"Beyin"
***
3 hafta sonra
Kimine zordu sevgi,kimine kolay.Ben zoru seçmişim.Öyleymiş daha doğrusu.
Sürekli geçmişimden,duygularımdan,her ne olursa olsun ona olan aşkımı anlatmaktan bıkmıştım. Anlatamıyorum, bir bakışında,bir gülüşünde kendimi bulurken ona istediğim şeyleri yansıtamıyorum.
3 hafta içinde çok şey değişmişti.
Kış ayının iyice soğuk ayazı İstanbul şehrine hakimiyet kurmuş,kapalı ve içi boğuk hava kara bir bulut gibi çökmüştü belalı şehrimin üzerine.
Baran'nın zoruyla boynuma doladığı atkımın içerisine burnumu sokarken ona içimden minnet dolu teşekkürlerimi yağdırıyordum.
Dışarıda öylece büyük kamyonete taşınan eşyalarımıza bakarken kendimi ağlamamak için zor tuttuğum doğruydu. Zorla evlendirildiğim günden beri alıştığım bu evden daha doğrusu sarhoş kafayla gözlerimi açtığım an aynı yatakta yattığım Baran,evi taşıyordu.
''Maral hanım, bu kutuları da alıyoruz dimi?'' görevli adamlardan birisi bana yaklaşırken,gözlerimi elindekilere dikmiştim.''Evet.Lütfen dikkat edin kırılacak var onun içinde.'' talimatıma uyan adam zorla taşıdığı koliyi dikkatle kamyonete kaldırırken belimi sarmalayan kolların sahibine baktım.
''Emin ol yeni evimizden daha memnun kalacaksın.''
''Bilmiyorum Baran. '' dedim sıkıntı içinde kollarından ayrılarak. ''Yani neredeyse sırf Egemen için buradan taşındığımızı sanacağım.''
En azından burada belli bir düzenimiz varken,nereden çıkmıştı bu taşınma işi anlamıyordum. Belki de doğruydu. Sırf Egemen için buradan gidiyorduk.
''Maral, ben artık şirket işleriyle uğraşmayacağım. Sırf senin için ailemi karşıma aldım.Bunu biliyorsun değil mi?''
Ah,evet.O akşam babasının doğum günü için evlerine gittiğimizde sanki oraya tamamen kavga etmek için gitmiş gibiydik. Rezil bir akşam olduğu,ve kesinlikle manşetlere konu olacak bir kavga türü olmuştu bu. Baran'nın çoğu kez sinirli ve dehşet verici hallerine şahit olmuştum ama bu ailesine olan son tartışması olmuştu. Kendimi her ne kadar çökmüş,mutsuz,beş para etmez birisi gibi hissetsem de yanım yine Baran'ın yanı.
2 gün öncesi..
Genç adam yanında oturan eşini hala daha ilk günkü gibi güzelliğini hayranlıkla izlerken suratının kireç gibi donuk olmasına anlam veremedi.Onu hep üzdüğü için kendisinden bu denli nefret edemezdi.
Elindeki bardakta kalan son yudum içkisini kafasına dikip ailesinin önünde bardağı sertçe önündeki sehpaya koyarken dirseklerini dizlerinin üzerine dayadı.''Kararım kesin baba.Senin şirketine de parana da ihtiyacım yok.Daha doğrusu ihtiyacımız yok.'' dedi kısa bir an yanındaki güzeline bakarak.
''Baran,Saçmalama.''
''Saçmaladığım falan yok Baba.İstemiyorum,hiç bir şeyini.''
''Oğlum,o şirket senin. Benim oraya adımımı attığım var mı Allah aşkına.Bir tek sen yürütüyorsun zaten.Başka kim var?''
''Ben söyleyeceğimi söyledim.Gerisi size kalmış.'' Baran, son sözünü söylemiş daha fazla uzatmaya gerek kalmadan karısını alıp da gitme peşindeyken babasından dolayı bu biraz imkansız gibi gözükmüştü.
"ANLAŞMADAN HİÇ BİR YERE GİDEMEZSİN BARAN!"
"BAĞIRMA BANA! KARŞINDA ÇOCUK YOK EŞEK KADAR OĞLUN VAR SENİN!"
İkisi de ayağa kalkmış,aralarındaki tek engel sehpayken kolunda sıcak bir dokunuş,daha sonra karısının o kadife sesini duymuştu."Baran, lütfen sakin ol." ardından babasına dönüp "İzin verin de gidelim." Demişti.
Sırf sarışını için sakinliğini korumak istese de bunu başarması epey bir zaman alacak gibi gözüküyordu.O zaten başından beri adam gibi konuşup,anlaşma niyetindeyken babasının bir an da celallenmesi onu çoktan sinirlendirmişti.Altta kalamazdı.
Babası Nejat ellerini belinin yanlarına koymuş,seri nefes alıp verirken Baran da ondan farksızdı.
"Valla kızım,bana laf yetiştireceğine kocana bak sen.Çocuk oyuncağı mı bu? Hemen öyle şirketin işlerini yarı yolda bırakıp gitmek!? Kendine gel Baran! Öyle asıl işine devam ederek insanların canlarını kendine yük edinemezsin!"
Bu adam her ne kadar babası oluyorsa kelimelerine,daha fazla haddini aşmamaya dikkat etmeliydi.
"Birincisi.Karıma kızım diyecek kadar düşme.İkincisi,ben yıllardır insanların canlarını omuzlarıma yük edinmek için değil, tam tersine güvenirlik kazanmak için pilot oldum.Ayrıca hiç kimsenin haddine değil hangi işi yapacağım." Baran Maral'ın elini sıkıca tuttu bırakmamak üzere. Son defa daha "Her şey bitti." Derken sözlerine devam etti."Bundan sonra devam et.Özgürsün baba."
Maral,eşinin elinin sıkıca sarıp sarmalayan parmaklarını iki eliyle tutup peşinden çıkarken bir hayli huzursuzdu..
Ne olmuştu birden anlayamasa da az önce göz göre göre istifa ettiği açıktı.
Yolda arabanın uzak olduğu yere normal adımlarla ilerlerken Baran'ın kaşları hala daha çatıktı.Maral ağzını açmak istemiyor,tabiki en doğru kararı ona bırakmak istiyordu ama kendini gerçekten zor tutuyordu.
"Sevgilim.Bundan sonra ne olacak peki? Yani biraz düşünmeden mi karar verdin acaba?"
"Hiç bir şey olmayacak güzelim.Sen bana güven.Herkes çok oldu artık.1,2 güne kalmadan da gidiyoruz zaten."
"Ne? B-Baran sen iyi misin? Nedir bu ani kararlar?"
Aniden durdular yolun ortasında."Bundan sonra böyle Maral.Hep başkaları için yaşadım.Biraz da kendim ve senin için yaşamak istiyorum.Bak ileride bir çocuğumuz da olucak muhakkak.Güzel,sorunsuz bir yaşam.Hadi.."
Maral şaşırmıştı.Bir gece de nasıl bu kadar çabuk karar değiştirdiğini anlam verememişti gerçekten.Karışık duygular içerisindeydi ama belki de söylediklerinde haklıydı.
Ya da en doğrusu buydu.
******
"Oha.Ya ne gerek vardı bu kadar yüksekte olmaya.Resmen İstanbul ayaklarımızın altında gibi."
"Öyle zaten.." dedi arkamdan kollarını belime dolayarak."Bütün İstanbul'u ayaklarının altına serdim işte.Daha ne istiyorsun kızım?"
"Öküzleşme istersen?" bana yarattığı etkiden daha nasıl çıkabilirdim bilmiyorum.Ne güzel içimi ısıtan nefesi enseme vuruyor,sakalları tenime hoş bir gıdıklanma hissi verirken ona kendimi daha da bastırdım.
Başım geriye doğru omzuna yaslanmış, cezbedici öpücükleri tenime çarpıp duruyorken hoş bir kıkırtı çıkarttım dudaklarımdan.
"Ne o hoşuna gitti galiba?"
"Baran.." dedim küçük bir kahkaha atarak."Huylanıyorum ama bak yapma.Hem eşyalar duruyo daha yerleşicek bırak beni."
"Bırakmam..Asla.."
Parmaklarını belimden zorla da olsa çekerek ondan bir iki adım uzaklaşabilmişken kolunu yeniden beni yakalamak için uzatmasıyla koşturmaya başladım."Ya gelme dur ama.Yorgunum zaten.Hem eşyalar da var bak!"
Ev o kadar geniş ve ferahtı ki,evde bir adet merdiven olmamasına rağmen gerçekten temizliği zor gibi duruyordu.
Akıllı ev sistemine uygun son derece de moderin döşenmişken beni rahatsız eden tek şey fazla yüksekte olduğumuz.Onun dışında her şey normaldi yani.
Tabi Baran'ın beni yakalama çabaları hariç.
"Sen yorgun falan olamazsın.Sen Maral Bolatsın.Eşyalara gelince günler çuvala girmedi bebeğim.Şimdi şu heybetli, güçlü adamın kollarına gel de bende bi huzura kavuşayım yahu!"
Başımı kaşıyıp etrafta,kapının önündeki kutulara bakıp iç geçirdim.Gerçek söylüyorum, evlendiğiniz an her şey değişiyordu.Normalde vurdum duymaz, dağınık Maral bunları ellemezdi bile.Ama nedense bir evlilik geçirdiniz ve hayatınız bir anda değişti.
Vay be.Teşekkür mü etmeliyim yoksa üzülmeli mi bilmiyorum.
Ama şu an tek tercihim,Baran'a kavuşmak.Aramızda metreler bile yokken ona kavuşmak evet.
"Ya gel buraya eşek!" Kollarımı boynuna dolayıp alnını öptüğümde o güzel kahkahası doldurdu kulaklarımı.."Bebeğim bu huyuna bayılıyorum"
"Bu Maral'ı istemiyor muydun zaten?"
"Evet,tam da bunu istiyorum."
Yüz ve vücut hatları sertleşmiş kalçalarımı havalandırarak beline dolamamı sağlamışken,ıslak dudakları dudaklarıma kapandı.
Onu öyle özlemiştim ki,
Sanki,ciddi söylüyorum onunla sabaha kadar sevişebilecek kapasitedeydim.
Açıkçası şu Grace olayından sonra Baran'dan boşanmış gibi hissetmiştim.
Kucağında sertçe dudaklarımızı sömürmeye devam ederken hızlıca gömleğinin düğmelerini açıp ellerimi kavruk teninin üzerinde gezdirdim.
"Maral," dedi adımı zikrederek.Ellerimi saçlarında gezdirirken oflamış "Neyse sonra söylerim. Şu an sana yoğunlaştı beynim.Pardon." deyip vazgeçmişti.
Neyin kafasını yaşadığını anlamasam da üstelemeyip beni koltuğa narince yatırmasına izin verdim.Pantolonum iç çamaşırımla birlikte bacaklarımdan sıyrılıp çıkarken,kısık seste koyuverdiğim inlemelerim bacaklarımı iki yana iyice açmamla Baran'ın parmaklarını hissetmem çıkardığım sesleri daha da arttırdı.
O gece yarısında deli gibi birbirimizin olurken haftalardır -bana aylar gibi gelen- kokusunu vücuduma hapsederek ona sıkıca sarıldım.
Uçurumdan aşağı kendimi bıraktığım an, büyük bir patlamayla Baran'ın sırtına tırnaklarımı çoktan saplamıştım.
Allah'ım,bu mükemmel bir histi..
Sonuna kadar ona ait olduğumu bilmek..
Vücudum orgazm ile titrerken kendini geri çekmeden kendisini üzerime salmış başını da boynuma gömmüştü.
Kollarım sırtında zar zor kavuşuyorken gözlerimi sıkıca kapattım.
*****
Üşümekten kabaran tüylerim uyku sersemiyle üzerimdeki örtüyü biraz daha tepeme çekerken başımdaki gölgenin farkına vararak gözlerimi yavaşça araladım.
O an da tepemde dikilen Baran'ı gördüğümde sarhoş bir gülümsemeyle "Günaydın" dedim.Altında yine siyah kumaş pantolonu yeni yıkandığını anladığım güzel kokusu burnuma kadar ulaşırken o güzel vücudunun üzerine beyaz gömleğini giyip üzerime doğru eğilip dudaklarıma sakin bir öpücük bıraktı.
Beni öpüp sabahın en güzel kadınlarından birisi yaparken doğrulup gömleğinin düğmelerini ilikledi..
"Benim küçük bir işim var.Sen de güzelce yıkan,giyin. Seni evden alacağım."
"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum hemen kalkarak.Üstümdeki yorganla üzerimi biraz daha kapatırken, gülerek baş ucuma oturup elini saçlarıma götürdü.
"Sakin ol güzelim.Bora aradı.Sudeyle bize anlatacakları varmış bilmiyorum.Sen şimdi dediğimi yap. Çıplaksın üşütürsün sonra.Hadi ben çıktım."
Ensemdeki eli baskı uygulayarak alnımı dudaklarına bastırdığında ayağa kalktığı gibi ceketini alarak çıktı.
Şimdi bize ne söyleyeceklerini hepten merak ederken elim bir an Sudeyi aramak için telefona ulaşsa da vazgeçip duş almak için banyoya girdim.
Baran'ın dedikleri önceliğimdi tabiki.Adam resmen hem annem hem babam gibi.Bu zamana kadar hiç bir eksikliğimi hissettirmemişti..
Daha dün yeni yerleştirdiğim kıyafetlerime şöyle bir göz atınca içinden dar normal bir kot, üzerine oldukça bol siyah bir kazak çıkarıp üzerime geçirdim.Siyah bilekten botlarımla birlikte koluma da ince bir saat takarken kuruttuğum saçlarımı gevşek bir topuz yaparak dağıttığım ortalığı toparladım.
Şu an içimdeki o merak öyle büyüktü ki,ne iştahım vardı ne de iş yapacak halim.
Zaten yeni taşındığımız için dolapta doğru dürüst bir şey yoktu.
Epeyden beri alışveriş de yapmamıştık.
Baran 2 veya 3 saat içerisinde beni anca ararken bir hayli sıkılmıştım.Montumu ve çantamı aldığım gibi asansöre binerek aşağıya indim.
Şu aralar her şeyin yabancısı gibiydim.
Kendimi Baran'ın Range Rover'ına atarken nefes nefese "Geldim" dedim.Gülümseyip arabayı hareket ettirirken "Sudeyi arayıp ağzından laf alabildin mi?" Diye sordum.
Tabiki de dediğini yapmıştım (!)
"Hayır.Aramadım,zaten muhtemelen söylemezdi.Ben bilirim onu."
Gözlerini kısa bir an bana dikerek "galiba.." deyip duraksadı.Sonra,benim kulaklarıma inanamayacağım o sözleri söyledi.
"Galiba hayırlı bir iş için.."
Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum...
Ve artık yavaştan Finale doğru gidiyoruz :))
Görüşmek üzere :*))
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro