9- Bang Yong Guk mu? Cidden mi?
Elimdeki muzun kabuğunu çöp kovasına gelişi güzel atıp salona doğru yürüdüm. Abim ve ablam işteydi. Annem ve babam ise büyük büyük büyük akrabalarımıza hasta ziyaretine gitmişlerdi.
Adamın bir gözü toprağa bakıyordu doğrusu.
Kafamı salladım ve koltuğa kendimi atıp kumandaya uzandım. Televizyonu açtım ve magazin haberlerini karıştırmaya başladım.
Üniversite sınavının yorucu maratonunda bir savaşçı olabilirdim fakat sonuçta ben de bir insandım.
Lakin büyük duygularla başladığım televizyon izleme girişimim ne yazık ki EXO grubu hakkında yapılan söyleşi yüzünden paramparça olmuştu. Sunucu olarak ünlü bir kız vardı. Yanında da BAP grubunun lideri Bang Yong Guk. Bir dakika. BAP de oradaydı! Yüzümdeki suratsız ifade anında düzelirken koltukta dikleştim ve televizyonun sesini açtım.
Şu ülkede bana sahip olacak tek kişi kesinlikle bu adamdı. Yalnızca onun hayranıydım. Eminim benim gibi birisinin, sadece onun fanı olduğumu bilse çılgına dönerdi. Sonuçta çok nadir türlerden birisiydim. Özellikle de BTS ve EXO gruplarına ün salmış hayranlar sayısını arttırırken, ben çok farklıydım.
Bana göre sanatçılar arasında tek bir kral vardı. O da Yong Guk'tu.
Dirseğimi dizime koyup onu izlemeye devam ettim.
Hacker olayından söz ediyorlardı.
Benden yani.
Sırıttım.
"EXO'nun başına gelen talihsiz olay bütün sanatçı camiasını üzdü biliyorsun. Özellikle de kardeş ülkeden böyle bir şey beklemiyorduk. Sen ne düşünüyorsun?"
Gözlerim kocaman oldu. Tüm algılarım açıldı.
"Açıkçası ben diğerlerinin aksine olumsuz düşünmüyorum."
Kendini bilmişcesine sırıttım.
"İşte benim adamım! Yürü be! Ez o süslü kokanayı bakayım."
Yeniden odaklandım. Sarı cadaloz kaşlarını çatmıştı.
"Nasıl yani?"
"Şöyle ki. Bunu yapan kişinin ailesi zaten konuştu. Bir yanlış anlaşılma olduğunu, özür dilediklerini bildirdi. Duyduğuma göre Hacker, lise öğrencisi bir kızdı. Benim fikrime göre bu durum korkunç değil, aksine güzel bir gelişme. Ülkemizde genç beyinler de var ve bunlar sanat yerine bilim üzerine gelişiyor. Hacker olmak kolay iş değil. Özellikle de bu yaşta. Ben takdir ettim kendilerini doğrusu."
Bir tereyağı misali koltukta erir gibi oldum.
"Ağlamayacağım. Gözüme toz kaçtı sadece."
Sarı cadaloz susmadı tabii. Uyuz olmuştum bu kadına.
"Senin başına da aynı durum gelse bu denli sakin kalırdın yani."
"Kesinlikle. Hatta kendileri ile tanışmak isterdim." Gülümsedi. "Belki bir iki taktik de bana öğretirdi."
Elimi kalbime koydum.
"Beni yine kalbimden vurdun Allah'sız herifim!"
Konuşma hareketlenirken cebimdeki telefon titredi. Sıkıntı ile nefes alıp telefonumu açtım. Mesajlar yer cücesindendi.
Yeni bir dil geliştirmeye çalışıyordu her halde.
B: H
B: An
B: Arianın sendn özü didiği do
ğru m
B: e baışma istei
B: Vseglisi omaı istmes
B: dosbsgru muiu????
Aden: Ne diyorsun, Baek?
Aden: Yavaş yaz.
Aden: Hiçbir şey anlamıyorum.
B: Adrian'in sevgilin olmasından bahsediyorum
B: O yeniden teklif etmiş
B: Sende
Aden: Evet. Ben de?
Şunlara bakın ya. Milletin işi gücü yok, dedikodumu yapıyorlar. Bu da inanıyor. Sabır. Gerçekten sabır.
Aden: Bana sormadan inandın mı gerçekten?
Aden: Ben o kadar gurursuz muyum?
Aden: Kulaklarını ya da gözlerini, her neyse işte. İyi aç!
Aden: Karşımdaki kim olursa olsun.
Aden: Ağzından bir kez olsun 'defol' kelimesi çıkarsa.
Aden: Ben değil.
Aden: O hayatımdan defolur.
Aden: Ve girişi de bir daha mümkün olmaz.
B: Özür dilerim
Aden: Özür dilemen bir şeyi değiştirmez.
Aden: Her özür dileyene eyvallah demiyorum.
Aden: Ve özürlerden nefret ettiğimi sana söylemiştim.
Aden: Her neyse.
Aden: Bunu duymamış gibi yapacağım.
B: Seni kırmaktan nefret ediyorum
Aden: Her neyse, dedim.
B: Peki
B: Ne yapıyorsun
Aden: Televizyon izliyorum.
Aden: BAP sizin hakkınızda konuşuyor.
B: Yine mi??
B: Başka işleri yok mu onların?
B: Gidip şarkı falan söylesinler.
Aden: Evet.
Aden: Yok.
Aden: Herkes senin gibi yedi yirmi dört şarkı söyleyip dans ederek gününü gün etmiyor malesef.
Aden: Adaletsiz dünya işte.
Aden: Bazılarımızın bu ülkede barınabilmesi için çalışması gerekiyor.
B: Onlar da şarkıcı Aden
Aden: Elbette öyleler.
Aden: Hatta sizden daha iyiler.
B: Hah
B: Bizden?
Aden: Sizden.
B: Sakın bana onların hayranıyım deme.
Sırıttım. Bu yer cücesi ile uğraşmak keyfimi yerine getiriyordu.
Aden: Eğer onları hackleseymişim daha iyi olurmuş.
Aden: Liderleri sanırım bana aşık.
B: Adam senden kaç yaş büyük
Aden: Ben büyük seviyorum belki, yer cücesi.
Aden: İşime karışma.
B: Neden bu kadar soğuksun
B: Bana özel olduğunu düşünüyorum
Aden: Değil.
B: Arkadaşlarına da mı böyle davranırsın
Aden: Arkadaşım yok.
B: Hadi ama
B: Şaka yapma
Aden: Ne zaman şaka yaptığımı gördün?
B: Cidden
B: Bir insanın hiç mi arkadaşı olmaz
B: Yani nasıl yaşar ki
Aden: Ben yaşıyorum.
Aden: Şikayetçi de değilim.
B: Aden
B: Dedin ya
B: Arkadaşım yok diye
B: Ben neyim
Düşündüm. Neydi cidden? Arkadaş değildi. O kadar yakın hissetmiyordum hala. Ama hiçbir şeyim de değildi. Onlar hem yakın hem de değildi. Tuhaf bir ilişkimiz vardı doğrusu.
Aden: Arkadaş aday adayısın.
Aden: Geveze arkadaşların ise, sadece aday aday adayı.
B: TşK yNg :)
Aden: Ne?
B: Kusura bakma
B: Xiumin elimden telefonu aldı
Velede bak. Her şeyi de grup arkadaşları ile yapıyor. Eminim her konuştuğumuzu da yetiştiriyordur onlara. Pis fırsatçı.
Aden: Anladım.
Aden: Sadece seninle konuştuğumu sanıyordum.
Aden: Sonra görüşürüz.
Aden çevrim dışı.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro