sooyoung jungkook'a gözlerini devirdi.

"Ne yani duymadığım hikaye yüzünden benim başkası olduğumu mu ima ediyorsun ne saçma şey bu"

Sooyoungta oturduğu yerden kalkıp jungkook ile aynı boyda olmaya özen gösterdi.

"Hikayeyi bilmemenden değil Sooyoung. Gerçek prensesin sevdiğimi öldürmesinden dolayı senin prenses olmadığını anlamış olabilir miyim sence"

Kolye bu bebekler bana da bu kolye den alacak sugar daddy yok mu lan :D

Bölüm nasıl olmuş bakalım.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro