Bölüm 7: Onunla evleneceğim!
Norfolk Dükalığı Leightoon'un batı sınırında yer alan verimli toprakları, vadileri, dereleri ve ormanıyla eşsiz bir güzelliğe sahipti. Etrafı yemyeşil çayırlar ve korulukla kaplı Norfolk Malikanesi Çok uzun yıllardır İngiliz Kraliyet Ailesinden olan soylulara ev sahipliği yapıyordu. En son ki sahibi olan Dük Kral'ın Saraydan elini eteğini çekip burada sakin bir hayat süren en küçük amcası Gabriel Beaufort du. En küçük amca olmasına rağmen Gabriel artık bir hayli yaşlanmıştı ve henüz resmi olarak duyurulmamış olmasına rağmen ünvanını torunu Simon'a devretmişti bile. Tabii bu, kendisiyle yirmili yaşlarının sonlarında henüz tanışabilmiş olan torunu için pek kolay olmamıştı.
Gabriel son yıllarda yalnız ve aksi bir ihtiyar olarak bilinirdi. Hayatı boyunca onu yalnızlığa iten pek çok yanlış yapmıştı ve bu yanlışların en büyüğü de kızını kendinden uzaklaştırmak olmuştu. Yıllar sonra ise yapayalnız öleceğini düşünürken Tanrı ona torunlarını tanıma fırsatı vermişti. Yaşlı Gabriel şimdi onlar için her şeyin en iyisi olsun istiyordu.
Norfolk Malikanesi uzun yıllardan beri yaşadığı rutinin dışına çıkmış ve bu akşam yemekte iki misafirini ağırlıyordu. Leydi Olivia ve Vivian Walmond. Misafirlerinden Olivia Walmond Gabriel için çok yabancı değildi aslında. Kendi kızı henüz hayattayken ve ona sırt çevirmemiş genç bir kızken Olivia ile çok yakın arkadaşlardı. Zaman içinde Olivia'yı bazı davetlerde görmüştü Gabriel ama sosyeteden ve davetlerden kendini soyutlayıp malikaneye kapanınca tanıdığı herkes zamanla yabancıya dönüşüvermişti.
"Gabriel, bizi davet etmekle ne iyi ettin," diyen Oliva gülümsüyordu. "Gençliğime dönmüş gibiyim. Yıllarca haber alamadığım en yakın arkadaşımın Melanie'nin kızı şu an da karşımda oturuyor... Hem çok tuhaf, hem de çok güzel..."
Bahsedilen kız, henüz onbeş yaşındaki Lucinda Olivia'ya gülümsedi.
"Gerçekten de annemle o kadar yakın mıydınız?" Diye sordu hevesle. Yaşından daha küçük gösteren Lucinda Olivia'ya bir çocuğun hevesli gözleriyle bakıyordu. Annesiyle ilgili bir şeyler duyabilmek mucize gibiydi çünkü o annesini hiç tanımamış, sadece ağabeyinden dinleyebilmişti.
"Çok yakındık. Birbirimizi küçüklüğümüzden beri tanırdık. Tabi sonra gelişen olaylar bağlantınızın kopmasına neden oldu ne yazık ki."
"Daha on beşindeyken babamla kaçmasından bahsediyorsunuz." Diyen Lucinda'nın gözleri hüzünlenmiş, başı tabağına eğilmişti.
"Melanie'ye çok kızmıştım ama şimdi onun sayesinde iki harika torunum var" diyen Gabriel Lucinda'ya gülümsedi. "Bunun için Tanrı'ya her gün şükrediyorum."
"Şahane güzel bir kızsın Lucinda, tıpkı annene benziyorsun" dedi Olivia. Ardından "Keşke diğer torununuz da burada olabilseydi Gabriel," diye ekledi. Yemeğin başından beri sessizliğini koruyan Vivian o an dikkat kesildi. Sohbetin bu konuya ne zaman geleceğini merak edip duruyordu.
"Çok özürlerini iletti. Biliyorsun ki ünvanımı yeni devraldı ve benim senelerdir uzaktan idare etmeye çalıştığım işleri yoluna koyması gerekiyor. Bu akşam burada olmamasının sebebi tamamen hesapta olmayan bir prüzden kaynaklı. Ama emin ol telafi edecek"
"Ya da etmeyecek-" diye araya girdi Vivian. "Merak ediyordum Bay Beaufort, acaba Dük'ün gerçekten burada olacağımızdan haberi var mıydı?" Diye sordu çatık kaşlarıyla.
"Bu da ne demek oluyor genç bayan?" Diye sordu Gabriel şaşırarak.
"Tahmin edeyim bu yemeği torununuzla benim aramı yapmak için organize ettiniz ve fikri aklınıza sokan da annem olsa gerek."
"Vivian!" Olivia panikle çıkışırken Gabriel ve Lucida'nın yüzünde şaşkın bir ifade yerleşmişti.
"Ah, hiç şaşırmayın! Annem bana zengin, soylu bir koca bulmak için elinden geleni yapıyor. Tek derdi benim iyi bir evlilik yapmam!"
"Vivian! Neler diyorsun sen?" Olivia'nın yüzü sinirden kırmızıya dönmüş gibiydi.
Gabriel boğazını temizledi ve konuyu toparlamaya çalıştı.
"Senin gibi güzel genç kızları olan tüm annelerin amacı biraz da budur sanırım." Dedi nazikçe. "Anneni bunun için suçlamaman gerek kızım."
"Sosyeteden dışlandığımızı biliyor muydunuz?" Diye sordu Vivian. "Ve Leightoon'dan kovulup beş parasız kaldığımızı?"
"Vivian bu saçmaladığın yeter sus artık!" Diye hiddetle bağırdı Olivia. Bu kez ise Gabriel Olivia'ya tepki gösterdi.
"Olivia, lütfen izin ver de kızını dinleyeyim. Sanırım anlattıkları ilgimi çekecek."
"O hiçbir şey bilmiyor!"
Vivian cikolatali kekini çiğnerken dalga geçercesine güldü.
"Bilmiyor muyum anne? Dur bakalım ne bilmiyorum bir düşüneyim... Mesela senin Leightoon mirasını haksızca harcadığını bilmiyorum. Eski sevgilin Marcus'a mirastan para yedirdiğini bilmiyorum. Beni yetiştirirken sürekli üvey kardeşimden soğuttuğunu bilmiyorum. Kont Ramsey de zaten üvey kız kardeşimle evlenince bizi malikaneden kovmadı. Sen de beni zengin bir kocaya yamamaya çalışmıyorsun. Daha bilmediklerini devam edeyim mi?"
Olivia sinirle nefes alırken göğsü inip kalkıyor, ne yapacağını bilemiyordu. Elindeki işlemeli mendili masaya fırlatıp öfkeli bir ses çıkarken odayı terk etti. Masada Gabriel, Lucinda ve Vivian baş başaydi artık. Vivian zevkle soğuk erik hoşafından bir yudum aldı.
"Niyetim akşamınızı mahvetmek değildi" derken annesine olan tavrına zıt bir nezaket bürünmüştü. "Ama bu maskaralık daha fazla devam edemezdi. Birisinin bu gerçekleri dile getirmesi gerekiyordu."
"Sosyeteden çok uzun süre uzak kaldım," diyen Gabriel düşünceliydi. "Sanırım bilmediğim, işitmediğim çok fazla şey var."
"Bay Beaufort, gerçekten niyetim sizi üzmek değildi." Diyen Vivian son derece samimiydi. "Ama bu annemin böyle bir şeye ilk yeltenişi değil. Durması için artık bir şeyler yapmam gerekiyordu. Evet, her anne kızının iyi bir evlilik yapmasını ister ama emin olun annem bunu benim için değil, kendini de garantiye almak için yapıyor. Eğer torununuz benimle evlenmeyi istese, zorba adamın teki bile olsa inanın bu annem için görmezden gelinebilecek bir durum. Onun umrunda olan ben değilim."
"Seni anlıyorum genç bayan," dedi Gabriel. "Bu organizasyonda parmağı olan biri olarak hatalı olan bendim. Kabul ediyorum, pek düşünmeden hareket ettim."
"Ama sonuç olarak hayatımıza bir renk geldiğini kabul edelim" diye araya giren Lucinda ikisini de güldürdü.
"Biliyor musun Vivian, Simon burada olsaydı eminim senden çok hoşlanırdı. Bence sen de ondan hoşlanırdın."
***
Dük Simon Beaufort, kimselere görünmeden girdiği malikanede yemek salonunun yerlere kadar inen perdeleri arasında gizleniyordu. Aslında niyeti kimseye görünmeden odasına gidip uykuya dalmaktı ancak duyduğu şeyler ilgisini çekmişti.
"Tahmin edeyim bu yemeği torununuzla benim aramı yapmak için organize ettiniz ve fikri aklınıza sokan da annem olsa gerek." Demişti Leydi Vivian. Sesi bir leydiye yakışmayacak kadar yüksek ve sertti ancak kendine güvenli tınısı Simon'un dikkatini çekmişti.
"Ah, hiç şaşırmayın! Annem bana zengin, soylu bir koca bulmak için elinden geleni yapıyor. Tek derdi benim iyi bir evlilik yapmam!" Bu sözün ardından Simon neredeyse kahkaha atacakken kendini tuttu. Büyükbabasının planı Leydi Vivian sayesinde suya düşmüştü. Simon durup dinledi. Vivian'ın bahsettiği şeyleri bugün Joseph de ona anlatmıştı yani Simon'un bilmediği şeyler değildi ama Vivian'ın annesine baş kaldırması, büyükbabası ve kardeşi Lucinda'ya karşı dürüst olması hoşuna gitmişti. Oysa şu ana dek belki de onun da paragöz bir servet avcısı olabileceğini düşünmüştü. Anlaşılan Vivian'ın anlatılanlardan farklı bir yönü vardı ve Simon onu gerçekten merak etmişti.
***
Gabriel gece malikanede konaklamalarını istemiş ancak Olivia nazikçe geri çevirmek zorunda kalmıştı. Vivian'ın yüzünden yerin dibine girmişti ve şuan sert bir viskiye ihtiyacı vardı. Fazlasıyla hemde!
"Kızım adına gerçekten özür dilerim Gabriel," dedi Vivian arabaya bindikten sonra. "Zor zamanlar geçiriyor ve olayları çok farklı şekilde yorumluyor. Benim tek istediğim artık bu kadar yakında otururken eski bir tanıdıkla yemek yiyip eski günleri yad etmekti."
Gabriel ihtiyar bir adam olabilirdi ancak aptal değildi. Gece boyunca Olivia'nın ağzından çıkan kelimeleri, mimiklerini, davranışlarını çok iyi analiz etmiş ve bir çıkarım yapmıştı elbette.
"Evlatlar bazen çok can sıkıcı olabiliyorlar," demekle yetindi sadece.
"İzin verirsen bu geceyi yakın zamanda telafi etmek isterim."
"Ben hasta ve yaşlı bir adamım Olivia, sağlık durumum her zaman uygun olmayabilir. Ama iletişimde kalırız."
Bu apaçık geçiştirme karşısında Olivia'nin diyebileceği pek de bir şey kalmamıştı.
"Aptal!" Diye bağırdı arabaya biner binmez. "Seni aptal! Gül gibi şansını kaçırdın!"
Vivian sinirliydi. Annesinin ne yaparsa yapsın kendisini haklı görmesine katlanamıyordu. Kendisini zengin kocalara yamamaya çalışmasına katlanamıyordu.
"Yeter!" Diye bu kez de Vivian bağırdı. "Sakın ama sakın bir daha böyle oyunlara girişeyim deme yoksa seni öyle rezil ederim ki utancından insan içine çıkacak halin kalmaz!"
Olivia neye uğradığını şaşırmış bir halde sinerek arkasına yaslandı. Vivian'dan böyle bir tepki kesinlikle beklemiyordu.
"Bu akşam sana neler oldu böyle?" Diye sorarken sesi bir anda alçak tona inivermişti.
"Bundan sonra hayatıma karışmana izin vermeyeceğim. Yerinde olsam beni ciddiye alırdım." Vivian'ın sinirden kızarıp irileşen gözleri Olivia'ya durumun ciddiyetini anlatıyordu. Ancak anlamadığı şey, Vivian'ın onu insan içine çıkamayacak kadar rezil etmek için ne yapabileceğiydi.
***
"Simon, demek buradasın"
"Evet, yemeğe misafirlerimiz olduğundan haberim olsaydı keşke."
Gabriel iç çekti. "İmalı şekilde konuşma evlat. Sanırım bu akşam bir hata yaptım. Zamanla insanların degişebileceğini unutmamam gerekirdi."
"Ne demek istiyorsun?"
"Leydi Olivia ve kızını seninle tanıştırmak için yemeğe davet ettiğimi itiraf ediyorum. Ama hata etmişim. Leydi Olivia eskiden tanıdığımdan çok daha farklı birisi çıktı."
Simon büyükbabasının karşısındaki kadife kaplı koltuğa oturdu. "Peki ya kızı?"
"Annesiyle çekişmeler yaşayan bir genç kız işte. Dürüst ama dürüstlüğü annesine inatlığından mı yoksa doğruluğundan mı emin olamıyorum. Sonuç olarak uzak durmaya karar verdim. Hata etmişim, iyi ki yemeğe katılmadın"
"Aslında konuşulan her şeyi duyacak kadar yakındaydım büyükbaba ve açıkçası Vivian fazlasıyla ilgimi çekti. Hatta onunla evleneceğim."
Gabriel'in içkisi neredeyse boğazında kalacaktı. Birkaç öksürükten sonra konuşmayı başarabildi.
"Ne demek onunla evleneceğim?"
"Senin de amacın bu değil miydi? Önce ünvanını almamı istedin, sonra da evlenmemi. Bu yemek organizasyonunun amacı da bu değil miydi?"
"Ama o insanlar hakkında yanılmışım! Konuşulanları duymana rağmen nasıl o kızla evlenmek isteyebilirsin? Annesinin nasıl birisi olduğunu anlayamadın mı"
"Annesinin nasıl birisi olduğunun gayet farkındayim. Hatta senin aksine cemiyette onlar hakkında konuşulan her dedikodudan haberim var. Ancak bu akşam Leydi Vivian'ın tavrı oldukça dürüst ve cesurcaydi. Bende ilgi uyandırdı."
"Oğlum, ilgi uyandırmak evlenmek için yeterli bir sebep değil. Yoksa sırf bana inat olsun diye mi böyle davranıyorsun?"
"Büyükbaba, böyle çocuksu davranışlar sergileyecek yaşı çoktan geçtim. Bunun bir inatla falan alakası yok. Sadece içimden bir his, çok kuvvetli bir his böyle olması gerektiğini söylüyor. Eğer evleneceksem bu kişi Vivian olacak."
Lucinda salona girerken konuşmanın son kısmına şahit olunca ve kikirdamakdan kendini alamadı. Oturduğu koltuğa arkadan yaklaşıp ağabeyinin boynuna sarılırken hala gülüyordu. Muzipçe alay ederek sordu,
"Peki onunla evleneceğimden Leydi Vivian'ın haberi var mı?"
Bölüm sonu.
Herkese merhabalar, çok mu geç oldu hala buralarda mısınız emin değilim ama yine de bitirmişken sıcak sıcak ekleyeyim dedim. Yorumlarınızı merak ediyorum lütfen eksik etmeyin 🌼
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro