"Herşeyim +18"
"Şu otele bir yerleşelim göstereceğim ben sana sakin olmayı!" diye sinirle tıslayınca Baran,boynumu yere daha çok eğmek zorunda kaldım.
Koltuklarımız denk düşmemişti ve ben başka bir adamla oturmuştum.Yolculuk boyunca Baran tek başına oturmuştu. Bende Allahın özene bözene yarattığı adının Martin olduğunu öğrendiğim amerikalı bir çocukla..
Onunla iyi bir diyaloğumuz olunca Baran sinirden kıpkırmızı olmuştu. Hatta bi an boğazına yediği bir şey mi kaçtı da tıkandı böyle kırmızı oldu falan diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Fazlasıyla kıskanç birisiydi.
Bu durum bi yandan da hoşuma giderken,bi yandan da Baran'nın bu ciddi hali beni öldürüyordu.Ve az kalsın adamın yüzünü parçalıyordu.
"Bak gerçekten abartıyorsun ya.Adam yabancı Baran.Ha yani türk olsa anlarım kızarsın.Daha türkçesi bile yoktu doğru düzgün. Arkadaş gibi olduk biz." bana daha da ölümcül bir bakış atınca aklıma gelen düşünceyle duraksayıp "Bi dakika ya..." deyip durdum.
"Benim asıl burada sana kızmam gerek.O hostesler senin neden dibinde durdu hep? Neden hep kızıl olan sana hizmet etti!"
"Ya sabır ya!!" elleriyle yüzünü kapattığın da tripli bir şekilde kollarımı göğsümde bağladım.Haklıydım.O Martin denen herif sadece elimi tutup gülmüş ve saçlarıma hafiften dokunarak çok güzel olduklarını dile getirmişti.Ve üstelik Baran'nı da göstermiş evli olduğumu söylemiştim.
Lan adam Egemen gibi somurtacağına aksine kocaman gülümseyip birbirimize çok yakıştığımızı söylemişti.
Daha ne diyeyim daha ne söyleyeyim şimdi?!
Şoför bir süre sonra bizi kalacağımız otele getirdiğinde hala daha birbirimize bakmıyor konuşmuyorduk.Oysaki benim aklımdan neler neler geçiyordu.
Odaya gittiğimizde onu şaşırtan bir hareket yapıp direkt dudaklarına mı kapansam yoksa böyle daha çok somurtsam mı?
Elime bavullarımı tutuşturduğum da güneş gözlüklerimi tepemden indirip gözlerime taktım.
Yolculuğumuz uzun sürmüştü ve artık popomun uyuştuğunu yeni yeni fark ediyordum.Hatta karımcalanıyordu bile.
Bedenim ise yorgundu.
Zihnim' de dikkatim de Barandaydı.
"Şu otele bir yerleşelim de göstereceğim ben sana sakin olmayı..." demişti en son .
Ve ben onu sevmiştim.
Çünkü sevmek,yarıda kalan bir kitaba devam etmek kadar kolay bir iş değildi.Ben bunu anlamıştım.
Odaya sonun da geldiğimizde elindeki çantaları alarak kıyafetleri geçici bir süre çıkarıp dolaba asmak adına uygun bir yere yerleştirdim. Onlarla sonra ilgilenecektim.
"Özür dilerim." dedim mahçup bir şekilde.Neden özür dileme gereği duydum bilmiyorum.Balkona çıkacakken onu son anda durdurmuştum.
Değişik hissediyordum.Gözlerine her bakışım da kasıklarıma yeni bir sancı ekleniyordu ve ister istemez olduğum yerde kıvranmak zorunda kalıyordum.
En önemlisi de çenemi tutmaya çalışıyordum.
Nefes alış verişlerimi kontrol etmeye çalışırken,dudağımın bir kenarını ısırıp bıraktım ve çaresizce kollarımı arkamda birleştirdim.Su anda küçük bir kız çocuğu edasıyla karşısında duruyordum.
Çiçekli yazlık bir elbise fiyonklu beyaz babetlerim ve örgülü saçlarım.
En önemlisi de sıfır makyaj..
"Yani tamam itiraf ediyorum seni kıskandım.Olabilir yani bu sonuçta evliyiz biz.O karıların da canı cehenneme.Pardon bayım yani..Kadınlar demek istedim.Aslında şahsiyetlerine karı demek düşüyor ama şimdi senin yanında da ağzımı bozmak istemiyorum."
"Ya karını kışını kızını karısını siktir ette..." cümlesine sadece elimle ağzımı kapatarak güldüğüm de o da konuşmasını yarıda kesmiş ve dudaklarıma bakarak derin bir iç geçirmişti.
"Güzelim o elini bi çekte öpeyim."dedi sakin bir ses tonuyla.Elimi yavaşça dudaklarımın üstünden çektiğim de kendi isteğimle üzerine doğru bir adım attım ve kollarımı boynuna doladım. O da anında ellerini elbisemin eteklerine götürüp sıyırdı ve kalçalarıma kadar ulaşarak sıktı.
Bunun acısıyla dudaklarımdan boğuk bir inleme çıkarken güçlükle dudaklarımı aralayıp "Babama yaramazlık yapmayacağımız için söz vermeliydik." dedim.Güldü ve başını iki yana salladı."Ben hiç bir zaman verdiğim sözleri tutmam Maral.."
Bunun verdiği gazla dudaklarımı sömürmeye başlayınca hızına yetişmek için büyük bir çaba sarf ettim.Yeterince eşlik etmeye başlayınca da bu sefer elleri rahat durmamış kilotumu hayvanca bacaklarımdan sıyırmıştı.
Eli yavaşça sırılsıklam olmuş genital bölgemi bulunca aldığım zevkle inleyerek mümkün olduğunca kendi kuvvetimle biraz daha baskı uyguladım eline.
Dudaklarının içine bıraktığım boğuk inlemelere karşın o da bazı hırıltılar çıkarttığı doğruydu.O sıra da ellerimi beyaz gömleğine götürdüm ve düğmelerini teker teker açıp omuzlarından sıyırıp yere attım.Kavruk teni ve mükemmellikle sınırlandırılmış vücudunda ellerimi dolandırırken aramızda kalan son bez parçasını,yani elbisemi de üzerimden çıkardı.
Sütyenimden taşan gögüslerime sert ısırıklar bırakmaya başlayınca çıkardığım sesler arttı. Ondan sonra da daha fazla dayanamamış ve sütyenimin kopçalarını açıp üzerimden çıkartmıştı.
Kollarını çıplak belime dolayıp beni arkaya doğru adım adım sürüklemeye başladığında gözlerimi gözlerinden çekmemek konusunda ısrarcıydım.
Ellerimi yanaklarına götürünce sakalları inanılmaz derece de yumuşaklığını hissettirmişti bile.
Sırtım yatakla buluşur buluşmaz Baran tarafından kısa bir süre içinde ters çevrilmiş popoma yediğim bir şaplak eşliğinde köpek poziyonuna gelmiştim.
Kalçama attığı darbe acıtınca küçük bir çığlık atıp "Heey bu acıttı!" diye yakındım omzumun üstünden ona bakarak.
Her ne kadar zevk de alsam vurduğu yer karımcalandı gibi bir şey olmuştu.
"Sus.." diye talimat verince o görmeden gülümsedim ve popomu özel bölgesine dayadım.
Sanırım onu yeniden istiyordum.
Aklımda denize girip bol bol güneşlenmek varken biz sadece buraya sevişmek için gelmiş gibiydik.
Kasıldığını hissederken bu beni daha çok memnun etti ve bu sefer de kalçalarımı hareket ettirip ona kendimi sürtmeye başladım.
Ciddiydim.Şu an vajinam da bir kalp vardı ve kan pompalarcasına hızlı hızlı atıp duruyordu..
Pantolonunu çıkarıp yavaşça baksırını indirince olduğum yerde sızlanıp önüme düşen kırpmalarımı arkaya doğru attım.
Baran örgülü olan saçımı alıp avucunun içine dolayınca kendisine doğru çekti ve böylelikle başımı da geriye doğru atmak zorunda kalmıştım.
Girişime hemen kendisini iterken dudaklarımdan kopan bir inlemeye engel olamadım.Onu iliklerime kadar hissediyordum. Titriyordum.Ve buna nasıl engel olunurdu bilmiyorum.
Kollarımın üstünde daha fazla kalamadım ve kendimi büyük bir tutkuyla ona kendimi biraz daha ittim ve yatağa bıraktım kendimi.O sırada Baran örgümü serbest bırakmış ve oda kendini üzerime salmıştı.Kollarını karnıma dolayıp beni sanki demir parmaklıklarının arasına alıyormuş gibi vücudumu vücuduna hapsederken bir yandan da gelgitleriyle birlikte hırıltılarını sol kulağımda duymaya başlamıştım.
İç içeydik sanki.Ben onun vücudu arasında kaybolmuş,o da beni kendi inine çekmişti.
Vuruşlarını hızlandırdığında karnımdaki bir eli özel bölgeme ulaştı.Aldığım haz beni delirtmişti. Çıldırmıştım.Hareket etmeme dahi izin vermiyordu.O da iyice kendinden geçmişti ki iyice sıkıca sarıldı arkamdan bana.Karnımı öyle bir sıkıyordu ki,yediğim şeyleri birazdan yatağa çıkaracağım gelmişti.
Ama olsun.
Bu yaptığımız şey..güzeldi.
Bi an olsun hayattan kopabiliyorduk.Yani ben öyle hissediyordum.
****
''Yemeğe inmemiz gerek bunu biliyorsun değil mi?'' dedi parmaklarını yüzümde gezdirirken.Dediği şeyi yapmak istemiyordum ben.Yatakta kalıp onu seyretmek istiyordum çok mu?
Siyah saten pikeyi üzerime doğru biraz daha çekerken terlediğimin farkındayım.Avucumun içine başımı gömdüm ve gözlerimi kapadım.''Yemesek olur mu?'' gözlerimi tekrar açtığımda ilk gördüğüm şey Baran'nın vücudu olmuştu.Merak etmeyin pike beline kadar örtülüydü.
''Aç değil misin yani? akşam oldu Maral.''
''Farkındayım.Neyse vazgeçtim hadi yiyelim..'' üzerimdeki örtüyü tutup birden kalktığım da Baran tarafından yine yatağa itilmiştim.
"Noldu yine" diyerek dudaklarımdan bir kahkaha koyuverdim."Giyinmek istiyorum hadi madem sende hazırlan." sözde açtık.
"Kalk bakalım oturabiliyor musun?" dedi beni serbest bırakıp.Kaşlarımı çatıp yatakta oturur hale gelecektim ki sonradan bundan Vazgeçtim ve "Oturamayacağımı biliyorum." dedim masumluk uyandıran sesimle.Belki de yürüyemeyecektim.
Baran'nın koluna hemen bir şaplak atıp "Hayvan herif hepsi senin yüzünden!!" diye çıkıştığım da acıyla yüzünü buruşturup kolunu ovdu ve "Ne lan ne.Sen kışkırttın beni.!" hah işte bunu doğru söylemişti.
Başımı salakça kaşıdıktan sonra "Haklısın" deyip koynuna biraz daha sokuldum.Kalkmak istemiyordum bu doğru. Ama bir yandan da daha yeni aç olduğumu hissetmiştim.
"Maral?"
"Efendim.?"
"Her zaman bunu dile getirmeyi pek sevmem ama.." dedi duraksayarak."Lan harbi çok güzelsin be.."
"Evet" dedim boğazımı tazeleyip.Sevincimi içten içe yaşarken sadece "Bunu açıkça söylediğin iyi oldu." dedim. Allahım bir iltifat bir erkeğin ağzından bu kadar güzel çıkar..
Abarttın alt tarafı güzelsin dedi demeyin.Bu başka..
"Mantıken bende bir şeyler itiraf etmek istiyorum..." bir bacağımı karnına doğru attığım da elini durmadan kalçama koymuştu.Dokunduğu ya da temas ettiği her yerim karımcalanıyordu.Tıpkı ilk günkü gibi...
"Yani pet şişelerin doğada beş yüz yıl erimemesi ve benim sana bakınca anında erimem,normal değil Baran.."
"Harbi mi lan?"
"Valla lan..
"Maral bence de baştan beri haklısın.Odada kalalım." yavaşça üzerimdeki yerini alınca bacaklarımı ayırarak onu arama aldım ve yanaklarını avuçladım.
Allahım Mükemmeldi.
"Dimi ya.Yemek yemekten daha güzel şeyler vardır bence.."
"Evet birbirimizi sabaha kadar yemek gibi..." dediğinde bacaklarımı beline dolamıştım."Seninle bi odada ömür boyu kalayım.Sevişe sevişe ölürüz yemin ediyom valla bak." söyledikleri beni daha da utandırınca gözlerimi ondan çekmek zorunda kaldım.
Sevilmek güzledir..
Sevişmek de güzeldir.
Bütünleşmekte güzeldir..
Daha ne diyeyim?
Kafasını boyun girintime sokarken ellerini belime sarıp sıkıca sarıldı ve beni kalpten götürecek şekilde dudaklarını boynuma bastırdı.''beni değiştiriyorsun Maral..'' bacakları bacaklarıma dolanırken söylediği söz kafamı karıştırmıştı.''Hiçbirşeyimdin..Artık harşeyimsin..''
*******
Yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum.
Eh beğendiyseniz de yıldıza o güzel parmakçıklarınız gidiversin.
Yb'de görüşmek üzere o zaman ;) Aşkla kalınız efenim... ❤❤💋⚡⚡
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro