Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

"Gel Bi Öpem!"

(Yukarıdaki Baran Bolat)

iyi okumalar...

''İki saattir ne konuştuğunu sorsam fena olmaz herhalde ha?'' kolunun birini arkama atınca kızlardan yükselen bir kıkırdama sesine gözlerimi devirdim.''Babamla lafladık biraz.Hem sanane ya allah allah benim ne konuştuğumdan?'' suratını aniden astığında kendimi gülmemek için zor tuttum.Sonradan bacağına vurup "Şaka la şaka. Asma suratını." somurtunca çirkin oluyordu çünkü.

O sırada da içeriden gözüken annem bana seslenince Baran'nın yanından kalkmak zorunda kalmıştım.Bahçeden çıkıp eve girdiğimde annem koluma girmişti.

"Kuşlar bana bir şeyler fısıldadı Maral."

"Kuş mu hah anne kuşlar fısıldamaz ki.Daha doğrusu konuşmazlar yani öterler böyle-"

cümlem yarıda kesildiği anda annem kolumu çimdirmişti."Üf Maral.Yine yapıyorsun valla salaklığını.Bana bak sana bir şeyler göstereceğim gel." bunu demesi üzerine kaşlarımı havalandırdım."İyi aman.Göster hadi."

Birlikte benim odama çıktık. Ne özlemiştim be.Ağladığımda güldüğümde salyalarımı akıttığım yatağım her zaman ki gibi yerindeydi.Hele dolabım.Bu zamana kadar kaç kıyafetimi taşıdı yılmadan.Makyaj aynamı da unutmamak gerekir tabi.Beni bu zamana kadar hep güzel gösteren de oydu yani.

"Eee.." dedim yatağımın üzerine oturarak."Ne göstereceksin bana?"

Annemin suratında hınzır bir gülüş meydana geldi.Bunun üzerine başımı iki yana salladım 'ne' demek istercesine.Annem yavaşça dolabıma doğru ilerlediğinde bacaklarımı uzatıp sırtımı da yatağımın başlığına dayadım.Ve onu seyretmeye devam ettim.

Dolabımın kapaklarını açıp eline bir kaç tane askılıklarda duran siyah beyaz karışık geceliklerden çıkardı.O anda dudaklarım iki karış açıldı neredeyse.

Pardon ama manyak bu karı?

"Sen hayırdır anne? Kendine aldığını söyle bana bunları lütfen.Babana giycem de bunları lütfen."

Benim yalvaran bakışlarıma karşın tehlikeli bir gülüş yaptı.Ağlamaklı suratımı daha da büzerek "Anne...Bi de dantelli bunlar.Yahu ben sanki isteyerek evleniyorum bu adamla.İlk günden gerdek mi yapacağımızı sanıyosun ya valla pes!"

"Şşşt sus bakiyim.Ben biliyorum kuşlar haber verdi bana." o kuşlar babam olunca tabi."Bak şimdi ben bunları ayrı bi çantaya koyarım Baran fark etmeden saklarsın bunları" tek gözünü kapatıp iğrenç bir sürat ifadesine büründü.Elindeki geceliklere her ne kadar bakmak istemesem de baştan aşağı süzmüştüm.Ben bunları hadi diyelim giydim.O duygusuz herif olacak Baran döner arkasına uyur.Olan bu olur yani.

"Valla anne ne yaparsan yap yani.Ben gidiyorum.Yazık adam da aşağıda yalnız kaldı iki kızın içinde. Hem benim erken Yatmam lazım.Malum yarın düğün ve sığır gibi uyuyorum." der demez ayağa kalktım.Telaşlanmıştım yani annemin yatağımın altından bir çanta çıkarmasına.Fermuarını açtığı gibi içine tepti onları.Sonrasında ağzını yeniden kapatıp elime tutuşturdu."Olsun olsun.Yarın akşam giymezsen öbür gün giyersin bi hafta sonra giyersin.Sen yine de-"

"He anne he.Ben gidiyom artık.Hava da böyle bir soğudu tövbe yarappim adamın götü doncak aşağıda.Gidelim biz en iyisi."

Onun cevap vermesini beklemeden indim aşağıya ve bahçeye çıktım.Hava gerçekten soğumuştu.Baran ellerini güçlü bir şekilde çırptıktan sonra "Gidiyor muyuz?" diye sorunca başımı salladım "evet"

Sudeyi ve Elifi öpüp annemle de vedalaştıktan sonra arabaya yol aldık.

"O elindeki çanta ne?" al işte fark edicek tabi abi en doğal hakkı.Ben olsam bende sorardım yani basit."Iıımm şey ya bu.Önemli bi şey değil gibi.Pijama ya da böyle daha çok gece yatarken giyilen elbisenin biraz daha açık olanından da diyebiliriz gibimsi aslında.." şurda ne biçim soğuk terlerimi döküyorum bir bilseniz.Baran'nın surat ifadesi görülesi gibi değildi zaten o kesin de.Yani insan sıkılıyor böyle.Regl olduğumu ona söylemek istemezcesine sanki.Ay ne saçma konuşuyorum ya!

Yolda giderken bile yüzüne bakamayacak derece de kızardığımı hissettim.Hatta bi ara baktım bana gelen deli cesaretle.Ama ben pişkince gülmesini beklerken o dümdüz yola bakıyordu.Zaten her şey ona gelen mesajla başlamıştı. Kimin ne gönderdiğini bilmesem de şu an o kadar sinirli duruyordu ki,boynundan çıkan daha doğrusu kabaran bir kaç damarından anlamıştım.

Lanet çenemi tutamayarak ''Ne oldu? sinirli gibi gözüküyorsun.'' dedim.Bunu söylememle sinirle bakan gözleri beni buldu.Öyle öfke dolu bakıyordu ki az kalsın altıma yapmaktan korkuyordum.''Yo-yola bak şimdi kaza yapacağız.'' dedim ve direksiyonu tutmaya yöneldim.O da çok geçmeden önüne dönmüştü zaten.

Siteye girdiğimizde beni arkasında bırakarak apartmana doğru ilerlemişti.Yanına ulaşmak için koşturmaya başladım.Yanına sonunda nefes nefese vardığımda yavaşlaması için elini tuttum.Durup arkasına yani bana döndü.''Sana yetişemiyorum.Ne bu acele Baran.Ne bu sinir.Burnundan çıkan kırmızı dumanları görmeme az kaldı yalnız'' ofladı ve etrafına bakındı.Elimi bırakıp bana yine arkasına dönerek yavaş adımlarla banklara doğru ilerledi. Bende ardından tabi.

Oturduğu anda bende yanına oturdum.Parmaklarını saçlarının arasından geçirdi.Ve işte o an..Sadece parmakları olmak istedim.Tam elimi kaldırmıştım ki olayın farkına varıp indirdim ve bacağımın üzerine koydum.''Bak her ne olduysa bilmiyorum fakat bence sakin olmalısın.Yani sinirlenirsen hem kendini üzmüş olursun hemde...'' cümlemin devamını getiremeden önüme baktım.O da bir süre sonra ''Hem de ne?'' diye sorduğunda,derin bir nefes alıp ''hemde,beni.'' diye yanıtladım.Bir süre aralanan dudaklarıma takılı kaldı gözü.Kapatmadan gözlerimi ellerime sabitledim.Gecenin ayazında bu karanlılığında gökyüzünde dolunay ve yıldızlarla birlikte neler yaşadığım anlatılmazdı.Belki de sadece yıldızlarım veya kelebeklerim biliyordur içimden geçenleri.

''Sen iç ihanete uğradın mı?'' bunu bana sorar sormaz arkasına yaslandı.O ne yapıyorsa bende aynısını yaptım.Arkama yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturdum.''İhanet değilde.Bir sürü yalanlarla dolu bir hayatım olduğu söylenebilir'' diyerek derin bir nefes aldım.Temmuz ayında olmamıza rağmen ağustos böcekleri erken çıkmışa benziyordu.Seslerini seviyordum.Her ne kadar anlamsız bir cırlama sesleri olsa da.

''İçelim mi?'' dedi bi anda.Şaşırdım ilk baş ama sonradan toparlayıp ''Bu saatte mi?'' diye söylendim.Yarın malum büyük gün (!) ''Bekle burada bak bir yere ayrılma'' dedi ve ayağa kalktı.Başımı sallayıp güldüm 32 diş sırıtıp.Arkasından ''ceket hırka gibi bir şeyler al bari!!'' diye bağırdım.Bana dönmeden dört parmağını kapattığı gibi baş parmağıyla ok işareti gönderdi bana.Yine sırıttım.

Başımı kaldırıp gökyüzüne baktım.Annem her zaman ''Yüzü ışıldamayan hiçbir zaman yıldız olamaz'' derdi.O sözü şimdi yeni yeni geliyor aklıma.Bunu hatırlar hatırlamaz gülümsedim.Benim yüzüm bir kaç kere ışıldamıştır en azından.Derin acılarım dilsiz olduğundan en azından gerçekçi bir şekilde mutlu gözükebiliyordum.En mutlu olabildiklerim ise hayallerimdi tabi. En azından aklımda tasarladığım hayallerimi kafamda canlandırınca insan gülebiliyordu.Mutlu olabiliyordu.

Kollarımı doladıkça doladım birbirine.Saçlarım uçuştu bi ara.Hemen bileğimdeki tokayı alıp saçlarıma gevşek bir topuz yapıverdim.O anda karşımda beliriveren Baran'ı gördüm.Bir elinde iki bira şişesi diğer elinde de bir ceket vardı kendisine almamıştı.Yanıma geldiği an ayağa kalktım.Siyah ceketi elinden alıp üzerime giydiğimde ''Kendine almadın mı?'' dedim.Omuz silkti.''Üşümüyorum.'' elinde bulunan rast gele bir bira şişesini alıp ''İyi'' dedim.''Geceleri ilerleyen saatlerinde seninle ceketimi paylaşabilirim.''

**

Siteden ayrılmıştık.Şu anda hiç bilmediğim bir yerde onunla birlikte bir ağacın kavuğuna sırtımı dayamış yıldızlara bakarak içiyorduk.Saçma olacaktı belki ama bu benim için dünyanın en iyi romantik anlardan bir tanesiydi. Gariptik.İkimiz de. Belki de şu an bile kafamızın 3500 olduğu anlardı. Çünkü birbirimize baktıkça sırıtıyorduk.

''Bence..'' dedi geğirip ''Bir şişe daha götürelim miğdeye ha?''

''Hayır Baran.Yoksa gerçekten eve gidemeyecek hale geliriz.Benim şimdiden başım dönüyo bile..'' deyip gözlerimi şaşı yaptım.Kahkaha attı.Sonrasında bende. Başını iki yana salladı ve bir yudum daha aldı.Elimi tenine götürdüm.O anda buz gibi olduğunu hissettiğimde huysuzca mırıldandım ve ceketimi çıkardım.''Hey giy şunu!'' dedi.Engellese de öneme almayıp ceketi yanıma bıraktım.''Sen burada buzken ben ateş olamam. O yüzden bırak da bende senden olayım...''




***

"Açın lan şu kapıyı uyucaz biz yatçaz!!"bizim kapıyı salakça yumruklamaya başladığım sırada Baran bi kahkaha attı.Tam düşecekken Baran beni kollarının arasına alınca daha da keyiflenip ona sıkıca sarıldım.''Bak sen karısını da ne güzel tutarmış..'' öpmek için dudaklarımı büzdüm ''Gel bi öpem!''

Yanağını uzattığı anda öptüğümde kokusu burnuma çok geç olmadan ulaşmıştı.Buna karşın onu göremeyeceği şekilde piç bir şekilde sırıtıp bayılıyormuş gibi yaptım.''Ay bana bir şeyler oluyo valla bayıliciğim..'' elimin tersini alnıma koyar koymaz kendimi yere atacağım sırada ayaklarımı yerden keserek beni kucağına aldı.Yani bu yaptığım oyun da olsa hakikaten artık gözlerim kapanmak üzereydi.Fazla içmek insana iyi gelmiyordu onu anladım.Ama olsun.Sonuçta Baranla içmiştim.

''Cazibeme dayanamadığın için ondandır yani bayılabilirsin normal.''

''Evet cazibeli adam.İstikamet yatak odası''diyerek merdivenleri işaret ettim.''Yatak odası öyle mi?'' diye sorunca başımı omzuna dayadım.Birden dudaklarını saçlarımın arasına bastırınca yavaşça fısıldadı ''Oraya çıkmak için sabırsızlanıyorum.''

***********

Umarım güzel bir bölüm olmuştur.

Yorumlarınızı bekliyorum.

yeni bölümde görüşmek üzere.



Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro