Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Sen geceme gündüz oldun"

Yukarıdaki çalışmayı yapan @UnicornxT ' te çok teşekkür ederim.Abi Ellerine sağlık gerçek gibi olmuş dölfçjsiısmşişsmçshj

Güzel güzel...

Hadi iyi okumalar..

''Annen beni sevmiyo Baran.Gidicez onlara yine suratı bir karış.'' gerçi bende onu sevmiyordum ama olsun. Sonuçta Baran'nın zoruyla gidiyordum.

Ben onu kırar mıyım hiç?

Cevap vermeyip gülümseyince gözleriyle yarı çıplak bedenimi süzdü.Bu bakışı hoşuma gitti ve koşar adımlarla ona ilerleyerek kucağına atladım ve sonra onu yatağa düşürdüm.

Bir kahkaha atıp üstümdeki yerini aldığında yüzüme düşmüş saç perçellerimi arkaya atıp dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı. ''Annem seni seviyor Maral.Sadece onun kişiliği böyle.'' içimden her ne kadar 'tabi tabi mutlaka öyledir' desem de belli etmedim ve ellerimle yüzünü kavradım.

''Ya oturalım evde.İçelim sabaha kadar kafamız olsun galaksi.Ne gerek var şimdi annen falan.''

''Maral bebeğim sana söz veriyorum fazla oturmayacağız tamam ? Çağırdılar şimdi ayıp olmaz sence?" dediğini uzunca bir süre düşünsem de hala daha kararsızdım.Ama gidecektik.Başka yolu yoktu.Hem sandığımdan da soğuk davranmazdı bana belki ha?

"Peki" dediğimde alnıma bir öpücük kondurup "Beni kırmayacağını biliyordum" dedi.Üstümden kalktığı an gülümsedim ve dolabın karşısına geçtim.

Üstüme uygun bir şeyler giyip her ihtimal geceye kalabiliriz diye üstüme siyah bir hırka aldım.

Sabahları o kadar olmasa da akşamları gerçekten soğuk oluyordu.Saçlarımı ikiye ayırıp ördüm ve yanaklarıma hafif bir allık sürdüm.

Kendime son bir kez daha aynada bakarken belime sarılan kollarla ve enseme vuran sıcak bir nefesle irkilmiş ve Baran'a bakmıştım.Beni yine korkutmuştu.

"Daha fazla süslenmeye devam edersen katil olacağım şimdi.Hadi gidiyoruz!"

"Ama dur saçımı tam yapamadım!" diye inkâr ettiğimde popoma bir şaplak atmıştı."Her defasında şunu yapmaktan vazgeç!" diye bağırdım yine.Bunu yapmasından nefret ediyordum güzelim götümü mahvediyordu.

"O zaman sözümü dinle bebeğim yoksa bu sefer daha fazla canını acıtacağım.."

Ürkek hareketlerle çantamı omzuma taktım.Ona bir kez daha karşı gelirsem daha sert vuracağından emindim.Bu ilk değildi. Sanki ben onun itiaatkarıymışım gibi bana cezalar verip dururdu.

Ama kendimden bağımsız bir şekilde bu yaptığından zevk alırdım.Her ne kadar onu durdurup şunu yapmayı kes desem de.

Boyun kenarıma tutkulu bir öpücük bırakıp "Uslu dur.Canını yakmayalım dimi?"

Çaresizce başımı salladım.Yapacak başka bir şeyim olmadığından Baran'ın elini tutup birlikte aşağıya indik.Evin anahtarını yüksek bel kotumun cebine yerleştirdikten sonra evden çıktık.

*******

''Ay yavrum birbirinizi iple mi bağladınız bi ayrılmadınız.Kızcağız yemek yiyemiyor Baran bi ayrıl şöyle.'' içtiğim çorba az kalsın boğazımda kalırken,Baran'nın annesine kısa bir bakış atıp bir bardak suyun tamamını içtim.

Baran sandalyesini benden biraz daha öteye kaydırırken, onun da gerildiği her halinden anlaşılıyordu. Ben başından beridir demiştim. Yaklaşık 6 dakikadan beridir bir tabak çorbayı zorla bitiriyordum.

''ee Maral.Nasıl gidiyor bakalım evliliğiniz? gerçi masa da birbirinize olan bağlılığınızdan anlamış olduk ama..'' cümlesinin devamını getiremeden Baran'nın babası öksürürken derin bir nefes alıp arkama yaslandım.

E yeter ama gerçekten.

''Çok iyi gidiyor sağolun efendim.Birileri de iyice irdelemese çok daha iyi olucak aslında.'' dediğimde aslında ona gönderme yaptığımı anlasın istemiştim.Ama gerçekten çok irdeliyordu. Hayır yani nedir bu iğneleyici şımarık bakışlar?

Kadınsın sen kadın.Koskoca Baran Bolat'ı doğurdun.

Baran masanın altından bacağımı sıkarken ona 'ne var?' gibisinden bir bakış attım. Ona söylemiştim.Başından beridir buraya gelmememiz gerektiğini defalarca söylemiştim.Sonuçlarına o katlanırdı. Kendi ettiğini kendi bulacaktı. Benim böyle şeylerde sessiz kalamama huyumu biliyordu.

Baran'nın annesi suratını astığı anda tek kaşımı kaldırdım.Terbiyesizlik yapmak değildi amacım.Sadece hak edene hak ettiği cevabı veriyordum.

''Baran? Grace neredeydi en son? eski sözlün falandı ama inşallah kovmadın kızı?''

O kaltağın ismini söylediği anda kol dirseğimi sertçe masaya koyup alnımı avucuma gömdüm.

Hala daha Grace diyor ya.

Kadının beni çağırma amacı başkaydı sanki.

Sanki değil basbayağı öyle!

Dişlerimin arasından ''Baran ne diyor bu anan! sustur şunu'' diye tısladım hemen.Umarım duymamıştır.

Aman duysun be banane!

''Anne!'' dedi Baran.Hafiften öksürdüğünde ''Grace nereden çıktı şimdi?'' dedi.

''Ay ne bileyim oğlum? tamam evlisin de yani kızı evinden gönderdin bari kaba davranmasaydın hamileydi''

Şuna bak ya? bana göstereceği ilgiyi Grace'e gösteriyor. Gerçi onun ilgisine sevgisine ihtiyacım yoktu benim ama doğal olarak Baran'nın eşi bendim yani.

''En azından o kız seni zoraki olarak sevmemişti...'' dediği anda sınır noktama gelmiş ve patlayarak içimdekileri püskürtmüştüm.

''Pardon ama bana karşı ne gibi gareziniz var sizin? ha illa bana laf sokmak için çağırdıysanız bizi buraya sizi gerçekten alkışlamak istiyorum.İnsaniyet namına teklifinizi kırmak istemedik geldik bi de burnumuzdan getirmeyin bari.Ama anladım ki amaçları başka olan insanlara boşuna dil dökmeyeceksin.'' Baran'a dönüp ''Ben gidiyorum.'' dedim ve kalktım ayağa.

Yeter.

Gerçekten yeter artık.

Sırf Baran için katlanıyordum.Sırf onun için..

Onu kırmaya korktuğum için.

Hırkamı üzerime giydiğim gibi çantamı ayakkabılıktan aldım ve arka bahçeden hızlı adımlarımla çıktım.

Arkamdan bağırarak bana yetişmeye çalışan Baran'a dönüp olduğum yerde beklediğim de yanıma çok geç kalmadan varıp kolumu tuttu ve ''Biliyorum hata yaptım.Ama annemin bu kadar ileri gideceğini tahmin etmemiştim.'' dedi ve soluklanmaya çalıştı.

''Sana kızmıyorum Baran.Ben sadece-''

''Maral.Gidelim..''

Elimi tuttuğunda onay bekler gibi bir bakış atınca başımı salladım.

Niye geldik niye gidiyorduk zaten...



Eve vardığımızda rahat bir nefes alabilmiştim en azından.Kendimi çatlayan başımla birlikte koltuğa attığımda işte huzur diye geçirdim içimden.Gerçekten o kadının sesini alıp götüne montelemek istiyordum.Ama sırf Baran'nın annesi diye fazla sesimi çıkartmadım.Yoksa kıyameti şimdiye kadar çoktan kopartmıştım.

Mutfaktan yükselen tıkırtılar son bulurken,salona iki birayla giriş yapan Baran karşıma dikilip "Seni yukarıdaki banyoda bekliyorum.Mümkünse çıplak ol" dediğinde göz kırpıp merdivenlere yönelmişti.

Ne dediğini ilk anlamazken bir süre arkasından bakıp ayağa kalktım.

O iki birayla banyoda ne yapabilirdik ki?

Merak etmiştim.

Merdivenleri çıkıp odaya girdim. Dünden razıymış gibi birde üstümü çıkarttığımda,Sadece sütyenimi çıkarıp banyonun kapısını açtım.

İlk başımı gösterdim kapıdan ve küvete boylu boyunca uzanan Baran'ı gördüm ilk.Sonrasında baş ucunda duran bira şişeleri."İkimizin de suya ihtiyacı var.Gel rahatlayalım biraz..." dediğinde kollarını açıp gelmemi bekliyordu.

Gülümsedim ve sol kolumla göğüslerimi kapatarak banyoya girdim ve kapıyı kapatmayı da unutmadım.

Baran'a doğru ilerlerken kalp atışlarım hızlandı ve yutkunamadım.

Her defasında niye böyle oluyorum bilmiyorum ama bir türlü alışamamıştım.

Baran düşmem için elini bana doğru uzattığın da durmadan tuttum ve bir bacağımı durmadan su dolu küvete soktum.

O an da o soğuk su ayak parmaklarımdan bütün vücuduma bir titreşim göndermiş,ve beni ister istemez üşütmüştü.Baran'nın altında sadece baksırı vardı ve o nasıl benim gibi titremiyordu anlamıyorum.Yani tamam erkek adamsın üşümezsin ama su soğuk. Sende niye olmuyor bu...

Dizlerimi kırdıktan sonra popomu koydum zemine ve Baran tarafından belimden kavratılarak kendine çekilmiştim.

Ellerimi küvetin iki yanına koyup derin bir nefes alırken hala daha titriyordum.

Sırtımı göğsüne yaslayıp yutkundum ve gözlerimi sakince kapadım.

Evet sakin ol her şey yolunda..

Saçlarımı okşayıp omzumu öptüğünde gülümsedim.

"Bu günkü tatsızlık için senden özür dilerim Maral.Böyle olsun istememiştim." aklıma annesi geldiğinde gerilmiştim yine ama şu an keyfimi hiçbir şey bozamaz gibi görünüyordu. Olan olmuştu.

"Önemli değil. Beni bilirsin işte bazı şeylere katlanamıyorum.Ben doğru dürüst aile sevgisi görmemiş bi kızım.Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemiyorum bazen.Beni asıl sen affet." bunu söyledikten sonra bana o kadar sıkı sarılmıştı ki nefes alamamıştım bi ara.Beni serbest bıraktığında ise başımı omzuna getirip çene altını öptüm.

"Maral sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki güzelim..."

Küvetten kolunu sarkıtıp şişeleri aldığında bir tanesini elime verdi.

"Anlat sen.Ben seni dinlerim gerçekten"

Onun beni dinlediği gibi....

İçkiden bir yudum aldığımda durmadan boğazıma gönderdim.Tadını bildiğimden yabancılık çekmedim ve bu sefer yüzümü falan buruşturmamıştım.

."Bazı şeyleri zamanı geldiğinde söylemek gerekir diye düşünüyorum Maral.Sence de bu doğru mu?"

"Elbette" diye yanıtladım sorusunu."Ama bazı şeyleri de zamana bırakmamak gerekir."

"Haklısın." dedi ve bir yudum aldı şişesinden."Sanırım bu söyleyeceklerimi de zamana bırakmalıyım.Çünkü seni Kaybetmek istemiyorum."

"Her ne olursa olsun Baran.Beni kaybetmekten korkma.Çünkü ben hiç bir yere gitmiyorum.Gitmem de.Benim senden başka kimsem yok gibi görünmüyor mu zaten?"

Öyle değil miydim? Daha küçükken bile başlamıştı sevgisiz büyütülüşüm.Büyüyünce zaten bunun acısını herkesden çıkarır olmuştum.

İçkimden son bir yudum daha aldım ve Baran'nın sırtından kendimi çekerek şişeyi yere koydum.

Bir süre sonra ona tamamen dönüp ayağa kalktım ve altımdaki iç çamaşırımı bacaklarımdan sıyırmaya başladım.

Baran mı?

O çoktan ne yaptığımı anlamış piç bir şekilde gülümseyerek elindekini içmeye devam etmişti.

Sırılsıklam olmuş kilotumu da küvet dışı edince bacaklarımı ayırıp Baran'nın tam da ereksiyonunun üzerine oturmuştum.

Dudaklarımdan bir sızlama dökülüverdiğin de Baran'nın da adem elmasından yutkunduğunu gördüm.

O da şişesini yere bıraktığında belime dolandı ve göğüslerimin üzerine birer öpücük bırakıp kafasını boynuma gömdü.

Kalbim yine aldı başını giderken duyduğum hazdan alt dudağımı dişleyip "Baran.." diye mırıldandım

Sonrasında istemsizce şu sözcükler döküldü dudaklarımdan;

"Sen geceme gündüz
Oldun.."

"Sen toprağıma yağmur oldun.." diye devam ettiğinde hemen cevap vermesine şaşırmıştım.

Baran mitolojiden fırlayıp da gelmiş olan bir yunan tanrısı gibiydi resmen.Cevap vermeyip de ne yapacaktı Allah aşkına..

Gözlerini gözlerime dikip dudaklarımı sömürmeye başlayınca ensesini kavrayıp onu kendime daha çok çektim.

Kelebeklerimin şaha kalktığı an kendimi onun dudaklarında kaybettiğimi hissettim.

Evet ben iyiyim

Ama birazdan daha iyi olucaktım..

*********

Arkadaşlar niye habire kitap bitti mi diye yazıp duruyorsunuz?

Kitap bitse final yapacağımdan mutlaka haberiniz olurdu ama şunu yapmayı kesin artık kitabın bittiği falan yok.

Ha illa bitirmemi istiyorsanız final yaparım sorun değil.

Bu arada bölümü yayınlamıştım fakat bir sürü yazım yanlışı olduğundan yayından kaldırdım hemen.Şimdi okuyabilirsiniz yorum ve vote 'ları unutmayalım.

Ne zaman yorumlar çoğalır o zaman bölüm gelir..

Görüşmek üzere...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro