We Think You Should Go On A Holiday.
Kimsenin atlatamadığı bu şokun üzerinden bir ay geçmişti ama herkesin üzerindeki etki aynı seviyedeydi.Özellikle Pietro'nun.
Gecenin geç saatlerinde İntikamcılar Pietro'nun iyiliği için bir plan yapıyorlardı.Gerçekten psikolojik sorunlar oluşmuştu onun üzerinde.Wanda'yla bile konuşmaması herkesi endişelenndiriyordu.
Herkes suspustu.Düşünüyorlardı ne yapabileceklerini.Çok seçenek yoktu.Hiç seçenek yoktu.
Peter bir fikri öne sürdü."Bence onu buradan bir süreliğine gönderelim.Rahatlasın."deyince Wanda yan bakışlarla çocuğu süzdü."Kız.Kızını ne yapacağız?Rahatlaması durumunu iyileştirmeyecek."dedi Tony.İnsanları sinir edecek olumsuzluğu üstündeydi yine."Bir saniye."dedi Bruce.Aklına çok mükemmel bir fikir gelmişti ve herkesin dikkatini üzerine topladı."Coulson."deyince herkeste bir ışık yandı.Cevaptan çok memnunlardı.Wanda hiç bir şey anlamamıştı."Neyden bahsediyorsunuz siz?"diye sordu anlamadığını belli edecek bir ses tonuyla.
Çikolata almak için çıktığı odasının kapısını hızlıca çarptı Pietro.Dolaptan tam olarak bir kutu çikolata alıp odasına dönüyordu.Kapının önünü kapamış kız kardeşini gördü.Yüzüne acımayla karışık bir gülümseme yerleştirmişti.Muhtemelen kardeşinin kan çanağına dönmüş gözleriyle karşılaşmayı beklemeyen kız acı acı bakmıştı kardeşine."Ne istiyorsun?"dedi Pietro eski mavi bakışlarını kaybettirmeye çalışarak."Sadece konuşmak."deyince beyninde bir cümle yankılandı.
Hey.Biraz konuşmak istiyorum.Gelebilir miyim?
Derince yutkundu.Heaven'ın kendisine ilgi duyduğunu anladığı ilk zamandı.İlk konuşmaydı."İçeri gir."dedi sessizce.Wanda sevinmiş gibi görünmeye çalıştı ve uykusuzun elindeki çikolata kutusunu aldı,kapıyı açıp içeri girdi.
Kutuyu kenarı bırakan kız kardeşini yatağa oturttu.Yanına da kendisi oturdu.Kız"Biliyorum.Acı çekiyorsun ama kendine bunu yapmak zorunda değilsin."diye başladığında Pietro gözlerini devirdi.Hatırlatmak zorunda mıydı sanki?"Beni mahvediyorsun."diye sitem etti Wanda.Pietro durup aslında onun da haklı olduğunu düşündü.Yarısı yokmuş gibi hissetmişti belkide."Bazı konularda hassas olduğunu biliyorum ve seni rahatlatabilmek için uğraşıyorum"dedi kız üzgün bakışlarla.Onu da yormuştu bu olay.Kendisi ise yaşamaktan yorulmuştu."Biz düşündük de..."dedi kız kardeşinin tek elini iki avcunun içine alırken.Pietro hem merak etmiş hem de tuhafsamıştı.Normalde bunu yapan kendisi olurdu."Tatile çıksan iyi olacak.Biraz rahatlarsın."dedi kız bakışlarını ellerinden çekip çocuğun gözlerine kilitlerken."Rahatlayabileceğimi sanmıyorum ama senin için gideceğim."dedi Pietro hiç düşünmeden.Kızın yorgunluğunu görüyordu."Sadece 2 hafta merak etme.Stark seni gönderecek."dedi kız endişelenmesini istemiyormuş gibi bir ses tonuyla.Pietro"Beni düşünme."deyince kız yavaşça odadan çıktı ve ikizini çikolatalarıyla yalnız bıraktı.
Uyuyamıyordu.Uyusa bile ona yeten 2 saate asla ulaşamıyordu.Alexander denen adam acı çekmiyor mu diye düşünüyordu.Kızın son anları da aklından çıkmıyordu.Gözünün önünden saniyede milyonlarca kare geçiyordu.Hepsi de o anlardan karelerdi.Aklını boşaltıp yatağa uzandı.Gözlerini kapattı.Güzel anları düşünmeye çalıştı.
Ertesi gün sabahın erken saatlerinde Pietro'nun valizleri bir uçağa yüklendi.Süper hızını kullanarak sadece onun için hazırlanan uçağa binmişti bile.Heaven'ın cebinden çıkan fotoğrafı çıkarttı".İntikamcılar" yazıp yanına kalp koymuştu.Güldü.Uzun süredir gülmüyordu.
İntikamcılar Kulesi'nde çalışmalar devam ediyordu.Wanda kardeşini iki haftalık bir tatile postaladığı için huzursuzdu ama bu onun iyiliği içindi.
Çalışmalar iyi sonuç verirse Pietro da iyi sonuç verecekti.
Gerçekten ruh sağlığı bir deneye bağlıydı.
Yine been.Yazarınızın büyük bir hata yaptığını düşünüdünüz onu biliyorum.Gerçek Marvelover'lar anladı.Ya da Agents Of SHIELD izleyenler işte.*göz kırpar*
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro