Calm Down. Everything Is Alright.
İlk 2 ayım SHIELD'da geçti ve burası güzel bir yer.Ama hala kim olduğumu bilemiyorum.
Pietro gerçekten beni anlıyor gibi görünüyordu.Gerçekten hayatımda gördüğüm en yakışıklı kişiydi.Aramızda öyle bir şey yoktu ve olmayacaktı da.Mavi gözleri baktıkça beni içine çekecek,kendime engel olamayacağım diye düşünüyordum.Ama bu gizemli tavırlarım ona tuhaf gelmişti.Biri bana dokunduğunda delirme aşamasına gelmem herkes için saçmaydı.Canım yanıyordu.Bu yaralar iyileşecek yaralar değildi.Ömür boyu izlerini ve acısını taşıyacaktım bu yaraların.Yaza yaklaşırken kışlık kıyafetler giymem herkes için garipti. Yenilemez'lerin üzerlerindeki etkiyi atmaları için tatile gitmeleri gerekmiş.Tony sayesinde tatile gidiyoruz.Uçakla.
Küçük bir oteli olan bir ada.Yenilmezler için hazırlatılmış.Hoş bir yer.
Yanımıza kıyafetleri aldıktan sonra Tony bize uçağa gitmemizi emretti.Uçağa bindiğimizde her zamanki gibi tehlikeli bir durum olabilir mi diye geleceği kontrol etme alışkanlığıma baş vurdum.Bir sorun yoktu.Uçak düşmüyordu.Düşmediğinde geleceği kontrol etmek zorunda kalmazdım.Uçaktaki koltuğa otururken çok yavaş ve sakin davrandım.En küçük hareketimde bütün yaralarım sızlayabilirdi.
Bu arada söylemişmiydim.Benim mavi takıntım var.Mavi olan şeylere ilgim vardır.Mavi kıyafetler,gökyüzü,deniz gibi.
Yine mavi kışlık şeylerden birini giymiştim.Herkes bana kışlık şeyler giymekten zevk alıyormuşum gibi bakıyordu.Ay ben de bayılmıyorum bu sıcakta pişmeye.
Her koltuk tekli ve cam kenarında olduğu için istediğimi yapabilirdim.Uyumaya ihtiyacım vardı ama uyumak istemiyordum.Gözümün önüne Pietro'nun ölümü geliyordu.Nasıl ölecekti ki o?2 parmağımı kafamın yanına götürdüm.
Pietro Maximoff.
Birini korumaya çalışırken ölecek.
Kimi?Kimi lanet olsun?
Belirtilmemiş.
Bir şeyde belirtilse zaten.Tam olacak o zaman.
Kafamı cama yasladım.Camdan dışarı bakıyordum.Kimseyle iletişime geçmek istemiyordum.Biri önümdeki koltukta kıpırdanıp durdu.Sonra arkasını dönüp bana dik dik bakmaya başladı.Pietro'ydu bana bakan.İlk başlarda görmezden gelmeye çalıştım ama iyice yakınlaştı.En sonunda patladım."Niye öyle bakıyorsun öküzün trene baktığı gibi?!?!?!"diye sordum sinirli sinirli."Seni anlamıyorum.Çok tuhafsın."dedi şaşkın şaşkın."Nerem tuhafmış bakalım?"dedim.Sinirlerim üstümdeydi yine."Burnun kanıyor ama farkında bile değilsin."deyince elimi burnuma götürdüm.Gerçekten de kanıyordu.Ayağa kalktım ve uçağın banyosuna gittim.Burnumu temizledikten sonra geri dönüp koltuğa oturdum.Pietro yine bana dik dik bakıyordu."Peki,şimdi niye bakıyorsun öyle?"dedim sinirlenerek."Hiç.Öylesine bakıyordum."deyip önüne döndü.Kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.Uyuyakaldım orada.
Sarsıntıyla uyandım.Uçak inmişti."Günaydın."sesiyle irkildim.Kafamı çevirdiğimde yine Pietro'ydu,ön koltuktan bana dik dik bakıyordu.Büyük ihtimalle uyuduğumdan beri bana bakıyordu."Niye saçların mavi?"diye sordu kısa bir sessizlikten sonra."Senin saçların niye beyaz ?"dedim ben de alaylı alaylı."Seninle aynı sebepten dolayı.Mutasyon."dedi Pietro."Bİliyorsan sormasaydın"dedim alaylı alaylı.Her zamanki karizmatik gülüşünü yüzüne yerleştirdi."Olsun.Mutasyon olsa bile güzel görünüyor."dedi gülümseyerek."Teşekkürler."dedim sessizce.Uçağın kapısı açılıyordu."Niye biri sana dokunduğunda deliriyorsun?"diye sordu Pietro."Ben...Ben bu konu hakkında konuşmak istemiyorum."dedim yutkunarak.Ona söylemekten çekiniyordum.Otele girmek üzere uçaktan çıktım.Pietro'nun merakını arttırmıştı bu davranışım.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro