"Seviş zaten.Abaza!"
Multimedya Sude,Hande ve Maral..
İyi okumalar..
"Bak yavrum verdiklerimi giymeyi unutma tamam mı?" annemin belimdeki kolunu ittirip sinirle soludum.
"Anne yeter artık! Bilmiyorum dedim ya bırak!" üzerime attığı şala sıkıca sarılıp babamın yanına doğru ilerledim.Gecenin sonuna gelmiştik.Bütün yakınlarımızla tokalaştıktan sonra sıra anne ve babamdaydı.Ah bi de kayın babam ve annem.Allahım onlara nasıl anne baba diye sesleneceğim bilmiyorum.Bir şekilde alışmam gerekiyor artık.
Etrafıma baktığımda Doruğun sırayla dizilmiş bir kaç teyzeyle uğraştığını gördüm. Onun yanına da gitmeyi kafama kazıyıp babama yaklaştım ve elini öpüp sarıldım.
Baran nerelerdeydi bilmiyorum.Heralde işi çıkmıştı.Bu saatte de ne işi çıkçaksa artık.
Baran'nın yakınlarıyla da son bir kez daha vedalaşıp nasihatlarını dinleyerek Doruğun yanına doğru ilerledim.Merak etmiştim yani bu kadar teyzelerle işi ne?
"Evet devam edelim lütfen!" elinde bir sürü ceyrek altın tam altın karışık ne varsa vardı.
Teyzelerin elinden o sarı sarı küçük altınları alırken her seferinde "Devam edelim lütfen!" diye bağırıyordu.
Küçük boylu bi teyze geldi sonra.O boy nedir arkadaş.Ölen babaannem bile bu kadar kısa değildi.
"Al oğlum" dedi teyze.Elindeki altını alması için uzattı.
"Bi yerlerden ses mi geldi?" dedi Doruk etrafına bakınarak.Kolunu cimcikledim hemen.Uzun boyuyla teyzeyi yeni fark edince "haaa teyze ver ver."dedi.
Of yemin ederim bu çocuğu anlamak cok zordu.Yani 1.40 lık boyu görmemesi normaldi.Ama bu salaklık nereden geliyor bilmiyorum.
Gülmek icin zor tutsam da kendimi başımı iki yana sallayıp "Yeter!" diye bağırdım.
Bir süre sonra Doruk avucu dolu bir şekilde bana döndü "Düğünde en son toplanan altınların yenge.Handenin emri valla.Mahmut!!" diye seslendi sonra arkama bakarak."Kutuyu getir oğlum!"
"Sahi Hande nerde?"
"Senin Sude ve Elifle konuşuyordu en son."
"Hadi ya ne ara kaynaştılar?"
"Hande sosyal bir ortam da büyüdüğü için hep normal."
"İyi ben onlara bakayım bi."
Yanından ayrılıp bizimkilere dogru ilerledim.Az ötemde kuytu bir köşeye çekilmiş konuşuyorlardı.
"Bensiz ne yapıyorsunuz burada bakalım?" dedim ve 3'üne de baktım."Yok bir şey hayatım.Hande'nin sohbetine doyum olmuyor da.." dedi Elif.Kolunu omzuma attı.Gülümsedim.Çabuk kaynaşmışlardı.
Sonrasında Sude çantasından iki tane uzun kağıtlar çıkardı ve elinde sallayarak "Uçak biletleriniz!" diye bağırdı hafiften.Anlamadan suratına baktım.
Ne bileti ayol!
"Anlamadım?"
"Balayı kızım.Aşk bodrumda yaşanıyor güzelim!!"
"Bodrum bana ben bodruma özelim!!" diye ekledi sonra Hande.Hadi ama Bülent Serttaş falan mı geldi?
"Merak etme daha 4 gün var.Sonra yallah."iki kağıdı da elime tutuşturup göz kırptı.Ben hala şoktaydım yani.Bi Bime giremedim.
Of tamam ya vurmayın.
"Güzel bayanlar. Bu gecenin sonuna geldik. Güldük eğlendik artık ben müstakbel karımı alıp eve gitmek istiyorum çünkü bir hayli yorgunuz..." Baran'nın sesini duyduğum anda kendime yeni bir iphone almış gibi sevinmiştim resmen.
İphone önemli arkadaşlar lütfen.
32 diş sırıtamıyorum maalesef.Dişlerimi göstererek güldüm işte sadece o kadar.
****
Eve geldiğimizde kendimizi kapısı kapalı olan yatak odasında bulduk.Ama daha içeri giremedik.
"Noldu şimdi?" umursamazca omuzlarımı silktim ve kapıya boş boş bakmaya devam ettim.
"Bir sey olduğu yok Maral.Sadece...evlendik." ofladım.Orasını bende biliyordum.Sadece bundan sonra neler olacağı aklımın bir köşesinde kalıcı olarak mühürlenmişti.
"Hadi beni kucağına al" elimdeki çiçekle beraber Baran'a döndüm."Hani olur ya- Ayy!!"
"Biliyorum o adeti merak etme." küçük bir kıkırdama eşliğinde kollarımı boynuna doladım.Evet şu anda kucağındaydım.
Kapıya yaklaşıp ayağıyla açtı ve içeriye yöneldi.Yalnız bir şeyi unutmuştu.Kapıdan yan bir şekilde geçeceğini unutmuştu.
Ve bu sırada kafam direkman kapının pervazıyla buluştu ve
BAM!!!
(Gif temsili 👆🏻👆🏻👆🏻)
"Ya Baran ama ya!!"
"Ne kızım ne!! Yaslıycaktın başını omzuma!
"Oğlum mal mısın be gece gece! Hayır yani niye yanlama girilmiyor içeri!!" sinirle soludum.Beni kucağından indirmeden yatağa yatırdı ve üzerimdeki yerini aldı.
Hah dedim yine kendi kendime.Başlıyoruz.
Bir süre başıma bakıp eliyle ovdu.Sonrasında "Bir şey yok geçer." deyip dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı.
Evet kısa!
"Yaaa!!" diye yakınıp onu üzerimden ittim ve ayağa kalktım."İşin yoksa şimdi gelinliği çıkar.!"
"Yardım edebilirim."diye atladı hemen gıcık sesiyle Baran.Oysaki aklından nelerin geçtiğini biliyordum.Yani bazen gerçekten fesat düşünmekten kendimi alakoyamıyordum.
Dolabın karşısına geçtim ve ellerimi gelinliğimin fermuarına götürdüm.Biraz aşağıya indirmeye başarabilmiştim fakat kolum daha fazla yetişmedi.
İçimden koca bir siktir deyip kollarımı yana düşürdüm.Şu an gerçekten gelinlik giydiğime pişmanım.
Bana doğru gelen Baran'ı gördüm aynadan.Arkamda durup ellerini ince fermuara götürüp hiç zorlanmadan aşağıya kaydırdı.İçimde sütyen yoktu.Gelinliğin göğüs kısmı zaten destekliydi.Ön tarafımı ellerimle kapatınca aynada gözlerimiz buluştu.
''Benden utanma.'' yutkundum.Haklı olabilirdi ama illa bu çekingen huyuma bir anlam veremiyordum.Hele benim gibi hakaret yağdıran önüne geleni pat diye söyleyen bir kıza.Bunu kendime yakıştırmıyorum.
''Yok yani üzerimden tamamen düşmemesi için tuttum'' dedim ve aynadan gözlerinin içine bakmaya devam ettim.
İşaret parmağını çıplak sırtıma yani omuriliğimden aşağıya doğru yol izledi.Soğuk parmağı her tenime değişin de dudaklarımı birbirine daha çok bastırdım.Ne yapabilirim nasıl engel olabilirim ki.Adama dönüp tokat mı atayım yapma diye.Aslında bunu yapsam şaşırmazsınız.Çünkü ben yapıyorum yani.
Sanırım burada da benim marifetli kelimelerim devreye giriyor.
Boğazımı tazeledim ve bir elimle Baran'nın parmaklarını tuttum.
"Baran..!" dedim korkulu bir şekilde gözlerimi 1 karış açarak."Ellerin buz gibi.Ve..." elini yavaşça bırakıp suratıma üzgün bir ifade takındırdım."Götün karpuz gibi"
Gülmemek için büyük bir çaba sarf ettim.Sanırım başardım.Baran'nın kısılan gözlerine karşın masumca gülümsedim.
Ama bi anda üzerime doğru yürümeye başlayınca ellerimi hemen gelinliğimin üzerine göğüs kısmına götürdüm.Yani heyecandan Allah korusun düşüverir falan.Her şey meydanda sonra.
''Ama kabul et komikti''dedim.İşaret parmağımla kendisini gösterdiğimde bana bir adım daha yaklaştı.Sonrasında zaten yüzümdeki o gülücük soldu.
''Ya sana şaka da yapmak yaramıyor Baran ya valla.Niye böyle üstüme üstüme geliyosun ki anlamadım ben.Şurda ne güzel -yatağı işaret ederek- uyumak varken senin yaptığın oldu mu şimdi.Üstümüzü değiştiririz sonra paşa paşa uyuruz yani sadece uyuruz.Sabaha da zaten işe gidersin.Ah bak benim de okulumun açılmasına az kaldı benim de bir kaç kırtasiye ihtiyaçlarım var onları alıcam ohoo bir sürü iş biz uyuyalım ya böyle yani dudak dudağa burun buruna kadar yaklaşmana gerek yok bizde fesat anlamayalım dimi sonuçta sadece zo-''
Adam dudaklarımı öpmekte haklı bence.Cümlelerimi peş peşe böyle aralıksız söylersem konuşursam beni susturmanın en iyi yolu bu tabi.Belliydi zaten beni öpeceği.Şaşırmadım Don't yani.
Dudaklarımı aralıksız öperken benim içim de bir başka olmuştu böyle.Püre haline iyice mayıştığına dair size yemin edebilirim.Sanki kalbimde erimek üzere olan bir buz var gibi de yavaşça böyle sularını akıtıyordu.Ne biçim benzettim ama.
Bi ara nefes almak için bıraktı benimkileri.Elleri yüzümü kavramıştı.Gelinliğimi üzerimden ittiğinde kollarımı göğüslerimi kapattım hemen.Beni daha önceden de görmüştü iç çamaşırlı olarak ama üstümde hiç bir şeyin olmaması yüzümün kızarmasına sebep olmuştu.
''B-Baran ben şey-''
''Kapa çeneni..'' hiç üstüme bile bakmadı.Şaşırmıştım.Sex tutkunu olan bir adam böylesine cürretkar davranması ne bileyim..hoşuma gitmişti.
''Hey! ya saçım makyajım duruyo daha hemen seviş zaten abaza!''
''Karşı koyamadığına göre sende aynı duruma düşmüş oluyorsun güzelim.Hadi kabul et gerçekten çok cazibeliyim dimi?
''Sendeki bu ego benimkisinin yanında sönük kalır Baran.Uğraşma boşuna!''
''Yaa...'' dedi kollarını bedenime dolarken.''Bi dakika ya.Ben neredeyse çıplağım sen tamamıyla damatlılığınla duruyorsun sende çıkart bu haksızlık!'' yani tabi garip gelecek biraz ama olduğumuz durum bunu gerektiriyordu.
Hadi Baran şu gömleğini çıkartta gözüm bayram etsin.
Dona gerek yok onu çıkarmasa da olur.
Kravatını gevşetip boynundan çıkarmadan gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.Her açışında gözler önüne serilen kavruk tenine karşın sesli bir şekilde yutkundum.
Gömleğini omuzlarından sıyırdığında yüzünde bir gülümseme oluşuverdi.E tabi listeye harika kaslar bir adet gülüş ve karizmatik bir bakış eklenince bende ciğerciklerime derin bir hava çektim..''Oyh Allahım..''bu seslice söylenmeme engel olamamıştım.
''Şu duruşa bir vuruş kaç kuruş be bayım?'' kollarımı boynuna dolayınca ellerini saçlarımdaki küçük tel tokalara götürdü ve çıkardı.
''Maral?'' efendim demeden önce önüme düşen buklelerimi düzeltti.''Söyleyin bayım sizleri dinliyorum..'' son kez gözlerimizi buluşturdu güldü ve sonradan dudaklarıma iyice yaklaşıp ''Çok tatlısın ya keşke öpsen..'' dedi.
Benden önce davrandı tabi.
Kalçalarımı havalandırdı sonunda.Yatakla buluşturunca bedenlerimizi her zaman ki gibi saçlarımı okşadı.Beni utandırmamak için göğüslerime bakmadığını biliyordum.Sanki beni bir yıl öncesinden beri tanıyor gibiydi.
''Niye incineceksin diye korkuyorum Maral?'' bu sorusuna bende cevap verememiştim.Sadece sessiz bir şekilde birbirimize baktık."İlk gördüğüm sarhoş kızla evleneceğimi nereden bilebilirdim ki" diye söylendi yeniden.Bu sefer yüzüm gülmüştü.Doğru.İlk tanışmamızda gözlerimi yine bu yatakta açmıştım.Ve sonrasında bu evden kovulmuştum.Ama şansa bak ki yine buradayım.
"Uyuyalım bence..'' dedim konuyu kapatmak istercesine.Sıkıntıyla nefesini verdikten kendini yanıma attı ve ''Uyumanı bekleyeceğim..''dedi.Ne yani ben uyuduktan sonra bir yere mi gidecekti? Ne demek uyumanı bekleyeceğim? O niye uyumuyor?
Beynimi darmadağın eden sorularım karşısında sadece bir süre sessiz kaldım.
"Neden benim uyumamı bekliyomuşsun.Sanki bir yere gidecekmiş gibi konuşma" öyle bir imada bulunmuştu çünkü.
"Good night Maral.Hadi"
İyi geceler miş peh!
Daha bir sürü işim vardı benim ama.Duş al sonrasında makyajını sil gelinliğini toparla etrafı düzelt.
Ama şu an kalkamayacak derecede yorgun hissediyordum kendimi.
Şu arkamdaki şahıs kolunun birini bile bana dolasa..
Ama nerde...
Of ya sanki buna ihtiyacım varmış gibi konuşuyorum.
Zaten uykuya dalsam bile bir kıpırtı anında bile uyanabilirdim.O yüzden Baran'nın benden kurtuluşu yine yok.
Gözlerimi tekrar sıkıca kapayınca güldüm.
Eh piçlik kanımda var...
*******
Hello!
Umarım güzel gidiyorumdur.Yanlışlarım varsa yoruma yazmanız yeterli.
Şimdilik yeni bölümde görüşmek üzere..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro