Yeni Bir Başlangıç
Bölüm sonundaki notu okumayı lütfen unutmayın..
2 hafta sonra..(Buna dikkat edin,lazım olabilir;))
iyi okumalar..
Sahiden,ben kimdim?
Geçenlerde psikolojik olarak değişik bilgiler veren bir programa denk gelmiştim.
İlk önce kendinizi sorgulayın..
Kimsiniz siz?
Şöyleki,herkes kendisini elbet ki biliyor.Birisi bana bu soruyu sorsa direkman ben Maral'ım derim.
Ama her şey öyle değildi işte.
Bunu düşünmeye çok vaktim olmuştu..
Ben anne olucaktım,en güzelinden başlıyorum..
Üstelik zamanla herşeyim olmuş, herşeyden çok sevdiğim adamdan..
Hani şu, sırf şirketin borçlarından diye yutturulduğum zoraki evlilik.
Evet evet zoraki evlilik, bunu hepimiz biliyoruz.
İlk olarak klişe bir sebep sonra deli gibi bir aşka dönüşen hikayemiz..
Buralara kadar gelebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi ama halimden memnun gibi görünüyorum.
Çünkü artık beni onunla birleştiren, ailem dediğim kişilere teşekkür ediyorum.
Ve bu gün kocamın doğum günü..
31 Aralık..
Ve yarın yıl başı..
İçim öyle kıpır kıpırdı ki..
Mutluyum,huzurluyum,,ben, sanırım başka bir şey istemiyorum.
"Bence yıl başını da beraber geçirelim.." deyince Sude,elim parmağındaki yüzüğe gitti.
Onun adına da mutluyum..
O da artık bir gelin adayı mı desem bilemedim...
"Olur,fark etmez..Ya da siz Borayla bi yalnız kalmak istersiniz falan.Yine de karışmayayım."
"Aman,onunda ne yaptığı belli değil.İşi gücü iş olmuş onun.Kaba herif."
Kaşlarımı çattım.
Ne demek kaba herif?
Birbirleriyle doğru düzgün anlaşamıyorlar mıydı acaba?
"Bilmediğim bir şey mi var?"
Başını iki yana sallamasıyla içim rahatlarken yutkundum.
Onun iyi olması ilk önceliğimdi.
"Tipik kız itemleri işte.Her zaman ilgi görmeye muhtaç,süntük gibi davranıyorum.Neyse boşver sen beni.Nerdeyse gelirler hazırlayalım şunları"
Geçiştirmeye çalışan Sude yine dikkatimden kaçmazken bu konuyu daha ayrıntılı bir şekilde konuşmayı sonraya erteleyip pastahaneden özel olarak yaptırdığım kocaman pastayı kutusundan çıkarıp bir güzel üzerlerine mum yerleştirdim.
En fazla ne kadar doğum günü kutlaması olabilirdi ki.
Para,şan,şöhret bunların hepsi sözde..
Evin, muhteşem kuş bakışı görünümüyle kapalı terastaki yemek masasını donatmışken şehrin ışıkları resmen elit bir hava katmıştı ortama.
Ellerimi önümde birleştirmiş, şahıeserimize bakarken zamanla nasıl yemek yapmayı öğrendiğim bile aklım almıyordu gerçekten.
Bir anahtar sesi arkamızdan gelince heyecanlanıp arkama dönerek Sudeyle birlikte içeriye girdik.
Baran montunu çıkarıp koltuğun üzerine atarken, kollarını açıp bana sıkıca sarılıp alnıma bir öpücük bıraktı.
İşte şimdi gerçek huzuruma kavuşmuştum.
"Siz neler hazırladınız böyle?.." dedi Bora.Sudenin belini bırakıp boynu hafiften balkona doğru kalktı.
''Valla işte herşey anlaştığımız gibi oldu.'' dedim. Öyle heyecanlıydım ki,Baran'ın hediyesini vermeye.
Tepkisini ölesiye merak ediyordum.
''Çok güzel olmuş-'' dedi ''sun-''
işaret parmağını saçıma dolayıp yanağıma nazik bir öpücük bıraktı.''Bence her gün doğum günüm olmalı,sen hep böyle güzel olacaksan.''
''Canım iltifatlar sonraya lütfen.Çünkü baya acıktık.''
''Acıktık??''
''Ne?'' dedim yakalanmış gibi. Her şeyi ne çabuk yakalayıp anlayan bir adamdı böyle?
''Hepimiz acıktık,anlamında sevgilim.'' Sude ve Bora yerlerini almış,oldukça yakın bir şekilde birbirleri ile sohbete dalmışken bir an önce Baran'a verecek olduğum hediyedeydi aklım.
Sabırsızlanıyorum resmen.
''İyi bakalım..'' dedi sarhoş bir bakışla.Gömleğinin kol düğmelerini açıp sıyırdı ve önümden geçip sandalyelerden birine oturdu. ''Bu arada yeni eviniz hayırlı olsun.Gerçi Baran'ın evi de fena değildi ama.Güle güle oturun.'' Bora'nın dediğine Sude başını sallayıp benimle beraber ufaktan ufaktan atıştırmaya başlarken,konu bir yerden Doruğa kadar gelmişti.
Doruk hani,unutmamız imkansız olan şu komik ama salak olan çocuk.
Aklıma ne zaman gelse gülerim.
''Bu gün Doruk aradı işte beni.Dedim Baran'ın doğum günü bu gün. 31 Aralık hani unutmuş olamazsın.Dedi ki imkansız zaten 31 yani boru değil dedi.''
Sude öksürmeye başlarken gözlerim sonuna kadar açılmıştı.
''Abi bi gün anasını bellemek lazım onun. Sana da habire bu gün cenabet diyip duruyordu.''
''Cenabet filan değil benim kocam.'' diye araya girip koluna sarıldım Baran'ın.
Ne biçim hitamlar bunlar canım.
Kendi cenabetliğine baksın o.
Ne varmış 31 Aralık'da doğduysa.
Masa da derin bir sessizlik oluşurken,herkes kendi yemeğine odaklandı.
Ben ise ona vereceğim hediyeye.
Öyle heyecanlıyım ki,tepkisini ölesiye bir kez daha merak ediyordum.
Bu ona vereceğim en güzel hediyelerden bir tanesi olucaktı bence.
Sabırsız bir şekilde bacaklarımı birbirine bastırdım.
Baran ise yanımda,doyduğunu belli eden değişik ayı sesleri çıkararak arkasına yaslandı.
Gülünç herif..
''Ellerinize sağlık,her şey muhteşem olmuş'' dediğinde ''Sen olmasaydın nah öğrenirdim yemek yapmayı'' dedim Baran'a karşı.
Doğruydu ama.
İlk birbirimize alışma sürecinde böyle bir şey yaptığımı hatırlamıyorum ben,ya nutella ya pizza.
Gerçi ikisi de güzeldi.
Sude güldüğünde Bora da sırıtıyordu.
Baran ise tam tersi.
Suratı bir karış.
Bana öylece baygın bakışlar atarken ''Sen benden bir şeyler gizliyorsun.'' dedi.
Ya sen niye anlıyorsun herşeyi!
''Enişte 10 numara valla anladı herşeyi.'' diyen Sude utançla gülerek Bora'ya sığınırken Baran bir anlığına böbürlenerek kollarını kabarttı. ''Ne 10 numarası kızım,1 numarayım ben 1!''
''Maşallah egon da ayakkabı numaran kadar var'' dememle Sude dayanamayıp bir kahkaha attı.
Anlamıyorum ne vardı bunda gülünecek?
Tamam komik olduğumu hepimiz biliyoruz.
Benim de egom var.
Büyük pastayı Baran'ın itirazıyla zorla kestiğimizde böyle şeylerden nefret ettiğini bir kez daha dile getirdi.
Ve biz bir kez daha bıktık.
Sude ve Bora Baran için oldukça özel hediyeler almışken ben hediyemi gecenin sonuna bırakacaktım.
Ciddi bir hediyeydi çünküm.
Pastayı büyük dilimler halinde tabaklara yerleştirip herkese birer tabak verince koltukta yine Baran'ın yanında oturuyordum.''Kusura bakma benim hediyem elle tutulur bir şey değil.''
Anında fesat bir yüz ifadesine bürününce koluna vurdum.
Az kalsın elindeki tabağı düşürüyordu.
Kendisini toparlayıp ''Varlığın zaten ayrı bir hediye kadın.Elle tutulsa nolur tutulmasa ne olur.'' demesiyle gözleri sarhoş bakışlarla dudaklarıma kaydı.
Bu adam hep böyle bakıyordu ama.
yeterdi tamam.
Romantik olmaya çalışırken batırmıştı çünkü biliyorum.
Uzun bir sohbetin içinde bulurken kendimizi,konu yarınki yılbaşına kadar gelmişti.
Bora ve Sude tek başlarına vakit geçireceğini öğrendiğimde rahat bir nefes verdim.
Yani herkesin bi özeli olmalıydı bence öyle değil mi?
Sude ve Bora el ele evden ayrıldıklarında bende geç saate kadar ortalığı toparlamakla meşgul oldum.
Malum,eve hala daha alışamamıştım yeni yeni toparlanmaya çalışıyordum.
Sonunda mutfaktaki işlerimi hallederek yatak odasına gittim.
Baran her zamanki gibi yarı çıplak bir şekilde yatakta boylu boyunca uzanmıştı.
''Hadi.'' dedi sabırsız bir şekilde ''Senin şu hediyeyş görelim.Çok söylendin.''
Evet,sonunda şu mesele.
''Peki.'' deyip onaylayarak makyaj masamın çekmecesini açtım ve içinden bir zarf çıkarıp kalbimin ritmi bozulmuş bir şekilde zarfı eline verdim.
Sizi de bekletmek istemiyorum.
Sadece,3 aylık yeniden hamileyim..
Ellerimi birleştirip dudaklarımın üzerlerine koydum.
Tepkisini artık merak etmiyordum
Çünkü ilk hamile olduğumu söylediğimde 'allah analı babalı büyütsün kimin miş çocuk?' diye bir şeyler gevelemişti azında.
Yanlış hatırlamıyorsam tabi.
Okudu.
Veya henüz daha görüntüsü bile belli olmayan bebeğimin görüntüsüne baktı.
Gözlerini büyüttü oldukça ve sonunda başını kaldırıp bana baktı.
Yutkunduğunu adem elmasından gördüm.
"Sevgilim?" Diye sordu sakallarını ovup."Bu gerçek dimi şaka falan yapmıyorsun?"
"Şaka falan değil Baran.Yeni bir çocuğumuz olacak.."
Güldü,hatta bir iki saniye sonra kahkaha atmaya başladı.
"Ulan ne becerikliymişim be,hemen çocuk oldu valla.Yani demek siktim oldu." Deyince gözlerimi fal taşı kadar açmamla omzuna bir yumruk attım."Terbiyesiz! Karınım ben senin be!"
"Ama öyle değil mi şimdi yani.." dedi yeniden sırıtarak.Daha sonra beni kolumdan çektiği gibi dizine oturtarak belime sıkıca sarılıp dudaklarımı öptü.
"Size gerçekten çok iyi bakacağım,buna emin olabilirsin.En başta sağlığı önemli.Sağlığın önemli." Dedi hayranlıkla bana bakıp.
Elini yavaşça karnımda gezdirdi.
Öyle huzurluyum ki,
Şu an başka hiç bir şey istemiyorum.
Ve en son derin bir iç geçirdi.
Gözleri kıpkırmızı olmuş,neredeyse göz pınarlarından şaşıracağım bir şekilde yaşlar dolmuştu.
"Bundan sonra benim işim yalnızca sizsiniz..."
*******
Selamın Aliminyum..
Okullar açıldı lan harbiden.
Moralim bozuk.
Siz nasılsınız bilmiyorum bi şu satıra cevap verin de cevaplayayım.
Konuşmak istiyorum.
Yorgunum.Hala daha bitik bir haldeyim.
Belki iyi gelir.
Bölümü nasıl buldunuz?
Görüşlerinizi merak ediyorum.
Finale doğru gidiyoruz çünküm.
Mesaj atın konuşalım.
Cevap veriyorum.
Öpüldünüz... 😘😘😘
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro