"Neyden bahsediyor-Aman Tanrım."dedi Tony Steve'in yanına yürürken.Carol'un hiç değişmemesi Tony'nin ağzını açık bırakmıştı."Carol?"dedi Tony şaşkınlıkla.Carol yine güldü."Sen de Cap'e dönmüşsün."dedi en güzel gülümsemesiyle."Imm.Aslında başka bir zamanda gelsen?Çok büyük problemlerimiz var da."dedi Tony ensesini kaşırken."Ne gibi problemler?"dedi Carol.Steve hala bu kadının gülüşüyle dünyayı değiştirebileceğini düşünüyordu."İçimizden biri çok fena."dedi Steve olabildiğince üzgün bir ifade takınmaya çalışırken."J?"dedi Carol.Jarvis'e bu şekilde seslenen nadir kişilerden biriydi."Evet efendim."dedi Jarvis'in robotik konuşması."Ne olmuş?"dedi Carol.Birden ciddileşmişti tanıdığı biri olmadığını umuyordu."Yoğun bakım odasına bakabilirsiniz efendim."dedi Jarvis ve işlerine geri döndü.Bir daha konuşmamasına bağladı Carol bunu.Yoğun bakım odasının camından baktığında uyuyan iki kişi gördü.Yanına gelen Tony'i dürttü."Hangisi?"dedi merakla."Kız."dedi Tony de.Carol Heaven'a baktı biraz.Bembeyazdı hasta görünümlüydü ve gözlerinin altı mordu."Sorunu ne?"dedi Carol merakla."İlk defa bu kadar çok soru sordun sana ne oldu?"Carol Tony'nin lafına güldü."Kimyasallarla dolu kan yüklenmiş.İnsanlara ya da mutantlara iyileşme faktörü olmadan verilmeyen türden.En fazla da zehir yüklenmiş."dedi Tony."Hangi zehir tespit edebildiniz mi?"Tony Carol'un sormasına şaşırmıştı."Hayır.Jarvis uzun süredir uğraşıyor."dedi Tony biraz utanarak."Ölecek mi?"diye sormaktan kendini alıkoyamadı Carol."Daha kötüsü.Her zaman acı çekecek.Çocuk öldürtmeyi kabul etmiyor."Tony kendi dediğine bile şaşırmıştı.Kendisi de kızın ölmesini istemiyordu.En azından HYDRA'dan kurtulmayı ve işkencelere dayanmayı başarabilmişti.

Heaven feci bir cızırtıyla uyandı.Kafasını yana çevirdiğinde Pietro'nun hala uyuduğunu gördü.Ama hala kendisi cızırtıyı duyuyordu.Kafasını öne eğdi ve ellerine bakmaya başladı.Ellerinden açık mavi ışık hüzmeleri çıkıyor ve Wanda'nınkiler gibi etrafa yayılıyordu.Ellerini birbirlerine birleştirdi.Elinde büyüyen mavi topa baktı.Bir de camın karşısından ona bakan Wanda'ya.Wanda içeri girdi ve kıza sakinleşmesi için bir şeyler söyledi."Bu kinetik enerjinin zaman kavramını yok edebilmesi için oluşmuş bir top.Onu fırlatmak zorundasın."dedi kızın sakinleşebilmesi için.Heaven panikle elinde havada duran topu yere fırlattı.Yer dalgalanmaya başladı ve birden derin bir delik oluştu.Kız kriz geçiriyormuş gibi nefes almaya başladı.Kalbi çok hızlı atıyordu."Sakin ol Heaven.Bir şey yok."dedi Wanda ellerini indirerek kıza yaklaşırken."Uzak dur!"dedi Heaven."Bir şey olmasından korkuyorum!"diye bağırdı.Kızların bağrışmasını duyan Pietro kafasını kaldırıp ikisine baktı.Heaven ayağa kalkıp bir köşeye geçti."Niye böyle oldu?"dedi ellerine bakarken.Wanda kızın omzuna dokundu."Benim verdiğim kanın bir kısmı kinetik enerji üretebilecek şekilde geliştirildi.O kısımdan sana da verildi ama benim güçlerimin aynısı değil sadece."diye de ekledi kızı sakinleştirmek için.Uzun uzun kıza baktı.Ellerinden istediği zaman mavi ışık hüzmeleri çıkarıyordu."Sadece...Senin güçlerinle karıştı."

"Ne karıştı?"dedi Pietro merakla.Heaven'ın odasından çıkmışlardı ve Rusça konuşuyorlardı."Siz uyurken benim kanımın bir kısmını Heaven'a verdiler.Hemen etki etmesine şaşırdım."dedi kız."Senin gibi tuhaf mı olacak şimdi?"deyip güldü Pietro.Wanda kardeşinin omzuna bir yumruk attı.Pietro tekrar kızın yanına geçip yürümeye başladı."Al sana şeker."deyip çocuğa bir şeker fırlattı Wanda.Pietro şekeri ağzına attı ve terasa çıktılar.Koltuğa oturan Wanda Pietro'ya oturması için işaret etti."Sence ölecek mi?Düşünmeden edemiyorum."dedi Pietro arkasına yaslanırken."Bak belki bana kızabilirsin.Ama bunu söylemek zorundayım."dedi Wanda en pişman olabileceği haliyle.

"Neden?"diye sordu Pietro.Wanda mahçup mahçup cevap verdi."Onu daha güçlü biri yapmak istediler tamam mı?Onun dünyayı değiştirebileceğini düşünüyorlar ve birkaç deney daha-"Pietro yüzüne inanılmaz kızgın bir ifade yerleştirirken kardeşine baktı."Bir kaç deney daha mı?"diye sordu bağırarak."Ne kadar acı çektiğini ve ne durumda olduğunu bildiğiniz halde birkaç deney daha mı?"diye bağırdı Pietro kızgınlıkla."Ben-ben istemedim.Bana söylemeden kanımı aldılar.Ne yapabilirdim?"dedi Wanda geri çekilip kendini savunurken.Wanda ne kadar geri çekilse Pietro o kadar çok ona yaklaşıyordu ve kızgın bakışlarıyla Wanda'yı her seferinde öldürüyordu."Olmaz!"diye gürledi Pietro."Az önceki olay seninle mi ilgiliydi? Çabuk söyle!"diye de ekledi Pietro."Evet."diye kısık bir fısıltı çıktı Wanda'nın ağzından.Pietro sinirini kardeşinden çıkarmak istemiyordu bu yüzden ayağa fırladı ve terasın kenarında volta atmaya başladı."Delireceğim!"diye mırıldanıyordu sürekli.Sinirle elindeki şeker pakedini yere fırlattı.Ve birden ortadan kayboldu.