HESAP
Mert "Hayır." Dedi kendinden emin, sert bir sesle. "Ben senden böyle bir şey istemiyorum." Diye de ekledi. Kız bunun iyi bir teklif olduğunu sanmıştı. O yüzden Mert'in kabul edeceğini sanmıştı. Ama Mert kendi parasını kendi emeğiyle kazanmanın tadını almıştı bir kere. Artık kimseye ekonomik yönden bağımlı olmak istemiyordu. Bu âşık olduğu kız dahi olsa ona bağımlı olmak istemiyordu.
Kız bir şeyler daha sormak niyetindeydi ama Mert'in ne kadar kararlı olduğunu görünce vazgeçti. Mert dediğim dedik bir insandı. Kafasına bir şey taktı mı yapanlardandı. Böyle insanlar çok inatçı olurlardı. Bu yüzden bu adamlar bir şeye "Hayır." Dediğinde onlara ısrar etmemek gerekirdi. Kızıl saçlı kız bunları düşünerek bu konuyu kapatmakta karar kılmıştı. Ancak son anda aklına bir şey geldi. "Sen harcamak istemesen bile paramı sana yollamak zorundayım." Dedi. Mert şaşırdı.
Ancak şaşkınlığı çok kısa sürdü. Çünkü kızıl saçlı kızın eski sevgilisinden gelen e-maili hatırlamıştı. Çocuk onlara babasının hesaplarını ve harcamalarını kontrol ettiğini söylemişti. Bu durumda yapacakları tek şey kızıl saçlı kızın hesabında ne kadar para varsa Mert'in hesabına geçirmekti. Mert "Evet haklısın. O zaman ben sana hesap numaramı yazayım. Sen paranı oraya yollarsın." Dedi. Biraz düşününce aklına başka bir şey takıldı "Sen parayı benim hesabıma atacaksın ama baban gelip beni bulmaz mı?" diye sordu.
Kızıl saçlı kız "Evet seni bulur. Neden paramı senin hesabına attığımı sorar." Dedi. Mert "O zaman ben senin kırtasiyeye borcun olduğunu söylerim." Dedi. Çözüm bulduğunu sandığından sevinçliydi. Kız üzüntüyle "Hayır o kadar az bir para değil." Dedi. Mert hesapta ne kadar para olduğunu merak etti. Ama bunu kıza sormayı da doğru bulmadı. "Aklıma başka bir fikir geldi." Dedi. Kız meraklı gözlerini ona çevirdi. "Nasıl bir fikir?" diye sordu. Mert "Biz parayı çekmek için farklı bir şehre gitsek olmaz mı?" diye sordu.
Kız güldü "Ne yani para çekmek için başka bir şehre mi gideceğiz?" diye sordu. Mert gülümsedi. "Yani kulağa saçma geliyor ama ille de ben bu parayı alacağım diyorsan şuan en mantıklısı bu gibi duruyor. Çünkü sen parayı hesaptan çektiğin anda baban hemen soluğu o ilde alacaktır. Bu yüzden son derece dikkatli olmamız gerekiyor." Dedi. Kız "Evet galiba haklısın. Ben parayı hangi şehirde hesaptan çekersem babam hemen oraya gelecektir. Bu yüzden Trabzon'da harcamak çok mantıklı olmaz." Dedi.
Aslında Mert'in aklında başka bir fikir vardı ama bunu söyleyip söylememek konusunda ikircik içindeydi. Elleri ve alnı boncuk boncuk terlemeye, olduğu yerde kıvranmaya başlayınca kızıl saçlı kız onda bir tuhaflık olduğunu anladı. Belli ki bir şey söylemek istiyordu da söyleyemiyordu. Acaba bu kadar kıvrandığı şey neydi? Kızıl saçlı kız onun böyle devam ettiğini görünce sormaktan kendini alamadı. "Neden böyle kıvranıyorsun? Aklından ne geçiyorsa söylesene." Dedi.
Bir yandan da gözlerini dikmiş ona bakıyordu. Mert avucunu kaşıyarak, tam bir kararsızlık içinde konuşmaya başladı "Bana kalırsa o parayı hiç çekmeyelim. Hesabında dursun. Hem bu şekilde risk almamış oluruz. Biz bu parayı başka şehirde çeksek bile babana yakalanma ihtimalimiz var. Bence en iyisi o paraya hiç dokunmamak." Dedi. Kız "Ama o paraya dokunmazsak burada pek de iyi bir durumda kalamayız." Dedi. Kız bu sözlerinin Mert'i üzdüğünü görünce söylediklerinden pişman oldu. Bir an için kendini tutamamıştı.
Aslında Mert'i üzmek gibi bir niyeti de yoktu. Onun tek derdi Mert ile birlikte iyi koşullarda yaşamaktı. Mert "Ben seninle her koşulda yaşamaya razıyım." Dedi. Kızıl saçlı kız bu sözleri duyunca gözleri sevgiyle ışıldadı. "Senin bana her koşulda iyi davranacağını ve bakacağını biliyorum. Ama ikimizin de iyi koşullarda yaşaması için istemiştim ben o parayı. O yüzden bu kadar ısrarcı oldum." Dedi. Mert onun duraksamasını fırsat bildi. "Eğer sen bu şartlarda memnun değilsen ben ek iş ararım. Gerekirse okulu da bırakırım. Gider adam akıllı bir iş bulurum ve seni elimden gelen en iyi koşullarda yaşatırım." Dedi.
Son derece kararlı görünüyordu. Bu sözleri öyle güçlü durarak söylemişti ki kız onun dediğini yapacağından emin olmuştu. "Hayır, kesinlikle okulunu bırakmanı istemiyorum. Hem ben sana söz verdim unuttun mu? Sen beni böyle sevmeye devam ettikçe ben senin yanında kalacağım." Dedi. Mert bu sözü tekrar duyduğuna çok sevindi. Çünkü kızın buraya geldiğinden ötürü pişmanlık duyacağından korkuyordu. O belki buraya gelerek çok farklı hayaller kurmuştu. Ama şimdi küçücük bir evde tıkılı kalmak zorundaydı. Hiçbir yere çıkamıyor, hiçbir eğlenceye katılamıyordu.
Mert için onun yanında olması yeterdi. Çünkü kızın yanı onun için bu dünyada huzur bulduğu tek yerdi. Bu yüzden başka bir yere gitmelerine ya da başka bir aktivite yapmalarına gerek yoktu. Kızıl saçlı kızla yan yana olduktan sonra gerisinin hiçbir önemi yoktu. Kız onu hafifçe sarstı. "Sen yine nerelere daldın?" diye sordu. Mert aklından geçenleri ona söylemek istemedi. Onun yerine "Seninle neler yapabiliriz, diye düşünüyordum." dedi. Kız "Yani şu para işini hallettik mi?" diye sordu. "Görünüşe göre en mantıklısı dediğim gibi o paraya hiç dokunmamak." Dedi Mert.
Kız bu cevaptan tatmin olmamış gözüktü. "Ama bu durumda sana çok yük ol...." Dediğinde Mert işaret parmağıyla kızın dudaklarına bastırdı. "O kelimeyi bir daha duymak istemiyorum. Senin yanımda olduğun her an ben yeniden doğuyorum. Yeniden yaşama tutunuyorum. Yeter ki sen yanımda ol. Ondan sonrasının hiçbir önemi yok." Dedi. Kız cevaptan hoşnut olduğunu gülümseyerek belli etti. Kızıl saçlı kız "O zaman senin dediğin gibi yapalım. Önce paraya bir süre dokunmayalım. Sonra babam benim peşimi bırakınca parayı oradan çekeriz." Dedi. Mert "Baban peşini bırakır mı sence?" diye sordu. Kızın yüzü düştü. Derin bir kederle kaplandı. "Uzun bir süre peşimde olacağı kesin." Dedi kızıl saçlı kız.
Mert bir süre düşündü. "Baban müsteşar olmuş bir adam. Son derece bilgili ve kültürlü bir insan olması gerekiyor. Nasıl olur da böyle işlerle uğraşabilir aklım almıyor. Kızının peşine adam takmak veya onu istemediği bir adamla birlikte olmaya zorlamak hiç mantıklı davranışlara benzemiyor. Babanın senin haklarını önemseyen, senin fikirlerine değer veren biri olduğunu sanıyordum." Dedi Mert.
Kızıl saçlı kız kafasını öne eğdi ve hayır anlamında sağa sola salladı. "Keşke öyle olsaydı ama değil. Babam cahil ya da törelere değer veren bir insan olduğu için bunu yapmıyor. Benim babam kontrol hastasıdır. Her şeyi ama her şeyi kontrol altında tutmaya çalışıyor. Hayatında olan biten her şeyi kendisi yönetmek ve şekillendirmek istiyor. İşte bu yüzden de ben ve anneme hayatı zindan ediyor. Annemle benim ne giydiğimize bile karar veriyor biliyor musun?" dedi. Mert bunları anlamakta güçlük çekiyordu. Demek ki her ailenin birbirinden farklı sorunları, dertleri vardı.
Öyle televizyonda ya da kitaplarda bahsedildiği gibi sorunsuz işleyen ilişkiler hiçbir yerde olmuyordu. Bütün insanların kendilerine göre sorunları vardı. Kim olduklarının ya da hangi makamda oturduklarının hiçbir önemi yoktu. Hiç kimse mükemmel değildi. İşte bu yüzden her ilişkinin muhakkak sorunları oluyordu. Bu sırada aklı kızıl saçlı kıza takıldı. Acaba onunla arasına ne gibi sorunlar olacaktı. Acaba kızıl saçlı kız onun hangi özelliğinden şikâyet edecekti. Mert kızıl saçlı kızı rahatsız eden her şeyini değiştirirdi. Onun mutlu olmasından daha önemli bir şey yoktu onun için. Çünkü kızın mutlu olması demek kendisinin mutlu olması demekti.
"Baban katlanılması zor bir adammış." Dedi Mert. Kızıl saçlı kız "Eminim seninki de öyledir ve yine eminim ki sen de her şeye rağmen onu seviyorsundur." Dedi. Mert gülümsedi. "Nereden biliyorsun?" diye sordu. Kızıl saçlı kız "Çünkü insan kendisi gibi olanları ayırt edebiliyor." Dedi. Mert bu sözü beğendi. Evet, insan kendisi gibi olanı nerede görse tanırdı. Galiba Mert de onu tanımış, bu yüzden onun daha adını bile bilmeden çok sevmişti.
Mert "Benim durumum biraz daha farklı. Benim bütün ailem sıkıntılı." Dedi sonra acaba ben mi abartıyorum, diye düşündü. Ama öyle değildi. Mert abartmıyordu. Ailesindeki herkesle bir şekilde tartışmalar yaşıyordu. Eskiler ne de güzel söylemişti. Nerede çokluk orada bokluk. Durumu en güzel özetleyen şey buydu. Annesi ya da babasıyla sorun yaşamasa dahi mutlaka kardeşleriyle bir sorun yaşıyordu. İşte bu yüzden evde tartışma, gürültü eksik olmuyordu. İnsan belirli bir yaştan sonra her gün bu curcunaya katlanamıyordu. Sabrı tükendiği için de kaçacak yer arıyordu. Mert de çareler arayı durmuş sonunda çareyi üniversiteye kaçmakta bulmuştu. Şimdi huzurluydu.
Hele kızıl saçlı kız geldiğinden bu yana kalbi çiçek bahçesine evi ise cennete dönmüştü. Mert bu düşüncelerle boğuşurken kızıl saçlı kızın sevinç çığlıkları ile kendine geldi. "Buldum, buldum." Diye çığlık atıyordu kız. Mert ne olduğunu anlamadı. Sonra kıza sordu "Neyi buldun?". Kız "Hesabı kullanmadan nasıl para alabileceğimi buldum." Dedi. Mert içinden hala mı aynı konu, diye düşündü. Bu kız da kendisi gibi inatçıydı. Bu yüzden kendi istediği olana dek bir şeyin peşini bırakmıyordu. Mert pek merak etmemiş olsa da meraklı gibi görünmeye çalışarak kıza sordu "Nasıl olacakmış o?".
Kızıl saçlı kız Mert'in yapmacıklığını hemen fark etti. Bu konunun onun canını sıktığını anlamıştı. Ama Mert'e yük olursa kendi vicdanın rahat olmayacağını biliyordu. Bu yüzden aklına geleni söylemekten geri durmadı "Ben anneme telefon ederim. O bana aylık göndereceği parayı senin hesabına atar." Dedi. Mert hayret etti. Acaba bu fikir sabahtan beri neden akıllarına gelmemişti. Aslında çok da basit bir fikirdi.
Mert kızın cevap beklediğin görünce "Harika bir fikir." Dedi gülümseyerek. Kız "Bu sayede istediğimiz gibi yaşamaya devam edebiliriz." Dedi. Mert "Evet kesinlikle öyle." Dedi. Kız onun yapmacıklığına kayıtsız kalamadı. "Aslında hiç sevinmedin değil mi? Ben ikimizi düşündüğümden istiyorum o paranın gelmesini. Bu şekilde çok rahatlarız. Neden bunu görmek istemiyorsun anlamıyorum." Dedi.
Mert onun yanına yaklaştı elini kızın yüzüne koydu. Onun tenini, sıcaklığını hissetmek Mert'i her zaman rahatlatıyordu. Bir tür sakinleştirici ilaç gibi onu hemen yatıştırıyordu. Kız onun elini öptü ve başını hafifçe eline yatırdı. Mert onun yüzünü sevgiyle okşadı. Kızıl saçlı kıza çok âşıktı ve onun iyi yaşamasını istiyordu. Bu yüzden olabilecek her şeye göz yumacaktı.
İnstagram: bzkrtmslm1
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro