Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

#15

"Hocam," dedi Seda yılışık tavrıyla. "Dün antrenman yapmadığımız için bugün iki katı yapalım mı?"

İlk kez mantıklı konuşmuştu...

"Bilmem," dedi hoca. "Herkes uygun mudur?"

Onuncu sınıftan bir kız ağzını açmıştı ki elimi ağzına bastırarak "Sus," dedim. "Ne olur sus, biliyorum tırnaklarını yine yeni kestin."

"Evet," dedi elimi çektiğimde. "Bir de kırılıyor diye oje sürdüm, nasıl?"

"Gerçekten Allah sana 1.74 boy vermiş ama bir yerlerden kısmış sanki."

"Saçlarımdan," dedi üzülerek. "Biliyorum, çok yavaş uzuyorlar."

"Ya sabır... Herkes uygun," dedim sesimi yükselterek. "Dört saat yapabiliriz."

"Tamam o zaman, ısındınız yeterince. Maç yapacaktınız, başlayalım."

"Siz de mi oynayacaksınız?" diye sordu Seda. Her an hocanın yanındaydı ve her an konuşuyordu.

"Oynayamaz mıyım?" diye sordu hoca. Seda'ya kıkırdayarak yerime geçtim, rezil oluyordu sürekli...

"Oynarsınız," dedi ağzının içinde. "Merak etmiştim."

"Hadi, herkes yerlerine." dediğinde her zaman ki yerime geçtim. Hocanın nerede oynayacağını merak ettiğim için gözlerim sürekli ondaydı, karşıma geçeceğini sanırken arkama geçtiğinde arkamı döndüm. "Burada mı?" diye sordum. "Seda'nın yerinde değil mi?"

"Neden onun yerine geçeyim?"

"Neden benim arkam?"

"Burayı uygun gördüm, bir problem mi var?"

Kötü erkek başrol olsaydı seni izlemek için derdi... Sanırım bu sıralar kitaplara ara vermem gerekiyordu.

"Yok." diyerek önüme döndüm. Seda topu alarak oyunu başlattığında bir süre güzel bir şekilde oynadık, hatta o kadar güzel oynuyorlardı ki şaşkındım... Hocanın mı etkisi vardı bilmiyordum ama pas bile atıyorduk birbirimize... Bu küçücük şeye bile sevindiğim için üzülsem mi yoksa artık yapabildikleri için mutlu olsam mı bilemiyordum.

Top uzun bir süre düşmeden devam ettiğinde Seda sert bir smaç atarak karşılamayacağımı sandı ama attığı o sert topu yumuşatıp arkadaşıma attım, tekrar bana attığında Seda'dan daha serr smaç bastım fakat o da karşıladı. Top bana doğru gelirken geri gittim, gittim, gittim... Çok hızlı gittiğim için çarptığım bedenle yerimde durmak zorunda kaldım, top yere düştü.

"Bu kadar geri gelmene gerek var mı?" diye sordu hoca. "Arkaya gelen topları, arkadaki kişilere bırak."

"Ama..." diyerek sustum. Diyecek bir şeyim yoktu. "Pardon."

"Geri çekilecektim ama düşersin diye durdum, çok hızlıydın."

"Teşekkürler," diyerek önünden ayrıldım. Yüzüne ilk kez bu kadar yakından bakmıştım. "Kusura bakmayın."

"Mola verin isterseniz beş dakika." dedi. Bunu sadece bana değil, tüm takıma söylemişti. Herkes onaylayarak sahadan çıktığında ben de yerime geçerek suyumu aldım.

"Ne fenasın," dedi Seda. "Adama dokunmak için bile bile geri gittin."

"Seda sen ne garip kızsın... Kaptan olmak için bir şeyler mi arıyorsun yine? Anla artık, ben varken sen anca getir götür yaparsın."

"Sizi bastığım için rahatsızsın."

"Kendini Beşir mi sanıyorsun?" dedim alayla. "Neyim ben? Bihter falan mı? Neyi bastın?"

"Kalp yaptığını görmüştüm," dedi yanıma oturarak. "Bundan eminim."

"Evet yaptım ama topa."

"Topa kalp mi yaptın?"

"Evet, olamaz mı?"

"Hocaya doğru ellerini kaldırıp yaptığını gördüm, şimdi de gidip yapıştın... Sen gerçekten çok fenasın."

"Haddini aşıyorsun," dedim gergince. "Öğretmenime aşık olacak hâlim yok, dediklerine dikkat et."

Öğretmen olmasa bile, bu okulun içinde benim öğretmenimdi. Aksi mümkün değildi, yüzüne bile uzun uzun bakmıyordum diğer kızların aksine... Bu konuda suçlanacak en son kişi bile değildim.

"Kalp yaptın."

"Kalbine tüküreyim, şimdi kavga çıkacak." diyerek ayağa kalktım. Rezillik çıksın istemiyordum, kitaplardaki gibi birisi gelip beni, onun üstünden kaslı kollarıyla almayacaktı.

"Haklıyım, kaç bakalım. Bunu herkese anlatacağım."

"Neyi?"

"Hocaya yürüdüğünü."

"Bana iftira atıyorsun hâlâ," diyerek üzerine yürüdüm. Yerde oturuyordu, onun aksine ayaktaydım. "Yapmadım dediğim hâlde dinlemiyorsun, bir de yayacağım diyorsun."

"Yaptın."

"Ya sabır..." dediğimde ayağa kalktı. "Amacın ne? Adımı çıkarmak mı?"

"Niye korktun bu kadar? Doğru çünkü, değil mi?"

"Korkmuyorum, doğru mu anladım diye teyit ediyorum."

"Doğru anladın, tıpkı benim her şeyi doğru anladığım gibi."

"O zaman günah benden gitti." diyerek elimde olan şişedeki suyun kalan kısmını yüzüne serptim. Şişemin dörtte birini kaplayan su yüzünden akarken çığlık atmıştı.

"Ne yapıyorsun?" diye bağırdı hoca. Evet, dışarıdan bakılınca ben suçlu görünüyordum ama karşımdaki kız defalarca kez sormama rağmen dedikleri konusunda ısrar etmişti. Üstelik, adımı yaymak istediğini söylüyordu.

"Hak etti." dedim sızlanan Seda'ya bakarken. Yüzünü silmeye çalışırken aynı zamanda bir şeyler homurdanıyordu.

"Kaptan olmaya uygun değilsin sen," dedi hoca ama bunu, bana diyemezdi. "Daha önce de uyardım, takım arkadaşlarına düzgün davran dedim."

"Uygunum," dedim sakinlikle. "Kaptan olmaya uygunum."

"Uygun falan değilsin," diye bağırdı. "Arkadaşının şu hâline bak, su dökmek ne demek oluyor?"

"Ama o de-..."

"Ne olursa olsun bunu yapamazsın. Kaptan, Seda olsun."

"Ne?" dedim şaşkınlıkla. Fısıltı gibi çıkmıştı sesim.

"Duydun, senden iyi toplar takımı. Daha iyi yönetir. Sen de bu sürede gerginliğini at biraz."

"Ama be-..."

"Duydun. Bu iş, bu sinirle yürümez. Voleybol takım oyunudur."

Gözlerim dolarken çantamı alarak spor salonundan çıktım, kızlar tuvaletine girdim. Seda'nın kaptan olduğu yerde ben oynamazdım, kaptanlık uğruna beni sakatlamaya çalışan kızın gözlerimin içine baka baka kaptanlık yapmasına izin vermezdim.

Zaten hayat da kitaplardaki klişeleri sunmazdı. Ne bekliyordum ki? Gelip aferin demesini mi? Tabii ki bağıracaktım ve ben haksız olacaktım...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro