18.
Özlediniz mi bizi??
Başlıyoruz
Dün ki konuşmamızdan sonra bana birdaha yazmamıştı bende ona görüldü atmıştım. Çok sinirlenmiştim. Belki bende birini sevsem sinirlenirdim bu duruma ama aslı astarı olmayan şeylere sinirlenmesi benim sinirime gitmişti.
Tunç bana değil Melikeye baktığı için top yemişti.
Çayımı içerken sandalye çekilmiş ve yanıma Tunç oturmuştu.
"Günaydın bücürük"
"Günaydın, kafan nasıl?"
"Turp gibi ama bunu unutalım lütfen zaten karizma gitti."
Gülmüştüm böyle demesine.
"Hayırdır dalgınsın."
"Yok ya dalgın değilim."
"Emin misin?" kafamı olumlu anlamda salladım.
Tunç saatine bakıp yanımdan kalktı. "AA bu arada bugün yine o çocuklarla maç yapıcaz sende gelirsen eğer güzel olur. "
"Bilmem ki hava soğuk."
"Bir şey olmaz onlar gelmeden biz seninle maç yapabiliriz"
"Ay boyum yetmez ki."
Tunç kahkaha attı. "Olmadı kaldırırız seni mutlaka gel bak."
Kafamı salladım. "Dersten sonra yazarım"
Tunç yanımdan gidince telefonuma girip annemin mesajlarına yanıt verdim. Bera hala yazmamıştı.
Biraz sonra Başak yanımdaki sandalyeye kendini attı.
"Öldüm ya öldüm."
"Haftaya sınavlar başlıyor. "
"Malesef" diyerek menüye göz gezdirdi.
"Kurt gibi açım"
***
Yemek yedikten sonra Başak son dersi için yanımdan ayrılmıştı bende dersim bittikten sonra Tuncun mesajı ile dışarı çıkmıştım.
Dün yarım kalan maçlarını yapacaklardı ama ondan önce beraber maç yapacaktık. Tuncu görmemle sırıtıp yanına adımladım.
"Ben geldiiiiim"
Tunç telefonunda ilgilendiği şeyden kafasını kaldırıp gülümsedi.
"Ooo kimler gelmiş." kol çantamı yanıma bırakıp yerdeki topu elime aldım.
"Hazır ol yenilmeye" iddama karşı sırıttı.
"Görelim bakalım Bücürük"
Maça koyulmuştuk ama top ne ara Tunca geçmişti bilmiyorum. Hızla potaya doğru adımladı bende peşinden tabi. Bu Esnada konuşuyorduk da.
"Geçen dediklerinde hemfikir misin hala Tunç?" Tunç basket atarken top benden tarafa doğru sekmişti. Topu sektirip bu sefer ben potaya adımlamıştım.
"Dil söylüyor ama yürek kabul edemiyor İdil ya"
Potaya zıpladığımda top kenara çarpıp yere düşmüştü. Tunç topu alıp sektirirken ben ise soluklanıyordum. "Ne olacak peki? Sevgilisi olmasaydı açılırdın."
"Asla" dedi telaşla. "Bilmese çok daha iyi"
Kaşlarım çatıldı. "Ama seni tanısa gayette sevebilir."
Tunç acıyla gülümsedi bu gülümseme beni üzmüştü. İki senedir kızı seviyordu kız ona yüz vermemişti görmemişti bile. Tunç hazırlık da okumuştu Melike ile aynı hazırlık sınıfındalarmış ordan tanışıyorlarmış ama Melikenin çevresinde hep değişik kılıklı güvenilmez tipli erkekler vardı. Ve ilişkileri de onların değişikliği kadar kısa sürüyordu.
Tunçla sohbet edip maça dalmışken konuştuğumuz konular değiştçe gülmeye başlamıştık.
Yükselip basket attığımda ben sevinçle gülerken Tunç da gülüyordu.
"Sanırım berabere kaldık ha?"
Bende gülerken ona doğru döndüm ve basket topunu ona sırıtarak uzattım. Tunç bana bakarken topu onun kolunun altına sıkıştırdım.
Tunç bu yaptığıma bozulur gibi yaparken ne ara geldiğini bilmediğimiz dünki çocuklar sahadan içeri girmişlerdi.
Sarışın çocuğun adı Tunaymış Tunç dün için ona teşekkür ettiğinde öğrenmiştim. Diğer çocuk ise elini uzattı. Ama konuşmadı onun yerine arkadaşı tanıttı.
"Akın"
"İdil"
Küçüklüğümden beri ela gözler daha doğrusu renkli gözler dikkatimi çekmiştir. Babamın da gözleri elaydı ama benimkiler annemin genlerini aldığı için kahverengiydi. Ama karşımdaki çocuğun gözleri ela olduğundan mı yoksa başka sebepten mi anlamlı bakıyordu çözemiyordum.
Elimi bıraktığında hala bana bakıyordu. Dikkatimi dağıtmak için Tunca döndüm. Tunç Tuna ile konuşuyordu gayet keyiflilerdi.
"Ben oturma kısmına geçsem daha iyi olacak" diyerek Tunca baktım. Tunç beni onayladığında yerden çantamı alıp dışarı çıktım.
Maç boyunca hepsini izlemiştim hatta baya baya süzmüştüm. Akın da Tuna da çok cool duruyorlardı. Biraz sonra sıkılarak telefonumu elime aldım ve birkaç gün önce çekildiğim resmi instaya atıp wp'ye de profil resmi olarak değiştirdim.
Atayidiiil_: Sonbahar ve ben
Yorumlar kapalı. 210beğeni
Gayeuzunnn_ şey ben bir şey yaptım... 199beğeni
Urazsözenn:Güneş gibi☀️
Atayidiiil_ Oha sen sarı mı oldun 🐥
*Eveeettt olmuş muuuu?
Atayidiil_çoook güzel olmuşş
Uraz da yorum yapmıştı. Aklıma not ettim maçtan sonra kesinlikle aramalıydım Gayeyi.
Kafamı telefondan kaldırmamla Tunanın omzuna çarpan Akın yere düşmüştü. Bir an korkuyla yerimden kalktım çünkü çok sert düşmüştü bu saha uğursuzdu galiba.
Eşyalarımı alıp sahaya girdim.
Akın konuşmuyordu. Asla ya. Bir uf falan de ama yok.
Tuna arkadaşının yanına eğilmiş ona işaret dili ile bir şeyler sordu. Akın konuşamıyor muydu?
"İyi misin? "dediğimde Akın kafa sallamıştı ama dizi kanıyordu.
Tuna ya Tuncu sordum neredeydi sahiden?
"Aslında biraz ara verecektik Tunç arkada bir arkadaşını görünce endişelenip peşine gitti" aklıma kimse gelmiyordu kim için endişlenmişti? Melike miydi yoksa?
Kafamı onaylar anlamda salladım sonra bakışlarım Akını buldu. "Dizin kanıyor pansuman yapalım."
Sanırım dudaklarımı okuyordu. Bu da benim yüzüme neden derin baktığını açıklardı. Gerek yok dercesine kafasını salladı. Ama ısrar etmeme dayanamadı.
T
una ile Akını kaldırdık ve kenarda bankların üzerine oturttuk. Çantamdan peçete ve su çıkardım şimdilik yarayı temizsek iyi olurdu. Geçen sefer aldığım yara bandının bittiğini biliyordum ama yine de çantamı kurcaladım bulamayınca Tunaya döndüm. "Yara bandı bulabilir misin?"
"Hemen alıp geliyorum." giderken Akın ve bana bakıp yanımızdan ayrılmıştı.
Peçeteyi ıslatıp Akına baktım. "Acıtmamaya çalışıcam"
Kafasını salladı. Ve önce soyulan derinin kenarlarını sonra da yarayı temizledim. O kadar dikkatle yapmıştım ki kendimi tebrik edebilirdim.
Yara bandı için giden Tuna on dakikadır gelmezken sıkıntıyla bir nefes verdim. Sıkıldığımı düşünmüş olacakki Telefonunu açtı ve bir şeyler yazdı.
"Teşekkür ederim ama sıkıldıysan seni tutmak istemem belki sevgilini bulmak istersin?" okuduğum şeylerle kaşlarım çatılmıştı.
" Sevgilim mi? Bunu da nereden çıkardın?"
"Tunç ile sevgili değil misiniz?"
"Hayır sadece arkadaşız hava soğuk ve üşüdüğüm için ofladım"
Durduk yere birine açıklama yapıyordum ama sıkıntı şuydu tanımadığım biri bile olsa gözünde yanlış anlaşılmak istemiyordum.
Hızla ceketini çıkarıyordu ki onu durdurmaya çalıştım ama beni dinlemedi. Ceketi omuzlarıma bıraktı. Ona minnetle gülümserken telefonunu çıkarıp hızla bir şeyler yazdı.
"Sende kalsın teşekkür olarak sayabilirsin sonra getirirsin" sonra telefon ekranını kendisine çevirdi ve telefonu cebine koydu daha sonra da ayaklandı ve bana el salladı.
Bende ona el salladım.
Dalgın bir şekilde yurda geldiğimde önce Tuncu aramıştım ve nereye gittiğini öğrenmiştim. Tahmin ettiğim gibi Melikenin peşine gitmişti olanlar hiç iç açıcı değildi o çocukla kavga etmişlerdi ve Tunç onu teselli etmişti bu Melikeyi unutmak isteyen Tunç için çok zor bir şeydi ona cidden üzülmüştüm. Tabi sonra benden özür dilemişti beni orada tek başına bıraktığı için ona gittikten sonra olanları anlatmamıştım. Aklıma gelen düşünceler ile bakışlarım ince monta kaydı. O çocuğu bulsam iyi olurdu.
Tunç ile konuşmamız bitince Gayeyi aradım. Uraz ile daha yakın olduklarını söylemişti. Saçlarını ise bir değişiklik istediği için boyatmıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse çok yakışmıştı. Gaye ile bir saat aralıksız konuşmamız Urazın Gayeyi araması ile son bulmuştu.
Bir harf eksik:
Özür dilerim çok fevri davrandım. (23.11)
Sen haklıydın (23.12)
Ama kırılmıştım ve bilmiyorum başkasından hoşlanıyor olman beni üzmüştü. (23.12)
Yine de sana öyle davranmamalıydım. (23.12)
Barışalım mı? (23.13)
Özledim (23.18)
Veee bölüm sonuuuu amma uzundu be
Sizce İdil affetmeli mi?
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro