#28
Satır aralarına birkaç yorum bırakırsanız çok mutlu olurum ♡
Siz: Çok yorgunum. (23.01)
Siz: Okula gittim, denemeye girdim, çıkışta antrenmana gittim...
Siz: Eve geldim biriken ödevleri yaptım.
Siz: Üstelik dün kitap okuduğum için geç uyudum, erken kalktım.
Yiğit: Öyle mi? Hiç bilmiyordum bugün perişan olduğunu... (gönderilmedi)
Yiğit: Bir süre kitap okumaya ara verip uykunu almaya ne dersin? (23.17)
Siz: Merak ediyorum ama... Hep en heyecanlı yerinde kesiyorlar.
Yiğit: Merakından öleceksin bir gün.
Siz: Uygulamayı mı silsem? Sen de yazmıyorsun bir şey zaten.
Siz: Takipçin de 108.000 olmuş.
Yiğit: Anlaşıldı senin derdin.
Yiğit: Eviriyorsun çeviriyorsun, konuyu istediğin yere getiriyorsun.
Siz: Yaz artık, bir tane.
Siz: Hiç kitap teklifi geldi mi?
Yiğit: Geldi.
Siz: Hangisinden?
Yiğit: Tahmin et.
Siz: (yayınevi ismi.)
Yiğit: Evet.
Siz: Bildim mi? İlkte mi?
Yiğit: Evet çünkü hepsinden geldi :)
Siz: Neden çıkarmadın? Yok satardın...
Yiğit: Amacım kitap çıkarmak değildi çünkü, hiçbir zaman olmadı.
Siz: Amaç neydi?
Yiğit: Denemek, fazlası değil.
Siz: Yalan söyleme, bu ilk kitabın olamaz.
Yiğit: Arka planda, taslaklarda, bir şeyler karalıyordum ama bu ilk ciddi olandı.
Siz: Sen bu işin üzerine düşsen çok iyi yerlere gelirsin.
Siz: Daha da geliştirirsin kendini.
Yiğit: İşimden memnunum ve ekstra bir işe ihtiyacım yok, sadece hobiydi.
Siz: Hobi olduğuna inanmayacağım.
Siz: Uzun uzun bir şeyler yazmak istemiyorsan texting yaz.
Siz: Ben hepsini ezbere biliyorum, yardım ederim.
Yiğit: Adımı hırsız yazara mı çıkaracaksın? Başka kitapları mı çalacağız?
Siz: Hayır... Asla tabii ki.
Siz: Yardım derken nasıl olduğunu anlatacağım.
Siz: Çünkü bilmiyorsun onları, okumadığını söyledin.
Yiğit: Evet, nasıl oluyor? Az çok tahmin edebiliyorum ama neyse...
Siz: Şimdi sen benim ağabeyimsin.
Yiğit: Değilim.
Siz: Ya öylesine dedim.
Yiğit: Başka birini örnek ver.
Siz: Tamam... Şimdi benim ağabeyim var, ben de onun arkadaşına aşık oldum. Gizli gizli yazacağım, hep mesajlaşacağız. Sonra da birbirimizi göreceğiz, mutlu son.
Yiğit: Beğenmedim.
Siz: Tamam, komşuma aşık olayım. Sonra mesaj atayım (yine anonim), arada sırada annemin yaptığı keklerden falan veririm... Sonra yine kavuşuyoruz, mutlu son.
Yiğit: Hani kek? (Gönderilmedi)
Yiğit: Neden hep mutlu son?
Siz: Çünkü aksi olunca ağlıyorum.
Yiğit: Bunu da beğenmedim.
Siz: Ama sen de... Çok istiyorsan kendin yaz.
Yiğit: Ağabeyinin arkadaşına veya komşuna aşık olmaz zorunda değilsin, farklı bir şeyler bul.
Siz: Çocukluk aşkımı bulup gizliden yazayım, bu da olur. Tabii o değişmiş olsun, artık bir kötü çocuk...
Yiğit: Ne olacak senin bu kötü çocuk takıntın?
Siz: Takıntım yok. (Gönderilmedi)
Siz: Sana hepsini okuduğumu söyledim. Genelde yazılanları anlatıyorum. Konu benden bağımsız.
Yiğit: Çocukluk aşkına yazmak belki daha sevimli ama kötü çocuk işi bozuyor.
Siz: Okuma yazmam yok benim, ne diyorsun anlamıyorum.
Yiğit: KÖTÜ ÇOCUK DİYORUM, İŞİ BOZUYOR.
Siz: Okuyamıyorum ki... Ne oldu birden?
Yiğit: Niye hep sen yazıyorsun? Biraz da erkekler anonim olsun.
Siz: Yok, o kitapları sevmiyorum.
Siz: Kötü çocuklar anonim olmaz.
Yiğit: Ya sabır... Ya sabır...
Siz: Yalan mı? Kurguları anlatıyorum sana, bana kızma artık.
Siz: İstersen erkekler anonim olsun ama onlar kötü çocuk olmuyor. Daha tatlı, daha aşık oluyorlar.
Yiğit: Bu iyi bir şeye benziyor.
Siz: Tadım kaçtı.
Yiğit: İlla diyorsun ki biri yumruğunu masaya vursun.
Siz: Ya bunun kötü çocukla alakası yok.
Siz: Çiftler birbirine aşık olunca ben kitabı bırakıyorum.
Yiğit: Herkes o kısmı bekler, sevgili olduktan sonra nasıl olacaklar diye. Sen bırakıyor musun?
Siz: Evet, bunalıyorum o kısımdan sonra. Texting hikayelerde anonim bulununca, normallerde sevgili olunca, ciddi kurgularda birlikte olduklarında bırakıyorum.
Yiğit: Ne saçma bir kızsın.
Yiğit: Resmen tünelin ucunu görünce geri gidiyorsun.
Siz: Gelemiyorum vıcık vıcık ilişkiye.
Yiğit: Değişik.
Yiğit: Cinsiyetçilik yapmak gibi olmasın ama genelde kızlar romantik olan kısım olur.
Siz: Üstüme iyilik sağlık, hakaret etme bana bir daha.
Yiğit: Ne?
Siz: Olmaz romantik ilişki falan... Romantik ilişki mi olur?
Siz: Alacaksın bardağı atacaksın kafasına... Şu ilişkinin güzelliğine bakar mısın? Elim ayağım titredi.
Yiğit: Hapse girince gelen pişmanlık hissi.
Siz: Ciddiyim, belki de ilk kez ciddiyim. Kaossuz sevgili istemem.
Siz: Son sevgilim, 2 yıl oluyor, gel dedim kavga edelim. Arabanın altına iteyim seni, kabul etmedi.
Yiğit: Acaba neden kabul etmedi? Çok garip... Öleceği için sanırım.
Siz: Neyse, bulurum elbet kafasına bardak atacağım birini.
Siz: O da bana atsın, hastanede sarılarak uyuruz.
Yiğit: Güldük, eğlendik. Yeter artık.
Siz: Git şiir falan oku sen.
Siz: Biri bana şiir okusa ağlarım rezil oldum diye.
Yiğit: Birinin kafasına bardak atmak istemen normal değil.
Siz: Kitaplarda olur ya... Kız sinirlenince mutfağı döker, öyle işte.
Siz: Var bir hayalimiz...
Yiğit: Mutfağı dökebilirsin, sorun hayatındaki insanı hastanelik etmek istemen...
Siz: Tamam o kısım biraz şakaydı ama kavgalı ilişki istiyorum.
Yiğit: Yıpratıcı oluyor.
Siz: Yaşadın mı? Çok güzel... Benim neyim eksik anlamıyorum ki...
Yiğit: Şansın fazla, kimse toksik ilişki yaşamak istemez.
Siz: Ben kimse değilim.
Yiğit: Gerçekten yıpratıcı oluyor, boş bir istek ama senin dilinin yanması gerek bir kere. O zaman görürsün gününü.
Siz: Olmuyor ki... Nerede belalı tip var mesajına cevap verdim, hâlâ bana iyi davranıyorlar...
Yiğit: Şaka mı?
Siz: Yok, alev atmışlardı. Geri dönüş sağladım.
Yiğit: Alev atmak apayrı bir saçmalıkken aleve neyle cevap verdin çok merak ediyorum. Emojiye cevap mı verilir?
Siz: Söyleyemem.
Yiğit: Neyle cevap verdin? Korkutma beni...
Siz: Sen de hemen yanlış anlıyorsun. Ben de emoji atmıştım.
Yiğit: Ne emojisi?
Siz: 💦
Yiğit: Ne?
Yiğit: AHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHHHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHHHAHAHAHHAH
Siz: Komik mi? Ben senin alevini söndürürüm demek bu.
Yiğit: Çok kpmik hals guluyorm
Siz: Tamam ben de güldüm ama belli etmeyeceğim. (Gönderilmedi)
Siz: Hiç komik değil, hâlâ alev atıyorlar... Manyak bunlar.
Siz: Söndürmeye mecalim kalmadı artık, yanıyorum öyle.
Siz: Kötü çocuk aşkıyla...
Yiğit: Instagramına bakabilir miyim?
Yiğit: Ben de iyice role girdim... Meyra yaz, bak işte. (Gönderilmedi)
Siz: Yok artık, bir de adımı öğren.
Yiğit: Tamam, sorun yok.
Yiğit: Gidip bakmayacağım şimdi... (Gönderilmedi)
Siz: Neyse, böyle işte.
Siz: Sen kurgu yazacak mısın onu söyle. Instagram bölümü koyarsın, kaslı erkek fotosu şart.
Yiğit: Sanmıyorum.
Siz: Ben boşuna mı dil döktüm o kadar?
Yiğit: Bu fotoğrafları atarsan tabii alev atarlar... (Gönderilmedi)
Yiğit: Benim bile atasım geldi. (Gönderilmedi)
Yiğit: Sen bu okuduğun kızlara çok özenmişsin, kaldır şu fotoğrafları. (Gönderilmedi)
Yiğit: Beni alakadar etmiyor ama niye öyle bakıyorsun kameraya? (Gönderilmedi)
Yiğit: Gülümseme bilmez misin sen? (Gönderilmedi)
Yiğit: Dil dökme çünkü mesajlaşma hikayesi yazmayacağım.
Siz: Nasıl yazacağını çok merak ederdim.
Siz: İnsanları nasıl konuşturduğunu falan.
Siz: Uzun hikaye yaz o zaman.
Yiğit: Anla artık güzelim yazmayacağım.
Siz: Ne?
Yiğit: Bilmiyorum, elimden çıktı.
Siz: Sen benim yüzümü hâlâ hatırlıyor musun?
Yiğit: Fotoğraflarına konuşmadan çıkınca bakmalıydım. (Gönderilmedi)
Yiğit: Hayır, hatırlamıyorum.
Yiğit: Herkese diyorum, alışkanlık olmuş.
Siz: Herkese güzelim mi diyorsun? Yüzünü hatırlamadıklarına bile mi?
Yiğit: Evet, çok sık kullanırım.
Siz: Beğenmedim.
Siz: Bir kişiye demen gerekiyordu... Kitap kurallarını çiğnedin.
Yiğit: Ne oldu? Kötü çocuklar herkese demez mi yoksa?
Siz: Kötü çocuklar sevdikleri kızlara karşı daha az kötü çocuk olurlar.
Siz: Yani bir tek onlara derler, kalan kızlara şey derler...
Yiğit: Ne derler?
Siz: Amerikalıların iltifat olarak kullandığı ama Türkiye'de hoş karşılanmayan şey, altı harften oluşuyor. Süren bir dakika.
Yiğit: Sürtük.
Siz: Çok hızlısın.
Yiğit: Ben sana bunu yazsam o fesat aklınla yanlış anlarsın. (Gönderilmedi)
Yiğit: Ben seni çözdüm sanırım. (Gönderilmedi)
Yiğit: Kolaydı.
Siz: Öyle işte.
Siz: Bazen kavga edince sevdikleri kızlara da derler, kızıyorum o sırada onlara.
Yiğit: Sen birinin sana özel davranmasını istiyorsun.
Yiğit: Ondan bu saçmalıklar.
Yiğit: Kötü de olsa özel olmak istiyorsun.
Yiğit: Ama birinin sana özel hissettirmesi için kötü çocuk olmasına gerek yok. Sana iyi davranırken başka kadınları aşağılamasına gerek yok.
Siz: Evet.
Siz: Biliyorum ve defalarca dilimde olduğunu söyledim. Sadece konuşuyorum, eyleme döktüğüm bir şey yok.
Siz: Pardon, Eylem'e döküyorum.
Siz: Güzel şakaydı ama anlamazsın...
Yiğit: Anladım ve kötüydü. (Gönderilmedi)
Yiğit: Çevrenden bahsetsene biraz.
Yiğit: Ailen, arkadaşların...
Siz: Annemle babam çalışıyor, çok yoğunlar.
Siz: Babam doktor, sürekli nöbette.
Siz: Bazen evdeyken bile arıyorlar, gitmek zorunda kalıyor.
Siz: Annem de çalışıyor, öğretmen.
Siz: Yine çok fazla çalışıyor, kurslara kalıyor, özel dersleri oluyor...
Siz: Kardeşim yok, varmış ama hatırlamıyorum. Ben üç yaşındayken doğmuş, yedi aylıkken ölmüş.
Siz: Bir tane sevgilim vardı, arkadaş olarak ayrıldık.
Siz: Öbürü de beni aldattı, saçma sapan bir uygulamada kızlarla konuşurken ingilizcemi geliştiriyorum diyor bir de...
Siz: Hoş, onunla da arkadaşım şu an. Komik çocuk aslında, arada eğleniyorum kendisiyle.
Siz: Köpeğim vardı, öldü. Çok yaşlanmıştı artık. Bir daha da bakamadım hayvan.
Siz: Beni hep babaanneme bırakıyorlardı küçükken, o da öldü dokuz yaşındayken
Siz: Kafam dağılsın diye on yaşında voleybola verdiler, o hobim şu an.
Siz: İki dedem de yok, kalabalık bir aile değiliz. Herkes kendi kabuğuna çekilmiş, çoğu da yurt dışında. Anneannem de yurt dışında diğer teyzemle.
Siz: Yani kimse yok çevremde.
Siz: Sadece Eylem var, o arkadaşım. Az önceki şaka onun içindi.
Siz: Ama onunla da çok az ortak zevkimiz var, nasıl arkadaşız bilmiyorum... Film izlemek isterken bile iki saat kavga ediyoruz.
Siz: Tekim. Anca kitap okuyorum.
Yiğit: Kıyamam ulan. (Gönderilmedi)
Yiğit: Çok içli yazmışsın. (Gönderilmedi)
Yiğit: Kendini özel bulmak için kimseye ihtiyacın yok, herkes özeldir.
Siz: Teselliye ihtiyacım yok, teşekkür ederim yine de.
Siz: Hâlime üzülmüyorum, sadece sıkılıyorum ve mutsuz hissediyorum. Bu kadar.
Yiğit: Ne yapabiliriz senin için?
Siz: Hiçbir şey...
Siz: 12 yaşında sıkıntımı giderecek uygulamayı buldum, okuyorum bir şeyler.
Yiğit: Yaş sınırı yok mu? 12 yaşında nasıl girdin içeri?
Siz: Çok komik sordun, güldüm.
Siz: Hatırlamıyorum ki... Doğum tarihini sallamıştım sanırım.
Yiğit: Kitap okuman çok güzel bir şey. Neden gidip klasikleri okumuyorsun gibi saçma sapan bir soru sormayacağım, herkes kendi zevkine göre istediğini okuyabilir ama sadece telefona bağlı bir hayat yaşaman hoş değil.
Siz: O kadar hoş değil ki sen kitabı bırakıyorum deyince gözüm döndü.
Yiğit: Cidden... O mesajlar neydi? Büyü yapıyorsun sandım.
Siz:
Siz: Ben bu kızım.
Yiğit: Çok komik bu arada.
Yiğit: Sen de komiksin.
Siz: Karşıdaki de eski sevgilim...
Siz: Arkadaş kalalım diyorlar bana hep, üzülüyorum.
Yiğit: Neden eski sevgili takıntın var?
Siz: Yanlış anlama, hâlâ onları sevdiğim için demiyorum.
Siz: İstediğim gibi bitmediği için.
Siz: Ayrılıp kavga etmek için sevgili olmuştum zaten.
Siz: Ama insan aldatılınca üzülüyormuş.
Siz: Biraz üzülmüştüm.
Yiğit: Biliyorum.
Siz: Sen de mi aldatıldın?
Yiğit: Evet.
Siz: Muhtemelen istediği gibi davranmadım diye aldattı, sen niye aldatıldın?
Yiğit: Senin veya benim suçum yok, karaktersiz iki insana denk geldik.
Siz: Şu an kendimi suçlamıyorum zaten, eskidendi. Sen de ilk başta kendini suçlamışsındır, herkes suçlar.
Yiğit: Çok iyi davrandığım için muhtemelen.
Yiğit: Hak ettin dersen engellerim.
Yiğit: Herkes kötü çocuk olmak zorunda değil.
Siz: Demeyeceğim tabii ki...
Siz: Üzülme, geçmiş bitmiş.
Siz: Önümüze bakalım.
Yiğit: Evet.
Siz: Beş buçuktan sonra uyumadığını söylemiştin. (01.19)
Siz: Nasıl uyanıyorsun o saatte?
Yiğit: Düzenimi bozdun biraz.
Yiğit: Ama hâlâ kalkıyorum, sabah spor yapmam gerek. (Bu mesaj silindi)
Yiğit: Uyanamıyorum artık.
Siz: Okuduğum textinge yeni bölüm gelmiş, yine dört dakika sürer kesin.
Siz: Pardon bir dakika, instagram bölümüymüş.
Siz: Ne diyordun? Ha... Ben ne yaptım, nasıl bozayım?
Yiğit: Seninle konuşuyorum bu saatte, başka kimseyle değil.
Siz: Benim için uyumuyorsun...
Siz: Kitaplardaki gibi...
Yiğit: Sanırım uyku vaktin geldi.
Yiğit: Bırak telefonu ve uyu.
Yiğit: Sabah okul var.
Siz: Peki, sen de uyu.
Yiğit: Uyuyacağım zaten.
Yiğit: İyi geceler çatlak.
Siz: İyi geceler şey.
Siz: Bulamadım.
Siz: Neyse düz iyi geceler.
Görüldü ✔️✔️
Yiğit yazıyor...
Yiğit çevrimiçi.
Yiğit çevrimdışı.
Meyra çevrimdışı.
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro