Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

30- Senin her şeyine aşık oldum.

YN/ Gifi mıncırabiliriz. LoL

***

Beni sevdiğini söylemişti...

Beni sevdiğini...

Yani beni...

Ben! Ben!

Sevdiğini söylemişti...

Beni yani...

Ben!

Beni sevdiğini söylemişti be!

Bir süre acaba yanlış mı duydum düşüncesine kapılıp ona önümü dönemedim. Sonuçta son günlerde kafamda saçma sapan senaryolar kurup duruyordum. Şizofreni belirtisi gösterdiğimden bile şüpheliydim. Bu yüzden emin olmak için "Ne?" dedim.

"Bana yönünü döner misin?"

Evet. Şizofreni değildim. Lakin halen akustik halüsinasyon şüphem devam ediyordu. Bu yüzden şöyle ucundan bakmak için kafamı biraz yana eğdim. Fakat gölgesini görür görmez hışımla önüme döndüm.

Lanet olsun doğruydu! Bana itirafta bulunmuştu. Ve ben her şeyi unutup, sanki tüm yelkenleri suya indirmiş gibi çoktan kızarmaya başlamıştım. Hatta şu an domates kafa falan da olabilirdim. 

Suratımı görmeden Baek'e dönmek mi?

Hadi oradan!

"Aden?"

Cevap vermedim. Veremedim. Bunun üzerine sesine yansıyan alayla konuşmaya devam etti.

"Biliyorum, bu manzara da seyirlik ama bana yüzünü dönsen diyorum?"

Ne manzarası?

Ona omzumun üzerinden kısa bir bakış attım. Nereye baktığını ilkin anlayamadım. Fakat sonra sırtımda hissettiğim ağrı ile onu unutup vücudumu taradım. Bakışlarım ayaklarımdan başlayıp omuzlarıma kadar devam ettiğinde ise suratım anında, koşarken bir yandan da özgürce tuvaletini yapan bebeğin komik yüzünü alıverdi.

Benim şu kahrolasıca popumun yukarıda oluşunu birisi bana açıklayabilir mi?!

Lan kaç dakikadır böyleydim ben?

"Aman Allah'ım!"

Arkamdaki kıkırtıyı işittiğimde çoktan kırmızıdan maviye dönmüştüm bile. Avatarı şöyle kenara alalım, bukalemun da yanımda halt etmişti.

Yüzümü titreyen ellerimle hızla kapattım. Nefesim sıklaştı. Utancın yarattığı o yoğun kalp atışları sür'atle devam ederken sokağın ortasında "Seni lanet olası sapık hobbit!" diyerek eve doğru koştum. Topuklarımı vura vura, o kadar hızlı koşuyordum ki o an Şener Şen'in rolünün bile hakkını verebilirdim.

İki hatlı evimiz görüş alanıma girdiğimde hızla bahçeye girdim. Kapıyı alacaklı gibi çalarken içeriden annemin kınayıcı sesleri geliyordu. Nihayetinde kapı açıldı ve ben kimsenin yüzüne bakmadan merdivenlere koşmaya devam ettim.

"Deli kız! Akşam akşam derdin ne senin? Hemen aşağı iniyorsun Aden."

Koşarken nefes nefese bağırdım.

"Başka bir iste anne! Vallahi de yapamam!"

"Aden!"

Odamın kapısını panikle açarken en son ablamın sesini duymuştum.

"Onu rahat bırak anne."

O yer cücesi sanki hala arkamdaymış gibi kendimi hızla yatağıma attım ve yüzümü utanç içerisinde yastığıma gömdüm.

Allah'ım! Ölüp gitmek istiyordum. Cidden şu an dünya üzerinden silinmem hem benim için hem de insanlık için oldukça yararlı olacaktı. O derece rezil ve kepaze bir vakaydım.

Ben ona yumruğumu gösterecektim!

Popomu değil!

Yüzümdeki acınası ifadeyi silmeden yastığımı ısırdım ve nefes almak ve vermek arasında kendime hakaret etmeye devam ettim. Ben bir daha onun yüzüne nasıl bakacaktım? Hadi onu da geçtim. V ile onu kıskandırma işini elime yüzüme bulaştırmadan bitirebilecek miydim? O bana duygularını itiraf etmişken ben V'ye samimi olabilecek miydim? Biliyorum o çocukla aramızdaki yalnızca bir anlaşmaydı ama ben hem BTS'nin hem de EXO'nun arkasından iş çevirebilecek miydim? Zaya denen şıllığı saçından sürüye sürüye Kore meydanlarında sallandırabilecek miydim?

Cidden.

Şuraya bir yere ölebilir miydim?

Onun, oraya bakışının görüntüleri zihnimden gitmedikçe itirafına bile çığlıklar atamıyordum ki. Bugün olanlar benim bu yaşlı ve yorgun yüreğim için fazlaydı. Evet. Evet. Ben ölmeliydim. Hatta intihar sebebim olarak da Baek'i göstermeliydim. 

En azından ben bu utanç ile öldükten sonra o da ceza evlerinde sürünürdü. Böylece gözüm açık gitmemiş olurdum.

Lanet olsun! İyice aklımı oynatmıştım.

Tüm bunlar gereğinden fazla test çözmemden kaynaklıydı. O kadar kitap bitirmiştim ki beynim de kala kala yalnızca 42 MB'lık bir hafıza kalmıştı. Eğer daha fazla zorlarsam anne ve babamdan birisini silebilirdim. Kaldı ki Baek'i silmeye başlamamın da sebebi buydu bence.

İçinde bulunduğum utançla debelenip dururken çantamın içerisindeki telefonum titredi.

Aldırmadım. Fakat o devam etti. Bir kere, iki kere, üç kere...

Bıkkınlıkla kalkıp telefonumu elime aldım. Mesaj yer cücesindendi. Bu yüzden okumakla okumamamak arasında uzun bir süre düşündüm. Merak değil mi? En sonunda açtım.

Keşke açmasaydım! Biraz daha kızardım.

Geberesice: Sana inanamıyorum

Geberesice: Sapık ha Aden?

Geberesice: Ben yalnızca o güzel poponu sevmedim ki

Geberesice: Senin her şeyine aşık oldum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro