Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

''Bir Vegas Hikayesi''


Hayattaki tek gerçeğimi sonunda hava alanında görürken elimdeki çantayı Baran'a verip Sudeye doğru koşturmaya başladım.

O da beni gördüğü anda ismimi söyleyerek bağırırken kollarını açıp bana doğru koşturmaya başladı.

Ortada  en sonunda kavuştuğumuzda beni kucağına alan ilk taraf o olmuştu. Bi an yine fazla koşturarak karnımdakini unutmuş sayılırdım ama Sudeye sarılırken hala daha yaşıyor muyum diye kendimi kontrol etmem uzun sürmemişti.

Bacaklarımı beline dolarken ellerini kalçalarıma koymasıyla olduğumuz yerde kahkaha atarak döndük.

Onu aşırı derecede özlemişim
anlaşılan.

Biz hiç bir zaman Sudeyle kibar davranmamış kızlarız.Yeri geldiğinde böyle hayvanca yerlere yatıp sarılmışlığımız da vardı ki bu zaten Bora ve Baran'ın yanında olanaksız gibi gözüküyordu.

Kaldı ki Bora'nın uyarır bir ses tonuyla konuşması bizi birbirimizden ayırmıştı. 

Bir el tarafından hemen sert bir gövdeye çarparken Baran'a döndüm. Gözlerime hiç olmadığı kadar sinirli bir şekilde bakıyordu. ''Koca hava alanında hele ki herkesin içinde koşturarak kucak kucağa sarılmak  ne demektir?'' 

Kızmam gereken yerde daha fazla gülerken erkek güzelimin yanağına bir öpücük bıraktım. Kıskanç olabilirdi fakat bu kadar değildi yani.''Biz Sudeyle her zaman böyleyiz Baran.Dua etki yerde hayvan gibi boğuşarak sarılmadık.'' bakışları bir anda donarken kaşlarımı havalandırdım.''Siz harbiden manyaksınız.'' lafının hemen ardından teşekkür edip Sinirli bir şekilde kolunu Bora'dan kurtarmış Sudeye döndüm. 

Hayır yani kızacak ne vardı bu kadar anlamadım.

 Hosteslerin bu kadar hanımefendi olduklarını tahmin etmemiştim. Genellikle her hikaye de yolculuk yapan iş adamlarına sulanırlardı ama Allah'a şükür böyle bir şey olmamıştı. Zaten isteseler de ben varken cesaret edemezlerdi. 

Sinirli bir şekilde görevlilere baktığımı fark eden Baran,beni dürtüklerken ilerlemem konusunda uyardı. Bende çantamı fırlatırcasına hostese verip ''Uygun bir yere koyuver canım..'' deyip koltuk numarasına göre cam kenarına yerleştim. 

Harika Bulutları  görecektim!

Baran bu garip hallerime normal olmayan bir bakış atarak sakince bavulunu hostese teslim edip yanıma oturdu.

 Hostes uçağın üst bölümündeki çanta veya eşya koyma dolaplarını açarken boyu kısa olacak ki parmak uçlarında yükseldi. O bir karış  topuklularla hala daha boyu uzamayan kızlar yok muydu.. 

Benim boyum 1.79 evelallah. 

Uçak kalkmadan biraz vakit geçmesi için telefonumla sosyal medyada dolaştım. Baran ise gözlerini kapatmış başı rahat bir şekilde arkaya yaslanmış bacakları açık bir şekilde ,dizini titretip duruyordu. 

Ah şimdi kucağında olup onun sertliğini hissetmek vardı..

Oha kızım ne diyosun sen!?

Tövbe yarabbim Kendine gel,uçaktasın!

İç sesimin uyarısıyla kendime gelince yutkunup telefonumla uğraşmaya devam ettim.Ne kadar edepsizleştiğim elle tutulur bir hal almıştı resmen .Ama böyle her hareketi tahrik edici bir eşiniz varsa bunu düşünmemek pek de elde değil. 

Hemen çaprazımız da kedi köpek gibi didişen  Bora ve Sude yüzümü güldürürken pilotun sesiyle irkildim. 

Bir kaç kere ingilizce konuşan pilot az sonra uçuşa geçeceğimizi iyi yolculuklar dileyip bir şeyler mırıldandıktan sonra sustu.Kaptanı anlamakta güçtü yani. 

Baran aniden elimdeki telefonumu alınca almak için ''Hey!'' diye bağırdım elimi uzatıp. ''ver şunu bana!'' 

''Sessiz ol.Uçak kalkacak şimdi hala oyalanıyorsun:'' telefonumu tamamen kapatıp  kendi cebine koyduğu an tam ağzımı açmış yeniden bağırıyordum ki ağzımı kapattı. ''Sakın aşkım o güzel ağzını  açayım deme.'' 

Aşkım dediği an susmuştum zaten.Ayol Baran Bolat 'aşkım' der miydi de ben mi yanlış duymuştum.

Hiç olmadığı kadar yumuşarken tatlı bir gülümsemeyle arkama yaslandım. Beni her zaman böyle şeylerle avutsa dünyanın en pamuk kızı olurdum ama cık.Baran'nın ağzından iğneyle almak gerekir. 

Uçuş esnasında yükselirken Baran'nın elini sıkıca tutuyor tırnaklarımı  avuç içine geçiriyordum.Bu Pilot'a ne içirmişlerse, sanırsın jet kullanıyo.

Bebeğim hala daha karnımda olsaydı travmaya girmiştim herhalde. 

Artık tamamen yolculuğa adım atmış,bulutlu gökyüzü anında küçük pencereden gözlerimin önüne gelince gülümsedim. Güneşe bile bu kadar yakın olmak,çoğu kez uçak seyahati yaptım ama bu nedense başka gelmişti. 

Business class,'da uçmak ayrıcalıktır arkadaşlar lütfen.. 

Hemen yanımızda son derece de resmi görünümlü kalem etekli gömlekli bir bayan dergisinden çektiği  gözlerini Baran'a diktiği an bacak bacak üstüne attı.Gözlerim sinsice kısılırken dudaklarımı büzdüm. 

Bunu gebertirim. 

Artık uçak seyahatlerini sevmiyorum. 

Baran'ın sakallı suratını  kavrayıp onu kendime çekerken,sırtına sarılıp onu göğsüme bastırarak kadına orta parmağımı çıkardım.Sonrasında ağzımı  sessizce oynatarak 'Benim'dedikten sonra Baran'ı hayvanca ittirerek eski halime geri döndüm.

Oh be rahatladım.

''Noluyo Maral? boynum kırılıyordu be az kalsın!'' 

''Bir kadın eşi için her türlü tehlikeyi göze almak zorundadır Kocacım. İşine bak.'' 

Bir kaç dakika garip bakışlarına maruz kalsam da hemen yanındaki kadına çevirince başını,saçlarını kavradığım gibi kendi yüzüme çevirdim.''Gözlerini oyarım. Öldürürüm seni!"

"senin yolunda ölüm bana şerbet gibi gelir güzelim.."

Yanağımdan bir makas aldığı an beni göğsüne yaslarken kolumu karnına atıp kadına dil çıkarttım.

Ben varken No yani Kocama bakmak..

Bir kaç defa Baran'nın göğsünde Sudelere baktım.Uçak kalktı hala daha anlaşamadıkları bir mevzu vardı ve hala daha didişiyorlardı. 

Bunları anlamak gerçekten fazlasıyla zor. 

Önümüze gelen bir kaç yemekten ziyade bir bardak vişne suyu içip,doyarken tuvaletimin geldiğini anlayıp ayağa kalktım. Tam Baran'ın önünden geçecekken bacaklarını daha da uzatıp gitmeme engel oldu. ''Nereye?'' gözlerimi devirip ''Sence bu uçakta nereye gidebilirim Baran? Pilottan izin alıp şöyle  havada uçup  geleceğim hemen.'' 

Güldüğü an 32 diş sırıtıp bacaklarını çekmesi için işaret ettim gözlerimle. 

''Bende geleceğim dur.'' 

''Oha!'' 

''Ne?! benimde çişim var!'' 

Beni yine güldürmeyi başarırken oturduğumuz yerden ayrılıp ben önden o arkamdan insanların arasından sıyrıldık. 

''Ah be Hostesler varmış!'' 

''Ne bekliyordun?'' diye sordum tam kadınlar tuvaletine girecekken.''Kızım tuvalete giriyormuş gibi  yapıp,aslında senin yanına  gelecektim.''

''Hee nah girersin sen! azgın ya bari uçakta yapma!''  başını kapıya dayayıp bana piç bir şekilde gülümserken derin bir iç geçirdi. ''Artık otele varınca ne yapalım?'' 

Oflayıp onu orada bırakarak tuvalete girdim. Küçük bir yer olarak beklemiştim ama fazlasıyla geniş ve rahat nefes alınan bir yerdi.Kapalı dar alanlarda fazla duramıyordum da ben.Sıkıntı o yüzden.

Tuvaletimi yaptıktan sonra ellerimi güzelce yıkayıp yüzüme bir kaç kere su çarptım. Kendi kendime aynanın karşısında salak salak hareketler yaptıktan sonra dışarıya çıktım. 

Baran'nın çoktan koltuğunda olduğunu,elinde kitabıyla rahat bir pozisyonda olduğunu gördüğümde bilerek bacaklarının üstünden geçerek kendimi yanına attım.''Sınırlarını zorluyorsun Maral.Ona göre..'' 

Keyifle arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. 

**********

Kolumdaki acı katlanılamaz hale gelirken  yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım.Baran sanki Sudeye dönüşmüştü.

 Aman ne diyorum ya.Bas bayağı kız yanıma oturmuştu. 

''Ne oldu lan? uçak mı düştü yoksa?''

''Uçak düşse hayatta mı oluruz gerizekalı? kalk geldik.'' 

''Niye bu kadar kısa sürdü?'' 

'' Maralcım.Gerizekalı arkadaşım İstanbuldan Vegas'a  15 saat 16 dakika sürdü.Bir daha uyuma sen lütfen hadi kalk.'' 

Kolumdan tutup kalkmam için destek olurken Elimi sırtına yerleştirip uçaktan uzanan merdivenleri indik.

Daha yeni yeni kendime gelmeye başlarken sıcak hava hiç ummadığım bir şekilde hafif bir rüzgarla saçlarımı havalandırmaya yetti. 

Yol kenarında ard arda durmuş siyah cadillac makam araçları  gibi önümüzde beklerken Baran ve Bora bir başka adamla ingilizce olarak konuşuyorlardı. 

''Ne kadar da basık ve kalabalık bir şehir..'' benden ayrılıp etrafına bakındı Sude.Hak vererek başımı salladım.''New York'u asla geçemez.'' 

''Özellikle de gökdelenleri..''  

Gülümsedim.Elimi bir an olsun arabaya bile koyamadım. Cadillac arkadaşlar boru değildi sonuçta. 

Karşımdaki yavruya bakmaya devam ederken ıslık çalmadan edemedim.
Ulan sen nesin be..

Ama Baran başkadır be..

Gözlerimi ona çevirdiğimde yine güldüm.Asıl yavru buydu işte.

Elleri ceplerinde, iri bedenine cuk diye oturan takım elbisesi,her zaman temiz tuttuğu siyah rugan ayakkabıları bileğinde her zaman bilekliği gibi taşıdığı tesbihi onu ummadık bir karizmaya boğuyordu.

Ula ilah musun silah mu?

Konuşması bitince başını sallayıp bana doğru gelmeye yani bize doğru gelmeye başladı.

Sude,Baran yanıma gelene kadar yanağımı öpüp gidince başı boş kalmış gibi olmuştum.

Ama adamım bir süre sonra yanıma ulaşınca arabanın kapısını açıp "Atla bakayım arabaya Kadın. Gidiyoruz."

Ellerimi çırpıp bir kahkaha atarak içi bir hayli geniş olan arabaya bindim.
İçi öyle güzel, kokuyor ve ferahtı ki..

Oh be...

Sanırım artık mutlu olmam için  bir nedenim yoktu..

*************

Nabersiniz ya sjsjsj.
Bölüm erken mi geldi bana mı öyle geliyor.?
Sağım solum belli olmuyor bazen arkadaşlar lütfen dnejsj
.

satır içi yorumlarınızi eksik etmeyiniz lütfen..
Hoşçakalın efenim..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro