"9 ay 10 gün"
Baran, yatmadan önce dediği gibi kâbus görmüştü.Uyandığımda baş ucumdaki abajuru yakıp hemen doğruldum yattığım yerden ve onun tarafında duran suyuna uzanarak eline verdim.
Kan ter içinde suyu tek dikişte bitirince şükür edip alnındaki teri sildi.Neler olduğunu anlamamıştım.Bundan önceki günlerde bile kâbus gördüğünü söylemişti ama hepsine uyanmamış hissetmemiştim bile.
Uykulu ve kısık gözlerimi ellerimle ovuşturup hayvanca bir esnemeden sonra elimi güven vermek istercesine Baran'nın sırtına koydum.
"İyi misin?"
Başını sallayınca üzerindeki sporcu atletini elimle yokladım.Resmen sırılsıklam terlemişti.
Üzerimdeki yorganı itip bacaklarımın üstüne oturdum ve bluzunun eteklerini kavrayıp üzerinden çıkarttım."Sucuk gibi terlemişsin canım.Ne gördün bu kadar.Sırtın daha fazla soğumadan bluz getireyim dur" yataktan tam kalkacaktım ki bileğimi tutup beni kendine çevirir çevirmez sıkıca sarılması bir olmuştu.
Kollarımı sırtına dolayarak karşılık verirken suratım asıktı.Neden böyle durgundu? Bir şeylerin olduğu kesindi ama anlatmıyordu işte.Hali yerinde olmayınca içimde henüz patlamaya hazır olan bir alev topu varmış gibi hissediyorum ve bu benim açımdan hiç hoş karşılanmayan bi durumdu.Ben artık sıkılmaktan,üzülmekten,gergin durmaktan sıkılmıştım.Bu Baran içinde geçerliydi.
Üstünü değiştirdikten sonra yatağa geri yattık ve bu sefer burun buruna,dip dipe,ben ona o bana baktı her seferinde.Gözünü kırpmadan gözlerimin içine iyice baktı.
Elimi kaldırıp Baran'nın yanağına koydum.Yavaşça yanağını okşadım ve gülümsedim."Hadi anlat bana.Neler olduğunu.Ben senin karın değil miyim? güvenmiyor musun bana? eğer yardım edebileceğim bir şey varsa yardım da ederim.Ama yeter ki söyle.Seni böyle görmeye dayanamıyorum.'' ciğerlerime kadar ulaşan sızıyla yüzündeki ifadeye dayanamayıp ona sıkıca sarıldım.Kafasını göğsüme yatırırken saçlarının arasına bir buse kondurdum.
''Şirketi eskisi gibi toparlayamıyorum. İçimde yarattığım sıkıntıdan dolayı sırf adımız çıkacak diye korkuyorum.Babamın zaten uğraştığı yok.Nasıl olsa tek umudu benmişim gibi..'' derin bir geçirdi ve göğüslerime kadar uzanan sarı saçlarımı alıp oynamaya başladı elinde. Onun için iş hayatı zor olsa gerekti. Bunda pek fazla sıkıntı yapılacak bir şey yok demek isterdim ama Baran son derece de zeki ve işine odaklanan birisiydi.Kendim yaşamadan bilmeden yorum yapamazdım.Tek görevim ona destek çıkmaktı.
''Geçen bir inşaat şirketiyle anlaştık ama boş çıktı o da.Onca verdiğimiz paralar gitti.Resmen dolandırıldık gibi bir şey oldu e haliyle de şirket büyük zarara uğradı.Banka borçları arttı onların teker teker ödenmesi gerek.Günlerdir bunlar dönüp duruyor kafamda.Bir de sen hamilesin,sana bir şey olacak endişesi..hayat sanıldığı kadar kolay değilmiş be Maral.Seninle evlendikten sonra bunu anladım.'' sesi artık tükenircesine çıkarken içim acıdı birden.Bizi merak etmese olmaz mıydı sanki. Ne derdim onu yatıştırabilmek için..Cümlelerim dilimin ucunda ama çıkmıyordu sanki.
Tüm bu olanları bana yansıtmadan yine de dik durduğu için ona yine defalarca aşık oldum.
''Ne derim ki şimdi. Sen bu evin direğisin asıl.Düşünme bizi bak ben iyiyim doğacak bebeğimiz de. Sen sadece işine odaklan.Bak okula gitmem.Hamileyim zaten.Her işten geldiğinde seni karşılarım yemek hazırlarım, yine birlikte küvette vakit geçirip film izleriz.Hani birbirimizin her santimini temizlediğimiz bedenlerimiz var ya.. Her akşam yine birleşir.Seni rahatlatmak,kendini daha iyi hissetmen için elimden geleni yaparım. ''
''Seni bana iyi ki vermişler be kadın..İyi ki varsın.'' dedi beni iyice sinesine çekerken. Eksikliğini hissettiğim her duygu; onun güçlü kolları arasında,huzur kokan teninde,yuvamda hissettiren göğsünde saklıydı.Hep ona ait hissettiğim,içindeyken özlemini duyduğum baba ocağından farkı yoktu.
''Sizde bayım.Sizde iyi ki varsınız..''
Ağırlaşan gözlerim uykumun yeniden habercisi olunca yüzümü buruşturdum.Gözlerimi kapatmak istemiyordum.Çünkü şu anım en güzel rüyadan bile güzeldi..
Sabah Baran'ı işe postalayınca Elifle Sude geldi ziyarete.Sudeyi geçtim de Elif'i ne zamandan beri görmemiştim.Bu yüzden onun gelmesine sevinmiş öpüşüp koklaşmıştık her zaman olduğu gibi.
Kollarımı sıkıca sırtına dolamamla acıyla inleyince refleks olarak korkarak ondan geri çekildim.
Hem midemin bulanması hem de korkmam acayip derecede başımı döndürmüştü.
"Ne oldu!?" dedim hayretle.Buruşan yüzü korkumu ikiye katlandırırken onu aldığım gibi koltuğa oturttum.
Ve kolundan tuttuğum için bir kez daha bağırdı ve dayanamayıp "Ne var be sende! Dokunmaya gelmiyor!" diye çemkirdim bi yandan.
Alınmasından korkuyordum.Şu zamandan beridir internetten araştırmalarıma göre fazla agresif veya duygusal dönemler oluyormuş hamilelik sırasında.
Sude karşımıza oturup bacak bacak üstüne attı ve tırnaklarıyla oyalanırken "Bu gün bende ona sarılırken aynı şey oldu." diye araya girdi.
Elif'e yeniden baktım.Önüne bakıyordu.Sırtında veya kol bölgelerinde ne olabilirdi ki bu kadar?
Merak edip bluzunun eteklerini tuttum.Üstünden çıkaracaktım ama izin vermeyince direttim. Sude de araya girince üstündeki uzun kollu t-shirt'ünü çıkarttık.
Ben dehşet'e düşmüş bir şekilde kollarında ve sırtındaki morluklara bakmaya başlayınca,Sudenin de benden farkının olmadığını görüp açılmış olan ağzımı kapattım.
Sude benim yerime hayretle "Kızım bu ne! Kim yaptı sana bunu!" diye benim içimden geçenleri okumuş gibi sorarken elimi kaldırmaya korktum.
Sırtını öyle görür görmez kendimde olmuş gibi hissetmiştim.Benim de acıdı benim de ağrıdı sanki.
Oturduğum yerde iyice dikleştim ve Elif'in cevap vermesini bekledim.
Sude derin bir nefes alıp en sonunda söylemesi için bağırınca Elif ofladı ve elleriyle yüzünü kapatıp boğukça "Babam.." dedi.
Tahmin etmiştim.Babasından şiddet gördüğü doğruydu ama bu kadarı pesti artık.Hiç baba bir kızına böyle yapabilir miydi ya? Hangi hakla hangi cesaretle? Madem hep kötü davranıp ona acı çektireceksin niye bırakıyorsun o iğrenç döllerini!?
İçten içe sinirlenirken gözlerinden akan yaşları sildim.Nasıl kızlardık ki biz böyle? Birisi babasından şiddet görür Sudenin babası ölür annesi terk eder.Benim hiç ailem olmamış zaten.Gerçek babam kendisini vurmuş.Birimizin hayatı bile normal değildi ki şu sikik hayatta!
Bu kadar da olmazdı hani...
"Eh be Elif.Ne kalıyorsun o adamın yanında sen? Manyak mısın kızım ben sana kaç kere diyeceğim bak ben evde yalnızım bana yoldaş ol benimle kal diye.."
"Burada da kalabilirsin.." diye sözünü kestim Sudenin."Yani Baran bir şey demez eminim.Ama sen yeterki o adamın yanında kalma.Yoksa daha fazla canın acıycak.Hem ruhen hem bedenen güzelim.." kızıl rengindeki saçlarını okşayınca sulu gözlerini bana sonra Sudeye çevirip "Teşekkür ederim." dedi ve ardından burnunu çekti.
''İtiraz istemiyorum.'' diye işaret parmağını salladı yine Sude.''Topluyorsun pılını pırtını bana geliyorsun.''
Sude her ne kadar aptal,geri zekalı,dengesiz bir kız olsa benim gibi direten ve inatçı bir kız olduğunu Elif için göstermesi hoşuma gitmişti.
Asıl sorun sırtındaki morluklardı tabi. Kendisi yazarımız olduğu için yarın çok büyük bir baloya katılacak ki elbisesinin sırt dekoltesi vardı. Evde sürekli onu düşündük.Sırtına ilk öncelikle merhem sürdük.Bir baba ne kadar da aciz olabiliyorsa içip içip eve gelip de kızını dövmesi kadar ahlak dışı bir şey yoktu.
Ki yılların makyajcısı olduğum için aklıma harika bir fikir gelmişti sonunda.Yarın gece ona sıkı sıkı terlememesini tembih edip sırt bölgesine pudra veya bir kaç kapatıcı yöntem uygulayacağımı söyledim. Sevindi ve bana sıkıca sarıldı.Bir yandan zor da olsa,Sude'de kalmayı kabul etti.Kendi çapımızda işleri yerine koyarken bile onu mutlu etmeyi başarabilmiştik.
Daha sonra midemin kalkmasıyla yeniden banyoyu bulmuştu ayaklarım.Ama bu sefer lavaboya değil klozetin kapağını açıp öyle kusmuştum. Ki zaten sabahleyin sadece biraz krep ve muzlu süt içtiğimden pek de fazla bir şey çıktığını söyleyemeyecektim.
Kusma esnası bitince kendimi öyle yorgun öyle harap hissediyordum ki,sanki üzerime yeniden çuvallar dolusu ağırlık konmuştu. Kendimi fazlasıyla ağır hissediyordum.
Kendimi toparlayıp aşağıya indiğimde bir hayli çökmüş bir şekilde kendimi koltuğa attım.
Şu an elimden sabretmekten başka bir şey gelmiyordu.Çekecektim. Henüz daha yeni bir bebeğimin olduğunu öğrendim sayılır ve alışacaktım.Kendimi bunlarla doldurmam en azından beni iyi hissettirmemi sağlıyordu.
Sude ona hazırladığım kahvesinden bir yudum alıp fincanı sehpaya geri bırakınca ''ee Enişte nasıl tepki verdi bakalım?'' diye sordu nispetle karnıma bakıp.
Yukarıda hayvan gibi kustuğumu bilmiyormuş gibi davranıyordu malç.
''Sevindi adamcağız.Güzel bir sofra hazırladım ben ona.Güzelcene de giyindim.Zaten bacaklarıma fiziğime dayanamıyor hemen sarılıp koklaştık.'' saçlarımı omzumdan geriye doğru atıp yanaklarımı içeriye sokarak böbürlenerek güldüm. Tamam fazlasıyla ego yapmıştım ama buna değerdi. Doğruyu söylemiştim ama.
Suratımı eski haline döndürdüm hemen.
Ya hamileliğim sırasında kilo alıp ayı gibi olursam?!
Ya Baran beni sevmezse o zaman..
''Maral? ne oldu şimdi birden?'' ağlamaya başladım hemen.Benden nefret edecekti biliyordum.Ya güzelim çocuğum da şişman doğarsa!
Yandım anam!!!
Haykırarak ''KİLO ALACAĞIM!'' dedim.Sonrasında yere kendiliğimden diz çökmüş ellerimle yüzümü kapatarak ağlamaya başlamıştım.Kolay kolay her şeye ağlamazdım ama,neden bu başka gelmişti gözüme.
Düşünsenize şişmanım diye Baran'ın beni boşadığını..
Tamam saçma düşünüyorum ama hamileyim ben.İnsanın aklına her şey geliyor!
Sude oflayıp koltuktan kalktığında ellerimi yüzümden çekip boynumu kaldırarak ona baktım. Önümde diz çöktüğünde göz yaşlarımı silip elleriyle yanaklarımı avuçladı.''canım benim.Neden ağlıyorsun hemen.Ya hamile olan her kadın bir kaç kilo alacak tabi ama o kadar obez değil abartma.'' dediğinin hemen ardından ''Ya beni beğenmezse!'' diye çıkışınca gözlerini devirdi.
''Kusura bakma ama harbi malsın Maral. Ulan Baran senin gibi bir kız bulmuş beğenmeyecekte ne yapıcak be! umduğunu bulamamış gibi konuşma sende sinirimi bozma.Kalk kendine gel.Ağlayınca su aygırından daha şişman ve çirkin görünüyorsun.!''
''Su aygırların sütü pembedir bir kere!'' çocukça ona karşı çemkirince bir kahkaha atıp ''Evet çok tatlılar.Aynı senin gibi''dedi.
Onunla bir kaç kere daha atıştık ve göz yaşlarım dinmek bilmedi.Sanki yılların duygusallığını içimde biriktiriyormuşum gibi ağladım.Sanki ağladıkça rahatlamıştım.
Sude gittiğinde yatak odasında bir süre uyuya kalmışım.Uyandığımda ,daha doğrusu şişik göz kapaklarımı açtığımda siyah bir kumaşın üzerindeydi kafam. Hem yumuşaktı hem sert..Hemde güzel kokan bir kumaş..
başımı yavaşça kaldırdığım da beyaz bir gömleğe sıkıca sarılmış geniş bir gövde,sonrasında sakallar ve en sonda bir çift gözlerle karşılaştım.
Baran'nın geldiğine sevinince kocaman gülümseyip karnına sarıldım ve ''Hoşgeldin evimin direği!'' dedim.Meğersem geldiğinden beridir dizinde uyuyormuşum.Ama en son başım yastıktaydı ki beni bile uyandırmadan kafamı alıp dizine yatırabilmişti.Oysaki bir dokunuşta bile derin bir uykudan uyanabilecek olan ben..
''Geldiğim de başın yastıktan düşmüştü. Kıyamadım dizime yatırdım bende..''
Gülümseyip ''İyi yapmışsın.'' dedim. Eminim en rahat uyuduğum yer olmuştu..
Saatin kaç olduğunu sorduğumda, 7 buçuk olduğunu söyleyip bu gün yemeği dışarıda yeme teklifinde bulunmuştu.Öyle sevindim ki,oysaki bu gün dışarıya çıkmam için bir sebebim yoktu ve evde sude ve Elifle tıkılı kalmıştık. Üstelik kustum ve ağlayıp kendimi hırpalamam sonucu yatakta da uyuya kalmış, akşam için de yemek yapmamıştım.
Baranla yatakta bir kaç kere yiyiştikten sonra dudaklarına son defa daha uzun bir öpücük kondurup bıraktım. Kollarım hala daha boynunda sarılıyken saçlarımla oynamayıp ''Nasıldı bu gün? çok fazla rahatsızlanmadın iyisin dimi ?'' diye sordu.Bütün gün beni düşündüğünü varsayarak ''Sadece bir defa kustum. '' yüzü aniden asınca gülümsemem arttı. ''Oha Maral.Beni neden aramadın sen? ya kötü olduysan?''
''Sevgilim uzatma.Hem Sude falan vardı evde.''
Sağ olsun çok yardım etmişti kendileri (!)
Bir ara rahatlar gibi oldu ama yedirememişti sanırım. Dediği gibi kötü olmuştum ama abartılacak bir şey olmamıştı.
''Hey rahatla biraz.Ben Alışıyorum Baran.Gerçekten,ben ikimize de bakıyorum gözün arkada kalmasın.''
Gülen ve parıldayan gözlerinin içinde mutluluğu gördüm o an.Sevdim,daha çok sevdim..
Sabredecek,alışacak ve kaygı yapmayacaktım.
Merak etme anneceğim,seni 9 ay 10 gün karnımda taşımaya razıyım..Çünkü sende büyüyüp,baba gibi güçlü ve asil olacağından eminim..Çünkü artık öyle yetişeceksin..
********************
Ve bölüm de bende gelirim..
Öhm..İlk öncelikle hoşbuldum nsşöldjmç
valla diyecek bir şeyim yok ya kop kop yani bende her zamanki gibi dhjsadb karakterlerimin hallerine baktıkça anırıyorum falan..
Her neyse düşüncelerinizi satır içi yorumlarınızı ve en önemlisi de yıldızımıza basalım diyorum ;))
Sizleri seviyorum..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro