Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Ben seni yaşatıyorum"


***********

"Ya Sude! Bırakır mısın kolumu! Almak istemiyorum diyorum!"

Kolumu malca çekiştirmeye devam edince insanların garip bakışlarına maaruz kalıyorduk.Ya hamilelik de neyin nesiydi! Test mest yaptırmayacaktım ben!

"Ya kızım gelmişken girelim hadi şu eczaneye lütfen!" diye diretirken ofladım."Bak sen benim inadımı bilmiyorsun Sude! Hem bak geç oldu  eve gitmem gerek benim.Baran bekliyor."

Kolumu ondan sonunda kurtardığımda,çekiştirdiği yeri elimle okşayıp huysuzca mırıltılar çıkarmaya başladım."O zaman doktora gideceksin canım! Bu böyle olmaz."

E haklıydı tabi.Evden çıkmadan önce zaten aklıma not etmiştim düşüncesini..

Derin bir nefes alıp verdikten sonra ellerimle saçlarımı geriye atarak "Ben gidiyorum!" dedim tripli bir şekilde.

Ona arkamı dönmüş tam iki adım atmıştım ki arkamdan "Dur gitme!" diye bağırdı.

Olduğum yerde durup başımı geriye attım.Ona omuzlarım düşük bir şekilde döndüğümde ''Ne var!'' diye bağırdım. 

''Seni seviyorum!'' diyerek el salladığında gülümsemiştim. ''Bende seni seviyorum..'' 

Onunla olmak,onunla hiç bir şeyimi saklamadan doya doya sohbet etmek bana bir nevi ilaç gibiydi. 

Ellerimi kabanımın cebine sokarak ona yeniden arkamı döndüm  ve ilerlemeye başladım.Güçlü esen Rüzgar,keskin griye çevirmiş bulutları resmen üzerimize örtmüş birazdan yağmur yağacağının haberini veriyordu resmen.Kolumdaki saate bakıp çok  geç kalmış mıyım diye bakarken saatimin üzerindeki akrep ve yelkovanı,sayılarda dahil iki tane görmeye başlamıştım. 

Ağzımdan gergince bir nefes bırakıp kaşlarımı çatarak dayanacak yer aradım.

Sonunda bir kaç kere daha yarım yamalak yürüdükten sonra karnımı tutarak sokak lambasının direğine tutundum. Soluk  alıp verirken gözlerimi sıkıca kapatıp açtım ve kendime gelir gelmez devam ettim yürümeye.Sanırım yolun kenarından bir taksi çevirmem gerekecekti.

***

Eve geldiğimde yorgundum.Baran'ın evde olduğunu hisseden bedenim ister istemez heyecanla kasıldı. 

Anahtarı kapının yanındaki büyük ayakkabılağa bıraktım ve  üzerimdeki atkı ve kabanı asıp sersemce içeriye girdim. 

Koltuğa boylu boyunca uzanan Baran,gözlerini televizyondan ayırır ayırmaz ayağa kalktı ve ''Güzelim hoş geldin'' diyerek kollarını sarılmam için açtı.Telefonumu masaya bırakıp bacaklarımı açarak kucağına oturdum ve kollarımı boynuna doladım. 

Beni sıkıca bedenine bastırırken arkasına yaslanıp saçlarımın arasını öptü.

Kısa bir an ayrı olsakta onu öyle özlemiştim ki,sanki bana yıllar geçmiş gibi geldi.Çünkü ondan başka kimsem olmadığı için böyle hissetmiş olmalıydım.Benim düzgün bir ailem başından beridir yokmuş zaten dimi..

''Aklım hep sendeydi.Aradım bir kez ama telefonun kapalıydı galiba.'' 

''Şarjı bitmiş olabilir'' dedim.Kafamı boynuna sokup öptükten sonra gözlerimi kapatıp erkeksi kokusunu solumaya başladım. 

Öyle güzel kokuyordu ki,

Ölüpte cennete düşmüşüm gibi. 

İçime hapsolan siyah  kelebeklerim renk açarak sevinçle bütün organlarımı turlamış gibi..

''Senin için öyle endişeleniyorum ki,yine sahip çıkamadım diye ellerimden kayıp düşecekmişsin gibi hissediyorum her yokluğunda. Lütfen bana bunu hissettirme olur mu?'' 

Öyle bir darbe almıştık ki,birbirimize olan korkumuz artmış,en  ufak bir şeyde endişelenir olmuştuk.''Merak etme..'' burnumu boynuna sürtüp çektim.''Artık daha dikkatli olacağım.''

ellerini bluzumun içine soktuğunda,sıcak ellerini tenimde hissetmemle ellerimi kollarına koydum. Dokunuşları öyle yumuşak öyle kırmak istemezcesine okşuyordu ki,kendimden geçmiştim.

Başımı boynundan gülerek kaldırınca dudaklarına doğru uzanıp öpmeye başladım.Bana anında karşılık vermesiyle bluzumu çoktan üzerimden sıyırıp atmıştı. 

Kalbimin hızlandığı sıralarda kalçasını hafif kaldırmasıyla erkekliğini kadınlığıma bastırdığı an alt dudağını emerken beklentiyle ısırmıştım aniden.Ellerini kaburgalarıma koyup dudaklarını benden ayırdı ve göbeğime yönelmesiyle dizlerimin üstünden kalkarak daha rahat öpmesini sağladım.

Bir kaç kere öptü ancak durmasıyla kapadığım gözlerimi açıp ona baktım.Ah o göbeğimdeki ize bakıyordu..''Maral bu ne?'' 

''Bende bilmiyorum..''

Bir kaç kere o koyu izle oyalandı.Dokundu parmağını sürttü, hatta kokladı. 

Güldüm ve bu tatlı ve saçma haline bir kez daha hayranlıkla baktım. 

Beni koltuğa yatırmasıyla aniden bir kahkaha atarken pantolonumun düğmesini ve fermuarını açtıktan sonra hızlı bir şekilde  paçalarından tutarak bacaklarımdan çıkardı.Beyaz iç çamaşırlarımla kaldığım da vücuduma son derece de yoğunlaşmış gözlerle bakıp bir kez daha karnımda oluşan o ize doğru eğildi.Adeta beni deli etmek istercesine nefesini tam oraya temas ettirerek ''Yarın doktora gidelim.. ''  diye konuştu. 

Konuşmaz olaydı. 

Soluklarım hızlandı.

Göğsüm hızla inip kalkarken sonunda dayanamayıp ayağa kalktım  ve  dudaklarını şehvetle öpmeye başladım. 

Pantolonunun kemerinden tutup kendime iyice çekerken yanaklarımı elleriyle yok denebilecek türde sıkıca sardı. Üstünde zaten bir şey olmadığı için ellerimi kaslarının üzerine koyup dilimi ağzının içine daldırdım. 

Kendimi her şeyden öyle soyutlanmış gibi hissediyorum ki,hareketlerim kendimden bağımsız ilerliyordu. Bir anda nasıl yeniden bu hale geldiysek o olmuştu.Bütün kan yanaklarıma toplanmış,böbrek üstü bezlerim adrenalin salgılamaya başlamıştı. 

Öpüşmemiz daha da ileriye giderken iç çamaşırımı altımdan çıkarır çıkarmaz parmaklarını şefkatlice  içime soktu. Aldığım hazla boynumu geriye atıp güçlü bir şekilde inledim ve tırnaklarımı omzuna geçirdim. 

''Karşı koyamamak dedikleri bu olsa gerek..'' dedi son derece de yoğun ve kalın bir sesle. Gözlerine delici bir bakış attıktan sonra histerik bir şekilde güldüm.''Eee ne demiş Wicker Park? aşk çılgınca şeyler yaptırır.Delice şeyler.Yapacağını hiç aklına getiremeyeceğin şeyler.Yapıverirsin,elinde değildir.'' dayanamayıp bir çığlık attım cümlemin  sonuna.Parmakları daha da hareketlenince ''İyi ki İngiliz edebiyatı okuyorsun be güzelim.'' dedi.

Ah sesi o kadar büyüleyiciydi ki, dudaklarından çıkan ses tonuna bakardı bi orgazm olmam.. 

Bu adam başkaydı.Bambaşka.. 

''Seni seviyorum..'' dedim kulağına yaklaşarak..''Sana resmen susuyorum..'' dedi o da. 

Uçurumdan atladığım an güçlü bir çığlık atıp Baran'nın bedenine sarıldım.Ayaklarım beni artık taşımıyor,bedenim titriyordu..

Daracık koltukta iki kişi yatmış yine boynunda hayat bulmuşçasına gözlerimi kapamıştım. 

Yorgunluktan kısa bir süreliğine uykuya dalsam da  koltukta Baran'ı görmediğim an ayaklanmıştım. Beni bıraktığı gibiydim. 

Yerde duran bluzumu üstüme geçirdiğimde, yavaşça ayağa kalkmamla mutfağa yöneldim. 

Mis gibi kokular geliyordu..

"Ulan sen ne yalancı adamsın be! Hani bi yumurta bile çakamazdın sen!?"

Üstünde bir de mutfak önlüğü vardı.Ulan çıplakken üstüne geçirilir mi o? Bari bi bluz giyseydi..Temelli beni bu manzara kalpten götürecekti.

Baş parmağını yalayıp "İnsan sevdiği uğruna her şey yapabiliyormuş demek.." dediğinde arkasına geçerek sarıldım."Et sote mi o?" dediğimde omzuna çenemi dayayarak yaptığı şeye baktım.Gerçekten harika görünüyordu.

"Yanına pilav da yapayım diyecektim ama yaktım."

"Yakarsın tabi. O kadar ileri gitme.Yapabildiklerini yap" dedim alayla.Ondan ayrılıp lavaboya attığı tencereye baktım.Harbiden dibi tutana kadar yakmıştı.

"Senin ağzın durmak bilmeden konuşuyor habire bakıyorum?"

"Ee ne olmuş yani?"

"Gelirsem öperim ama bak o ağzını da çeneni de.Sus!".

Haklıydı.O burada benim için bir şeyler yapmaya çabalıyorken ben laklak ediyorum hala.

"İyi be tamam!" çemkirdim huyuzca ve mutfaktan çıkarak yukarıya yöneldim.Böyle duramazdım.Elimi yüzümü yıkamalı üstüme daha uygun bir şeyler geçirmeliydim.

Altıma  uzun siyah bir eşofman,üstüme de herhangi bir bluz geçirip saçlarımı tepeye topladım.

Mutfağa yeniden indiğimde Baran sofrayı çoktan hazırlamış durumdaydı.

Şu son günlerdir beni şaşırtacak şeyler yapıyordu hayret.

"Gel sarıkafa gel! Kendi ellerimle yedireceğim sana.."

"Bak ama fesatlaşıyorum yapma bunu!"

"Sus gız otur!"

Emir vermesiyle gülerek orta tezgaha oturdum.Benden daha güzel yemek yaptığı bile kesindi.

Allahım şu görüntüye bak..

"Yüce sezar aşkına! Bunca yıldır aşçıyım ben böyle leziz bir et  sote görmedim!"  dedim ağzımdakini çiğnerken.

Çok güzel profesyonel bir aşçıydım ya ben...

"Şaka bi yana ellerine sağlık"

"Afiyet olsun.." deyince ağzımdakileri yutup bir yudum su aldım ağzıma.

"Benim şu..Okul işini düşünsek diyorum.Malum çoktan açıldı ve ben gidemiyorum.."

Bunu şimdi bile dile getirmem yanlıştı aslında.Bu erken düşünülecek bir konuydu ama şu son gündür olaylar üst üste gelmişti.

Artık derin bir nefes almalı ve derslerime odaklanmalıydım.

Boğazını tazeledi ve gözlerini devirip "Ne gerek var okumana? Ben seni yaşatıyorum ya işte.Meslek sahibi olsan ne olur olmasan ne olur?"

"Baran hayır.Okumak istiyorum bu senem son zaten.Geç bile kaldım."

Gergince arkasına yaslandı.Gitmek istiyorum ne vardı bunda? Yarım bıraktığım bi işi tamamlamam lazımdı en azından.Benimde bir nevi oyalanacağım,yapacağım  bir işim olmalıydı.

''Ben her işten çıktığımda eve gelip seni görmek istediğimde ne yapacağız peki?''

''E gari sende.Yeri geldiğinde gece 11'e kadar okulda kalıp çalışacağım.Bu zamana kadar keyfin iyidi tabi.'' 

Çatalımı tabağımın kenarına bırakıp bıkkınca ofladım.Bu benim için de zor olacaktı ama mecburdum.İstemeyerek de olsa zoraki başını salladı.''Tamam git.'' 

İster istemez sevinmiş dişlerimi göstererek gülümsemiştim.Yine de yüzünden anlayabiliyordum istemeyen ifadesini ama  en azından elimde bir mesleğim ve bir maaşım olmalıydı. Günlerdir evde tek başıma oturacağıma bir şeyler öğrenirdim daha iyiydi. 

''İzin verdiğin için teşekkür ederim.Anlayışla karşılayacağını biliyordum..'' dedim yanağımı avucuma gömerek. ''Mutluluğun her şeyden önemli.Güzel şeyler atlatmadın belki kafanı dağıtmış olursun..'' dedi o da pozitif düşünerek. Bunun yüzünden kavga edeceğiz diye çok korkmuştum.

Yemekten sonra salona geçerek korku filmlerinden birini izlemiştik. Ben tabi kedi gibi Baran'nın koynuna yerleşmiş,sanki her an o korkunçlu karı çıkacakmış gibi hissediyordum. Ama film ne yazık ki yabancıydı ve 2017 yapımıydı.Adı The Snare mı neymiş.,

Bu zamana kadar izlediğim en korkunç yabancı film '28 gün sonra' adlı korku filmiydi. 

 Kendime her ne kadar psikolojimi bozacak filmler izlememek için söz versem de dayanamamıştım.Bazları ise çabuk etkilenebiliyordu. 

Uykum çoktan gelmiş film bitmek üzereyken ışıkların sönük olmasıyla iyice mayışarak Başım Baran'nın omzuna düştü. Birden ortamda derin bir sessizlik oluştuğunda tek gözümü açtım.

Televizyonu kapatmıştı. Ve ışık sönük olduğundan odayı bir tek televizyonunun ışı aydınlattığı için artık o da yoktu. 

İnanın ki yerimden kıpırdayacak halim yoktu.  Üzerimde hissettiğim başka bir ağırlık vardı..İkinci bir ağırlık. 

Baran yavaşça kucağına alınca bedenimi kollarımı kaldırarak boynuna doladım.Ayağa kalktığı an gözlerimi açıp salondan çıkışımızı izledim. Merdivenleri bile ağır ağır çıkmasıyla yatak odasına geldik ve beni yavaşça yatağın üzerine bırakıp üstümü örttü. Kendisi banyoya girdi ve bir süre gelmedi.Yanıma yattığında nefesinden anladım dişlerini fırçaladığını.. 

Gözlerimi açtım ve dudaklarımdaki hafif gülümsemeyle koluna yattım.Bana sıkıca sarıldığı anda huzuruma kavuşup ''Seni seviyorum..'' diye mırıldandım. 

Onu seviyorum..

Tüm kalbimle..Tüm yüreğimle.. 

''Biliyor musun sevgilim? Bana ne kadar seviyorsun deseler 'NAR' kadar derim.. Dışımdan bir ben görünürüm İçimden binlerce sen dökülürsün..'' 

Bu lafına karşın ona daha sıkı sarıldım. Dudaklarından öyle güzel cümleler dökülüyordu ki,her geçen saniye her dakika ona daha fazla aşık olduğumu hissediyorum.

İlk baş ondan nefret ederdim şimdi deli gibi etrafındaydım..

Resmen zoraki olarak evlendiğim adama aylar sonra bağlanmış aşık olmuştum.

Ama iyi ki vardı ve hayatımdaydı..

************

Biliyorsunuz ki okullar açıldı ve bu sene derslerim bir hayli yoğun. En azından dönem bitene kadar kısa ama çabuk yayınlanan bölümler gelecek.Onca mesaj atanlar ve okuyanlar için,sırf onlar sayesinde beni yıldırmayı başarabildiler jsjs...

Önemli bir konu daha söylemek istiyorum.Diğer bölüm ve ondan önceki bölümlerde hep whatsapp grubu var mı var sa beni de alır mısın gibisinden yorumlar aldım.

Böyle bir şeyi gerçekten istiyorsanız ve bana güveniyorsanız özelden atabilirsiniz numaralarınızı.Fazla yoğun bir istek var çünkü :DD Bakarsınız Maral ve Baran'nın hallerine hönkürürüz olur biter asjshk.

Cevap bekliyor olacağım..

Hoşçakalın sizleri seviyorum.. 

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro