"Düşmanları Çatlatmak"
Üzerimde dolaşan sinirli gözlerini fark ettikçe Sudeye karşı biraz daha gülümsedim.Baran'a bakmamaya çalışmak zordu.
Onu inadımla birlikte zor ikna etsem de sonunda üstümde bir değişiklik yapmadan partiye gelebilmiştik.Ama fazlasıyla sinirliydi.
Bende ona trip atıp Sudenin yanında takılıyordum.
"Yalnız var ya adama her ne yaptıysan sana çok kötü bakıyor Maral''.
Omuzlarımı silkip ''Banane.Sen de biliyorsun benim huyumu.'' dediğimde kolumu tutarak bar sandalyelerinden birine oturtmuştu beni.''Sende hamilesin bu topuklularla ayakta duruyorsun.'' önümüzden geçen garsona dönüp elinde tuttuğu tepsilerden alkolsüz olan içecekleri sorduğumda birisini bana uzatmasıyla bir yudum alıp Sude'ye döndüm.Hakikaten bazen karnımda taşıdığım ikinci canımı unutuyordum. Buna belki zamanla alışırdım ama bu unutkanlığım yüzünden başıma daha neler iş açacağım bilmiyorum. Sudeyi tuvalete giderken bile yanımda götürsem iyi olurdu.
''Baran yanına gitmeni istiyor'' dedi gözlerini arkama sabitleyip ''Sanırım gazetecilerle bir kaç işiniz var..'' diye kıkırdadığında kaşlarımı çatıp arkama döndüm. Ah evet.Bana gelmem konusunda elini sallıyordu. Bardağımı masaya bırakıp ''Sanırım gitsem iyi olacak.'' deyip eteğimi bacaklarıma çekiştirerek Baran'nın yanına vardım.
Ona gülümseyerek yaklaştığımda bana aynı şekilde karşılık verip elini belime sarıp yanağıma bir öpücük bıraktı.Kameralara karşı her ne kadar utansam da yanaklarımın kızardığına emindim.Uzun zaman olmuştu gerçekten..
''Size bahsettiğim sürprizi Maralamın ağzından duyun istedim..'' deyince debinden beridir kameralara konuştuğunu anladım ve kolumu kaldırıp sırtına koydum. Nasıl söyleyebilirim bilmiyordum ki.Dilim tutulmuştu sanki.
Uzun süre Baran'a baktım.Gözlerinin içi parlıyordu resmen.Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim.Sonuç olarak o mutlu iyi göründüğünde ben onun iki katı oluyordum.
Gazetecilere döndüm ve dudaklarımı araladım. ''Artık 3 kişi oluyoruz.Eğer Allah sağlıklı doğmasını nasip ederse bir bebeğimiz olacak..'' dayanamayıp başımı Baran'nın omzuna koydum. Öyle utanmıştım ki,görende bunu söyleyen ben olmadığımı sanırdı.
Kameramanların geleni bize tebrikler yağdırırken teşekkür edip yanlarından ayrıldık.Baş başa kaldığımızda onun yanından ayrılmak imkansızın da imkansızıydı.Elimi tutmuş bırakmıyor,aynı zamanda da gözlerini benden ayırmıyordu. İleride Dorukla birlikte oturan Handeyi gördüğümde kolumu kaldırıp ona çocukça el sallayıp 32 dişimi göstererek güldüm.Eliyle bana uzaktan öpücük attığında karşılığını alır almaz kocaman gülümsememi dudaklarımdan ayırmayıp etrafa göz gezdirdim.
Birden neler olduğunu anlamadan çenemden tutup kendi yüzüne çeviren Baran çatık kaşlarıyla gözlerini dudaklarıma sabitleyince ''Bir daha insanların içerisinde bu kadar güzel gülersen senin o dudaklarına acı biber sürerim.'' dedi.
Kıskançlığın veya iltifatın yeri ve zamanı vardır her zaman. Baran 'öküzce' veya 'hayvanca' kelimelerine hitaben söylerdi bana ne söyleyecekse. Onu artık ismim kadar iyi ezberlemişken bu dediğine hiç şaşırmamıştım.
''Ona eve gidince karar ver istersen.Sıkıyorsa sür.'' ona hala da tripliydim. Zaten bir kızın olmazsa olmazıdır trip.Ama benimkisi başkaydı tabi. Sebebine gelecek olursak.Biliyor musunuz? en son arabadayken elbiseyi şimdi burada zevkle üstünde parçalayacağım demişti.Ve hakikaten bu dediğini yapmaya kalkışmıştı ve güzel elbiseyi çekiştirirken hafiften koltuk altı kısmı yırtılmıştı.Allahtan kolum kapatıyordu da rahattım.
''Hiç öyle göz devirme. Söylediğimi yaparım bilirsin.''
''He Baran he! güzelim günümü berbat ettin zaten. Gözlerimi devirmeyip de ne yapacağım? zaten bu yaptıkların boynu aşacak duruma geldi.Çocuğumu da doğar doğmaz alıp giderim evinden bir daha yüzümüzü göremezsin haberin olsun!'' tehdit savuşturmam bile ağır olsa da yüzünde gerildikçe gerilen gülümsemesi kısa bir kahkahaya dönmüştü. Nerede hata yaptım diye kendimi sorguya çeksem de sinirli ifademi bozmadım.
Bir süre sonra bana yaklaştıkça yaklaştı. Ellerini belime sarıp çenemi,burnumu,alnıma sayısız öpücükler bırakırken dudaklarının yumuşaklığına karşın gözlerimi bir süre kapayıp açtım. İki üç öptü diye iplerimi koyuvermem, bu Baran'ın beni çok iyi kontrol ettiğini gösteriyordu.Veya neye karşı koyamadığımı..
Tabiki de dudaklarına ve sakallarına.
Ve gerçekten çok tehlikeli bir adamdı.
Ve ben bu tehlikeli canavarıma aşık olmuş, ve onunla birlikte olmuştum.
''Bizi çekiyorlar Baran..'' dedim dişlerimin arasından.Dışarıda bize doğru dönük olan kameraları çaktırmadan fark etmiştim.
''Olsun.Düşmanları çatlatıyoruz işte fena mı?''
Gülümseyip haklı olduğuna dair başımı salladım. Bunun sebebiyle dudaklarına kapandığım da kendini ayırmadan ''Eminim bu pozisyona daha çok şaşıracaklar..'' dedi.Kıkırdadım boğukça.Alt dudağımı emerken ellerimi ensesine yerleştim.
Onunla öyle mutlu,huzurluyum ki defalarca tekrar etmeme rağmen yine söylemek üzereyim.
Ailemdi.
Tek ailem.
Bana baba olan.Sevgili,yeri geldiğinde arkadaşım..
Benden ayrıldığında ellerini, sıcacık avuçlarını yanaklarımla buluşturup alnımı uzunca bir süre öpüp geri çekildi.
Gecenin geri kalanında pek bir şey olduğu söylenemezdi.Gördüğüm en ilginç olay,gece boyunca Sude ve Bora birbirlerinden ayrılmadığıydı. Ne yiyip ne içtilerse hepsini birlikte yaptılar.Bizde onlarla sohbet edip bol bol eğlendik.Bazen varlığını hissettiren küçük bebeğim karnıma bir kaç ağrı veya sancı yüklese de dayanabilecek kıvamdaydım çok şükür. Perşembe günü hastaneye Baranla gitmeyi planlıyordum.Artık işin ucunu sıkı tutmak gerekti.
Ayakkabılarımı elime alarak çıplak ayaklarımla Baran'nın ardından koşturdum.Ayak tabanlarım yorulmuş ve geneli şişmişti. Ona yetişmem için elini uzattığın da küçük bir çığlık atarak zıpladığım an elini tuttum.
Arabayı valeye teslim etmek yerine uygun bir otopark'a park eden Baran bize işkence çektiriyordu resmen.Sağanak yağmur başlamış ve sırf saçlarım ıslanmasın diye kürkümü ayakkabılarımla birlikte tepemde tutuyordum.Bu topukluları çıkarmakta kötü yaptın demeyin daha fazla koşamazdım.Ayaklarımın alt tabanı ıslansa daha iyiydi. Ki öyle olmuştu zaten.
Birlikte yağmurda ıslanmakta varmış demekki.Bir bu anı yaşamadığımız kalmıştı.
Ama aksine kahkaha atıyor ve gülüşüyorduk.Bazen Baran düşmem konusunda uyarıp dikkat etmemi söylese de ''Elimi tutuyorsun be adam.Düşer miyim hiç!'' diye bağırıyorum sonra arkasından.Onunla yaşadığım her anım güzeldi ki benim.
Arabaya bindiğimiz anda derin bir nefes aldım.Ki zaten kıyafetlerimizle duşa girmiş gibi olmuştuk. Baran hemen arka koltuğa attığı ceketini üzerime atarken ''Sen ıslaksın ama'' diye yakındım.Parti yerine giderken ceketini yanına almamış çıkarıp arka koltuğa atmıştı. E haliyle kuruydu.Ama gel gelelim onun için endişeleniyordum işte.
''Sen önemlisin sen.Bakma bana.Ört şunu bacaklarına klimayı açıyorum şimdi.''
Düşünceli ve ormantik eşimin dediğini yaparak başımı salladım ve bacaklarımı kendime çekerek ceketini tamamen üzerime örttüm.Bazı yerlerimi tam kapamasa da eve kadar idare edebilirim diye düşündüm.
Yol boyunca sessizdik.Baran sürekli ıslak saçlarının arasına parmaklarını daldırıp kaşıyor ve ışıklarda durduğumuz an bana dönüp gülümsüyordu.Yola devam edince ağzını kocaman açıp esnedi.Hallerini,mimiklerini izlemeyi seviyordum.
Sonra tek eliyle direksiyon hakimiyetini sağlayınca sol kolunu cama dayayıp sakallarını ovdu.
İşte bu hareketi, sanki bir daha göremeyeceğim gibi bir kez daha görmek istedim.Ama defalarca görmemi bir kez daha şahit olmamı sağlamış,o çok sevdiğim sakallarını ovuşturmuştu.
Eve geldiğimizde birlikte duş aldık. Küvete bile boylu boyunca uzanıp bu sefer o iki bacak arama girmiş ve kulağını her zamanki gibi karnıma dayamıştı. Tepemizden akan su yine yağmur gibi çıplak bedenlerimizle buluşurken göbeğimin üzerine öpücük bırakıp ''Şimdi tam burada -parmağını göbeğime koyarak- bir can mı var? bir insan mı olacak büyüyünce. Benim senin gibi.O da okuyup büyüyüp evlenecek mi? ''
''Mucize gibi değil mi?'' diye sorduğumda saçlarını okşadım. Başını sallayıp yeniden eski pozisyonunu alınca bacaklarımı biraz daha araladım. ''Doktor kontrolün ne zamansa gidelim de şu cinsel ilişki durumlarını soralım.Ben seninle birlikte olmadan duramam. ''
''Ne kadar da azgınsın sen. Ya çocuğa bir şey olursa?''
''İşte soracağız dedim ya!''
Ne kadar da rahattı. Bunu açık açık doktora soracaktı yani öyle mi? Bir kere onun yanında utanırdım ben. Zaten nerede rahatlık orada Baran.
Duştan çıkarken saçlarımı iyice kuruttum hasta olmamak için. Üzerime sonun da alışagelmiş pijamalarımı giyip öğleden akşama kadar sıkı bir topuzla durmuş saçlarım artık özgürlüğünü de ilan etmişti sonunda.
Ellerimle saç diplerime biraz masaj yaptıktan sonra masaya oturup yüzümde hala daha kalan makyajı sildim ıslak bi mendille.
Eğer silmeden yatsaydım sabah uyandığımda yüzümde çuval dolusu ağırlık hissederdim emin olun.
Baran elinde bir bardak suyla yatak odasına geldiğinde "gece çok fazla kâbus görür oldum." dedi.
Ayağa tamamen kalkarak yanına gittim.Benim koca canavarımın nesi vardı yine..
"Ne tür kabuslar bakalım? Yoksa cinnileştin mi sen?"
"Ağzından yel alsın bebeğim.Ne öyle cin falan.Kâbus görüyorum diyorum.Sürekli kan bıçak,bilmiyorum hayra çıksın.Eğer gece uyanırsam muhakkak ki seni de uyandırmak zorunda kalırım.Su falan içiyorum ama bana sarılıp geçti ben buradayım dersin dimi?"
"O kadar mı kötü oluyorsun sevgilim? Tabiki de derim.Sıkıca sarılırım sana."
Belli ki gördükleri psikolojikman değişikti. Masum bir bebek gibi görünse de gözüme, dayanamayıp onu yatağa çerek sıkıca göğsüme yasladım.
Normalde çok sert,sinirli görünsede altında pamuk yatan bir kişiliği vardı onun.Kâbus gördüğüne dair konuşurken bile öyle tatlıydı ki, onu resmen ciğerime veya kalbime sokasım gelmişti.
O yüzden onu cılız kollarımla iri bedenine sarılabildiğim kadar sarıldım ve saçlarının arasını öptüm.O nasıl bana yeri geldiğinde bir baba olduysa bende onu bir anne şefkatiyle kucaklardım.Zaten ne anne babasıyla görüşüyor ne de konuşuyordu.Benim zaten ikisi de yoktu.
Pardon! Benim artık bir ailem var.
Doğacak olan çocuğum ve Baran..
**********
Beni özlediniz mi? Sjsjs Ben sizi özledim ama onu ne yapacağız?
Ya şey bölüm gecikti evet. Çünkü bir kaç gün hem ruhen hem bedenen bozuktum.Çevre sorunlarım derslerimin yoğunluğu.Hiç bir şey yapamadım bir kaç gün. Diğer kitaba bile geç bölüm yayınladım.Wp grubuna bile doğru dürüst mesaj bile atamamış gruptakilerle ilgilenememiştim.
Gözlerim bile resmen kan çanağı gibiydi.Ama artık yeter.Çalışmakta bir yere kadar öyle değil mi?
Alın size bölüm djsjsj
Yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum aşklarım.Size içimi açabildiğim için şanslı hissediyorum kendimi.Yazarak da olsa okuyup anlıyorsunuz ya.İşte sizi seviyorum.
İyi geceler 😘😘
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro