Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Tanıdık Sima."

İyi okumalar..

Multi Sude..

''İyi misiniz hanımefendi.?'' sesli çalan remixli müzik onu duymamı zorlaştırıyordu.Ellerimle kollarını sıkıp ''Sizi zor duyuyorum bayım!'' diye bağırdım.Normalde bu kadar nazik konuşmazdım.Yüzü hareketli neon ışıklarda gidip gelirken gözlerine güçlükle baktım.Bir şey demeden suratıma baktı hep.Bende önce yüzünü kaplayan sakallarına sonra ise yüzüne bakmayı sürdürdüm.

Tam bir baby face..

Saniyeler sonra beni kalabalıklaşan insanların arasından çıkardı.Belimi iyice kavradığından adımlarımı kontrol etmeye başlamıştım yavaştan.Irzıma geçeceğini falan düşündüm ama beynim buna daha fazla kaldıramadı.Hem öyle birisine benzemiyordu.İçini bilemezdim tabi.

Dışarı çıktığımda derince çektim içime temiz oksijen kokusunu.Sanki biraz daha açılıyordum nefes alınca.İçerideki koku dayanılamaz hale gelmişti saatler ilerleyince.

''Tamam.. teşekkürler ben kendim gidebilirim.''

''Bu halde bu saatte sizi yalnız bırakmam doğru olmaz.En azından evinize kadar-''

''Benim bir evim yok ki..''diye sözünü kestim karşımda duran iri cüsseli adamın.Bana durmadan siyah ceketini verip sırtıma atarken yine sersem bir şekilde gülümseyip omuzlarımı silktim.''Biliyor musun? Sen cennetlik olmalısın.'' popomu daha doğrusu kalçamı arkamdaki arabaya dayadım ve parfüm kokan ceketine biraz daha sarıldım.Yüzünde anlamadım der gibi bir ifade vardı.

''Genellikle senin gibi adamlar bir kadının namusuyla oynamasını çok iyi bilirler.Ve sen yakışıklı..'' işaret parmağımla kendisini gösterdim.''Çok..Farklısın.'' sonrasında ise kısık seste bir kahkaha atmıştım.O da güldü.Çok güzel güldü hemde.

''Hadi gel..'' elini koluma koyduğunda geriye çektim hemen.''Nereye? evim yok diyorum.Bu gece buradayım'' benim için evim yoktu.

''Bana baksana sen.Buradaki fahişelerden birisi misin yoksa? bu gece buradayım falan?''

''EVET!!'' diye bağırdım son gücüme kadar.Omuzlarımda duran ceketini çıkarıp sertçe ona geri verdim.''Evet sürtüğüm fahişeyim oldu mu!! gününü gün eden erkeklerle nefes alan onlarla birlikte olan benim! bu söylediklerim yalan olsa bile sende inanmayacak kapasite görüyorum yakışıklı.Ama biliyor musun?'' son sorumda sesimi biraz alçatmıştım.Ve ona biraz daha yaklaştım.''Sürtük olmasam bile bu gün ya da yarın hep canı yanan birisi olarak kalacağım!'' gözlerimin dolduğuna aldırış etmedim.Yanaklarımdan akan göz yaşlarımı da silmedim.Öylece kendi başlarına akıp gittiler.Tıpkı içimde beslediğim duygular gibi.Hepsi akıp gitti.

Dayanamayıp yine düşecekken beni kollarının arasına aldı yine.Ne kendimi itecek takadim nede hareket edecek gücüm kalmıştı.Ellerim son olarak göğsünün her iki yanına sabitlendi.Başım ise boyun girintisine yaslanmıştı.''Merak etme sana zarar verecek değilim.Sadece özür dilerim.Benimle gel.Birazcık da olsa bana güveniyorsan benimle gel.''

''Daha ismini bile bilmediğim adama güvenmek doğru olur mu sence?''

''Başka bir seçeneğin var mı peki?''

''Imm..sanırım hayır.''

Bu sefer beni bedeninden ayırmayarak bir iki adım ilerleyip az önce yaslandığım arabanın kapısını açtı.''Hiihh çaldın mı bu güzelim range roverı? bi de hiç utanmadan zorlanmadan kapıyı açtı.Yetişin lann hırsız var!!'' salakça bağırdığım an eliyle ağzımı kapattı.''Kızım bi dur.Ne salaksın ya bu araba benim'' bunu düşünemeyecek kadar bulandı beynim.Elini ağzımdan yavaşça çekince kaşlarımı çattığım gibi elimi saçlarıma daldırdım.''Kusura bakma ya,düşünemedim.'' gözlerini devirdi sonrasında kemerimi bağladı.Ardından kapıyı sertçe kapattığında ''Kırsaydın!!'' diye bağırdım arkasından.Bi kırmadığı kalmıştı.Bu sefer arabanın önünden dolaşıp yanıma oturunca arabayı çalıştırıp bana son bir bakış attı.

Neden öyle baktı?

Omuzlarımı silktim ve karşıma baktım.Elime çenemi dayarken yavaşça kapanan gözlerimi yeniden açtım.

Uyumak istemiyorum..çünkü beni nereye götürecek merak ediyorum.

**

İyice oturduğu yere sinmiş bedenim rahatını bulmuşçasına biraz daha kıpırdanınca şekerleme yaptığım daha doğrusu dinlendirdiğim gözlerimi açıp geldiğimiz yere baktım.

Harika! Bir apartman yavrusu! Ama rezidans.Zengin miydi bu çocuk?

Sitenin içine girdiğimizde kolumun birini omzuna attım."Noldu şimdi napçaz biz burada?"

"Kalacak bir yerin yok gibi.Yarın sabah bakarsın başının çaresine.Bu gecelik misafirimsiniz ismini bilmediğim bayan"

"Maral bayım.İsmim Maral.Ve teşekkürler.."

Asansöre bindiğimizde en son kata bastığını bulanık gözlerimle baktım.Sonrasında ise kollarından ayrılıp kendimi yere bıraktım.Hiç durmadan bacaklarımı uzatırken sırtımı da arkamdaki sert duvara yasladım.

O da bana bir süre baktıktan sonra eğildi ve yanıma oturup benimle birlikte aynı pozisyonu aldı.

Başım omzuna düşerken şu an dünyanın en rahat kadını gibi hissettim kendimi.Ya da kızı. 21 yaşındayım ben ayol!

"Sanırım yarın zorla evleneceğim kişiyle tanışacağım..."

"Bu yüzden mi bu kadar içtin?"

"Sanırım.." diye mırıldandım koluna girerek.Bu herifte...Bana çeken bir şey vardı.Daha ilk geceden hem de.

"Sanırım kaderlerimiz aynı"

Bedenimin ağırlaştığını hissettiğim anda asansörün o meşhur sesi duyuldu.Beni ayağa kaldırmak yerine kucağına aldığı anda şükrettim.

Yürüyemeyecek kadar tembeldim.

Elime bir kulplu bardak tutuşturunca gözlerim etrafı süzmüştü.Oldukça modern döşenmişti.Karşımda kocaman bir LCD televizyon dururken duvarlar beyazlara boyanmış çeşit çeşit küçük tablolar bulunuyordu.Daha fazla anlatırdım da üşeniyorum şimdi.

Bir kaç kere bardakta duran sıcak kahveden yudum aldım.İçtikçe yerine gelen beynim yavaşça rahatlarken başımı geriye doğru yasladım.

"Biraz daha iyisindir umarım."

Başımı salladım."İyiyim." yüreğim iyi değildi ama.Ya da içim.Buruktu.Buruş buruştu.

"Telefonun çalıyor." sesini bile yeni fark ettiğim telefonum sephanın üzerinde ötmeye başlayınca uzanıp elime aldım.

Ekranda "Babam" yazısını görür görmez kapattım.Yarın eve varınca.çok büyük kıyametlerin kopacağını fark edebiliyorum ama bu gece bari kafamın dertsiz tasasız bir şekilde boş olmasını istiyordum.

"Neden açmadın?"

"Önemli birisi değil."

Bitirdiğim bardağımı yeniden sehpaya bırakıp eski pozisyonumu aldım.Kafam yavaştan arkaya düşerken dayanamayıp gözlerimi kapattım.

****

Kaya gibi ağır olan başım gözlerimi açınca daha da ağırlaşıp ağrımaya başlarken,geniş bir yatakta olduğumu anlar anlamaz arkama döndüm.

Sırtı bana dönük olan bir adamı gördüğümde gözlerim sonuna kadar aralanmıştı.Üstüme baktım hemen.

Sadece beyaz bol bir bluz vardı üzerimde.

Hayır hayır bu benim kıyafetim değildi!!

Bi anda dudaklarımdan bi çığlık koptu.Onunda yataktan aniden kalkması bir olurken aldırış etmeyip "Kimsin sen!!" diye bağırdım.Akşama dair birkaç senaryo geçti aklımdan ama emin olamadım.

En son bu adamın evinde kahve içiyordum ben...

"Sabah sabah bi bağırma kızım ya! Sakin ol!"

Avucunun içiyle bir gözünü ovuşturunca üzerindeki pikeyi hayvanca tepti. "hic mi bir şey hatırlamıyorsun?" diye sorduğunda gözlerim daha da irileşti.

"Sapık!!! Ya geçtin dimi ırzıma biliydim böyle olacağını ya off!!"

"Ya ne diyosun ya olmadı öyle bir şey manyak mısın sadece uyuduk!"

Bi an rahatladığımı hissetsem de belli etmedim.Omuzlarımı biraz daha dikleştirip "Emin misin?"diye sordum.

Ne olur ne olmaz..

"Eminim." sonrasında ise oflayıp ayağa kalktı ve üstündeki kalın askılı atletini çıkardı."Seninle yatsaydım,ikimizde çıplak olurduk herhalde dimi?" sorusunu duymazlıktan gelmeye çalıştım.Sadece çalıştım.

Abi o karın kasların ne ya!?

Dokunabiliyoz mu onlara?

Başımı iki yana sallayıp kendime geldim."Bunu üzerime sen giydirdiğine göre yarı çıplak halimi de görmüş olmalısın?"

"Evet" dedi umursamazca."Her yerinde küçük büyük benlerin var.Karnında kollarında,söylesene genetik bir şey mi bu?"

Beyaz.yastığı elime aldığım gibi ona fırlattım."Allahın yarattığı şeyle nasıl dalga geçersin lan sen! Sanane benim küçük büyük (!) benlerimden!" evet vücudumdaki tek kusurum bir sürü benim olması.

Kendim değil yani.Ben.Küçül kahverengimsi noktacıklar.

Allahım ne diyorum ben?

Bak yine ben dedim!

Off Nefret ediyorum!!

"Herneyse sarı kafa.Duştan çıktığımda umarım seni burada görmem." bluzunu omzuna atıp yatağın önünden geçince gözlerim onu takip etti.

"Bende inşallah seni bir daha görmem!"diye bağırdım hafifçe arkasından.Eli kapının kulubuna deyince arkasına dönüp bana karizmatik bir bakış attı."Büyük konuşma sarı kafa.!"

-----------

Çıktım hemen evinden.Apartmanın kapısını kapatır kapatmaz bir süre sonra siteden de uzaklaştım.Doğru düzgün giyemediğim ayakkabılarımın bağcıklarını bağladıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam ettim.

Saçlarımı savura savura hemde.Sanki dünkü sarhoş kız ben değilmişim gibi.

Eve vardığım da bütün eşyalarımı portmantoya bırakıp salonda kimin olduğuna bakmaya cürret bile etmeyip merdivenlere yöneldim.Derken salondan bir ses yükseldi;

"Maral buraya gel!!"

Morol boroyo gol!!

Bir basamak çıktığım merdiveni tekrar geriye indikten sonra salona girip koltukta oturan babama bakıp boş boş gülümsedim.

"Nerdeydin sen dün gece? Eve neden gelmedin?"

Omuz silktim "Tek başıma bekarlığa veda partisi yapayım dedim fena ?"

"Maral!!"

"Ne baba ne!

"Otur şuraya!"

Gözleriyle karşısındaki koltuğu işaret edince topuklarımı bastıra bastıra ilerleyip hızlı bir şekilde oturdum.

"Bu gün yemeğe geleceklerini biliyorsun herhalde dimi kızım? Hazırlanmak yerine neden yerini bilmediğim bir yerlerde sabahlamayı düşündün?" bahsettiği kişiler ona bir nevi düşman olan ortakları olunca içim burkuldu yine.Boş bir yere sabitledim gözlerimi.Siyah kanatlı kelebeğim içimden öyle bir dumanlı uçmuştu ki benim bile olmayan yüreğimi bir asit gibi yakıp geçmişti.

Derin bir nefes aldığım da babama yeniden gülümsedim.

"Sence şu an ne yapmalıyım baba? Kendimi zorla evlendirileren 14 yaşındaki kızlar gibi hissediyorum. Acaba 12 yasında olsam ne yapardın merak ediyorum."

"Sana kaç kere söylemem gerekiyor Maral! Kızım buna zorunluyum diyorum anlamıyor musun? O şirketteki emeklerim çalışmalarım boşa gitsin istemiyorum.Ben herşeyi sizin için yapıyorum." babamın gözleri anneme kaydı.Bende baktığımda ağladığını gördüm.

Evet işte biz böyleyiz.Sulu gözlü bir aile!

Maral Yılmaz...Ben en son çiğ köftemin lavaşı yırtıldı diye ağlayan ben.Evet evet benli kız.

Hayat gerçekten çok mal.Ya da malca.

*******

''Bunu da dene istersen'' dedi Elif.Sude giyim mağzasının herhangi bir dayanaksız deri koltuklarına oturmuş umursamazca tırnağını yerken,bana bir tek yardım eden fakülteden arkadaşım Elifti.Sudeyle ikisi dayanılmaz hemde ölesiye arkadaşlarımdı benim.Ama Sude için aynı şeyi söyleyebilir miyim bilmiyorum.Akşam için hazırlanacağım yemekte keyifsizce alışveriş merkezine gelmiştim.Evet.Tüm keyfimsizce hemde.Bazen değişik cümleler kullanabiliyorum.Aldırış etmeyin.

''Ya bak hakikaten hiç gerek yok.Benim evde var kıyafetlerim.Onlardan birini giyerim işte.''

Elif hemen bıkkınca omuzlarını düşürdü.''Ya biz senin için burada uğraşalım senin dediğine bak.Al işte beğenelim bir şeyler akşama giyersin.Bu kadar basit Maral.Merak etme dükkanı satın almayacağız.''

Çok elbise denemiş,yorulmuştum.Bu kaçıncı çıkarıp giyişim olucak çok merak ediyorum.Herhalde 112355 kez falan.Yani abarttım.O kadar da değil.

Elindeki bordo rengindeki elbiseyi alıp kabinlere yöneldim.Üstümü çıkarıp arkası şeritler halinde iplerle donatılmış göğüs dekolteli bordo elbiseyi üzerime giyerken,her ne kadar zorlansam da sesimi çıkarmadım.

Bu bir nevi intihardı!

Uzun sarı saçlarımı sol omzuma yerleştirip dışarı çıktım.Tam karşımda duran boy aynasından kendime baktığımda yüzümü buruşturdum.Elbise vücuduma tam oturmuştu ama,fazla iddialıydı.

Cık sevmedim.

''Bu çok güzelde..Düğüne katılmıyoruz sonuçta.'' dedi Elif.Sesini duyunca ona hak vererek başımı salladım.''Ben bi de bunu buldum.Bence bu yakışır.'' kafamı Sude'ye çevirdiğim an,elinde beyaz bir elbise gördüm.İşte şimdi buldum...

*****


''Ya bu makyaj çok mu fazla oldu?'' gözlerimdeki eyeliner'ıma son bir bakış atıp kızlara döndüm.Neden bu kadar heyecanlıyım bilmiyorum.Beyaz stilettolarımın içindeki ayaklarım terlemişti.Sadece ayaklarım değil avucumun içi de fena halde terliydi.Üzerimdeki beyaz elbise bu geceye oldukça şık olmuştu.Sudenin zevkine her zaman güvenmiştim zaten.Boğazlı elbisemin göğüs dekoltesine kadar inen çapraz ipler biraz daha asil durmamı sağlıyordu.(yukarıda var.) Sağ bacağımdan uzanan kumaş parçası dizimin üstünde biterken diyer sol bacağım ise dizimin bir karış üstünde kalıyordu elbise.Benim dilimden konuşacak olursak elbise yamuk kesilmişti.

Ama modeli buydu tabi.

Sarı saçlarım ise tepeye sıkı bir şekilde topuz olmuştu.Şimdi salsam yemek yerken önüme gelcek falan.Bir sürü iş.Bir tek sorunum köprücük kemiklerimde ve boğazımda bulunan bir kaç benim olması.Bunlara çok taktım.Tamam belki beni daha güzel gösteriyor olabilir ama,takıntılıyım.Sanki bir şey yemişim de alerjik olmuşum gibi.

''Güzel oldun be kızım.Enişte beğenmesin de görelim.'' çapraz bir şekilde sırıttım Elif'in cümlesine.

Enişteymiş..Peh!!

Boy aynamdan sonunda ayrılıp yanlarına doğru ilerledim.İkisi de yatağımda oturuyorlardı.Onlar gibi bacaklarımı bağdaş yapamayacağım için bacak bacak üstüne atıp öyle oturdum.

''Enişte demişken..Ne ki adı? ben daha önce hiç görmedim.'' dedi Sude.Sonrasında omuzlarını silkti.

''Valla ben Baran Bolat diye biliyorum ama.'' Elif de emin değilmiş gibi gözlerini bana çevirdi.''İnsan azıcık yakında evleneceği adamı araştırır.'' dedi çirkefleşerek.

''Banane ne ya? sanki ben severek evleniyorum onunla.Babam olmasaydı..Neyse ağzımı bozmayacağım şimdi.'' Sude birden elimi tuttuğunda ona döndüm.''Evlenme ya sen.Daha yemek yapmasını bile bilmiyorsun.Biliyoruz yani.''

''Valla elimi sürmem.Kızım evde hizmetçiler olmıycak mı hiç? asıl konu bu değil aslında.Kaç gündür canım yanıyor benim ama belli etmiyorum.Babamın sırf işi yüzünden saçma bir şekilde beni evlendirme çabaları,daha da acıtıyor canımı.Çaktırmıyorum siz benim böyle göründüğüme bakmayın.İstesem çok rahat evi darmadağın edip kıyameti koparabilirim.Bağırıp çağırıp saatlerle hatta aylarca ağlayabilirim.Ama ben bunların hepsini içimden yapıyorum.İnsanlık bizde kalsın dimi?'' bunu der demez her an akacak olan göz yaşlarımı tavana çevirip boş boş baktım.

Ağlarsan öcü gibi olursun Maral.Geri sok şu sularını,sonra ağlarsın.Gece boş bir vakitte,yastığın sırılsıklam olana kadar hemde.

Kızlar birden bana sarılınca yüzümü asmak yerine gülümsedim ve bende onlara sarıldım.Ben sadece dışımdan mutlu görünen bir kızım.

Kapım birden iki kere tıklatılıp açılınca bakışlarımı içeriye giren evimizin hizmetçisi Gülsüm ablaya çevirdim.

''Maral kızım,misafirler geldiler.Annen seni çağır-''

''Tamam Gülsüm abla geliyorum sağol.'' mahçup bir gülümsemeyle odamdan çıkarken bende derin bir nefes alıp verdim ve ayağa kalktım.''Vakit geldi.'' diye iç geçirdim.

''Bizde kalkarız birazdan.'' dedi Elif.Başımı her iki yanıma salladım.''Burada kalın.Gece sonu size ihtiyacım olabilir.'' deyip gülümsedim.Başlarını sallayıp gülümsememe karşılık verirlerken bir kez daha göğüs geçirdim ve ''Ben iniyorum aşağı.Görüşürüz.'' deyip odamdan çıktım.

Merdivenleri bile inerken derin derin nefes alıp verdim.Kasıklarıma yeni bir sancı daha eklenmişken yüzümü buruşturmadan edemedim.Her iki yumruğumu da sıkarak ayağımdaki yüksek topuklularla profesyonel bir şekilde yürümeye çalıştım.

Sanırım başardım..

Arka bahçede havuzun kenarına kurulmuş büyük bir masa karşısında nefesimi tuttum.Annemin ''İşte Maral'da geldi.!'' diye seslenmesiyle masadaki bütün gözler bana döndü.Benim onlara doğru gelişime...

Parmaklarımı önümde birbirine kenetleyip zoraki bir şekilde gülümsedim ve ilk olarak orta yaşlardaki bayana ve yanında oturan saçlarının bir çoğuna ak düşmüş adama baktım.

Ve sonra ise tanıdık bir sima ile karşılaştım.

Tüm istişhadıyla tüm karizmatikliliğiyle oturmuştu sanki oraya.Koyu renk takım elbisenin altında ne gibi hislerin yattığını bilmeden ona baktım gözlerimi kısarak.

Baran Bolat...

Seni tanıyorum Bayım.Beni misafirperverliliğinle sonra ise beni 'büyük konuşma' deyişinle uğurladığın kişisin sen.

Pardon Bayım ama yalnış kıza çattın!


*************

Umarım güzel gidiyorumdur.Diyecek bir şeyim yok.Yorumlarınızı ve sonuna kadar istediğim votelarınızı eksik etmemeniz.

Yeni bölümde görüşmek üzere..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro