Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Kafanı Cebine Sok!"

"Ay Maral kızlarla bir hamburger sipariş ettik sanki hamburg'dan geliyo."

"Hamburg neresi be!?" Sudenin telefonda cevap vermesini beklerken çatalıma patates kızartmasını batırıp ağzıma tıktım.Baran karşımda ciddi bir şekilde hem yemeğini hemde önündeki tabletten işlerini hallederken bir yandan Sudeyle konuşup bir yandan da Baran'nın vücudunu kesip bir yandan da yemek yiyordum.Üç işi aynı anda yapmak bu olsa gerekti.

"Öf ne bileyim Almanya da bir yer heralde.Acıktık ya!"

"Kızım eliniz kolunuz yok mu kırın bi yağda yumurta yiyin işte" şahsen kendimce severdim.Hele bi soğanla yiyin nasıl oluyor.

Baran bana alaycı bir bakış atıp söylediği en pahalı şarap şişesini eline alınca bitmiş kadeh bardağımı işaret edip doldurayım anlamında bir bakış attı bana.Kafamı onaylar biçimde salladım ve sudeye döndüm.

"Kızım en son yumurta kırdığımda mutfak savaş alanına döndü."

"Of Sude.Bi de türk kadını olucaksın yemin ederim.Kızım evde mal gibi bekleyeceğinize saat daha erken çıkın bir yerlerde yiyin o zaman.Bunları sorun edip de bana yakınma!"

"Aman iyi.Kapı çalıyo sonra konuşuruz."

"Tamam.Görüşürüz."

Telefonu masaya bıraktığım da,önümdeki yemeğe kısa bir bakış atmıştım.

Bunlar ne ara bitti ya!?

Baran'a baktığımda ellerini havaya kaldırmış"Hiç kusura bakma yiyeceğin yoktu" demişti.

Ne yani tabağımda bulunan bütün köfteleride mi yemişti!?

"İnanmıyorum sana Baran ya!" iştahım onun sayesinde çok rahat kesilmişken sinsice sırıtmasına karşın yüzümü buruşturdum.

herif!

Bardağa pardon (!) kadehime doldurmuş olduğu şarabı elime alınca durmadan kafama diktim.Bu hemen içilecek bir sıvı değildi.Bunu ilk defa içiyordum ve tadı oldukça hoştu.Hayret oysaki acı ve kekeremsi bir tat olduğu için sevmemem gerekiyordu ama...

Tabi güzel gelcek lan.Adam o kadar bi şişesine dünya para verdi.

"Yarın İstanbul'a geri dönmek zorundayız biliyorsun dimi?"

Başımı salladım.Düzgün bir balayı bile geçirememiştik.İşleri fazlasıyla yoğundu ki dibimde bile elinden tablet bilgisayarı düşmüyordu.

"İstediğin gibi bi tatil olmadığının farkındayım.Bunun için üzgünüm fakat biliyorsun işte.Benim işim olmadığı halde babam beni buna zorluyor."

Bi dakika bi dakika...

Benim işim olmadığı halde mi?!

"Az önce doğru mu duydum ben?" masanın üzerine ellerimi koyup sesli bir şekilde gülünce bana anlamamış bir ifadeyle bakan Baran'a "Senin asıl işin ne ki?" diye sordum.

"Tek takıldığın yer bu muydu yani?" diyip suratını gülünç bir hale sokarken ağzım açık kalmıştı.

"Baran ya şimdi gerçek mesleğini söylersin ya da kalkıp giderim bu masadan!" diye tehditkar bir ifadeye büründüğümde merakım git gide artmaya başlamıştı.

"Tamam lan sakin ol.Söylerim." tabağının kenarında duran peçeteyi alıp ağzını sildikten sonra "Pilotum" dedi.

Onu birden hiç olmadık bir şekilde pilotların giydiği üniformalarının içinde hayal edince nefesimin kesildiğini hissettim.

Ve gerçekten...

Ona yakışacak bir meslekti.

"Ayy sen Archer mısın şimdi ya Baran!!'' yine ingilizcemi kendi çapımda berbat ederken ne yapacağımı bilmeden avuçlarımı çenemin altına dayayıp şirince gülümsedim.

Baran Pilottu.

Seksi bir pilot..

"Niye asıl işini yapmıyorsun ki?" diye sorduğumda vereceği cevaba karşın yine heyecanla gözlerinin içine baktım.

''Diyorum ya babamın yüzünden.Kendini fazlaca yaşlı moruklar gibi hissettiği için şimdiden beni şirketin başına geçirip bir kaç işi öğrenmemi sağlıyor.Orada kendimi resmen 4 senelik işletme okuyan stajyer bir öğrenci gibi hissediyorum.'' bu dediğine kaşlarımı havalandırdım.Ben onun yerinde olsam egomu kaldırır herkese bana itaat etmelerini söylerdim.Ama bir şey var ki iş dünyasında ailecek saygı duyulan kişilerdi.

Çatalına aldığı ezmelerden ağzına hızlı bir şekilde atınca şarabıyla birlikte içip derin bir nefes aldı ve yeniden arkasına yaslandı.Benim sonum çevirmenlik olacağı ya da herhangi bir okulda ingilizce öğretmeni olacağım belliydi.Ya da herhangi bir şekilde İngiliz kültür derneğinde de eğitmen olacağım bi ihtimaldi.Benim en büyük hayalim inek olup bütün ömrümü çalışmaya adayıp bir üniversitede yaşlı bir profesör olmaktı.

Ama yaşlı (!)

Birden masaya eğildiğinde aşık olduğum gülüşlerinden birini bahşetti bana.

''Ama seni bir Pilot olarak uçurmayı çok isterdim.''

piç sırıtışıyla birlikte yeniden doğrulunca iyi olmadığımı hissederek yavaşça yutkundum.

Bu adam ne diyeceğini gayet iyi biliyordu ve özellikle de beni kısa sürede bu kadar çabuk etkilemesini de.

Yanaklarımın kızardığını varsayarak bir yudum su içtim ve yüzüne bakmamaya çalıştım.

Ölüyo muyum ne?

Yoksa son dakikalarım mı bunlar?

Şu an abaza yönüm ağır basmış olsaydı ona 'Uçursana o zaman' demesini çok iyi bilirdim.

Hep vicdanımdan kaybediyorum zaten.

''Kalkalım mı? yarın malum erken kalkacağız.'' konuyu değiştirdiğim için biraz şaşırsada kendini toparlayıp başını salladı.

Baran hesabı ödedikten restoranın çıkışına yani bana doğru gelmeye başladı.Ona kavuşur kavuşmaz koluna girdiğimde mekana giren bir kız topluluğunun Baran'a yan gözle bakmasıyla devrelim yandı.

''Baran Bolat?''

Hey neler oluyor?!

Baran ellerini pantolonun ceplerine yerleştirirken o kız topluluğundan dediğim bir kişi adını seslenmişti.

''Evet?'' dedi Baran bir karış etekli esmer bayana.Birbirlerine soruyla soru olarak karşılık verdiklerinde dişlerim birbirlerini buldu.Resmen adama sarılıp 'o benim şimdi siktirin gidin' diyesim vardı.

''Burada olduğunuzu bilmiyordum ben.İnanmıyorum yani bi fotoğraf alsam sizden.''

YOK ARTIK!

ulan sanki adam burda sanatçı.Sanki futbolcu da büyük hayranları var.

Lan adam babasının şirketinde çalışıyor sadece.

Ama ailecek tanınmış kişiler diye uyarınca iç sesim sinirden yumruklarımı sıkıp Baran'nın kolundan ayrıldım.Evli adam evli!

İkisi de kameraya gülümserlerken yanlarında duran kız arkadaşlarının beni kinaye ile süzmesine karşın gözlerimi devirdim.Bunlar kendilerini ne sanıyorlar acaba.

Baran'nın eli tam kadının beline giderken onu ben tutup kendime çektim ve ''Hadi yeter bu kadar gidelim hayatım'' diye bir çırpıda konuştum.''Size de iyi akşamlar kızlar afiyet olsun.'' deyip sahte bir şekilde gülümsedim ve Baran'nın elini sıkıca tutarak onlardan uzaklaştırdım.Şimdi gelsem ben şuradan yakışıklı bir adamla fotoğraf çekilsem olur muydu? kimin hoşuna giderdi ki bu durum.

Arkama dönüp yine onlara bakarken gözlerinin hala daha Baran'nın üzerinde olmasına sinirle karışık bir hırıltı koptu dudaklarımdan.

''Bu şırfıntılar hala daha sana bakıyor Baran! kafanı cebine sok hemen!''

Bu dediğime bende anlam veremezken onun kahkaha atması daha çok sinirimi bozmuştu.

''Ya sen ne kıskanç bi kadın çıktın böyle başıma.Kafanı cebine sok ne demek?''

''Ne demekse o demek işte.Evli bi adamsın sen.Ben burdan bi çocukla fotoğraf çekilsem onunla konuşsam aynı şey senin içinde geçerli olur.''

''Öyle bir şey imkansız olacağı için..''

''Öyle mi? imkansız yani.İzle ve gör o zaman.Hayatta imkansız diye bir şey yoktur.''

önüme gelen ilk erkeğe doğru ilerlerken arkamdan seslenmesine rağmen onu duymazlıktan geldim.Şu an belirlediğim kişiye doğru hızlı adımlarımla ilerlerken ne diyeceğimi kafamda tartıyordum.

Baran'nın bana doğru gelen ayak seslerini duyar gibiyim ama umursamadan orta yaşlardaki adama ''Hey bir dakika bekler misin?!!'' diye bağırdım.Adam kaşlarını çatıp arkasına dönüp emin olamadan kendini gösterince ''Evet evet siz bayım'' diyerek adımlarımı yavaşlatıp yanına yaklaştım.

Elimi omzuna dayayıp soluklanırken Baran'la aramızda santimler kala bir anda yüzüne doğru ''Benimle bu gece yatar mısın?'' diye sordum hiç çekinmeden.

Bu yaptığıma inanamıyordum!

Baran beni nelere zorluyordu böyle!

Adam kaşlarını havalandırırken şirince gülümsedim.

Baran kükreyerek yanımıza geldiğinde beni kendine çekip ''Kes sesini Maral!'' diye sinirle homurdandı.

İşte nasıl oluyormuş görsün.

''kardeşim yürü git sen de işine başıma bela alma!'' bu seferde adama bağırınca bana dönüp ''Sende gel buraya'' diyerek bedenimi kollarının arasına alıp tek seferde kucağına aldı beni.''Noldu Baran? nasıl oluyormuş anladın herhalde şimdi!?'' omzuna bir tane yumruk geçirirken bacaklarımı salladım.Aslında kucağına alması iyi olmuştu.Yorulmuştum.

''Hadi sahile inelim.!''

''Saat geç oldu olmaz.''

''Yaa hadi ama kırma beni. Bu son gecemiz zaten.'' onu ikna etmek için dudak kenarına yumuşak bir öpücük bıraktığım da bana yan gözle bakıp ''Bir daha aklımı alma.Sen bir tek bana Bayım diyebilirsin.Sen bir tek benimle sevişebilirsin.''

''Haklısın.Hatırlıyor musun ilk seninle çarpıştığımda da Pardon Bayım demiştim.'' aklıma ilk bardaki halimiz gelince kahkaha atmadan edemedim.Hatta bana sürtük falan demeye çalışmıştı.

Daha yeni yeni hatırlıyorsam bunları aklımdan şüphe ediyorum.

''Hatırlamaz mıyım..'' diyerek iç geçirdiğinde kendimi kum zeminin üzerinde bulmuştum.Ayakkabılarımı çıkarıp çıplak ayakla kuma bastığımda ayak parmaklarımın içine kumları doldurmaktan kendimi alakoyamadım.

Bunu küçükkenden beri yapardım.

ayak parmaklarımı içe doğru kıvırır kumları sıkıştırırdım bir arada.

Hiç kimse etrafta olmayınca elbisemin kısa olduğuna dua edip denize doğru yürüdüm ve serin suyun ayaklarıma ulaşmasına izin verdim.

Baran bir kenara çekilmiş gülümseyerek beni izlerken sende gelsene diye bağıracaktım ama vazgeçtim.Gelmeyeceği belliydi.

Bir daha bu güzelim manzarayı nerede bulurum bilmiyorum.Hani tamam İstanbulda da vardı manzarası güzel yerler ama..ne bileyim burası bir başkaydı.

******


Ayaklarım yorulmama karşı teğet geçerken neredeyse bütün yüküm Baran'nın kolundaydı.Başımı omzuna dayamış diğer elimde topuklu ayakkabılarım dururken öylece yürüyorduk kaldırımda.Saçım başım dağılmış haldeydi.Ne vardı sanki beni yeniden kucağına alıp eve kadar taşısaydı.

Lanet dilim böyle diyemiyordu işte.

Olsun türk kadını acıya dayanıklıdır.

sessizliği bozmak üzere boğazımı tazelerken gözlerimi kapatıp ''Sana bir şey soracağım'' dedim.O da bir süre sonra sessizliğini bozarak ''Sor güzelim.'' dedi.

''Seninle şimdi olduğu gibi yan yana yürüyoruz ve biri bana laf attı nolur?'' cevabını merakla beklerden başımı yavaşça omzundan kaldırmıştım.''Biri benim yanımdayken sana bakabiliyorsa öz güveninden dolayı tebrik ederim.'' dedi ve alt dudağını kıvırdı.Ona bir kez daha aşık olduğumu hissederken gözlerimin dolu dolu olmasıyla başımı yeniden omzuna dayadım.

Anladım ki onu seven kalbim bana yetmiyordu..

******

Artık yavaştan olayları ve gerçekleri su üstüne çıkarmaya başlayacağım sanki şöfkjsşkgjdlm

Yorumları görmek istiyorum lütfen hsjjs.Yoksa bana vote ve yorum sınırı koyduracaksınız :DD

Okuyan herkese teşekkür ederim ^^




Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro